Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/787 E. 2019/986 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/787 Esas
KARAR NO : 2019/986
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2016
KARAR TARİHİ : 09/10/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, Müvekkili banka ile davalı asıl borçlu ile kefil arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında nakdi krediler ve çek taahhüt kredisi kullandırıldığını, borçların ödenmemesi üzerine … Noterliğinin … yevmiye sayılı 01/12/2015 günlü ihtarname ile hesabın katedildiğini, başlatılan takibe borçluların haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve takibin devamına, asgari %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar davaya yanıt vermemiş olup, borçlular vekili borca süresi içerisinde yapmış olduğu itirazında ödeme emrinde hangi ilişkiye dayalı olarak ödeme istendiğini belli olmadığını, somut belli bir borcun bulunmadığını ileri sürerek takibi durdurmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, genel kredi sözleşmesinden doğan ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 15/12/2014 tarihli 300.000,00-TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan … ‘in şirket ortağı olarak müteselsil kefil sıfatıyla 300.000,00-TL limite kadar sorumluluğunun ve imzasının bulunduğu, sözleşmeye istinaden davalı borçluya Rotatif Kredi ve Spot Kredi, Şirket Kredi Kartı Ve çek Taahhüt kredisi kullandırıldığı, davacı banka tarafından borçların geri ödemesinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle 01/12/2015 tarihi itibariyle hesabın kat edildiği görülmüştür. Ayrıca bir kısım iade edilmeyen çek yaprakları yönünden toplam 9.600,00-TL gayri nakit riskin devam ettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 21.1 maddesi uyarınca hesabın kat edilmesi ile birlikte cari usulde işleyen kredilerde müşteri tarafından borcun tamamın kapatılmasına kadar temerrüt faizi ödeneceği kararlaştırılmıştır.
İhtarnamenin davalı borçlu ile davalı kefile 04/12/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ihtarnamede tanınmış 24 saatlik müddetin sonunda 06/12/2015 tarihi itibariyle davalıların temerrüte düştüğü takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizine bankanın hak kazandığı sabittir.
Kat tarihi itibariyle her bir nakdi kredi kalemi yönünden ilgili kredi türüne göre tatbik olunan akdi faiz oranları hesaplanarak ana paraya eklenmiştir. Bu faize %5 BSMV de işletilmiştir. Yukarıda tespit edilen temerrüt tarihinden takip tarihine kadar ise temerrüt ilgili faizlerinin hesaplanmasında herhangi bir usule aykırılık görülmemiştir.
Kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerekmektedir. Buna göre kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi gereğince kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığı aranmaktadır. Kefil yalnızca kefalet limiti ve ayrıca varsa kendi temerrüdü ve hukuki sonuçları ile bağlı olacaktır. Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceğinden belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacaktır. Bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunmakla birlikte kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerekmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2018/19-689 esas, 2018/1624 karar sayılı, 06/11/2018 tarihli emsal içtihadı) Eldeki kredi sözleşmesinde ise, gayri nakdi kredilerden de kefilin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğundan ödenmeyen çek depo bedellerinden de davalı kefilin sorumlu tutulması gerekmiştir.
TBK’nın 100. maddesine göre davadan evvel takipten sonraki ödemeler ödeme tarihine değin işlemiş faizleri ile birlikte hesaplanıp 30.100,00-TL olarak asıl alacaktan mahsup edilmiştir. Bakiye alacak 35.725,97-TL olarak tespit edilmiştir. Davadan sonra da iki adet karşılıksız kalan çek yaprağı için hamiline yapılan 2.490,00-TL ödeme infazda nazara alınacağından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazların İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile 35.725,97-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 Temerrüt faizi ile faizin %5 BSMV’si ile davalılardan tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine; gayri nakdi depo talebi olarak çek yaprağı asgari sorumluluk bedeli açısından davadan sonra yapılan 2.490,00-TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına,
2-Alacak takipten ve davadan önce belirlenebilir nitelikte olduğundan nakdi bedel üzerinden hesap olunan %20 inkar tazminatı 7.145,19-TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.440,44-TL harçtan peşin alınan ve icra veznesine yatan toplam 782,60-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.657,84 -TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 465,92-TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 495,12- TL’den ibaret harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.279,86-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 201,40-TL posta ve tebligat masrafı, 800,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.101,40-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 858,70-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*