Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/661 E. 2022/299 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/661 Esas
KARAR NO : 2022/299

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12/11/2015 tarihinde tek yön olan yol üzerinden karşıya geçmeye başladığı esnada ters yönden çok süratli bir biçimde gelen motorsikletin kendisine çarptığını, çarpma sonucu… Hastanesi’ne kaldırılan müvekkilinin çarpma sebebiyle yüz bölgesinde kırık ve çökme oluştuğunu, sağ gözünde ameliyat sonrası kapanma sorunu oluştuğunu, düşünme, algı ve dil gibi işlevlerden sorumlu kortekste bozulma oluştuğunu, kazanın oluşmasında sürücünün ehliyeti olmadığını, tam kusurlu olduğunu, sürücü araç sahibinin işletmekte olduğu …’da çalışmakta iken ve bu iş yerine ait …plakalı motorsikleti kullanırken kazanın meydana geldiğini, araç sahibi işleten sıfatıyla iş bu kazadan sorumlu olduğunu, iş bu aracın trafik zorunlu sigortası… nolu poliçe ile davalı …Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, müvekkilinin köpek eğitmenliği yapmakta iken bu kaza nedeni ile uzun süre iş yapamadığını, aldığı işleri iptal etmek durumunda kaldığını, davacının iş göremezlik, iş gücü kaybı ve tedavi masraflarının tespiti ile şimdilik 5.000,00-TL iş göremezlik kaybı, 2.000,00-TL iş gücü kaybı tazminatı, 5.000,00-TL tedavi giderleri olmak üzere 12.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, … plakalı araç ve davalı …adına kayıtlı diğer araç ve taşınmaz kayıtlarına dava sonuna kadar üçüncü kişilere devrini önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükümlülükleri oranında yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı …’ın Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan motorsikletin sadece ruhsat sahibi olup, kazanın oluşumunda 1. derecede asli bir kusurunun olmadığını, davacının da bu kazada ihmal ve dikkatsizliğinin bulunduğunu, kaza bölgesinde yaya geçici olmasına rağmen kendisi yaya geçidinden geçmeyip kontrolsüz bir biçimde yola atlamış ve bu üzücü kaza meydana geldiğini, davacının belgesiz ve faturasız masraflardan bahsederek haksız zenginleşmeye yönelik usulsüz taleplerde bulunduğunu, kaza sebebiyle herhangi bir uzuv kaybının olmayıp çalışma gücünü yitirmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde davacının kaza günü sigortasız ve işsiz birisi olduğunun görüleceğini, buna rağmen kendi beyanı doğrultusunda gelirini belgesiz ve kayıtsız olarak yüksek göstererek mahkemeyi yanıltma yoluna gittiğini, kaza sonrası hastaneye davacıyla ilgilenmeye gittiğini ancak davacının yüz yüze görüşmeyi kabul etmediğini, hiçbir uzlaşma talebine olumlu cevap vermediğini, bu sebeplerle davacının taleplerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerden dolayı haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, haksız zenginleşmeye yönelik fahiş taleplerinin reddini, masrafların ve vekalet ücretinin de davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın kaza tarihinde 05.09.2015/2016 vadeli… numaralı ZMSS poliçesi ile teminat altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; kusur raporunun alınmasını, davacının sürekli maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevkini ve aktüer bilirkişi aracılığı ile hesaplama yapılmasını, bilinen bir gelir tespiti yapılamaması durumunda asgari ücret üzerinden hesaplamanın yapılmasını, SGK’dan ödeme olup olmadığının, rücuya tabi PSD hesabının bulunup bulunmadığının tespitini, 6111 sayılı Kanun gereği Geçici İş Göremezlik ve Tedavi Giderlerinin SKG’nin sorumluluğunda olduğu, ZMMS Genel Şartları gereği manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, dava öncesinde müvekkil sigorta şirketine herhangi bir tazminat başvurusunun bulunmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-İstanbul … Çocuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası
2-Poliçe
3-Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastane evrakları
4-SGK yazı cevabı,
5-İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevapları
6-…Güzellik Merkezi, …ve…K-9…yazı cevapları
7-Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu
8-Kusur aktüerya bilirkişi raporları
9-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi gideri, manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden ise; Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370).
Mahkemece yapılması gereken dava konusu trafik kazası nedeniyle yapılan tedavilere ilişkin tüm evraklar toplanarak, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu almak, tarafların kusur oranları hususunda bilirkişi raporu almak ve tüm belgeler toplandıktan sonra aktüerya raporu almaktır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Aktüerya raporlarında ise; Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı iptal kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar sayılı güncel ilamı doğrultusunda TRH-2010 yaşam tablosu ve prograsif rant formulüne göre hesap yapılması gerekmektedir.
İstanbul… Çocuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; suça sürüklenen çocuk hakkında 27/03/2018 tarihli karar ile taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan hüküm verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldı.
…İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabi yazısının incelenmesinde; davacı …’ın petshop işi yaptığını, aylık gelirinin 4.000-TL ve üzeri olduğunu, 3.400-TL kirada oturduğunu, 47 yaşında bekar olduğunu, 18 yaşından küçük bir kızı olduğunu üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin bulunup bulunmadığının bilinmediğini, fiziksel engelinin olup olmadığı ve çalışmaya engel teşkil edecek herhangi bir engelinin bulunup bulunmadığının bilinmediği bildirilmiştir.
… Merkezi’nin yazı cevabının incelenmesinde; …’ın trafik kazası sonucu 25.11.2015 tarihinde kendilerine geldiğini, sağ yüz zigomatik kemiğinde kırık nedeniyle (tripod krık) ameliyat edilip mikroplak uygulandığını, ödemeyi elden, faturadaki kadar (3380 TL) yapıldığını, bu operasyonun bedeli bugün 16.04.2021 tarihi itibariyle 17.000 olduğunun bildirildiği görülmüştür.
… yazı cevabının incelenmesinde; bilirkişi olarak 2015 senesinde aylık eğitim sayısı, aylık ortalama bir eğitmenin yapmış olduğu eğitim sayısı 5 olup, 2015 senesi için bunun maliyeti köpek başı 3 bin lira olup, toplamda aylık gelirimiz 15 bin lira olduğu bildirilmiştir.
… K-9 …yazı cevabının incelenmesinde; 2018 yılı itibari ile yapmış oldukları iş kalemleri içerisinden köpek eğitimine son vermiş bulunmadıklarını, bu sebeple cevap veremediklerini, bu işi devam ettiren başka bir kurumdan bilgi alınması bildirilmiştir.
SGK yazı cevabının incelenmesinde; davacıya dava konusu trafik kazası nedeniyle ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Hasar dosyası ve poliçenin incelenmesinde; poliçe tarihinin 05/09/2015-05/09/2016 tarihleri arasını kapsadığı, kazanın 12/11/2015 tarihinde meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle davalı şirketin sorumluluğunun olduğu, kaza nedeniyle davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 11/05/2018 tarihli 3 sayfadan ibaret rapordan özetle; davalı sürücü …’nun %70 oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya …’ın %15 oranında kusurlu olduğunu, … plaka sayılı motosikleti davalı sürücüye kullanması için teslim eden kişinin %15 oranında kusurlu olduğunu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 07/05/2019 tarihli 2 sayfadan ibaret maluliyet raporunda özetle; Şaban oğlu, 30.10.1973 doğumlu…’ın 12.11.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğunu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 12/09/2019 tarihli 3 sayfadan ibaret maluliyet raporunda özetle; Şaban oğlu, 31.10.1973 doğumlu …’ın 12.11.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında; tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğunu bildirmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 13/11/2019 tarihli 7 sayfadan ibaret rapordan özetle; gerek ZMMS Genel Şartları gerekse Yargıtay tarafından benimsenen görüşler dahilinde davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile 12.09.2019 tarihli ATK maluliyet raporu dikkate alındığında; 1 ay süre için davacının geçici iş göremezlik zararı; 1.000,54 TL (2015 yılı 2. Dönem Bekar AGİ dahil net asgari ücret) olduğunu, kazanın oluşumunda davacının %15 kusurunun bulunduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda; davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının (1.,000.054 x 0,85) 850,46-TL olabileceği hesaplanmış olup, takdir ve hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğunu, şayet, davacının vergilendirilmiş gelirinin ispatlanmamasına karşın, dinlenen tanıklar ve dava dilekçesinde belirtilen ortalama net gelir Sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde; 5.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 4.250,00-TL, 6.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.100,00-TL, 7.000,00-TL olduğunun kabulü duürumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.950,00-TL 1 ay süre için geçici iş göremezlik zararından bahsedilebileceği, ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 08/12/2020 tarihli 4 Sayfadan ibaret rapordan özetle; gerek 17.07.2020 tarihl… E…. K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararı, gerek Sigorta Genel Şartları gerekse Yargıtay tarafından benimsenen görüşler dahilinde davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile 12.09.2019 tarihli ATK maluliyet raporu dikkate alındığında; 1 ay süre için davacının geçici iş göremezlik zararı; 1.000,54 TL (2015 yılı 2. Dönem Bekar AGİ dahil net asgari ücret) olduğunu, kazanın oluşumunda davacının %15 kusurunun bulunduğunun Sayın Mahkemece kabulü durumunda; davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının (1.000,54 x 0,85) 850,46-TL olabileceği hesaplanmış olup, takdir ve hukuki münakaşasının Yüce Mahkemeye ait olduğunu, şayet, davacının vergilendirilmiş gelirinin ispatlanmamasına karşın, dinlenen tanıklar ve dava dilekçesinde belirtilen ortalama net gelir Sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde; 5.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 4.250,00-TL, 6.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.100,00-TL, 7.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.950,00-TL 1 ay süre için geçici iş göremezlik zararından bahsedilebileceği, ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Tedavi giderlerine ilişkin bilirkişinin 22/08/2021 tarihli 22 Sayfadan ibaret rapordan özetle; dava konusu olayın (trafik kazasının) 12/11/2015 tarihinde yani 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden sonra meydana gelmiş olduğunu, söz konusu kanun değişikliğinin halen yürürlükte olduğunu, bu nedenle söz konusu değişikliğe göre “Genel Sağlık Sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetleri “geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde”, başka bir ifadeyle, eğer dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmesi gerekecek sağlık harcamaları var ise, bunların Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri doğrultusunda tebliğe ekli listelerde belirlenmiş olan resmi fiyatlar üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerekeceğini, bu meblağı aşan miktardan kusurluların müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını, kaza sonrasında oluşan yaralanma ile yapılan tedavilerin uyumlu olduğunu, tedavi giderleri olarak faturaya yansıyan bedellerin yapılan tedaviye göre makul olduğunu, davacının talep edebileceği toplam tedavi gideri miktarının yasal faizi hariç 5.288,35-TL olduğunu, fatura, fiş ve tıbbi belgelere göre ödenecek toplam tutarın yasal faizi hariç 5.288,35-TL olduğunu, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri doğrultusunda ve SUT eki listelerde yer alan fiyatlar üzerinden hesaplama yapıldığında, davacı …’a dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yasal faizi hariç 1.391,79-TL ödemesi gerekeceğini, bu durumda diğer davalıların %85 kusur oranına göre ödemeleri gereken meblağın 3.896,56-TL x 85/100 = 3.312,07TL (yasal faizi hariç) olacağını, mahkeme tarafından aksi yönde bir hüküm kurularak dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi fiyatlar (SUT fiyatları) üzerinden değil de fatura tutarı üzerinden ödeme yapmasına karar verilmesi halinde, davacı …’ın dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yasal faizi hariç 5.288,35TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Aktüer bilirkişisinin 17/10/2021 tarihli 6 sayfadan ibaret ek rapordan özetle; gerek 17.07.2020 tarihli…E. … K. Sayılı Anayasa Mahkemesi kararı, gerek Sigorta Genel Şartları gerekse Yargıtay tarafından benimsenen görüşler dahilinde davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü ile 12.09.2019 tarihli ATK maluliyet raporu dikkate alındığında; 1 ay süre için davacının geçici iş göremezlik zararı 1.000,54-TL olduğunu, kazanın oluşumunda davacının %15 kusurunun bulunduğunun mahkemece kabulü durumunda; davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının (1.000,054 x 0,85) 850,46 TL olabileceği hesaplanmış olup, takdir ve hukuki münakaşasının mahkemeye ait olduğunu, şayet, davacının vergilendirilmiş gelirinin ispatlanmamasına karşın, dinlenen tanıklar ve dava dilekçesinde belirtilen ortalama net gelir Sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde; 5.000,00 TL olduğunun kabulü durumunda; % 15 kusur sonrası zararının 4.250,00TL, 6.000,00TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.100,00TL, 7.000,00TL olduğunun kabulü durumunda; %15 kusur sonrası zararının 5.950,00TL 1 ay süre için geçici iş göremezlik zararından bahsedilebileceğini, 17. Hukuk Dairesi 2019/6271 E. , 2020/8104 K. 03.12.2020 tarihli kararı dahilinde davalı sigorta şirketinin iş bu zarardan sorumlu olduğundan söz edilebileceğini, davacının sürekli maluliyet zararının bulunmadığını, mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğunu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşıldığını belirtmiştir.
Temerrüt ve faiz yönünden ise; davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Ancak haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Aynı zamanda söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekte olduğu gibi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/15535 Esas 2019/7234 Karar sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, 12/11/2015 tarihinde davacı ile sürücü … arasında trafik kazası meydana geldiği, yaya olan davacının malul kaldığı, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı, mahkememizce tarafların tüm delilleri toplandığı, kusur raporu alınmak üzere Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesine gönderildiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli kusur raporunda davalı sürücü …’nun %70 oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya …’ın %15 oranında kusurlu olduğunu, … plaka sayılı motosikleti davalı sürücüye kullanması için teslim eden kişinin %15 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, alınan maluliyet raporunun ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olduğu, davacının maluliyetinin belirlendiği, dosyanın aktüerya raporu alınmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdii edildiği, bilirkişi raporunun kaza tarihi esas alınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre düzenlendiği, bu hali ile davacının tazminat talep edebileceği, davacının gelir hesabının emsal ücret esas alınmak suretiyle hesaplandığı, emsal ücretin celp edilen 3 ayrı emsal ücret araştırmasının ortalaması olarak kabul edildiği, bu halde davacının 1 aylık geçici iş göremezliğinin kusur oranı nazara alınarak 5.100,00-TL olacağı, ancak davacının talep sonucunu artırmadığı ve dava dilekçesi ile geçici iş göremezlik talebinin 2.000,00-TL olduğu, mahkememizce taleple bağlı kalınmak suretiyle geçici iş göremezliğin kabulüne karar verildiği, davacının davalı sigortaya ise dava tarihinden sonra 29.07.2016 tarihinde başvurduğu, bu halde davalı sigortanın temerrüt tarihinin dava tarihi alındığı, diğer davalı sürücü ve malik yönünden temerrüdün yukarıda açıklandığı üzere kaza tarihinde gerçekleştiği, davacının açtığı davasına bu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, sürekli maluliyetinin olmadığı, davacı tarafından her ne kadar çene kırığına ilişkin itirazları bulunsa da ATK raporunda bu hususun incelendiği, davacının maluliyetinin bulunmadığının belirtildiği, bu talep yönünden davanın reddi gerektiği, davacının tedavi giderleri talebi yönünden ise davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerini talep ettiği, mahkememizce alanında uzman bilirkişiden tedavi giderlerine ilişkin rapor alındığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacının talep ettiği tedavi giderlerinin kaza ile uyumlu olduğu, tedavi giderleri olarak faturaya yansıyan bedellerin yapılan tedaviye göre makul olduğu, toplam tedavi giderinin celp edilen fatura ve evraklara göre 5.288,35-TL olduğunu, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri doğrultusunda ve SUT eki listelerde yer alan fiyatlar üzerinden hesaplama yapıldığında, davacı …’a dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yasal faizi hariç 1.391,79-TL ödemesi gerekeceği, bu durumda diğer davalıların %85 kusur oranına göre ödemeleri gereken meblağın 3.896,56-TL x 85/100 = 3.312,07-TL olacağı kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının manevi tazminat istemlerinin ise sorumluluğun sürücü ve maliki kapsadığı, nitekim davacının talebinin de bu yönde olduğu, davalı Muhammet’in babasının sosyal ve ekonomik araştırmasında, 4 çocuğunun olduğu, davalı …’nun Kuran kursuna gittiği, evde sadece babasının çalıştığı, aylık gelirinin 2.000-TL olduğu dikkate alındığında, ekonomik sosyal durumları, ülkenin ekonomik durumu, davacıların yaşadığı olayın ağırlığı, nazara alınarak davacının sadece geçici maluliyetinin bulunması nedenleriyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile 2.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı 3.312,07 TL tedavi giderinin davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 17/06/2016 ve diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 12/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00-TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 12/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden;
-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 362,87-TL karar ve ilam harcından 211,77-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 151,10-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru harcı, 211,77-TL peşin harç olmak üzere toplam 240,97-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafına verilmesine,
-Kabul-red oranına göre davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafına verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden;
-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 136,62-TL harcın davalı… ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafına verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.839,36-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.256,91-TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 27,86-TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta Şirketine verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı… tarafından yapılan 50-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 27,86-TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalı…’a verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan 08/10/2019 tarihli 562,00TL bedelli ve 24/05/2019 tarihli 562,00-TL olmak üzere toplam 1.124,00-TL ATK fatura giderinin kabul ve red durumuna göre hesaplanan 537,40-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arda kalan 676,60-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Dosya kapsamında ATK 11/05/2018 fatura tarihli 314,50-TL bedelli faturasının taraflarca ödendiğine ilişkin beyanda bulunulmadığı görülmekle; ATK’nın 11/05/2018 tarihli … numaralı 314,50-TL tutarlı fatura bedelinin Adli Tıp Kurumu Döner Sermaye Saymanlığının T.C. …Bankası Kocamustafapaşa Şubesindeki … iban nolu hesabına veya Türkiye…Bankası Atakö… Şubesindeki … ve … iban nolu hesaplarına fatura numarası belirtilmek suretiyle kabul ve red durumuna göre hesaplanan 139,22-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 175,28-TL’sinin davacı taraflarınca ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır