Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/821 E. 2020/558 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/821 Esas
KARAR NO : 2020/558
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 13.04.2016 tarihinde davalılardan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın kaldırımda bulunan davacıya çarparak yerde sürüklenmesi ve aracın ayaklarının üzerinden geçmesi şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve kalıcı iş gücü kaybı oluştuğunu, davacının geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 100TL, halıcı hasar ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 100TL, bakıcı masrafı için 50TL, hastaneye gidiş gelişleri için oluşan yol masrafları nedeniyle 50TL olmak üzere toplamda 300TL maddi tazminat ile 15.000TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ayakkabı’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın ZMMS ile sigortalı olduğunu ve poliçede teminat limitinin kişi başı 310.000TL olduğunu, sigortalının kusurlu olması halinde sigorta şirketinin sorumluluğu olduğundan kusur tespiti yapılmasını, tedavi masraflarının 01.06.2015 tarihli karayolları motorlu araçlar zmms genel şartları kapsamında poliçe teminatı kapsamından çıkartıldığını, tedavi taleplerinin mağdurun Sgk’lı olup olmaması önemsenmeksizin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, geçici işgöremezliğe ilişkin talebinin reddini, davalı şirket temerrüde düşmediğinden yasal faizin dava tarihinden itibaren işletilmesini, yargılama ve vekalet giderinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Tic.Ltd.Şti. vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa zararlarının giderimi yönünde öneride bulunduğu halde kabul etmediğini ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu, kaza anından itibaren davalı şirketin davacının yanında olarak yaşadığı elemi paylaştığını bu nedenle manevi tazminat talebinin haksız olup reddini, yargılama ve vekalet giderinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’e usulüne uygun tebligat yapıldığı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER
1-… Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/… Esas sayılı dosyası
2-Poliçe,hasar dosyası
3-Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastane evrakları
4-SGK yazı cevabı
5-Tarafların ekonomik sosyal durum araştırması
6- Emsal ücrete ilişkin müzekkere cevapları
7-Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu
8-Adli Tıp Kurumu kusur raporu
9- Aktüerya bilirkişi raporu
10-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, … 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Manevi tazminat ise; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Aktüerya raporlarında ise olay tarihine göre; kaza tarihi 01/06/2015 tarihinden sonra olması halinde TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak genel şartlarda belirtilen hesaplama yöntemine göre hesaplama yapılması gerekirken, 01/06/2015 tarihinden öncekilerde PMF 1931 yaşam tablosunun kullanılarak progresif rant formulüne göre hesap yapılması gerekmektedir.
Davacının genel şartların uygulanma tarihine ilişkin itirazları yönünden ise Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği, 26/04/2016 tarihinden itibaren değil, Genel Şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacaktır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 11.04.2016 tarihli kaza nedeniyle sanık … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan dava açıldığı, mahkemece alınan 27/02/2018 tarihli adli tıp raporunda sürücü …’in asli kusurlu, yaya …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğu, 21.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda sanık sürücünün 2.derece, müşteki yayanın 1.derece kusurlu bulunduğunun bildirildiği, dosya kapsamında gerekçeli karar bulunmadığı görülmüştür.
SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 13/05/2019 tarihli cevabi yazısının incelenmesinde; …’ın hizmet dökümünün gönderildiği, aktif olarak herhangi bir emekli aylığı almadığının bildirildiği görülmüştür.
…İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; davacının ekonomik sosyal durum araştırmasının yapıldığı, davacının kaza tarihi itibariyle çalışmadığının, eşine ait evde ikamet ettiğinin, eşinin emekli maaşı ile geçindiğinin bildirildiği görülmüştür.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabı yazısının incelenmesinde; davalının ekonomik sosyal durum araştırmasının yapıldığı, davalının kaza tarihi itibariyle şoför olduğunun, kirada oturduğunun kira giderinin 850,00-TL olduğunun, aylık gelirinin 2.000,00-TL olduğunun, 2 çocuğu bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; …’ın 13.04.2016 tarihli aylık kazancına dair kayıt bulunmadığı, davacıya dava konusu trafik kazası nedeniyle ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; poliçe tarihinin 02.04.2016-02.04.2017 tarihleri arasını kapsadığı, kazanın13/04/2016 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle davalı şirketin sorumluluğunun olduğu, davacı vekilin 02/06/2016 tarihli dilekçesi ile sorumlu sigorta şirketinden trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi zararın tanziminin talep edildiği, hasar dosyası kapsamına göre herhangi bir ödeme belgesi veya cevabi yazı bulunmadığı görüldü.
Adli Tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapordan özetle; davalı sürücü …’in %80 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın %20 kusurlu olduğu kanaatini bildirmişlerdir.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan maluliyet raporunda özetle; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre, meslekte kazanma gücü kaybı oranının %4 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 1 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 03/03/2020 tarihli 5 sayfadan ibaret rapordan özetle; 13.04.2016 tarihinde meydana trafik kazasında davalıların %80 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın; asgari ücrete göre geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 3.122.38TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 16.669,61TL olduğu; Emsal ücrete göre taleple bağlı kalınarak geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 5.994,96TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait %4 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 24.906,70 TL olduğu, manevi tazminat talepleri sigorta poliçesi kapsamına olmayıp, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik dönemin için belirlenen maddi zararlarının her iki seçenekte de poliçe limitleri içinde kaldığı, davacının bakıcı gideri zararı 941,97 TL. olup, yeni poliçe genel şartlarına göre geçici bakıcı gideri zararından davalıların sorumlu olup olmayacağına ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, başvuru tarihine göre sigorta şirketi bakımından temerrüt 17.06.2016 tarihinde gerçekleşmiş olup, diğer davalılar bakımından temerrüdün 13.04.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Bedel artırım dilekçesi; davacı vekili 10.07.2020 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu arttırarak 20.783,96TL’ye yükselttiklerini bildirmiş, dilekçesi davalılara vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 2016/… Esas 2019/… Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 13.04.2016 tarihinde yay olan davacıya, davalı …’in sürücü, davalı şirketin malik, sigortacının ZMMS kapsamında sorumlu olduğu aracın çarptığı, davacının malul kaldığı, davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı, davacının eldeki davayı açtığı, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandığı, dosyanın kusur raporu alınmak üzere Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda davacının % 20 dava …’in %80 kusurlu olduğunun bildirildiği, alınan maluliyet raporunun ise yönetmeliğe uygun olduğu, davacının maluliyetinin belirlendiği, dosyanın aktüerya raporu alınmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdii edildiği, bilirkişi raporunun kaza tarihi esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre düzenlendiği, davacının tazminat talep edebileceği, davacının gelir hesabının belgelendirilmiş ve vergilendirilmiş geliri bulunmadığı ve SGK kayıtları esas alınarak asgari ücret üzerinden yapıldığı, davacının her ne kadar dava dilekçesinde lojistik işinde çalıştığı iddiası olsa da alınan aktüerya raporuna itirazında asgari ücreti kabul ettiği, kaldı ki kolluk raporunda davacının çalışmadığının bildirdiği, rapor doğrultusunda talebini artırdığı, talep artırım dilekçesinde faizi dava tarihinden itibaren talep ettiği, mahkememizce talep ile bağlı kalarak faize dava tarihinden itibaren hükmedildiği, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı, davalı malikin tacir olup aracın ticari olması nedeniyle dava tarihinden itibaren alacağın tamamına avans faiz işletilmesi gerektiği, davacının yol gideri talebi yönünden Mahkememizce 8. Celse sorulduğu, davacı vekilinin hastanelerden bilgi ve belge toplanılması istemediği, dosya kapsamına göre karar verilmesini talep ettiği, her ne kadar yol gideri olarak 50,00-TL üzerinden talep edilmiş ve hayatın olağan akışı doğrultusunda uygun olsa da davanın belirsiz alacak davası olduğu, davacının davasını ispatlaması gerektiği, mevcut dosya kapsamına göre yol gideri talebi yönünden davanın ispatlanamadığı, davacının manevi tazminat talebi yönünden davacının kusur oranı tarafların ekonomik sosyal durumu ve maluliyet oranı nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.122,38-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 16.669,61- TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 941,97-TL bakıcı giderinin davalı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihi itibari ile alınması gereken 1.416,33TL harçtan, peşin alınan 127,26TL (52,26TLpeşin+75,00TLıslah) harç mahsup edilerek kalan 1.289,07-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacının manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihi itibari ile alınması gereken 54,40-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 52,26TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı ve 75,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 156,46-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre maddi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kabul-red oranına göre maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Kabul-red oranına göre manevi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Kabul-red oranına göre manevi tazminat yönüden davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinnin 13/3 maddesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 1.781,38-TL yargılama gideri 564,50-TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam 2.345,88-TL’nin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 2.340,22-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Yargılama kapsamında alınan ATK fatura bedeli toplam 846,50 TL’nin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 844,45-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, 2,00-TL’nin davacıdan tahsili ile ilgili Kurum hesabına yatırılmasına,
12-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip … Hakim …
e-imza e-imza