Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/7 E. 2018/1143 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/7
KARAR NO : 2018/1143

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/01/2016
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince Mahkememize tevzii edilen dava dilekçesinde özetle; davacı …, kardeşi … nun kurucu ortağı olduğu ve … sicil numaralı davalı …nin %20 hissesini kardeşinden 16/06/2015 tarihinde satın alarak şirketin ortağı olduğunu, davacı müvekkilinin yurt dışından ikamet etmekte ve ortağı olduğu şirkette temsil görevinin bulunmadığını, şirketin yönetimi diğer davalılar …, … ve ortak olmayan … ‘a bırakıldığını, davacıya şirketin mali tabloları hakkında hiçbir bilgi verilmediğini, müvekkilinin eniştesi aracılığıyla mali tablolara ulaşıldığını, şirket çalışanlarının maaşlarının maaşlarının bir miktarının elden bir miktarının bankaya yatırıldığını, şirket çalışanlarının gerçek maaşı üzerinden değil de asgari ücret üzerinden SGK primlerinin ödendiğini, SGK prim ödemeleri ileri de şirket ortağı olan müvekkili açısından hukuki ve cezai sorumluluk bakımından telafisi imkansız zararlar doğuracağının tartışmasız olduğunu, açıklanan nedenlerle şirket ortaklarının şirket adına yaptıkları kayıtdışı işlemleri sebebiyle müvekkilinin davalı şirket ortakları ile şirket ortaklığına devam etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin haklı sebeplere dayalı olarak davalı şirketten çıkma isteminin kabulünü, davalı şirketin sermaye değerinin tam ve kesin olarak tespitinin mümkün olduğu anda 6100 sayılı Yasanın 107. maddesi uyarınca artırılmak üzere müvekkilinin esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin (şimdilik 10.000-TL) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şirket malvarlığından ödenmesini yada bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesini, müvekkilinin şirket ortaklığından doğan tüm hak ve borçlarının dondurulmasını,müvekkilinin durumunun teminat altına alınması amacıyla davalı şirketin malvarlığının tespiti ile davacının olası zararının önlenmesi için tedbiren davalı şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekilince mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri şirlet ortaklarına husumet yönetilmesi yasa ve yerleşik yargı pratiğine aykırı olduğunu, müvekkileri şirket ortağı olup pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, bu sebeple davalı müvekkileri … ve … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini,huzurdaki davanın davacısı şirketin görünürdeki ortağı olup şirketin gizli ortağı davacının hisse devri yoluyla hissesini devir aldığı kardeşinin eşi … olduğunu, dosyaya sunulan bütün e-mail yazışmalarının çıktıları … tarafından alınarak görünürde şirketin ortağı görünen kayınbiraderi davacıya verildiğini, bu beyanda huzurdaki davanın davacısı tarafından kardeşi … ‘dan şirket hisselerinin devralınmasına ilişkin bir bedel ödemesi yapılmadığını, noterde sadece hisse devri yapıldığını, davacı aksi iddiada ise kendisi tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka ödeme makbuzlarının da mahkemeye sunulmasını talep ettiğini, davacının şirket mali tablolarına ilişkin bilgi alamadığına dair iddiasının açıklandığı üzere gerçek dışı olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle müvekkilleri … ve … yönünden dosyanın tefriki ile adı geçen müvekkiller yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, huzurdaki davanın davacısının hisselerinin gerçek sahibi ve dava konusu şirketin gizli ortağı … ‘ya ve davacının kızkardeşi şirketin eski ortağı … ‘ya ihbarını, tüm hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davalının tüm taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar … vekilince mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın davacısı şirketin görünürdeki ortağı olup şirketin gizli ortağı davacının hisse devri yoluyla hissesini devir aldığı kardeşinin eşi … olduğunu, … ‘nun … sicil numaralı … ticaret ünvanlı adi şirketin sahibi olduğunu, bu şirketin 22/12/2004 tarihinden beri yayın, oyuncak, kitap kırtasiye dağıtım işleri alanında faaliyet gösterdiğini, … ‘un … sicil numaralı … Ltd. Şti. ünvanlı şirketin sahibi olduğunu, bu şirketin 11/03/2010 tarihinden beri yayın, oyuncak, kitap kırtasiye dağıtım işleri alanında faaliyet gösterdiğini, gerek … ‘un gerekse de … ‘nun şahsından ve sahibi olduğu ticari işletmesinden kaynaklı olarak finansal darboğaza girmeleri sebebiyle aleyhlerine çok sayıda icra takibi açıldığını, hukuki girişimlerde bulunulduğunu, vergisel ve SGK anlamında da problemleri doğduğunu, hem … ‘un hem de … içinde bulundukları finansal darboğazdan çıkmak ve yayımcılık sektöründeki çalışmalarına devam etmek için davalılara teklif götürdüklerini, bu teklifin davalılar tarafından kabul görüldüğünü, anlaşmaya göre yeni bir şirket kurulacağını, bu şirketin kuruluş masraflarının … ve … tarafından karşılanacağını, buna karşılık … ve …’ın da şirkete emek ve çalışmaları ile katkıda bulunacaklarını, sektördeki kno how ve bağlantılarını da şirket ile paylaşacaklarını, ancak … ve …’ın finansal problemleri ve yasal takibatta olmaları sebebiyle, her ikisi de resmiyette kayıtlarda ortak olarak görünmek istemediklerini ancak gerçekte her ikisine de %20 hisse verildiğini, bunun üzerine …’a %40, …’a %40 ve …’ın karısı, huzurdaki davanın davacısının kardeşi … adına kayıtlı olmak üzere 13/02/2014 tarihinde faaliyet göstermek üzere kurulduğunu, … ‘nun hissesine karşılık gelen sermaye payı da şirket ortaklarından davalı … tarafından ödendiğini, dosyaya sunulan bütün e-mail yazışmalarının çıktıları … tarafından alınarak görünürde şirketin ortağı görünen kayınbiraderi davacıya verildiğini, bu beyanda huzurdaki davanın davacısı tarafından kardeşi … ‘dan şirket hisselerinin devralınmasına ilişkin bir bedel ödemesi yapılmadığını, noterde sadece hisse devri yapıldığını, davacı aksi iddiada ise kendisi tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka ödeme makbuzlarının da mahkemeye sunulmasını talep ettiğini, davacının şirket mali tablolarına ilişkin bilgi alamadığına dair iddiasının açıklandığı üzere gerçek dışı olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle huzurdaki davanın davacısının hisselerinin gerçek sahibi ve dava konusu şirketin ortağı … ‘ya ihbarını, tüm hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davalının tüm taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Şirket ortaklarının sermaye taahhütlerinden dolayı borçları bulunmamaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2012/19135E.2013/17081 K. sayılı emsal kararı: “Dava, 6762 Sayılı T.T.K.nın 549/4 maddesi uyarınca Limited Şirketin fesih ve tasfiyesine dair olup, böyle bir davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olduğundan…” şeklindedir.
Yargıtay 11. HD. 2018/89 karar sayılı emsal içtihadı : “Limited şirketten çıkma izni davaları kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılması gerekmektedir. Mahkemece, davalı şirketin yanında diğer ortak yönünden de dava kabul edilmiştir. Oysa, bu davada çıkma izni istenen şirket dışındaki ortaklara husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Bu durumda, davalı … hakkında davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, kararın davalı … yönünden bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Davalı limited şirketten çıkma davası kural olarak şirket tüzel kişiliği taraf gösterilerek açılması gerekli ve yeterli olup, diğer şirket ortakları aleyhine hüküm kurulması mümkün olmadığından davalı gerçek şahıslar açısından açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin cevap dilekçesi ile “dava dilekçesi ekinde sunduğu ve delil olarak dayandığı şirketin finans departmanında görevli … tarafından gönderilen dökümanlara şirketin gizli ortağı … üzerinden ulaşılabilmiştir. Nitekim sunulan bütün email yazışmalarının çıktıları … tarafından alınarak görünürde şirketin ortağı görünen kayınbiraderi davacıya verilmiştir” beyanı ile davacının delil olarak dayanmış olduğu e-mail ile gönderilen kayıtların şirket tarafından tutulan kayıtlar olduğunu kabul etmiştir.
Davalı şirket tarafından kabul edilen davacı delilleri arasında ek iki de yer alan email yazışmaları incelendiğinde …@….com.tr e-mail adresinden …@….com.tr … … .com tr….@….com.tr email adreslerinde muhtelif tarihlerde ve aylık raporlar şeklinde cari hesaplar ters satışlar ve test cariler isimli Excel tablolar gönderildiği tespit edilmiştir.
Davalı şirket yasal defter kayıtları ile ücret bordroları banka hesapları ve benzeri üzerinde yapılan incelemelerde çalışanlara ilişkin ücretlerle ilgili olarak yasal defter kayıtları ile SGK bildirgeleri arasında herhangi bir farkın bulunmadı anlaşılmakla birlikte SGK beyan edilen ücret tutarları ile dosyada mevcut bulunan şirket iç yazışmalarına ilişkin emaillerde yer alan ücret tutarları arasında bilirkişi raporunda açıklandığı üzere önemli farklılıklar olduğu görülmektedir.
Davalı şirket yasal defter ve dayanak belgeler ile vergi beyannameleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde kayıt dışında bırakılan herhangi bir satış kaydına rastlanılmamış olmakla birlikte …@….com.tr email adresinden gönderilen ve excel dosyalarında yer alan satış bilgileri ile yasal defterler arasında bir kişi raporunun 11. sayfasında bahsedildiği şekilde farklılıklar bulunduğu anlaşılmıştır bu farklılıkların tespitinin yapıldığı email yazışmalarında bahse geçen satışlara ilişkin yapılan incelemelerde ilgili tarihlerde ilgili alıcı kişilere ya da satış tutarlarını kapsayan herhangi bir kaydın 600 yurtiçi satışlar kodlu hesaba yansıtılmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bunlara göre davalı şirketin incelemeye ibraz edilen yasal defterlerde yer alan satış bilgileri vergi beyannamelerindeki satışların birbirini teyit ettiği ancak davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ek iki olarak dosyaya sunulan email yazışmalarında yer alan satış tutarları ile vergi beyannameleri ve şirket yasal defterler arasında farklılıklar olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davacının davalı şirkette %20 oranında pay sahibi olduğu ve sermaye taahhütlerinden dolayı davacının davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirketin, davacının pay sahipliğinin kaydı olduğu savunmasının -payın iptaline ilişkin kesinleşmiş bir hüküm olmadığı sürece- davamıza bir etkisini bulunmadığı; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ek iki olarak ibraz edilen email yazışmaları çerçevesinde yapılan incelemelerde e-maillerde belirtilen ücret tutarları ile SGK ya Beyan edilen ücret tutarlarının birbirinden farklı olduğunun anlaşıldığı; davalı şirketin kayıtdışı satış yaptığına yönelik olarak yasal defterlerde ve vergi beyannameleri üzerinde herhangi bir tespit yapılamamasına karşı ek iki de yer alan email yazışmalarında davalı şirketin kayıtdışı satış yapıldığına yönelik bilgi ve rakamların yer aldığı; davalı şirket vekilinin de karşı iddia olarak kayıt dışı satış yapıldığı iddiasının bulunduğu, ancak bu hususun ispatlanamadığı gibi ispatlansa bile yukarıdaki şekilde tespit edilen çıkma nedeni ortadan kaldırmayacağı veya bu hususa ilişkin miktar tespiti ve muhasebeleştirmesi yapılmamış olmakla çıkma payına etkisinin bulunmadığı, ortaklar arasındaki bu şekildeki ihtilafın şirketin ticari faaliyetlerini olumsuz etki ettiği ve ortakların birlikte davalı şirketi yürütme iradelerin mevcut durumda olmadığı anlaşılmış ve TTK 638. Madde gereğince ortaklıktan çıkma için haklı nedenin bulunduğu anlaşılmış ve ortaklıktan çıkma kararı verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12350 esas 2018/6242 karar sayılı emlas içtihadı : “Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın payının, karar tarihine en yakın tarihteki şirket aktifi rayiç değerinin belirlenerek hesaplanması gerekir.” şeklinde olup davalı şirket yasal defterlerinde yer alan mali duruma göre dava tarihine en yakın tarih olarak 31.12.2015 tarihi itibari ile davacının davalı şirketteki hissesine karşılık gelen pay değerinin 17.806,10 tl rapor tarihine en yakın tarihi olan 31.12.2017 tarihi itibariyle davacının hissesine karşılık gelen pay değerinin 26.168,12 TL olduğu anlaşılmış ve karar tarihine en yakın tarihteki değer üzerinden çıkma payına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davalı gerçek şahıslar yönünden husumet nedeni ile REDDİNE,
2-Şirket yönünden ise TTK.636/3. maddesi gereğince KABULÜ ile davacının … sicil nolu davalı şirket ortaklığından TTK 638/2 md.sine göre çıkmasına, payın şirkete devrine,
3-Hissesine isabet eden 26.168,12-TL ortaklıktan çıkma payı değerinin dava tarihi tibariyle ticari faizi ile davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Çıkmanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade etmesine,
5-Karar kesinleştiğinde karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na gönderilmesine,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 1.787,54 TL ilam harcından, peşin alınan 170,78 TL ve ıslah harcı 276,12 TL olmak üzere toplam 446,90 TL nin mahsubu ile bakiye 1.340,64 TL nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.140,17 TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar … ve … yönünden red edilen davada, davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davanın davalı şirket yönünden kabul olması nedeniyle davacı tarafından yapılan 1.090,50TL yargılama giderinin 727,00 TL sinin davalı şirketten tahsili davacıya verilmesine, arda kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Dava, gerçek kişiler yönünden red, davalı şirket yönünden kabul edilmekle; Davalılarca ortak yapılan 140,00 TL lik yargılama giderinin 93,3 TL sinin davacıdan tahsili ile davalı gerçek kişilere verilmesine, arda kalanın davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.29/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …