Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/709 E. 2020/462 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/709
KARAR NO : 2020/462
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, 22/08/2015 tarihinde sürücü … ‘in idaresindeki davalı sigorta şirketine Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın kusurlu olarak kontrolünü kaybederek kaza yapması sonucu yolcu konumunda olan müvekkili … ‘in yaralandığını belirterek şimdilik 150,00 TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, hasar dosyası açıldığını, maluliyet oranına göre tazminat ödendiğini, davacının maluliyet oranının tespiti açısından rapor gerektiğini, kaza nedeniyle doğacak tüm bakım giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, ayruca dava tarihinden yasal faizle sorumlu tutulabilceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle oluşan geçici iş göremezlik, daimi maluliyet ile bakıcı giderlerinin ZMMS sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce davacı kazalının, trafik kazası ile bağlantılı hastane tedavi evrakları celp edilerek kaza tarihi 22/08/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarihli 27021 sayılı resmi gazete de yayınlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği uyarınca kaza nedeniyle malul kalıp kalmadığı, iyileşme süresine ilişkin rapor alınmış olup, herhangi bir maluliyete sebep olacak düzeyde araz bırakmadığından devamlı maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşmenin ise en fazla 6 aya kadar sürebileceği belirtilmiştir. Rapor içeriği uyarınca özellikle kazanın ve yaralanmanın mahiyetine nazaran evleviyetle bakıcıya da muhtaç olunmadığı açıktır.
Mahkememizce 6 aylık işten mahrum kalma süresi yönünden tazminatın tespiti amacıyla hesap ve kusur raporu alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizin 19/06/2019 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile her bir bilirkişi yönünden takdir edilen masraf tutarı ayrı ayrı belirtilmek suretiyle HMK’nın 324/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı vekilince masrafın mahkememiz veznesine depo edilmesine, aksi takdirde bilirkişi incelemesinden vaz geçilmiş sayılarak, dosyadaki mevcut delillerle karar verilebileceğine karar verilmiştir. Huzurda bulunan davacı vekiline kesin süreye uymamanın sonuçları hatırlatılmıştır. Ancak son celse 16/09/2020 tarihi itibariyle bilirkişi masrafının halen yatırılmadığı, 20/11/2019 tarihli bir önceki celse de de davacı vekilinin mazeret dilekçesi gönderdiği ancak yine bilirkişi masrafına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları görülmüştür. Mahkememizce yatırılmasına karar verilen bilirkişi masrafları delil avansı niteliğindedir. Bilirkişi tarafından kusur tespiti ve teknik nitelikli hesaplama yapılmaksızın mahkememizce hükme elverişli tazminat miktarının tespiti mümkün değildir. Mahkememizin ara kararında hazır bulunan davacı vekiline tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ara kararın verilen kesin süre içerisinde yerine getirmemesi halinde bilirkişi incelemesinden vazgeçilmiş sayılarak dosyadaki mevcut deliler ile karar verilebileceği ihtar edilmiştir.
Bilirkişi masrafının süresinden sonra yatırılması duruşmanın ertelenmesine sebebiyet vermemişse o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmayı gerektirmeyecektir. (Yargıtay 19. HD E. 2009/7890 K. 2009/9364, 14/10/2009) Lakin, usulüne uygun ihtarata rağmen 20/11/2019 tarihli celsede de dahi masraf yatırılmadığı gibi karar tarihi 16/09/2020 itibariyle de UYAP kontrolünde mahkememizce belirlenen avansın yatırılmadığı sabittir. Yukarıda da açıklandığı üzere kusur ve aktüeryal inceleme yapılmaksızın hüküm verilmesi mümkün değildir. Bu durumda ispat külfetleri devreye girecektir. Öncelikle davacı zarar gören maddi zararını ispat etmekle mükellef olup, tespit edilecek maddi zararın TTK’nın 1409/2 maddesi gereğince teminat kapsamı dışında kaldığını davalı sigortacı ispat edecektir. Ancak maddi zarar tespit edilemediğinden alacak ispatlanamamıştır. Dolayısıyla davanın mevcut delilerle ispatlanamadığından esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Kafi miktar harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 150,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*