Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/722 E. 2018/1168 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/722 Esas
KARAR NO : 2018/1168

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/07/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin davalı şirketin 5 ayrı şubesine irsaliyeli faturalar karşılığında ayrı ayrı mal satmış ve teslimini eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğunu, faturaların kaydının bulunduğu 5 ayrı cari hesap gereği de davalı şirketten toplamda 23.957,15 TL alacağı bulunduğunu, ödemelerin davalı tarafça yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla da 19.04.2016 tarihinde davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına itiraz ettiğini, icra takibinin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, Davacı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı ile başlatılan icra takibinden önce iddia konusu borca dair herhangi bir bildirim, ihtar vs. müvekkili şirkete yapılmadığını, başlatılan takibin haksız ve kötüniyetli olup, davalı olan müvekkilinin yapmış olduğu itiraz haklı ve hukuka aygun olduğunu, icra dosyasına taraflarınca yapılan itirazın haklılığının kabulü ile, işbu davanın reddini, davacı tarafından haksız ve kötüniyetle açılan işbu dava sebebiyle %20’den az olmamak üzere kaydı ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra Mahkememizce ön inceleme günü tayin edilmiş, taraflara tebliğ ile bildirilmiştir. Ön inceleme oturumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya satıp teslim ettiği mal bedelinin ödenmemesi nedeni ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemini konu alıp davalının yanıt dilekçesi ile davacıya borcu bulunmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği, buna göre davacının davalıdan takibe konu alacağı bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususlarında anlaşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunan taraflara tefhim, hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir.
Davacı yana, cari hesaba dayalı borcun dayandığı vakıaları açıklamak, şayet fatura düzenlenmiş ise faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediğini açıklamak, tebliğ edilmiş ise buna ilişkin belgeleri sunmak, tebliğ edilmemiş veya davalı tarafından iade edilmiş ise faturalara konu hizmetin verildiğine, malın teslim edildiğine, edimin ifa edildiğine dair delillerini sunmak, borcun doğumuna dayanak delillerini sunmak üzere aynı süre aynı ihtar ile verilmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde avacı tarafından davalı aleyhine, alacak açıklamasına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibi olup ödeme emrinin davalı borçluya 21/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun sunduğu dilekçesi ile takibe 28/04/2016 itiraz ettiği, itirazın alacaklı yana tebliğine dair takip dosyasında bilgi belge bulunmadığı görülmüştür.
6100 sayılı Yasanın 266.maddesi gereğince; iddia, savunma,sunulan deliller, faturalar, tarafların ilişki dönemine dair ticari defter kayıt ve belgeleri ile takip dosyası incelenerek faturalara dair taraf defterlerinde kayıt bulunup bulunmadığı, faturaların davalıya tebliğine dair kayıt bulunup bulunmadığı, faturalar davalıya tebliğ edilmiş ise iadeye veya itiraza dair kayıt bulunup bulunmadığı, faturalar tebliğ edilmemiş veya davalı defterlerinde kayıtlı değilse yahut tebliğ edilmiş ancak süresi içinde itiraza uğramış ise fatura konusu hizmetin ifa edilip edilmediği, sonuca göre davacının davalıdan takibe konu alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti, tespit edilen miktara göre icra inkar tazminatı miktarı yönünden dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi dosyaya sunduğu rapor ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda alacağı oluşturan fatura dökümlerini sunmuş, bilirkişi tarafından sunulan fatura dökümlerine göre toplam alacak miktarının 30457,14 TL olduğu görülmüş; bilirkişi raporunda ayrıca davacı tarafın ticari defter kayıtlarında davalı taraf adına tanzim edilmiş olunan faturaların kayıtlara işlenmiş olmakla birlikte fatura bedellerinin kasa hesabı ile nakit tahsil edilerek kapatılmış olduğu, davacının ticari defter kayıtları üzerinden takibe konu yapılmış faturalara dayalı alacak tespitinin yapılamadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili sunduğu ıslah dilekçesi ile davasını alacak davası olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olarak açılmış iken ıslah ile alacak davasına dönüştürülmüştür.
Davacı, cari hesaba dayalı olarak davacıdan alacak talebinde bulunmakta ise de bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, cari hesaba dayanak faturaların kasa hesabı ile nakit tahsil edilerek kapatıldığı ve davacı defterleri üzerinde alacak kaydı bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalıya yemin davetiyesi çıkarılmış ise de yemin delilinin ispat yükü kendisine düşen tarafın iddiasını diğer delillerle ispat edememesi ve açıkça yemin deliline dayanması halinde başvurulacak bir delil olup somut durumda davacının iddiasını ispat edememesi durumu söz konusu olmayıp aksine, alacağının olmadığı, borcun nakden tahsil ile kapatıldığı kendi defterlerinden anlaşıldığından yemin deliline somut durumda dayanılamayacağı ve yemin davetiyesine bağlanan sonucun da somut durum itibari ile geçerli olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen veharçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.874,86 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 11/12/2018

Katip …

Hakim …