Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/770 E. 2020/810 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/770 Esas
KARAR NO : 2020/810
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2016
KARAR TARİHİ : 07/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacı …’in … /Şişli İstanbul adresinde bulunan 76 dairelik otoparklı iki blok halindeki inşaatı yapmak üzere davalı şirketlerle anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca müvekkilinin 76 dairede plastik temiz ve pis su tesisatının, yangın tesisatının kurulumu ve yeni kat istasyonu montajını yaptığını, muhataplarla tüm bu işlemler için daire başı 2.150,00-TL olarak anlaştıklarını, müvekkilinin davalılardan kendi hak edişini alamadığı gibi, beraberinde çalıştırdığı 6 kişinin yemek bedellerini, ulaşım masraflarını da kendi karşıladığını bu çalışanların yemek bedellerinin 11.700,00TL, ulaşım masraflarının ise 27.400,00TL olduğunu, muhatapların müvekkiline ödemesi gereken bedelin 202.500,00TL olduğunu, muhatapların müvekkiline sadece 97.000,00TL ödediklerini bakiye alacağının 105.500,00 TL olduğunu, davalı şirketleri defalarca aramalarına rağmen müvekkiline herhangi bir ödemede bulunulmadığını, müvekkilinin iş bu alacağını tahsil etmek için ….Noterliği’nin 21.03.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilmiş olduğunu, davalılar tarafından olumlu bir geri dönüşün yapılmadığını, müvekkilinin mağduriyetinin devam ettiğini beyan ederek müvekkilinin … /Şişli İstanbul adresinde bulunan 76 dairelik otoparklı iki blok halindeki inşaatta bulunan 76 dairede plastik temiz ve pis su tesisatı, yangın tesisatının kurulumu ve yeni kat istasyonu montajından kaynaklı 105.500,00TL alacağının işin bitimi olan 15.03.2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan … ve Tic Ltd Şti’nin vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni reddinin gerektiğini, yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, esas yönünden müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir yazılı anlaşma olmadığını, iş bu inşaatta müvekkillerinin işçilerinin çalıştığını, muhatabın kendisinden beklenen hiçbir edimi yerine getirmediğini, haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, davacının tüm iddialarının mesnetsiz ve haksız olduğunu, toplam 97.000,00TL ödeme yapıldığını, muhatabın işin % 50 sini bile bitirmeden işi bıraktığını, işçilerine de ödeme yapmadığını, muhatabın inşaattaki işi daire başı 2.150,00-TL’ye değil 1.650,00-TL’ye aldığını, bu bedelin 76 daire ile çarpılması sonucu 125.400,00TL gibi bir rakam çıktığını, iş bu davada davacı tarafın alacak iddialarını haklı çıkaracak herhangi bir delil ortaya sunamadığını, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu … … Şantiyesi demontaj, montaj işleri başlıklı protokolde müvekkil şirket adına kimsenin bir imzasının bulunmadığını beyan ederek dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile reddine ve davacının hukuki mesnetten yoksun davasının reddini talep etmiştir.
Davalılardan … ve Tic A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesinde; husumet itirazları bulunduğunu, müvekkili şirketin … projesinde davacının yaptığını iddia ettiği plastik temiz ve pis su tesisatının, yangın tesisatının kurulumu ve diğer her türlü mekanik işlerin yapılması konusunda davalı … Ltd Şti. ile sözleşme akdedildiğini, işlerin … tarafından yapıldığını, müvekkil şirketin davacı ile herhangi bir ticari ve akdi ilişkisi olmadığını, bu sebeple davacıya yaptığı, herhangi bir ödemede olmadığını, tüm ödemelerin … Ltd.Şti’ye yapıldığını, davacının diğer davalı …’ten iş aldığının anlaşıldığını, bu durum karşısında davacının gerçekte bir hak ve alacağı var ise diğer davalı … Ltd.Şti. olduğunu beyan ederek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup 115. madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Bilindiği üzere; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki iş bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı ödenmeyen kısım için açılan alacak talebinden kaynaklandığı ,bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiği, 6100 sayılı TTK’nun 4 ve 5.maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, dosya içeriğinin incelenmesinde davalının tacir olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, davacının ticaret kayıtlarının tetkikinde … Kuruyemiş … olarak ticari işletme kaydı bulunmuş ise de firmanın ticareti terk ettiği 27.04.2011 tarihinde tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkin edildiği, taralar arasındaki uyuşmazlığın 2015-2016 yıllarına ait olduğu, mahkememizce davacı vekiline davacının tacir olduğuna ilişkin delillerini sunmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin mahkememiz huzurunda ki beyanın da davacının sözleşme ve dava tarihi itibariyle tacir olmadığını beyan ettiği, bu hali ile TTK 4.maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle davanın görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı olarak yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi ve 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3-6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
4-Yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece değerlendirilmesine
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 07/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır