Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/614 E. 2018/1177 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/614 Esas
KARAR NO : 2018/1177

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 14/12/2018

Mahkememizde görülen davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, alacağın temlik eden … Bankasının… Şubesi ile dava dışı kredi lehtarı … Ltd. Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı … ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, işbu sözleşme kapmasında rotatif kredi ve gayrinakdi çek bedeli kendisi kullandırıldığı, kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle … Noterliğinin 16.02.2005 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen borcun ödenmediği, … İcra Müdürlüğü’nün … esas (yenileme … esas) sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, davalı kefilin asıl borca ve tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının, kefaleti nedeniyle borçtan sorumlu olduğu, sözleşme hükümleri, TTK 8.m, 1461/2.m.ve 3095 sayılı yasanın 2.maddesi hükmü uyarınca bankanın tespit ettiği oranda krediye gecikme faizi uygulandığı ve açılan takibin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, itirazın iptalini takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacı banka alacağının 12.03.2004 tarihli GKS dayanması nedeniyle zaman aşımına uğradığını, diğer yandan kefalet akdinin tesis edildiği tarihten bu yana geçen sürenin 10 yıllık süreyi aşmış olması nedeniyle, kefaletin geçersiz olduğu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Taraf vekilleri bilahare sundukları yazılı beyanları ile davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmişlerdir.
6100 sayılı yasanın 307.maddesi ve devam maddeleri gereğince feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir ve hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.Feragatin kayıtsız şartsız olması gerekir ve hüküm kesinleşinceye değin her zaman yapılabilir.Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve feragat eden davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir; kısmen feragat halinde ise yargılama giderleri buna göre belirlenir.
Bu yasal çerçevede değerlendirme yapıldığında, feragat ile davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan vazgeçer; feragatin tamamlanması için bu yöndeki beyanın Mahkemeye ulaşması yeterli olup Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Mahkeme sadece beyanın gerçekten feragat olup olmadığını ve kanunun öngördüğü şekilde yapılıp yapılmadığını araştırır. Davacının, feragat ile haktan vazgeçtiği nazara alındığında, Mahkemece yapılması gereken iş bu durumu tespit etmekten ibaret olmalıdır. Zira davacının hakkından vazgeçmesi ile Mahkemece çözüme kavuşturulması gereken bir uyuşmazlık kalmamıştır. Bu nedenle, sona eren uyuşmazlığın özü hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Nitekim feragat halinde yargılama giderlerine ilişkin olarak Yasada da “aleyhine hüküm verilmiş gibi” ibaresi kullanılmış, aleyhine hüküm verilen denmemiştir. Bu amaçla, Mahkememizce de feragatin yasada öngörüldüğü şekilde yapıldığı tespit edildikten başka davacının hakkından vazgeçmesine dair hüküm tesis edilmiş ve sona eren uyuşmazlık hakkında esas hakkında hüküm doğuracak şekilde davanın reddi yerine uyuşmazlığın davacının hakkından vazgeçmesi yani feragati ile son bulduğunun tespitine yönelik hüküm kurulmuş, feragat davacı, aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM:
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlığın feragat ile son bulduğunun tespitine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-492 sayılı Yasanın 22.maddesine göre hesaplanan 1/3 oranındaki harç 11,93 TL’nin peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere karar verildi. 14/12/2018

Katip …

Hakim …