Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/692 E. 2019/684 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/692 Esas
KARAR NO: 2019/684 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 27/06/2016
KARAR TARİHİ: 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 27.06.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirketin davalıya 55.047,60-TL tutarında (23 adet) fatura kestiğini, kesilen faturalara ilişkin davalının 22.545,90-TL ödeme yaptığını, davalı aleyhine 32.501,70-TL alacağın tahsili için İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, alacak miktarının fatura ve sevk irsaliyeleri ile defter ve diğer kayıtlarla sabit olduğunu, alacağın likit olduğunu beyanla, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında sözlü olarak ticari mal alım/satımı anlaşması yapıldığını, malların tesliminden sonra ise fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından ödeneceği şeklinde anlaşıldığını, ancak malların müvekkili şirkete ayıplı olarak teslim edildiğini, müvekkili şirketin iyi niyetle seçimlik hak olarak söz konusu ayıplı malların yenisi ile değiştirilmesini talep ettiğini, fakat davacı yandan bir cevap alamadığını, davacıya … Noterliğinden 18.04.2016 tarih ve … nolu ihtarname gönderildiğini, davacı yan sözleşme konusu malları teslim ettiğini iddia etmiş ise de malların ayıplı olmasından dolayı tam anlamıyla bir ifa olmadığını, faturaların bakiyesinin tahsili amacıyla açılan takibin yersiz olduğunu beyanla, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesi talep edildiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 32.501,70.-Tl asıl alacağa % 10,50 avans faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 16.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 23.03.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 23.02.2018 uyapa taranma tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının ibraz olunan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, e-defter beratlarının sürelerinde alındığı, envanter defterlerinin süresinde noter tasdiklerinin yapıldığı görülmekle sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacının ticari defterlerine göre Davacının takip ve dava tarihi itibariyle 32.501,70-TL davalıdan alacaklı olduğu, Davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, TTK md. 21/2 ve 23/c anlamında Davacının yasal süresi içinde itiraza uğramayan ve ayıp ihbarında bulunulmayan takibe dayanak faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğu. Davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde; merkez bankası verilerinden. Takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen 32.501,70-TL asıl alacağına takip tarihinden yıllık %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 17.05.2019 uyapa taranma tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacıya ait ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davalının itirazlarına ilişkin hususlara Kök Raporda değinildiği ve ek rapor aşamasında da davalının yeni bir bilgi ve belge sunmadığı, takibe dayanak fatura içeriği malların davalıya ya fatura tarihinde ya da fatura tarihinden önce teslim edildiği ve davalının yasal süresi ve usulü içerisinde yaptığı bir ayıp ihbarr olmadığı gözetilerek, bu aşamada da, aynı perspektif ile Kök Rapordaki görüşün özünün muhafaza edildiği, ancak Mahkemenin HMK 282 gereği bilirkişi görüşü ile bağlı olmadığı gözetilerek, Mahkemenin davacı savları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu mütalaa edilmiştir. Keyfiyeti, meselenin asli ve nihai hukuki tavsifi 6100 sayılı HMK’nın md. 266/C.2 ve 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 hükümlerine dayalı olarak tamamen ve münhasıran muhterem Mahkemeye ait olmak kaydı ile sayın yargı makamının tetkik ve takdirlerine arz ederiz.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı şirketin davalıya 55.047,60-TL tutarında (23 adet) fatura kestiğini, kesilen faturalara ilişkin davalının 22.545,90-TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı aleyhine bakiye 32.501,70-TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, alacak miktarının fatura ve sevk irsaliyeleri ile defter ve diğer kayıtlarla sabit olduğundan talepleri gibi itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilafın takibe dayanak fatura icerikli malların ayıplı olup olmadığı, takibe dayanak faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Taraflardan Davacı … A.Ş 2015 – 2016 yılı ticari defterler, yardımcı defter kayıtlan incelendiğinde: Davacı 2015 – 2016 yılı ticari defter ve yardımcı defterleri tarafıma sunmuş olup, ticari defterleri içeriğinde takibe dayanak faturaların 132 99.00016 – …Şti. hesabına davalı adına kayıtları incelenmiştir. Takibe Dayanak toplam tutarı 55.047,60TL olan 23 adet faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu belirlenmiştir.
Davalının 22.545,90-TL davalıya ödeme yaptığı, Davacının takip ve dava tarihi itibariyle 32.501,70-TL (takip miktarı kadar) davalıdan alacaklı olduğu,
Taraflardan Davalı …Sti. belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ibrazında bulunmamıştır.
Bilindiği gibi, “Salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiye, fatura düzenleyene karşı borçlu duruma düşürmez. Adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, V.U.K’un 230.Md’ne göre hazırlanmış faturayı, T.T.K.21/2. Maddesi uyarınca usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde 8 gün içinde münderecatı hakkında itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerekmektedir. Bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmaz.’’
Davacının takipte talep ettiği alacağını oluşturan faturalar incelendiğinde faturaların “…” imzasına teslim/tebliğ edildiği görülmektedir. Davalı tarafın faturalara ilişkin teslim/tebliğ itirazı olmamasına mukabil fatura içeriği malların ayıplı olduğu yönündeki itirazları birlikte değerlendirildiğinde faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davacının takibe dayanak en son tarihli faturası 09.02.2016 tarihinde tanzim edilmiştir. Davalının keşide ettiği … Noterliğinden 18.04.2016 tarih ve … nolu ihtarnamenin yasal süresinden sonra tanzim edildiği ve her halükarda davacının fatura bedellerini talep ettiği dosyaya mübrez 14.04.2016 tarihli iadeli taahhütlü ihtarname- mektuptan sonra düzenlendiği anlaşılmakla TTK md. 21/2 ve 23/c anlamında süresinden sonra faturaya itiraz ettiği sonucuna varılmıştır.
Dava dosyasına sunulan deliller ve ticari defterler incelemesi sonucu davacının takip tarihi itibariyle 32.501,70TL davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı takibe konu alacağını davalıya 14.04.2016 tarihinde tebliğ olunana iadeli taahhütlü mektup ile talep etmiş olmakla takipten önce temerrüt oluşmuş ise de takipte işlemiş faiz talep edilmediğinden taleple bağlılık ilkesi gereği işlemiş faiz hesabına gidilmemiştir.
Davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde; merkez bankası verilerinden, takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen 32.501,70-TL asıl alacağına takip tarihinden yıllık %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği sonucuna varılmıştır,
Tüm bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 32.501,70-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 6.500.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 32.501,70 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı 6.500.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 2.220,19-TL nin peşin alınan 392,54-TL den düşümü ile kalan 1.827,65-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 426,04-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.375,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 3.900,20-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …