Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/653 E. 2023/440 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
. İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/653 Esas
KARAR NO : 2023/440

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/06/2016
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.08.2007 tarihinde Büyükdere Caddesinde Sarıyer istikametine seyir halinde olan … plakalı aracın, maliki … sevk ve idaresindeyken aynı yöndeki mülkiyeti …’e ait, … sevk ve idaresindeki …plakalı ticari taksiye arka sol kapı tarafından çarparak ticari taksiden inmekte olan müvekkilinin ayağının taksi ve kaldırım arasında kalarak sıkışıp kırılmasına ve malul kalmasına yol açtığını, kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere, …’nin asli kusurlardan doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yaptığını, hızını trafik ve yol durumuna göre ayarlamamış olup olayda tam kusurlu olduğunu, …plakalı taksi sürücüsünün ise duraklama ve yolcu indirmede trafik kurallarına uygun davranmadığı, müvekkilini güvenli olacak şekilde indirmediğini ve tedbirleri almadığı için kusurlu olduğunu, olayla ilgili…Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…soruşturma numaralı dosyası açılmış ise de kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, kaza ve yaralanma nedeniyle müvekkilinin maddi zarara uğradığını, ameliyat olduğunu, ayağına çivi ve platin takıldığını, müvekkilinin bu yüzden en az 6 ay süre ile hiçbir iş göremediğini, aradan geçen zamana rağmen ayağında düzelme olmadığını, müvekkilinin çalışma gücünü en az %40 oranında sürekli olarak kaybettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla ve HMK m.107 uyarınca tahkikat aşamasında toplanacak delillerden sonra arttırılmak üzere; SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, özel sağlık sigortası tedavi harcamaları, bakım giderleri, Kazanç kaybı ve Çalışma gücü kaybından kaynaklanan zarara ilişkin olarak 1.000,00-TL maddi tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu 22.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00-TL manevi tazminatın, haksız fiilin vuku bulduğu 22.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalı …adına kayıtlı … plakalı ve davalı… adına kayıtlı …plakalı araçlar üzerine teminatsız olarak, bu araçların halen malikleri adına kayıtlı olmaması halinde ise adlarına kayıtlı başkaca araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Güneş (Türkiye) Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemede açılmış bulunan iş bu davada dava şartının yerine getirilmediğini, davacının dava öncesinde müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvurusu bulunmadığını, zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davacının davasını eda davası ve tespit davası olarak adlandırması gerekirken belirsiz alacak davası ve tespit davası olarak hukuki nitelendirilmenin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tutulan kaza tespit raporunda da görüleceği üzere müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına atfı mümkün bir kusur durumunun olmadığını, meydana gelen kaza ile davacı yanın dava dilekçesinde ağır yaralanma ve sakat kalma halinin de söz konusu olmadığını, davacı tarafından atıfta bulunulan hastane kayıtlarının adli tabip raporu anlamına gelmediği gibi adli tıp kurumundan alınmış bir raporda olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçe limitinin maddi olup manevi tazminatları içermediğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, çünkü müvekkili şirketin dava konu edilen olayda temerrüte düşmüş olmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikle usuldan aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiği, davacının gerekli belgeler ile birlikte müvekkili şirkete başvurması gerektiğini, bu şartın yerine getirilmediğini, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu olayın 22.08.2007 tarihinde meydana geldiğini ancak söz konusu davanın 15.06.2016 tarihinde açıldığını, davaya konu kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 02.07.2007 – 02.07.2008 tarihleri arasında geçerli olmak üzere poliçe ile sigortalandığını, söz konusu poliçede teminat limitlerinin kişi başı 80.000-TL olduğunu, davacının trafik kazası nedeniyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle davacının Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının, bakıma muhtaç olup olmadığı hususunun maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamından çıkarıldığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Daval …cevap dilekçesinde özetle; 22.08.2007 günü saat 15:45 sularında sürücülüğünü yaptığı …plakalı ticari taksi aracına bir yolcu aldığını, yolcuyu indirmeye çalışırken kullanmakta olduğu ticari taksinin sol tarafına … plakalı aracın çarpması sonucu yolcunun ayağının araç ile kaldırım arasına sıkıştığını fark ettiğini, kaza sonucunda davacının olayda herhangi bir kusurunun olmadığı bilinciyle tarafından şikayetçi olmadığını, gerçekleşen olayda tarafına isnat edilebilecek bir kusur olmadığını, olay yeri trafik polislerince tutulan kaza tespit tutanağında da sabit olmak üzere bütün kusurun … plakalı araç sürücüsünde olduğunu, davacının uğradığı kazanın kendisi dışında üçüncü bir kişinin kusuru sonucu gerçekleştiğini, bu nedenle olayla arasındaki illiyet bağının kesildiğini, zaman aşımı itirazında bulunduğunu, 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’nun 27/03/2019 tarihli raporunda özetle; Metin oğlu, 01.01.1969 doğumlu …’nun 22/08/2007 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII ( 28Aa……….10 )A %14, E cetveline göre %14 (yüzde on dört) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 22/08/2007 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Makine Mühendisi ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişi heyetinin 02/12/2019 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü davalı …’nin olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nin olayda kusursuz olduğu, davacı …’nun olayda kusursuz olduğu, “varsa” SGK ödemesi öncesinde davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 563.245,17 TL olduğu, davacının bu tutarın 80.000,00 TL’nin davalı … sigorta A.Ş.’den bakiye 483.245,17 TL’nin davalı…’den talep edebileceği, davacının bakici gideri dışındaki diğer tedavi giderleri talep edilmekte ise de anılan giderlerin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden heyetlerince bir değerlendirme yapılmadığı, temerrüt başlangıç tarihinin davalı …Sigorta A.Ş. yönünden 15.06.2016 dava tarihi, davalı sürücü yönünden 22.08.2007 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
Makine Mühendisi ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişi heyetinin 27/10/2020 tarihli 10 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü davalı ‘nin olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …nin olayda kusursuz olduğu, davacı …’nun olayda kusursuz olduğu, “varsa” SGK ödemesi öncesinde davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 563.245,17 TL olduğu, davacının bu tutarın 80.000,00 TL’nin davalı …sigorta A.Ş.’den bakiye 483.245,17 TL’nin davalı …’den talep edebileceği, davacının bakici gideri dışındaki diğer tedavi giderleri talep edilmekte ise de anılan giderlerin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden heyetlerince bir değerlendirme yapılmadığı, temerrüt başlangıç tarihinin davalı… Sigorta A.Ş. yönünden 15.06.2016 dava tarihi, davalı sürücü yönünden 22.08.2007 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
Akademisyen/Uzman Tıp Doktoru bilirkişinin 25.12.2020 tarihli tek sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı…’nun kazada bir yaralanmaya maruz kaldığının raporlardan anlaşıldığı, yaralanma tarihi 22.08.2007 olup kazadan hemen sonra hastanede geçirdiği bir ameliyat ile kemiklerin metal vidalarla sabitlendiği ve hastaneden taburcu edildikten sonra sağ bacağın atelde olduğu ve bir süre evinde tedavi gördüğünün anlaşıldığı, şahsın dosya içinde ayakta çalışmaya başlama zamanına dair bilgi bulunmadığı, kişinin kazadan sonra ilk zamanlar başkasının bakımına muhtaç olduğu anlaşıldığı, benzer kırık vakalarında tek bacakta kırık olduğunda şahsın başkasının bakımına muhtaç olduğu sürenin en fazla 2 ay olacağı ve sonrasında kendi tek başına günlük işlerini yapacağı ve koltuk değneği veya bastonla hareketlenebileceği ortalama olarak 6 ay süre sonrasında ise işine gidebilir halde olacağı ve bu sürenin en fazla 9 aya kadar uzayabileceği öngörüldüğü, önceki bilirkişi raporunda bakıcı gideri olarak aylık 585-TL hesap edildiğinden 2 aylık bakıcı gideri 2×585 = 1.170,00-TL olacağı belirtilmiştir.
Akademisyen/Uzman Tıp Doktoru bilirkişinin 12.08.2021 tarihli tek sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davacı…’nun kaza sonrası döneme ait dosyaya sunduğu hastane faturalarının incelendiği ve…Hastanesi 04.01.2019 tarihli ve … seri nolu, 50-TL bedelli bir adet makbuz bulunduğu, trafik kazalarında tüm hastane ve tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa gereği SGK tarafından ödendiği dikkate alındığında dosyaya sunulan başka da bir tıbbi harcama belgesi bulunmadığından hastane harcaması olarak 50-TL miktarlı masrafın kabulü gerektiği kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Akademisyen/Uzman Tıp Doktoru bilirkişinin 02/01/2023 tarihli tek sayfadan ibaret 2.ek raporunda özetle; Davacı Tayfun Muratoğlu’nun kaza sonrası döneme ait dosyaya sunduğu hastane faturalarının incelendiği, …Hastanesinin 22.08.2007 tarihli ve … form nolu, 12.268,46-TL faturası ve…Hastanesi 04.01.2019 tarihli ve 0181847 seri nolu, 50-TL bedelli bir adet makbuz bulunduğu, toplam giderin 12.318,46-TL olduğu görüldüğü, trafik kazalarından tüm hastane ve tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa gereği SGK tarafından ödendiği bilinmekle beraber dosyaya sunulan başka da bir tıbbi harcama belgesi bulunmadığından hastane harcaması olarak 12.318,46-TL miktarlı masrafın kabulü gerektiğini belirtmiştir.
Aktüerya bilirkişinin 23.02.2022 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 897.501,89 TL olduğu, davacının bu tutarın 80.000,00 TL nın davalı …Sigorta A.Ş’ den, bakiye 817.501,89 TL’nı davalı …’den talep edebileceği, davacının bakıcı gideri dışındaki diğer tedavi giderleri talep edilmekte ise de anılan giderlerin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğinden bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, temerrüt başlangıç tarihinin davalı … Sigorta A.Ş yönünden 15.06.2016 dava tarihi, davalı sürücü yönünden 22.08.2007 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğunu belirtmiştir.
Aktüerya bilirkişinin 10.04.2023 tarihli 10 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 1.574.390,64 TL olduğu, davacının bu tutarın 80.000,00 TL’nın davalı … Sigorta A.Ş’den, bakiye 1.494.390,64 TL’nı davalı …’den talep edebileceği, davacının bakıcı gideri maddi zararının 1.170,00 TL olduğu, tedavi gideri maddi zararının 12.488,46 TL. olduğu, toplamda 80.000,00 TL tutarındaki tedavi gideri teminat limitinin altında kaldığı, temerrüt başlangıç tarihinin davalı …Sigorta A.Ş yönünden 15.06.2016 dava tarihi, davalı sürücü yönünden 22.08.2007 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 21.08.2019 tarihli Islah Talebi; Fazlaya ilişkin talep ve dava haklar saklı kalmak, tahsilde mükerrer olmamak, güç kaybı tespitine ilişkin itirazlarımız saklı kalmak, davalı yararına dava içi müktesep/kazanılmış hak oluşturmamak kaydıyla; belirsiz alacak davası olarak kabulüne,
-…’nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış olduğu SSK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, Özel sağlık sigortası tedavi harcamaları, bakım giderleri, kazanç kaybı, tam malul olunan dönem, işlemiş dönem ve bilinmeyen dönem güç kaybı/iş görmezlik tazminatından oluşan maddi zararın tespiti ile dava dilekçesinde 1.000,00 TL. Olan dava değerinin 1.045.000,00 TL. Artırılarak şimdilik 1.046.000,00 TL. olarak ıslahına, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak, sigorta şirketleri poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere davalılardan ve diğer sorumlulardan sorumlulukları nispetinde müşterek ve müteselsil olarak tahsiline,
-…’nun, …’nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış olduğu 50.000,00-TL sı manevi zararın tespiti ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak üzere davalılardan …, … ve …’den ve diğer sorumlulardan sorumlulukları nispetinde müşterek ve müteselsil sorumlu olarak tahsiline,
-… ve …’nun, …’nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış oldukları ayrı ayrı 25.000,00-TL.’sı manevi zararın tespiti ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak üzere davalılardan …, … ve …’den ve diğer sorumlulardan sorumlulukları nispetinde müşterek ve müteselsil sorumlu olarak tahsiline,
davalıdan ve diğer sorumlulardan tahsiline,
-Davaya bakmakla görevli Mahkeme İş mahkemesi olmakla Görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Ortada iş kazasına yönelik bir tespit veya davalıların işveren sıfatı bulunmadığından davacının bu itirazına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilinin 03/05/2023 tarihli Bedel Arttırım Talebi; davacı vekili 03.05.2023 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırarak; davacı …’nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış olduğu;
-Bakıcı Gideri ve Tedavi gideri olarak (50 TL… Hastanesi’nde ve …hastanesinde yapılan 12.651,24 TL tedavi gideri ve 5.375,68 TL Bakıcı Gideri olmak üzere) 18.076,92 TL,
-Tam malul olunan dönem, işlemiş dönem ve bilinmeyen dönem güç kaybı/iş göremezlik tazminatı olarak 1.574.390,64 TL,
-Kazanç kaybı olarak 100 TL olmak üzere toplam 1.592.567,56 TL bedensel zararımızın tespiti ile haksız fiilin vuku bulduğu 22.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
-Davacı …’nun …nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış olduğu 50.000 TL manevi zararn tespiti ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan…, … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline,
-Davacı …ve…’nun …’nun 22.08.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uğramış oldukları ayrı ayrı 25.000 TL manevi zararın tespiti ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar…,… ve…’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan… olan, … sevk ve idaresindeki, davalı… (…) Sigorta şirketinin ZMMS olduğu taksinin davacıyı indirdiği sırada davalı Abdurrahman’a ait olup davalı …Sigorta şirketinin ZMMS olduğu aracın çarpması sonucu yaralanan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararı, tedavi ve bakım gideri zararı ile manevi zarar tazmini istemine ilişkindir.
Ek Dava Talebi; Davacı vekili 21.08.2019 tarihli ıslah dilekçesinde ek dava davacıları başlığı altında dava dışı …, … ve… yönünden manevi tazminat talepli Ek dava dilekçesi sunduğunu belirtmiştir. Mahkememizin 15/04/2022 tarihli ara kararı ile Davacı vekilinin 21/08/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, davaya …,…, …’nun eklenerek, manevi tazminat talebinin, ıslah yoluyla dahi dava konusu edilmeyen bir şeyin ithaline ve dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmamakla, taraf eklenme talebinin reddine (HGK-2011/1-364 E – 453 E. K.) karar verilmiştir.
Davacının talepleri karşısında davalı … sigorta şirketi cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Öncelikle bu husus değerlendirildiğinde kazanın 22/08/2007 tarihinde gerçekleştiği, davacının dava sürecinden sonra KTK 97 maddesi uyarınca davalıya başvurduğu, davalının borcu kabul etmediği, kısmi bir ödeme veya ikrar da bulunmadığı, davacının yaralanması itibariyle ceza soruşturması yapıldığı, eylemin suç niteliği nedeniyle TCK 66/1-e maddesi itibariyle haksız fiile ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin suçun taksirle yaralama vasfı gereğince 8 yıla uzadığı anlaşılmıştır. Davacı ceza soruşturma dosyasının varlığından haberdar olup şikayetini bildirmiş ancak sonrasında 27/05/2008 tarihinde şikayetinden vazgeçmiştir. Soruşturma dosyası ve en geç şikayetten vazgeçme tarihi itibariyle zarar ve fail davacı yanca öğrenilmekle 15/06/2016 dava tarihi itibariyle 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Davacı her ne kadar uzamış olağanüstü ceza zamanaşımı süresinin 12 yıl olduğunu belirtmekle 8 yıllık sürenin işletilemeyeceğini ileri sürse de ceza soruşturmasının takipsizlik ile sonuçlandığı, iddianame, sorgu gibi ceza zamanaşımını kesen sebepler gündeme gelmediğinden 12 yıllık sürenin ne cezai yönüyle ne de dosyamız kapsamında işletilemeyeceği anlaşılmakla Axa yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılardan… da zamanaşımını ileri sürmüş ise de süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görüldüğünden bu yöndeki defisine itibar edilmemiştir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370). Bunun yanında ağır yaralanma ve ölüm halinde zarar görenin yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilecektir.
Anılan yasal düzenlemeler kapsamı da gözetildiğinde taraf delilleri toplanmış, usulünce bilirkişi raporları alınmıştır. Meydana gelen kazada davalı Çetin’in malikliğinde, davalı …’nin sürücüsü, davalı … sigortanın ZMMS’si olduğu …plaka sayılı ticari taksinin davacı yolcusunu indirmek için durduğu ve davacının araçtan indiği esnada davalı Abdurrahman’ın kendisine çarptığı oluş şekline göre ticari taksi yönünden trafik kurallarına dair kusurluluk bulunmadığı tespit edilmekle davalılar Çetin, … ve … (…) Sigorta yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının sürekli ve geçici iş göremezlik, tedavi gideri ile bakıcı gideri talebi yönünden davalı …’ın tam kusurluluğu, TRH 2010 yaşam tablosu, davacının %14 maluliyet oranı, 9 aya kadar iyileşme sürecine göre karar tarihine en yakın tarihli olacak şekilde aktüer raporu alınmıştır. Hükme esas alınan 10/04/2023 tarihli rapora göre davacının 1.574.390,64-TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı kazadan sonra aynı yerde çalışmaya devam edip ücret kaybı yaşamadığından, maaşını eksiksiz almaya devam ettiğinden geçici iş göremezlik/kazanç kaybı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Alınan doktor bilirkişi raporuna göre davacının 2 ay süreyle bakıcı ihtiyacının bulunduğu tespit edilmekle kaza tarihine göre 585,00 TL üzerinden iki aylık asgari ücret olmak üzere 1.170,00 TL bakıcı giderine hak kazandığı görülmüştür. Yine doktor bilirkişi tarafından davacının SGK tarafından karşılanmayan belgeli ve belgesiz tedavi giderleri (özel hastane giderleri dahil) 02/01/2023 tarihli rapor ile 12.318,46 TL olarak hesap edilmiş, bu miktarlar itibariyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacağın haksız fiil ve zarara neden olan aracın hususi, şahsın tacir olmayan niteliği nedeniyle kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerekmitşir.
Davacı dava dilekçesi ile ileri sürdüğü talebini belirsiz alacak olarak ikame etmiş, sonrasında maluliyet oranının artması üzerine ek dava ve ıslah dilekçesi adı altında başlangıçtaki dava değerini 21/08/2019 tarihli dilekçesi ile henüz dosya kapsamında bilirkişi raporu alınmadan evvel 1.046.000,00 TL’ye artırmıştır. Davacı bu dilekçesinde artırdığı dava değerinin hala belirsiz alacak vasfında olduğunu vurgulamış ve açıkça ıslah dilekçesi olarak nitelendirmiştir. Alınan raporlar sonrasında alacak belirli hale gelmiş ve davacı 03/05/2023 tarihinde talep artırım dilekçesi sunmuştur. Davalılar her ne kadar bu talepler karşısında bir davada iki kez ıslah yoluna başvurulamayacağını belirtmiş iseler de ilk talebin ıslah olup bir kez yapıldığı, ikinci talebin de bedel artırım olup bir kez yapıldığı, davacının her iki talebinin birden mükerrer olacak şekilde davanın ıslahı veya bedel artırım dilekçesi mahiyetinde olmadığı gözetildiğinde usul ve yasaya aykırı yönü bulunmayan usul işlemlerine dair itirazlara itibar edilmemiştir. Davalı Abdurrahman’ın ilk olarak sunulan 21/08/2019 tarihli ıslah dilekçesine karşı da süresinde ileri sürülen bir zamanaşımı definin bulunmadığı, 03/05/2023 tarih bedel artırım dilekçesine karşı ileri sürdüğü zamanaşımı definin ise davanın belirsiz alacak niteliği karşısında sonuç doğurmadığı anlaşılmakla maddi tazminat taleplerinin bu davalı yönünden kabulü gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden tarafların kaza tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu, davacının yaşı, maluliyeti, iyileşme süreci, meydana gelen yaralanmanın niteliği, kazanın oluş şekli, davalı Abdurrahman’ın tam kusurluluğu, paranın alım gücü, ülkenin ekonomik durumu nazara alınarak kısmen kabul kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davacının … Sigortaya karşı açtığı maddi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle Reddine,
2-Davacının …, … (…) Sigorta ve… aleyhine açtığı maddi tazminat davasının ayrı ayrı Reddine,
3-Davacının … aleyhine açtığı Maddi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile; 1.574.390,64-TL sürekli iş göremezlik, 1.170,00 TL bakıcı gideri, 12.318,46 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.587.879,10 TL’nin 22/08/2007 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Abdurrahman Delice’den tahsili ile davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik (kazanç kaybı) ve fazlaya dair istemlerin ayrı ayrı Reddine,
4-Davacının …ve… aleyhine açtığı manevi tazminat davasının ayrı ayrı Reddine,
5-Davacının … aleyhine açtığı Manevi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile; 50.000,00-TL’nin 22/08/2007 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin Reddine,
6-…,…ve…’nun ek dava adı altında manevi tazminat olarak ileri sürülen talepleri hakkında usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Maddi Tazminat Talebi Yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 108.468,02-TL ilam harcından peşin alınan 6.122,97-TL’nin (21.08.2019 tarihli 3.911,00-TL ıslah harcı+15.06.2016 tarihli 344,97-TL peşin harç+1.867,00-TL tamamlama harcı toplamı) mahsubu ile eksik bakiye 102.345,05-TL ilam harcının davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 3.911,00-TL ıslah harcı, 344,97-TL peşin harç, 1.867,00-TL tamamlama harcı, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 6.152,17-TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan 5.503,90-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 5.487,70-TL’nin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalılardan … tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile iş bu davalıya verilmesine,
e-Davalılardan … (…) Sigorta tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile iş bu davalıya verilmesine,
f-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 175.030,33-TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
g-Davalılardan…, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.13/2 göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.688,46-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafa verilmesine,
ğ-Davalılardan … Sigorta ve … (…) Sigorta kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre ortak esastan red sebebi ile 80.000,00 TL’lik poliçe limitleri itibariyle talep edilen red miktarı gözetilerek göre hesaplanan 12.800,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalılara verilmesine,
8-Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.415,50-TL ilam harcının davalı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”