Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/695 E. 2020/680 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/695 ESAS
KARAR NO : 2020/680 KARAR
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu 20.04.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; 26.10.2013 günü saat 06:15 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki diğer davalı …Ş. tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı araç ile … … Hastanesi karşısında seyri sırasında, karşıdan karşıya geçmek istemesi sırasında müvekkili …’e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, 2.000,00-TL tedavi masraflarını, 5.000,00-TL geçici ve sürekli işten kalma tazminatı olmak üzere 7.000,00-TL maddi tazminatın ve 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 12.07.2017 tarihli mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu tazminat taleplerine ilişkin trafik kazası hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/… esas kaydı ile dava açılarak karar verilmiş olup buna ilişkin karar tarafımızca temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiğini, söz konusu ceza yargılamasında alınan Adli Tıp Raporu’nda müşteki yaya …’in meydana gelen kazada asli olarak kusurlu olduğu ortaya konulduğunu, bu nedenle ilk olarak ceza dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi gerektiğini, meydana gelen kazadan dolayı ayrıca manevi tazminat talebi de bulunan davacının tamamen kendi kusuru ile müvekkili davalıya yükletmeye çalışması da ayrıca bir hukuka aykırı durum olduğunu, davacının manevi tazminat taleplerinin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, talep edilen 30.000,00 TL gibi bir manevi tazminat bedelinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda fahiş olduğunu, öncelikli olarak davacının taleplerinin hukuki mesnetten yoksun olduğu düşüncesi ile işbu davanın reddini, ayrıca davacının iddia ve taleplerine bakılacak olursa öncelikli olarak davacının olay tarihi ve dava tarihinde sosyal ve ekonomik durumunun ayrı ayrı araştırılmasını, davacının tedavi giderleri olarak ileri sürmüş olduğu hususlara ilişkin herhangi bir hastane kaydı ya da makbuz varsa buna ilişkin belgelerin de dosyada mevcut olmaması halinde bu hususun da araştırılmasını talep ettiklerini, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirkete 12/11/2012- 2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, kusur ve maluliyet tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu gönderilmesini, kusur ve maluliylet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, yapılan hesap sonucunda müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizin mahsup edilmesini, tedavi gideri talebinin reddini, geçici iş göremezlik, bakıcı, tedavi ve geçici bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmesini, bakiye tazminat hesaplanması halinde, faiz başlangıç tarihinde “borcun talep edilebilir hale geldiği” hesap raporu tarihi olarak dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesini, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun tarafına tebliğini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulun dava dosyasında mevcut Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulunun 18.11.2019/… Karar sayılı raporunda; kazalı davacının 26.10.2013 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde; maluliyet tayinine mahal olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 26.10.2013 kaza tarihinden itibaren (9) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir” şeklinde görüş bildirdiği görüldü.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile hasar dosyası ve trafik kaza belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının desteğinin ve araç sürücüsünün kazanın oluşumundaki kusur oranlarının belirlenerek, davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Trafik Bilirkişinin Aktüer Bilirkişisi ile birlikte düzenlediği 18.05.2020 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yaya … olay sırasında her ne kadar yolun karşısına geçme çabası bulunmasa da, ilk geçiş hakkı nakil vasıtalarına ait yola, yolda bulunup inşaata giriş yapmak isteyen araca yardımcı olmaya çalışmaktadır. Ancak bu amaçla yola çıkması sırasında yolu dikkatlice kontrol edip boş olduğunu gördükten sonra yola çıkması, gelmekte olan araç sürücüsünü uzak mesafeden uyarıp yavaşlamasını ve durmasını sağlaması gerektiği halde bu tedbdirleri almadan yola çıkıp aracın seyir yoluna girdiğinden olayda asli kusurlu görülmüştür.” şeklinde belirlenmiştir.
Aktüer Bilirkişinin Trafik bilirkişisi ile birlikte düzenlediği 18.05.2020 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 2.040,92 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 20.04.2016 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu. Davacının talep ettiği tedavi giderlerinin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden heyetimizce bu hususta değerlendirme yapılamadığı,” görüş ve kanaati ile raporunu sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, Adli Tıp … İhtisas Dairesinden alınmış rapor, davalı … şirketinin belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen kusur ve aktüer rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava 26.10.2013 günü saat 06:15 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki diğer davalı …Ş. tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı araç ile … … Hastanesi karşısında seyri sırasında, karşıdan karşıya geçmek istemesi sırasında davacı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yaralanma nedeniyle davacının Adli Tıp … İhtisas dairesince Maluliyetinin bulunmadığı, ancak Tıbbi iyileşme süresinin 26.10.2013 kaza tarihinden itibaren (9) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde; sürücülerin kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak”, “hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”, zorunda oldukları belirtilmiştir. Davalı … tarfından sigortalı aracın sürücü davalı …, yönetimindeki araç ile meskun mahalde seyri sırasında hızını yol şartlarına göre ayarlamadığından, böylece daha yavaş ve dikkatli seyrederek yolda bulunan yayayı önceden fark etmediğinde, yayayı gördüğünde etkin fren tedbiri ile kazayı önleyemediğinden olayda kusurlu görülmüştür.
Karayolları Trafik Kanununun yayaların geçişi ile ilgili 68. maddesinde yayaların yaya geçitlerinden ve kavşaklardan karşıya geçiş yapacakları belirtilmiş, ancak, 100 m kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yoluna geçebilirler, açıklaması yapılmıştır.
Davacı yaya … olay sırasında her ne kadar yolun karşısına geçme çabası bulunmasa da, ilk geçiş hakkı nakil vasıtalarına ait yola , yolda bulunup inşaata giriş yapmak isteyen araca yardımcı olmaya çalışmaktadır. Ancak bu amaçla yola çıkması sırasında yolu dikkatlice kontrol edip boş olduğunu gördükten sonra yola çıkması, gelmekte olan araç sürücüsünü uzak mesafeden uyarıp yavaşlamasını ve durmasını sağlaması gerektiği halde bu tedbdirleri almadan yola çıkıp aracın seyir yoluna girdiğinden olayda asli kusurlu görülmüştür.
Davalı şirket tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü …’ nın olayda % 40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ in olayda % 60 (yüzde atmış) oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davacının 25.02.1954 doğumlu olup davacı Nurten Mehmet 26.10.2013 kaza tarihi itibariyle (59) yıl (8) ay (1) günlük olup, (60) yaşında kabul edilecektir.
Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. O halde, davacı aktif devresini tamamlamış durumda olup, maddi zararının tamamı pasif dönemdedir.
Davacı pasif dönemde her hangi bir işte çalışmasa ve emekli olsa dahi “kendi yaşamsal aktivitelerini sürdürmek için emsallerine göre daha fazla efor sarf edeceğinden” maluliyet maddi zarar hesabı yapılmıştır.
Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararı 5.102,29 TL olup Kusur indirimi (5.102,29 TL x % 60 kusur)= 3.061.37 TL dir. Bu durumda davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararı = 2.040,92 TL olarak belirlenmiştir.
… plakalı araç 12.11.2012-12.11.2015 vadeli ZMSS poliçesi ile tedavi gideri yönünden 250.000,00-TL teminatla davalı … tarafından sigortalanmıştır. Davacının geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararı 2.040,92 TL olup, 250.000,00 TL tutarındaki tedavi gideri teminat limitinin altında kalmaktadır.
Dava öncesinde davalı … şirketine hangi tarihte ihtar edildiğine dair dosyada belge bulunmamaktadır. Buna göre; görevsizlik kararı verilen davanın dava tarihi olan 20.04.2016 tarihi temerrüt tarihidir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davalılardan … Sigorta A.Ş dan ve …’dan 2.040,92 TL geçici işgörmezlik tazminatının 20.04.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, tedavi masrafları isteminin kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davalılardan … Sigorta A.Ş den ve …’dan 2.040,92 Tl geçici işgörmezlik tazminatının 20.04.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, tedavi masrafları isteminin reddine,
Davacının talep ettiği 2.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan …’dan 26.10.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 276.03-TL nin peşin alınan 631,87-TL den düşümü ile kalan 355,84-TL bakiye ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacılar tarafından yatırılan 305,23-TL peşin ve başvuru harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.718,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 187,60-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Maddi Tazminat yönünden; Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.040,92-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
6- Maddi Tazminat yönünden; Davalılar kendilerini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7- Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden; Davacı …’ in kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalı … Arabacıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Red edilen Manevi Tazminat yönünden; Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
9-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır