Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/608 E. 2021/1010 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/608 ESAS
KARAR NO :2021/1010

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/06/2016
KARAR TARİHİ:18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01/02/2013 tarihinde ‘….’nin Enerji Yatırımalarına Ortak Olunması Yoluyla Finansman Yaratılmasına Destek Çalışmaları ile Mevcut İş Alanlarının Analizi” başlıklı bir sözleşme akdedildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden ”Başarı Primi Mutabakatı” şeklinde isimlendirilen bir belge daha imzalandığını, anlaşmalar gereğince davalı şirketin çalışmaya başladığı ve davalı şirketin bu çalışmanın karşılığında müvekkili davacı şirkete Aralık 2013 tarihine kadar yazılı olduğu şekilde aylık ücretleri ödediğini, müvekkili davacı şirket, 01.02.2013 tarihli anlaşmadan doğan edimlerini yerine getirmiş olmasına, sözleşme yürürlükte bulunmasına ve bu anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olan Başarı Primi Mutabakatı şeklinde isimlendirilen belgede müvekkili davacıya prim ödenmesini gerektiren koşullar tamamı ile sağlanmış olmasına rağmen davalı şirketin hak kazanılan primi müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine davalı şirketin, … 18. Noterliğinden 03.02.2016 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtamame keşide edildiği ve müvekkilince hak edilen başarı priminin 2.737.500 Amerikan Doları olduğunu, bu miktar veya belirlenebilecek gerçek yatırım miktarı üzerinden hesaplanacak başarı primi alacağının talep etme hakkı saklı tutularak, şimdilik 843.750 Amerikan Dolarının 15 gün içinde ödenmesi ihtar edildiğini, davalı tarafın bu açıklamaları ve cevabi ihtarnamesindeki kabul ve ikrar beyanı bir arada değerlendirildiğinde 365 milyon Amerikan Doları toplam finansal faydanın davalı tarafından elde edildiğini, davalı tarafından elde edilen 365 milyon Amerikan Doları toplam finansal faydanın % 0.75’nin ise müvekkilinin, davalının hak edişi olarak, davalı şirkete keşide edilen ihtarnamesinde de yazılı olduğu şekilde net 2.737.500 Amerikan Dolarının sabit olduğunu, davalı şirketin bugüne kadar müvekkili davacıya herhangi bir ödeme yapmamış olduğundan huzurdaki davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen sebepler gereğince; HMK mad.107 gereğince fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve toplam alacak miktarı yargılama sırasında tam olarak belirlendikten sonra müddeabihi ıslah hakları saklı kaydı ile davalı şirket ile müvekkili şirket arasında münakid anlaşma ve eklerinden doğan başarı primi alacaklarına karşılık olmak üzere (şimdilik) 10.000 Amerikan Doları alacaklarının, talep konusu Amerikan Doları cinsinden olan alacağın flili ödeme tarihindeki T.C Merkez Bankası efektif satış kuru hesabı ile Türk Lirası karşılığının tespit edilecek asıl alacağa dava tarihinden itibaren Amerikan Dolarına uygulanan faizi, avukatlık ücreti ve yargılama masrafları ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın eksik harç yatırdığından öncelikle bu hususun tamamlanması için kesin süre verilmesini talep ettiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/02/2013 tarihinde ”….’nin Enerji Yatırımalarına Ortak Olunması Yoluyla Finansman Yaratılmasına Destek Çalışmaları ile Mevcut İş Alanlarının Analizi” başlıklı bir sözleşme akdedildiğini, daha sonra davacı ile müvekkili şirket arasında sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden ”Başarı Primi Mutabakatı” akdedildiğini, hizmetin davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verilmiş olması, verilmiş olan bu hizmet nedeniyle müvekkili şirket tarafında bir sonucun doğmuş olması kayıt ve şart olduğunu, davacı tarafın dilekçesi incelendiğinde, Başarı Primi Mutabakatında ifade edilmiş başarı primine hangi hizmetlerin karşılığının hak edildiğinin taraflarınca tespit edilemediğini, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmenin yürürlükte olmadığını, davacının huzurdaki davadaki başarı primini hak edebilmesi için, hem alıcı ile satıcıları buluşturmuş olması hem de bu hukuki ve finansal detaylarında hizmet vermiş olması gerektiğini, somut olayda olayların bu şekilde cerayan etmediğinin açıkça ortada olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin simsarlık ilişkisi olduğu düşünüldüğünde Borçlar Kanununun 520. Maddesinin lafzi olarak yorumlamanın bile davacının davasının reddi sonucunu doğuracağını, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının öncelikle usulden reddini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 10/05/2018 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 04/10/2018 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ:
Sayın Mahkemece 06.03.2018 tarihli Duruşma Tutanağı ile verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin değerlendirilmesi sonucunda; dosya içeriğine göre yapılan incelemelere göre,
-Taraflar arasındaki ihtilafın, aralarındaki sözleşmelerde tanımlanan “Yatırımcı Süreci” kapsamında verilen hizmetlerin bedeli talebinin haklı olup olmadığı ve davacının sözleşmenin feshedildiği iddiasının geçerli olup olmadığı noktalarında olduğu,
-Yatırımcı süreci kapsamındaki hizmetlerin opsiyonel hizmetleri kapsadığının ve opsiyonu kullanma hakkının davalıya ait olduğunun “.. …’in opsiyonel olarak belirtilen “Yatırımcı Süreci”ni yürütmesi istendiği takdirde ..* şeklindeki sözleşme metninden çıkarılabildiği,
-Bu kapsamda davacının sözleşme ile yüklendiği hususların sözleşmede 5 başlık altında belirlendiği,
-Olaylar kronolojik sıra ile değerlendirildiğinde, dosyaya sunulan elektronik posta mesajları ve diğer belgelerden,
o Taraflar arasındaki ihtilafa konu sözleşmenin (Başarı Primi Mutabakatı) 25 Mart 2013 tarihinde yazılı şekilde kurulduğu,
o Sözleşme tarihinden sonra 15.04.2013 tarihinde Davacı şirket yetkilisi … tarafından … ismine (…) e-posta adresine gönderilen e-posta mesajı ile Davacının sözleşme kapsamındaki çalışmalarının başladığı,
o Davacı şirket yetkilisinin …’ye gönderdiği e-postaya benzer içerikteki başka açıklama ve talepleri …@… adresine 15 Nisan 2013 tarihli e-posta ile gönderdiği,
o Davalı … ile … arasında 06 Haziran 2012 tarihli Gizlilik Sözleşmesi; Davalı … ile …(… …) arasında 24 Haziran 2012 tarihli Gizlilik Sözleşmesi; Davalı … ile … (…, …) arasında 22 Mayıs 2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesi;Davalı … ile … … …, (…) arasında 22 Temmuz 2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesi imzalandığı,
© Dava dışı ve kendisinden finansman sağlanan … ile Davalı … arasındaki Gizlilik Sözleşmesi’nin tarihinin 05 Haziran 2013 olduğu,
© Davacı şirket ile …’den Muhtelif kişiler arasında, projenin tanıtılması, proje sahibi Davalı …’in finansal durumunun açıklanması, alternatif finansman yollarının değerlendirilmesi gibi konularda 15 Nisan 2013, 17 Nisan 2013, 19 Nisan 2013, Mayıs 2013, 09 Mayıs 2013, 14 Mayıs 2013 tarihli e-posta yazışmalarının dosya mevcut olduğu,
© Davacı şirket tarafından hazırlandığı anlaşılan
* Ön IPO (İlk Halka Arz) Öncesi Yatırım Özeti başlıklı ABD Doları cinsinden hisse senedine dönüştürülebilir tahvil yoluyla finansman değerlendirildiği İngilizce 3 sayfalık Metin, bu değerlendirmenin sunumu ilişkin 4 sayfalım sunum metni (28 Ağustos 2013 tarihli),
* Yatırım Öncesi ve Sonrası Yönetim ve Danışmanlık Hizmetleri (2013 Çeyrek) başlıklı yatırıma ilişkin Ana Tez (Yaklaşım), Yatırımı Girişimcisinin ve Şirketin Tanıtılması, Yatırımın İçinde Bulunduğu Piyasanın Özellikleri, Şirketin Stratejileri, Özet Finansal Bilgileri ve Şirketin Hedefleri, Yatırımın Finansman İhtiyacı başlıklarını kapsayan 13sayfadan oluşan İngilizce sunum metinlerinin dosyada mevcut olduğu,
© Daha sonraki tarihlerde … ile yapıları e-posta yazışmalarında Davacı şirket e-posta adreslerinin yer almadığı, bu yazışmaların … e-posta adresi uzantılı ve Davalı … e-posta adresi uzantılı muhtelif kişiler arasında yapıldığı,
o Dolayısıyla, tespit edebildiğimiz kaşarıyla, 2013 Mayıs ayı ortalarından sonra Davacı şirketin Davalı … ve Dava dışı … ile birlikte dahil olduğu bir e-posta yazışmasına dosyada rastlanmadığı; Ağustos 2013 tarihli değerlendirme ve sunum metninin fiilen kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldı ise nerede ve şekilde kullanıldığı hususunun dosyadan tespit edilemediği,
o Dosyaya 18 Mart 2014 tarihli sunulan elektronik posta mesajından, Dava tarafları arasındaki son sözleşme tarihinden yaklaşık bir yıl sonraki tarih itibariyle, Davacı şirketin yokluğunda, Davalı … ile Dava dışı … arasında finansman sağlama aşamasının ileri noktalarına geçildiği hususlarının tespit edildiği,
o Taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen 5 ayrı koşulla ilgili olarak,
*Davacının Sözleşmede bulunan finansman kuruluşlarının bir kısmı ile yazışmalar yaptığı, Davalı …’in tanıtımına ve finansman yollarının araştırılmasına yönelik girişim ve araştırmalarda bulunduğu,
* Ancak “görüşülecek yatırımcılarla tüm görüşmelerin Yönetim kurulu başkanının onayladığı çerçevede yürütülmesi ve üst yönetimin bilgilendirilmesi” koşulunu sağlayan çalışmaların yapıldığını gösterir bir belgeye dosyada rastlanmadığı,
* Davacı tarafın çalışmalarının *Yatırımcılarla Term Sheet, İyi Niyet Mektubu veya Ön Anlaşmaların Yapılması Sırasında Müzakerelerin Yapılmasına Destek Olunması” aşamasına ulaştığını ve bu kapsamdaki koşulların sağlandığını gösterir bir belgeye dosyada rastlanmadığı,
* Davacı tarafın çalışmalarının “Anlaşmaların İmzalanmasını Müteakip Dataroom Hazırlanması ve Güncellenmesi Konularında Davalının İlgili Ekipleriyle Birlikte Çalışılması ve Due Diligence Sürecine Destek Olunması” aşamasına ulaştığını ve bu kapsamdaki koşulların sağlandığını gösterir bir belgeye dosyada rastlanmadığı,
*Davacı tarafın çalışmalarının “Şirket Ortaklık ve/veya Satış Anlaşmalarının (SHA, SPA vb) Avukatlar Tarafından Hazırlanacak Taslaklarının Sonuçlandırılmasında ve İmza Sürecinde Destek Olunması” aşamasına ulaştığını ve bu kapsamdaki koşulların sağlandığını gösterir bir belgeye dosyada rastlanmadığı,
* Davacı tarafın çalışmalarının “İşin Sonuçlandırılması ve Kapanış Aşamalarında Destek Olunması” aşamasına ulaştığını ve bu kapsamdaki koşulların sağlandığını gösterir bir belgeye dosyada rastlanmadığı,
– Bu çerçevede, davacının herhangi bir hak talebinde bulunamayacığı tespit ve kanaatlerimizi, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 21/03/2019 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 26/06/2019 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ;
Sayın Mahkemece 21.03.2019 tarihli Duruşma Tutanağı ile verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin değerlendirilmesi sonucunda;
a)Davacı tarafın Kök Rapora itirazları kapsamında Kök Rapordaki tespitlerimizi ve değerlendirmelerimizi değiştirmeyi ya da düzeltmeyi gerektirecek bir durumun oluşmadığı, ek bir delil veya belgenin dosyaya girmediği,
b)Mahkemece verilen ihtimalli raporm hazırlanması görevi çerçevesinde, Davalı şirketin 11.08.2015 tarihinde …’den elde ettiği 365.000.000 ABD Doları (USD) üzerinden
i. %0,75 oranı üzerinden Davacının hak kazanabileceği başarı primi tutarının 2.737.500 USD olarak hesaplandığı,
ii. %0,50 oranı üzerinden Davacının hak kazanabileceği başarı primi tutarının 1.825.000 USD olarak hesaplandığı tespit ve kanaatlerimizi, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 26/09/2019 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda 2. ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin tarihli 2. ek raporunda özetle;
”SONUÇ:
Sayın Mahkemece 26/09/2019 tarihli Duruşma Tutanağı ile verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin değerlendirilmesi sonucunda;
a)Davacı tarafın Kök Rapora itirazları kapsamında Kök Rapordaki tespitlerimizi ve değerlendirmelerimizi değiştirmeyi ya da düzeltmeyi gerektirecek bir durumun oluşmadığı, ek bir delil veya belgenin dosyaya girmediği, tespit ve kanaatlerimizi, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 12/03/2020 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 04/01/2021 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAATİMİZ:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere,
1-)Davacının sözleşmede belirtilen yönetim sürecine ilişkin tüm hizmetleri yerine getiremediği, bunun davacının da kabulünde olduğu, ancak borçlarının yerine getirilmesine engel olanın davalı olduğunu belirttiği, davacı tarafından “ek bilirkişi raporu alınması”na yönelik dilekçesinde listelediği mailler incelendiğinde, yönetim sürecine ilişkin bazı yükümlülükleri yerine getirdiği, Buna göre;
a-)Sayın mahkeme, ticaret hayatının olağan akışına göre, davacının yönetim sürecine ilişkin bazı borçlarını yerine getirmeye başladıktan sonra edimini yarıda bırakmasının kendi kusurundan kaynaklanmadığı, davalının ifaya katılması gerekirken katılmadığı kanaatine ulaşırsa, davacının borcunu ifa ettiği, davalının alacaklı temerrüde düştüğü böylece davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin tamamını yerine getirmesine engel olunması nedeni ile ücrete hak kazanacağı sonucuna ulaşabileceği,
b-)Sayın mahkeme aracı tellalın ücrete hak kazanabilmesi için simsarın faaliyetinin, öngörülen sonucun gerçekleşmesindeki “tek” veya “en etkili” saik (sebep) niteliğinde olmasının şart olmadığı, davacının faaliyetleri ile davalı ile … arasında sözleşmenin kurulmasına katkı/destek sağladığı kanaatine ulaşırsa davacının ücrete hak kazanacağı sonucuna ulaşabileceği,
2-)Başarı priminin 0,50 olarak değiştirildiğine dair bir belgeye rastlanılamadığı,
3-)Taraflar arasındaki sözleşmenin süresiz olarak akdedildiği ve akside kararlaştırılmadığı için sözleşmenin yürürlükte olduğu,
4-)Başarı primi mutabakatında davalı şirketten faaliyetler için önceden izin alındığı,
5-)Sayın mahkeme alacağın bulunduğu yönünde kanaate ulaşırsa davacı alacağının 913.945,31.USD olduğu,
Hukuki tavsif ve değerlendirme ve takdir münhasıran Sayın Mahkeme’nizin yetkisinde olmak üzere, işbu görüş ve tespitlerimiz Sayın Mahkeme’nizin yüksek takdirlerine saygı ile arz olunur.” denilmiştir.
Mahkememizin 11/02/2021 tarihli celsesi 1 numaralı ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 14/07/2021 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAATİMİZ;
Yapmış olduğumuz inceleme ve değerlendirmeler tümüyle Mahkemenin takdirinde olup, kök rapordan sonra görüşümüzde değişiklik yapılmasını gerektirecek yeni bir bilgi veya belge dosyaya girmemiş olduğundan değerlendirmelerimiz aynen muhafaza edilmektedir.” denilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan 01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol uyarınca ve protokole ek şirketlerden … Şirketi ile davalı şirket arasında yatırım anlaşması imzalanması nedeniyle başarı primine hak kazandığı iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Taraflara dilekçe teati aşamasında ileri sürdükleri bu hataları yine süresinde sundukları hangi delillerle ispat edileceği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş ise de tarafların daha önceki beyanları aynen tekrar ettikleri görülmüştür.
Davacının ibraz edilen ticari defterleri incelendiğinde, dava konusu 01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol gereğince sadece personel giderlerine katlanmış olduğunun ispat edildiği anlaşılmıştır.
01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol incelendiğinde, 7. maddesinin sadece yatırım danışmanlığı hizmetine yönelik olduğu, 8-12. maddelerinde davalıdan yatırım sürecini büyütmesinin istenildiği takdirde aylık sabit ücretle ek olarak başarı primi verileceğinin kararlaştırıldığı,
Tarafların Başarı Prim Mutabakatını önceden yaparak potansiyel yatırım listesinde belirtilen ve dava konusu olan … ile yatırım anlaşması yapılmasının bu sözleşme kapsamında başarı primi ödenmesi için anlaşma sağlanacak şirket listesine alındığı, davalının … ile yapacağı sözleşmeden dolayı davacının başarı primine hak kazanabilmesi için sadece sözleşmenin kurulması yeterli olmayıp sözleşmenin kurulmasına kadar ki sürece aktif olarak katılması ve sözleşmedeki 8-12. maddelerinde faaliyetleri gerçekleştirmesinin olmasının gerektiği,
Sözleşmedeki tüm yükümlükler dikkate alındığında, sözleşmenin karma bir sözleşme olup hem yatırım danışmanlığı hizmet alım sözleşmesi hem de tellallık sözleşmesi niteliğinde olduğu, tellallık sözleşmesi gereğince ancak sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazanılabileceği, bunun için de tellalın belirli bir faaliyette bulunması, tellalın faaliyeti ile esas sözleşmenin kurulması arasında illiyet bağının bulunması gerektiği,
01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol’deki Yönetim Süreci başlığı altında düzenlenen 8-12. maddeler arasındaki desteklerden sadece 8. maddedeki desteğin kendileri tarafından yerine getirilebileceği, diğer hususlara davalının engel olduğunu davacı taraf iddia etmekte olup, bilirkişi incelemesinde de sabit olup, 8. maddedeki tüm faaliyetleri ve 9. maddedeki faaliyetlerin bir kısmının davacının yerine getirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, 8. maddedeki desteğine ilişkin e-mailler ibraz etmiş olup, bilirkişi kurulunca da varılan kanaate göre davacının davalı ve … arasında esas sözleşmenin imzalanmasına katkı sağlayacak faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol’ün 10-11 ve 12. maddelerindeki faaliyetler maliyeti itibariyle davalının da ifaya katılmasını gerektirmektedir.
Tüm bu hususlara göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, 01/02/2013 tarihli Barışı Mutabakatı Başlığı Altında Protokol’ün 9. maddedeki bir kısım desteklerin ve 10,11 ve 12. maddelerdeki desteklerin yerine getirilmesinde davalının bir engellemesinin söz konusu olup olmadığı, engellemesi var ise dava konusu alacağa etkisi hususunda toplanmaktadır.
Bilirkişi kurulu tarafından davacının … ile yaptığı yazışmalar dikkate alındığında, başladığı ifayı yarıda bırakmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, simsarlık sözleşmesi açısından uygun nedensellik bağı yanında psikolojik nedensellik bağının da illiyet bağı açısından geçerli olduğu, tellallık sözleşmesi sona erdikten sonra elverişli bir çalışma göstermek şartıyla asıl sözleşmenin kurulması söz konusu olur ise tellalın çalışmasının yararlı olduğuna dair fiili karine bulunduğu, davacının yönetim sürecine ilişkin bazı borçlarını yerine getirmeye başladıktan sonra edimini yarıda bırakmasının kendi kusurundan kaynaklanmadığı, davalının Aralık 2013’teki toplantıda davacı ile olan mutabakatı sonlandırdığı ifadesi de davacının bu alanda hizmet vermesini kabul etmedikleri yani borçlu ifaya hazır olmasına rağmen alacaklının ifayı kabul etmediğini gösterdiği, davalının ifaya katılması gerekirken katılmadığı kanaatine ulaşmış ve davacının borcunu ifa ettiği, davalının alacaklı temerrüdüne düştüğü böylece davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin tamamını yerine getirmesine engel olunması nedeniyle ücrete hak kazanacağı kanaati bildirilmiştir.
Kök raporda her ne kadar davacı şirketin dava dışı … ile 2013 Mayıs ayı ortalarından sonra birlikte dahil olduğu bir e-posta yazışmasının dosyada rastlanılmadığı beyan edilmiş ise de, davacı vekilinin kök rapora itirazının 4-9. sayfalarında somut olarak 2013 Mayıs ayından sonrada davacı ile … arasında mailleşmelerin bulunduğu, davacı ile … arasındaki en son 05.09.2013 mailleşmede davacı tarafından gönderilen projeksiyonların ancak Eylül ayı içinde değerlendirilebileceğinin beyan edildiği, ancak davacı tarafça …’nin beyanı doğrultusunda Eylül, Ekim ve de Kasım 2013’de … ile neden irtibat kurulmadığının ispatlanamadığı bu hususta davalının eylemleriyle, davacının … ile irtibat kurmasının engellendiğine ilişkin bir ispatın bulunmadığı,
Her ne kadar bilirkişi kurulunca ”davalının Aralık 2013’teki toplantıda davacı ile olan mutabakatı sonlandırdığı ifadesi de davacının bu alanda hizmet vermesini kabul etmedikleri yani borçlu ifaya hazır olmasına rağmen alacaklının ifayı kabul etmediğini gösterdiği” şeklinde görüş beyan edilse de, Eylül, Ekim ve de Kasım 2013’de davacının, … ile irtibat kurmaması olgusu dikkate alındığında, bilirkişinin bu kanaatinin yerinde olmadığı, davalının Aralık 2013 toplantısına ilişkin beyanının tarafların birlikte bu karara vardığı şeklinde olup ikrarın bölünemeyeceği ancak ikrardaki davacının da bu iradede olduğu hususunun ispatlanamaması nedeniyle bu ikrarın hükmede esas alınamayacak ise de, Eylül, Ekim ve de Kasım 2013’te davacının … ile irtibat kurmaması hususu dikkate alındığında tarafların ortak iradesi ile sözleşmenin sonlandırılması -ispatlanamasa da- ihtimalinin kuvvetlendiği;
Bilirkişi kurulunca ” davacının … ile yaptığı yazışmalar dikkate alındığında, başladığı ifayı yarıda bırakmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu” kanaati bildirilmiş ise de, sözleşmelerin ifa edilememesi veya sona erdirilmesi açısından ticari hayatın olağan akışı içerisinde bir çok ihtimalin bulunduğu, bu ihtimallerden birinin de … şirket müdürü… tarafından gönderilen 30/09/2015 tarihli mailde bahsedilen davacı şirket yetkilisi …’in 2013 yılının başında yaptığı açılımın olumsuz olduğu, önerisinin hiçbir bakımdan uygun olmaması olduğu, ancak maildeki bu iddialarında bir beyan olup ispatının olmadığı, bu hususun gerekçede belirtilmesinin nedeninin sözleşmelerin ifa edilememesi veya sona erdirilmesi açısından ticari hayatın olağan akışı içerisinde bir çok ihtimale ilişkin bir örnek olarak göstermek olduğu,
Tüm bunlara göre mahkememizce uyuşmazlığın esasına etki eder temel sorunun … yetkilisinin beyanına göre Eylül, Ekim ve de Kasım 2013’de görüşülmesi gerekliliğine rağmen neden görüşme yapılmadığı, buna davalı tarafın nasıl engel olduğunun ispatı konusunda olduğu, bu hususlarda ispat yerine getirilmemiş olmakla, 10.04.2014 tarihinde yatırım (finansman) sağlama aşamasının ileri noktalarına geçilmesi ve 2015 yılında yatırım anlaşması yapılması şeklindeki olayımızda davacının faaliyetleri ile gerçekleşen yatırım sözleşmesi arasındaki illiyetin kesildiği anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın, 42.650,21-TL peşin harçtan düşümü ile artan 42.590,91-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 108.136,05-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 6.067,24-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,

Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.18/11/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …