Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/790 E. 2019/1278 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2016/790
KARAR NO :2019/1278
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili, Mahkememize tevzi edilen davadan özetle, Davacı banka ile dava dışı … Gıda İnşaat Taahhüt Turizm Sanayi Ticaret Ltd. Şirketi ve davalı … arasında sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğunu, bu ilişkinin 3 adet sözleşmeden kaynaklandığını, birinci sözleşmenin; davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şirketi arasında imzalanan 62.500 TL. Kredi limitli Kredi Genel Sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin 79.108,49 TL. Kefalet limiti ile davalı … ve Turan Kozan tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, ikinci sözleşmenin; davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şirketi arasında imzalanan 15/07/2003 tarihli 15.000 TL. Limitli Kredili Bankomat 724 Kredi Sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin 2. Garantör sıfatıyla davalı … tarafından imzalandığını, üçüncü sözleşmenin; davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şirketi arasında imzalanan 15/07/2003 tarihli, 15.000.000.000 TL. (eski) limitli Gerçek Kişiler İçin Bireysel Ürün ve Hizmet Paketi Başvuru Formu ve Sözleşmesi olduğunu, ancak bu sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine, davacı banka tarafından dava dışı asıl kredi borçlusu ile sözleşme borçlusu …’e … Noterliği kanalıyla ihtarname gönderildiğini ve 30/03/2005 tarihi itibariyle 32.330,90 YTL. Tutarlı kredi borcunun ödenmesinin talep edildiğini, bu ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle de kredi borcluları hakkında 24/05/2005 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, borçlular tarafından yapılan itiraz sonucunda ise takibin durduğunu, bu nedenle … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali konulu davanın görüldüğünü, yapılan yargılama sonucunda … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar numaralı ilamının verildiğini, ancak Yargıtay tarafından, dava dilekçesi ve duruşma gününün 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine uygun yapılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozduğunu, ardından dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesine devam olunduğunu,dosyanın yargılama sürecinde bilirkişiye gidip geldiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin, yeni adliye yapılanması kapsamında kapatıldığını, bu nedenle yargılamanın sürdürüldüğünü, bu aşamadan sonra 6 celsenin geçtiğini, süreç içerisindeki iletişimsizlik nedeniyle tebligatların alınamadığını ve dosyanın mazeretsiz olarak takipsiz bırakıldığını, sonunda davanın HMK 150/5 maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bununla ilgili gerekçeli kararın 29/04/2016 tarihinde tebliğ edilmesi ile durumun fark edildiğini, dava takipsiz bırakılmadan önceki son aşamada düznelenmiş bulunan 23/02/2015 tarihli Ek Bilirkişi Raporunun dosyaya sunulduğunu, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada, bilirkişi heyetinin kendi lehine görüş bildirdiğini, bilirkişilerin 23/09/2014 tarihinde hazırlamış oldukları bilirkişi raporuna 23/02/2015 tarihli ek bilirkişi raporu ile teyit mahiyetinde bir rapor hazırladıklarını, buna göre açılmamış sayılan davanın gelinen son aşamasında müvekkili bankanın 30/03/2015 tarihi itibariyle 47.479,25 TL. Alacaklı olduğunu açıkça ortaya koyduklarını, bu nedenle taraflarınca harca esas değer olarak 47.479,25 TL’nin baz alındığını, zira 24/05/2005 tarihi için belirlenmiş bu tutarın, günümüzde ilgili kredi sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanacak faizle ne kadarlık bir tutar edeceğinin hesabının uzmanlık gerektirdiğini, bu nedenle kendileri tarafından böyle teknik bir faiz hesaplamasının yapılamadığını, açıklanan nedenlerle; tahkikat artırılmak üzere asgari 39.453,40 TL’lik borcun, bilirkişi raporları ile sabit olduğu üzere, borçlunun temerrüt tarihi olan 30/03/2005 tarihinden itibaren bilirkişi marifetiyle hesaplanacak %90 oranındaki temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası,
2-… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası,
3-Davacının ticari defter ve kayıtları,
4-Bilirkişi raporu,
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın ödenmemesi üzerine davalı kefil aleyhine açılan alacak davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununu 484. maddesi ile kefalet sözleşmesi “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır” denilmek sureti ile kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekle tabi olması ve sözleşmede kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın gösterilmesi, zorunlu unsurlar olarak gösterilmiştir.
818 sayılı BK’nın 113 maddesinde;”Asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer ‘i haklar dahi sak ıt olur.” düzenlemesinin bulunduğu ,
818 sayılı BK’nın kefalete ilişkin 492.maddesinde ise “Asıl borç, her hangi bir sebeple sakıt olunca kefil beri olur” şeklinde asıl borç sona erdiğinde kefilin sorumluluğununda sona ereceğinin belirtildiği , BK 497.madde uyarınca kefilin, asıl borçluya ait bütün defileri alacaklıya karşı dermeyan etmek hakkınına haiz olduğunun düzenlendiği görülmektedir.
Davacı tarafından daha önce aynı borca ilişkin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığı davanın 15/02/2016 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı yasanın 150. Maddesinde davanın açılmamış sayılması düzenlenmiştir. Davanın açılmamış sayılması kararı temyizi kabil niteliktedir. Ancak, derdestlik yönünden kararının temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek yoktur. Burada davaların takipsiz bırakılmasını önlemek amacı güdülmüştür. Bu itibarla, davanın taraflarca takip edilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ilişkin oluşan tüm yasal hüküm ve sonuçlar başkaca bir işleme bağlı olmadan doğrudan doğruya yürürlük kazanır. Derdestlik, dosyanın işlemden kaldırılması tarihinden 3 aylık süre ile sınırlı olmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Ancak bu hükümler davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkar ve derdest olmaktan çıkar. Zamanaşımını kesme etkisi dahi sona erer. (Hukuk Genel Kurulu’nun 18.09.1996 tarih E:1996/19-461 – K:1996/607 sayılı kararı). Somut olayda davanın açılmamış sayılması kararı henüz eldeki dava açılmadan önce verildiğine, yasal hüküm ve sonuçları doğrudan yürürlük kazandığına göre derdestlikten söz edebilme olanağı bulunmayıp, dava tarihi itibariyle dava şartı noksanlığı bulunmamaktadır.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin dava dışı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalının 79.108,48-TL kefalet limiti ile kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, yine dava dışı şirket ile davacı arasında 15/07/2003 tarihli 15.000,00-TL bedelli sözleşmenin imzalandığı, davalı tarafından sözleşmenin 42. Sayfasında 2. Garantör olarak imzasının bulunduğu, bu hali ile davalının toplam sorumluluk bedelinin 94.108,50-TL olduğu görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … Noterliğinin 14/05/2005 Tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin dava dışı şirketin sözleşmedeki adresine 19/04/2005 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı kefilin sözleşmedeki adresine 03/05/2005 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere bir gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle 05/05/2005 olduğu görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişinin 13/05/2019 tarihli, 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; “… Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas dosyası nezdinde yapılan yargılama sonucunda 10/03/2008 tarihinde verilen 2007/131 sayılı ilamda özetle; İtirazın kısmen iptaline, takibin 48.211,79 TL. Üzerinden 39.490,40 YTL. Asıl alacağı takip tarihinden itibaren %75 temerrüt faizi ve BSMV işletilerek (ödeme emrindeki KKDF isteminin çıkartılarak) takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, şeklinde hükme ulaşıldığını, dosyaya sunulan 23/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacı bankanın davalı borçludan 24/05/2005 tarihi itibariyle toplam 47.479,25 YTL. Alacaklı olduğunu, (bu alacağın ödeninceye kadar 39.453,40-YTL. Asıl alacak niteliğinde) ve 24/05/2005 takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 39.453,40-YTL asıl alacak tutarı üzerinden hesaplanacak %75 oranında temerrüt faizi ile bunun %5 BSMV tutarını talep edebileceği sonucuna ulaşıldığını bildiridiğini, bilirkişi incelemesi ile Bankomat kredi hesabının 15.037,24 TL. ve Taksitli ticari kredi hesabının 24.453,40 TL. Olmak üzere toplam kerdi alacağının 39.490,40 TL. Olduğunu, davacı banka tarafından dava konusu kredilerden bankomat 7/24 kredi hesap eksteresinde akdi faizin yıllık %54, taksitli ticari kerdi ödeme tablosunda ise temerrüt faiz oranının %90 olarak belirtildiği görüldüğünü, öte yandan, dosyada bankanın fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranı ya da, T.C. Merkez Bankasına bildirmiş olan uygulanabilecek en yüksek cari faiz oranlarına yönelik bir bilgi yer almamakta olduğunu, ancak, bidayette dava dosyasına konu edilen icra takibinde davacının takip konusu alacakları için %75 oranından temerrüt faizini talep ettiğini, bu nedenle davacı bankanın temerrüt tarihinden dava tarihine kadar temerrüt faizi hesabında da bu oranın dikkate alındığını, davalı takip borçlusu … 05/05/2005 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü, hesap kat tarihi itibariyle davacı bankanın asıl alacak tuturanın ise 39.490,40 TL. Olarak tespit edildiğini, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz (15.037,24-TL tutarlı bankomat kredisi için uygulanan akdi faiz oranı %54, 24.453,40-TL tutarlı taksitli ticari kredi/tüketici kredisi için uygulanan akdi faiz oranı %45 dikkate alınmıştır) ) temerrüt tarihinden itibaren dava tarihine kadar %75 temerrüt faizi üzerinden hesaplama yapıldığı, yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, bilirkişilikçe davacı bankanın, dava tarihi (23/05/2016) itibariyle davalıdan talep edebileceği toplam alacağının 407.880,05 TL. olarak hesaplandığı, ancak davalının kredi sözleşmelerindeki toplam kefalet limitinin 94.108,50 TL. olduğu dikkate alındığında, TBK 589. maddesine göre, sorumluluk kapsamının hukuki takdir ve değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Davacı tarafından 24/05/2019 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırarak 94.108,50-TL’ ye yükseltmiş ve eksik harcı ikmal etmiştir. Mahkememizce talep artırım dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı ile dava dışı şirket arasında sözleşmeler imzaladığı, davalının bu sözleşmelere kefil olduğu, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davalı kefilin kefalet şekil şartını sağladığı,davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıya sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefile başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, kefilin mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalının 39.490,64-TL asıl alacak, 350.942,68-TL faizi, 17.446,73-TL BSMV olmak üzere toplam 407.880,05-TL alacaklı olduğu, davacının talebi ve kefalet miktarı ile bağlı kalınarak kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 39.490,00.-TL asıl alacak, 1.912,41 -TL işlemiş akdi faiz, 95.62-TL BSMV, 52.609,83-TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 94,108,50-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağa temerrüt tarihi olan 05/05/2005 tarihinden itibaren %90 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 6.428,55-TL harçtan peşin alınan 673,77-TL harcı ile 934,00-TL ıslah harcının mahsubu ile, bakiye 4.802,78-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 10.278,68-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 1.805,10-TL yargılama gideri, 29,20-TL başvuru ve 934,00-TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır