Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/780 E. 2020/99 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/780 Esas
KARAR NO : 2020/99
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/07/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibi ile icra takibine girişildiğini, takibin davalıların itirazları nedeni ile durdurulduğunu, davalıların işbu haksız ve dayanaksız itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep ettiklerini, müvekkilinin dava dışı … A.Ş. ile davalılardan … hizmetleri A Ş. arasında imzalanan sözleşme ile kiralanan … plaka sayılı aracın kullanımı esnasında trafik kazasına karıştığını, kazada müvekkilinin alkollü bulunduğundan bahisle kaza nedeni ile 3. şahıslara yapılan ödemenin davalılarca tazmin edilmediğini, ancak kazada müvekkilinin belirtilen oranda alkollü bulunmadığı bilahare adli tıp ve kazanın alkolün etkisiyle meydana gelmediğinin anlaşıldığını, neticeten müvekkilince yapılan ödemelerin tazmini konusunda dava dışı … A Ş. temlikname tanzim ettiğini, sözleşmeden kaynaklanan hak ve alacaklarını müvekkiline devrettiğini, bu kapsamda davalılar aleyhine icra takibine girişildiğini, davalılardan … Sigorta A.Ş ’nin herhangi bir gerekçe göstermeksizin takibe itiraz ettiğini, davalılardan …’nin sigorta şirketinin tazmin talebini reddettiğinden ve dava dışı … A.Ş. şirketinin işleten olarak sorumlu bulunduğundan bahisle takibe itiraz ettiğini” belirterek; fazlaya ve sair hususlara ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin 19.000,- TL üzerinden işleyecek faizi ile birlikte devamına, davalıların haksız itiraz nedeni ile % 20′ den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, ücreti vekâlet ve yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket …ye ait ve alacağın temlik eden … AŞ tarafından kiralanarak işletilen … plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle davacı tarafından müvekkil şirket hakkında …. İcra Müdürlüğümün … E. Dosyasından icra takibi başlatıldığını, itirazları üzerine huzurdaki dava açıldığını, davacının davasına dayanak olarak gösterdiği, dava dilekçesi ekinde gönderilen belgelerde davacının alkolsüz olduğu ve kusurunun bulunmadığı yönünde bir belge tespit edilemediğini, davacının dilekçesi de açık ve ayrıntılı olmadığından neye dayanarak müvekkilinin sorumlu bulunduğu hususunun aydınlatılması gerektiğini, deliller arasında yer alan adli tıp raporunun şu haliyle davaya dayanak oluşturmadığından kabulünün mümkün olmadığını, itiraz edilen takibe konu … plakalı aracın müvekkil …. Hiz. AŞ tarafından 14.09.2011 tarihli Ek Kontrat -… nolu ek kontrat ile … AŞ’ne kiralandığını ve araç kiracıya 14.09.2011 tarihinde teslim tutanağı ile birlikte teslim edildiğini, aracın, her türlü kirasının kiracıya ait olduğu gibi zilyetliği ve fiili hakimiyetinin de kanun gereği kiracıda olduğunu, sözleşmenin “kiracının yükümlülükleri” başlıklı 7.4. maddesi “kiralananın veya onun kullanılmasının kiracıya, 3. şahıslara ve çevreye verdiği zararlardan kiralayanın sorumlu olmadığının” hükme bağlandığını, kaza neticesinde ortaya çıkan hasardan sorumlu olan kiracı şirket … AŞ tarafından, davacının alkollü olmadığının tesbiti sebebiyle alacağın temlikine ilişkin temlikname düzenlendiğini, ancak burada davacının işleten sıfatı bulunmayan şirketi hasım göstermesi hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline ait aracı kiralayan şirket işleten sıfatına haiz olduğundan sürücü …’nin alkollü olup olmamasının müvekkili şirketi bağlamayacağını, kaza neticesinde bir sorumluluk bulunması halinde sorumluluğun kasko-sigorta şirketleri dışında, kiracı … AŞ’de olacakken kiracı firmanın alacağım temlik etmesinin hukuken hiçbir anlam ifade etmediğini belirterek; davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine. masraflar ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin KTK ilgili hükümleri “gereği yalnızca sigorta ettiren (işleten) in sorumluluğunu teminat altına aldığını, ancak dava konusu olayda, davacı tarafından dava dilekçesinde yer alan ifadelerde belirtildiği üzere aracın kiralanmış olduğunu, sigorta sözleşmesinin tarafının … olduğunu, ancak aracın ne süreyle ile ne şekilde kiralandığının tespiti gerektiğini, nitekim kiralama sonucu işleten sıfatının yitirilmiş olacağından, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanın, karşı araçta meydana gelen hasar nedeniyle ödediğini iddia ettiği 19.000,00 TL nedeniyle …. İcra Müdürlüğü … E. numaralı dosya ile icra takibine geçtiğini, taraflarının itiraz edildiğini, davacı vekilince işbu itirazın iptali davasının ikame edildiğini, davacı …’nin, müvekkili şirkete icra takibinde bulunarak karşı araçta meydana gelen hasarın rücuen tahsilini talep ettiğini, müvekkili şirketin ZMSS kapsamında ödediği tazminatlarının, zarara neden olan sigorta ettirenden, halifiyet prensibi gereğince rücu imkanı olduğunu, ZMSS Genel Şartları B.4-c hükmünde belirtilen “c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü İçki almış kişilerce veva aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” düzenlemesi gereği işbu davaya konu tazminat miktarı ödenirse müvekkil sigorta şirketinin rücu alacağı doğacağını, ödenen tazminatın davacıdan tahsili gerekeceği için alacaklı ve borçlu sıfatları birleşmiş olacağını, davacının, kaza tespit tutanağında belirtilenin aksine, alkollü olmadığını beyan ettiğini ve Adli Tıp Kurumu ‘ndan bu hususta rapor alınmasını talep ettiğini, raporun celbini talep etmekle birlikte kaza anından itibaren Adli Tıp’a gönderilen kan örneğinin alınması arasında geçen vakit nedeniyle ATK raporunun gerçeği yansıtmadığından rapora itirazları olduğunu, dava konusu olayda kusur dağılımı tespit edildikten sonra, maddi tazminat taleplerinin netleştirilebilmesi için bilirkişiden hasar raporu alınması gerekeceğini” belirterek; haksız ve mesnetsiz davanın esasa girmeden zamanaşımı ve husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, esasa girilmesi halinde dava kabul edilmesi durumunda alacaklı ve borçlu sıfatının birleşeceğinden davanın reddine, aksi halde sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından reddine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacıya yüklet il meşine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Poliçe ve hasar dosyası,
2-… Asliye Ceza Mahkemesince alınan ATK raporu,
3-Bilirkişi raporu,
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava meydana gelen trafik kazasında hasara uğrayan aracın hasar bedelinin temlik alan davacının davalı sigorta şirketinden ve davalı kiralayan malikten tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Araç hasar bedelinden, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, hasar bedeli alacağın sorumluların tamamından talep edebilecektir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır.
Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; dava dışı kiracı ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı kiracının aracının hasara uğraması ve dava dışı karşı aracın hasara uğraması nedeni ile talep edebileceği alacağını davacıya temlik edilmiştir. Bu durumda dava dışı kiracının hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi ile alan davacı, taraf sıfatını kazanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında 19.000,00-TL asıl alacak olarak takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı …’ya 07/12/2015 tarihinde davalı sigortaya 10/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde … 10/12/2015, sigorta 16/12/2015 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
İbranamenin incelenmesinde; dava dışı karşı araç malik ve sürücüsü tarafından … plakalı aracın 12/04/2014 tarihinde meydana gelen kazada 17/04/2014 tarihinde 19.000,00-TL bedel karşılığında ibra ettikleri görülmüştür.
Temlik Sözleşmesinin incelenmesinde; dava dışı araç sürücüsü … A.Ş. Tarafından dava konusu … plakalı aracın 12/04/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tüm alacaklarını davacıya 01/12/2015 tarihinde temlik ettiği görülmüştür.
… Sigorta hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; … plakalı arac maliki kiralayan …’nin 12/09/2013 – 12/09/2014 tarihleri arasında davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, görülmüştür.
… Sigorta poliçesinin incelenmesinde; kazaya karışan … plakalı arac maliki dava dışı … ‘un 28/07/2013 – 28/07/2014 tarihleri arasında … sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, görülmüştür.
Ceza Dosyasının ATK raporunun incelenmesinde; 06/05/2016 tarihli … Adli Tıp İhtisas Kurulu Raporunda; …’nin alkol oranın 0,77 promil olduğu, ancak sürücünün ilgili muayeneler yaptırılmadığından emniyetli bir şekilde araç sevk idare edip edemeyeceği hususunun mevcut verilerle tespit edilemediği mütalaa edilmiştir.
Uzun Dönemli Araç Kiralama Sözleşmesi’nin incelenmesinde; davalı … ile dava dışı temlik eden … A.Ş. Arasında 30/01/2010 tarihinde imzalandığı, aracın 14/09/2011 tarihinde teslim edildiği, kiralama süresinin 47 ay olduğu görülmüştür.
Makine yüksek mühendisi, nöroloji uzmanı ve sigorta uzmanı bilirkişi heyetinden oluşan heyetten alınan 27/12/2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporda özetle; … plakalı araç sürücüsü … 12/04/2014 tarihinde saat 17:10 da yaptığı kaza anında 0,77 promil (yani 0,31 ile 1,00 promil arasında) alkollü olduğu, alkol düzeyinde bireysel farklılıklar nedeniyle alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediğini tespit için doktor muayene raporu gerekeceği, Dosyada …’ye ait kaza anındaki sürüş yeteneğini belirleyebilecek olan nörolojik, oftalmolojik ve detaylı dahili muayene bulgularını belirten doktor muayene raporu olmadığı, Ayrıca dosyada alkolün dışa vuran belirtilerini tanımlayan (alkol kokusu, hal ve davranışı, konuşma bozukluğu, denge ve yürüyüş bozukluğu, sızma vb, ); düzenlenmiş alkollü araç kullanan sürücü gözlem formu, trafik kazası tespit tutanağında alkolün dışa vuran belirtileri İle ilgili herhangi bir not ile alkolün dışa vuran belirtilerini ifade eden tanık beyanı olmadığı, Bu durumda emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceği hususu mevcut verilerle tespit edilemediği, Sürücü …’ nin kaza anında güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olduğu söylenemediğinden ayrıca alkolsüz sürücülerin de bir anlık dikkatsizlik sonucu % 100 tam ve asli kusurlu olarak bu nitelikte kaza yapabildikleri dikkate alındığında kazanın alkole ve münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiğinin söylenemeyeceği belirtir sonuçla; Meydana gelen trafik kazasında; … plakalı araç sürücüsü …’nin % 100 (yüzde yüz) oranında kusuru olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’un kusurunun olmadığı, … plakalı araç sürücüsü … kaza anında 0,77 promil alkollü olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ nin kaza anında alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğinin söylenemeyeceği, … plakalı araç sürücüsü …’ nin kaza anında güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği söylenemediğinden kazanın alkole ve münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediği şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 12/04/2014 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın kazaya karıştığı, kazada davacının dava konusu … plakalı aracın sürücüsü olduğu, dava konusu aracın davalı … tarafından dava dışı temlik eden … A.Ş’ye kiralandığı, kaza sonrasında sürücü tarafından her iki aracın da zararı giderildiği, davacının tüm hasar bedellerini gidermesinin akabinde kiracı tarafından tüm hak ve alacakların yazılı temlik sözleşmesi ile davacı sürücüye temlik ettiği, bu kapsamda temliğin geçerli olduğu görülmüştür. Davalı kiralayanın uzun süreli araç kiralaması nedeniyle 2918 sayılı KTK’nun 85. maddesi kapsamında işleten sıfatının kalmadığından trafik kazası nedeniyle davalı … A. Ş.’ye husumet yöneltilemeyeceği gibi davacının davalı …’dan alacak talebinin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Dava konusu kazada temlik alan sürücü davacının aracı alkolü olarak kullandığı sabit olmakla birlikte, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve ceza dosyasında alınan ATK raporunda kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilememektedir. Ancak kusur raporuyla davacının her durumda yani alkolün etkisinde olmasa dahi %100 kusurlu olduğunun tespit edilmiştir. Bu halde davalı sigorta tarafından ödeme yapılsa dahi davacıya kusur oranında rücu edeceği ve kusurun %100 olduğu, bu halde alacaklı ve borçlu sıfatının birleşeceği ve TBK’nın 135/1 maddesi uyarınca borcun sona ereceği açık olup davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın, peşin alınan 229,48-TL harçtan mahsubu ile bakiye 175,08-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı …tarafından yapılan 27,10-TL’nin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza