Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/605 E. 2020/419 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/605 Esas
KARAR NO:2020/419 Karar

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ESAS DAVA TARİHİ: 06/06/2016
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:19/07/2017
KARAR TARİHİ:14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 27/11/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, davalı … şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kusurlu olarak neden olduğu trafik kazasında, davacının yaralandığını ve kalıcı şekilde sakatlandığını, … Üniversitesi Tıp Fakültesi ve … Devlet Hastanelerinde tedavi gördüğünü, davacının meslekte kazanma gücü kaybı zararı için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt -Avans faizi ile tahsili ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretini de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 05/12/2016 tarihli Cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından hasar dosyası kapsamında 21/04/2016 tarihinde 21.469,00-Tl tazminat ödemesi yapıldığını, fahişlik söz konusu olmayacağından ibranamenin iptal edilemeyiceğini, içeriğine yer verdikleri Yargıtay kararları uyarınca talebin reddi gerekceğini, davalı … şirketini sorumluluğunun, K.T.K. ve Poliçe Genel Şartları gereğince poliçe limiti dahilinde sigoratlı araç sürücüsünün kusuru oranıda ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı bulunduğunu, kusur oranının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Dairesine sevkine karar verilmesini, davacının aynı şeklide maluliyet oranını Adli Tıp marifetiyle tespiti gerektiğini, hesaplamanın bu tespitten sonra Aktüer bilirkişi marifetiyle yapılmasını, kazanç kaybı efor kaybı varsa tedavi gideri ve geçici iş görmezlik taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, 6111 sayılı kanun uyarınca kaza nedeniyle meydana glene tüm sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından ödenmeyeceğinin hükme bağlandığını, faiz talebinin haksız olduğunu, kabul anlamında olmamak kaydı ile sadece dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, kaza tarihinde faiz talep edilemeyeceğini, belirterek haklarında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile Birleşen …ATM nin … E sayılı dosyasında dava dilekçesini özetle; 27.11.2015 tarihinde müvekkilinin müteveffasının gerçekleşen trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, davacıya destek olan müteveffanın kusurunun davanın sonucuna bir etkisinin bulunmadığını, davanın mirasçılık sıfatına istinaden değil destekten yoksun kalma zararına uğrayanlar sıfatıyla açıldığını, müteveffanın ölmeden önceki gelir durumunun asgari ücretin üzerinde olduğunu, tazminat talebinin destekten yoksun kalmaya ve müteveffanın vefatından sonra yapılan yemek verme masraflarına ilişkin olduğunu, davalı şirketin kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısı olması sebebi ile sorumluluğunun bulunduğunu, faizin kaza tarihinden itibaren avans faizi olarak hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle huzurdaki dava ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/605 E sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini, müvekkili için mahkemece belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri tazminatının davalıdan temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt avans faizi ile tahsili ile alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememiz dosyasına sunduğu, birleşen davaya cevap dilekçesini özetle; İlyas Çakır, dava konusu kazada müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsü olup %100 kusurlu olduğunu, davacıların desteği aynı zamanda zarardan sorumlu kişi olduğunu, davacıların kendi kusurundan yararlanarak tazminat talep etmesinin, gerek mehaz kanunda gerekse hukukumuzun genel hükümlerinde hukuki dayanağı olmadığını, davacı taleplerinin, HGK kararı doğrultusunda trafik sigortası genel şartlarına göre açıkça teminat dışı kalması nedeniyle davanın reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya öncelikle kazada yaralanan davacının maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesine gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 16.12.2019 tarihli raporunda davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle; Meslekte Kazanma Gücünden Kayıp Oranının % 18 olduğu, Tıbbi iyileşme süresinin (4) ay olduğu belirtildiği görülmüştür.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin maluliyet raporu ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 06.06.2020 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Dava dışı sürücü …’ın idaresindeki ve kendisine ait … plakalı otomobili ile seyrederken hızını aracının teknik özelliklerine, görüş ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; kendi beyanına göre önüne aniden siyah bir hayvanın çıkması üzerine otomobilinin kontrolünü kaybederek tek taraflı kazaya karıştığı, Arka koltukta oturan kayınvalidesi …’ın ölümüne ve kendisi ile birlikte ön yolcu koltuğunda oturan eşi …’ın yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, Davacı yolcu …’ın eşinin idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı, Dava dışı müteveffa yolcu …’ın damadının idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı; İşbu rapordaki kusur değerlendirmesinin … Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. numaralı dosyasında bulunan bilirkişi raporu ile uyumlu olduğu; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede; davacıya yapılan ödeme ile maddi zarının % 56 oranında karşılandığı; buna göre davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğu, Dava dilekçesi kapsamında açıkça talepte bulunulmayan davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.641,72 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararı bakiyesinin 27.342,26 TL olduğu, bu tutar yönünden davalı sigortacının 21.04.2016 tarihli kısmi ödeme tarihinde temerrüde düştüğü, Davacı müteveffa annesinin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile destekten yoksun kalma maddi zarar tazminatı talep etmekte ise de; davacının kaza tarihinde evli bir yetişkin olması nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve bu talep yönünden maddi tazminat hesabına yer olmadığı, Müteveffa … için talep olunan cenaze defin giderinin 2.000.00 TL sının vefat tarihi itibariyle yerinde bulunduğu ve bu tutar yönünden davalı sigortacının 05.06.2017 tarihli red yazısı tarihinde temerrüde düştüğü” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin maluliyet raporu davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada 27/11/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, davalı … şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın kusurlu olarak neden olduğu trafik kazasında, davacının yaralandığını … Üniversitesi Tıp Fakültesi ve … Devlet Hastanelerinde tedavi gördüğünü dav kalıcı sakatlık zararının ve meslekte kazanma gücü ve efor kaybının tespit olunarak aktüer hesaplamasının yapılması gerektiğini belirterek, dava dilekçelerinde içeriğine yer verilen Yargıtay kararları uyarınca Fazlaya ait alacak maddi tazminattan doğan tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile bu dava açılmıştır.
Sürücülerin hızlarını görüş ve yol şartlarına göre ayarlamaları; herhangi bir olumsuzlukla karşılaştıklarında emniyetlice manevra yapabilecekleri veya durabilecekleri hızla seyretmeleri gerekir. Otomobilin hızı görüş ve yol şartlarına göre yüksek olması nedeniyle kazanın meydana geldiği anlaşıldığından, sürücü … asli ve tam kusurludur. İşbu rapordaki kusur değerlendirmesi, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. numaralı dosyasında bulunan bilirkişi raporu ile uyumludur.
Dava dışı sürücü …’ın idaresindeki ve kendisine ait … plakalı otomobili ile seyrederken hızını aracının teknik özelliklerine, görüş ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; kendi beyanına göre önüne aniden siyah bir hayvanın çıkması üzerine otomobilinin kontrolünü kaybederek tek taraflı kazaya karıştığı; arka koltukta oturan kayınvalidesi …’ın ölümüne ve kendisi ile birlikte ön yolcu koltuğunda oturan eşi …’ın yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı yolcu …’ın eşinin idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava dışı müteveffa yolcu …’ın damadının idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı kanaatine varılmıştır. … tarafından tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sorumluluğu temin edilen, … plakalı vasıtanın 27.11.2015 tarihinde , karıştığı kaza sonucu davacının yaralanması ve aynı kazada annesinin de vefat etmesi, desteğini yitirmesi dolayısıyla talep olunan tazminata ilişkindir. gereğince zarar gören başvuru sahibinin tazminat talep etme ve ° Aktif Dava Hakkı “bulunduğu, davalı sigortacının kazaya neden olan kusurlu aracın riziko tarihinde geçerli Trafik sigorta sözleşmesi ile rizikoyu üstlenen taraf olarak ” Pasif Husumet Sıfatı ” nın mevcut olduğu benimsenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmünü haizdir. Aynı kanunun 85. Maddesinde ise; 14Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartları A.l maddesinde poliçenin kapsamı başlığı altında “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklindeki düzenleme ile 2918 sayılı yasanın 85. md. düzenlemesine paralel bir düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas:2012/17-215 Karar:2012/413 Karar Tar: 27.06.2012 ZMSS Poliçesinin niteliği ve tanzim eden şirketin sorumluluğuna ilişkin ayrıntılı anlatımda bulunulmuş ve neticede; “….2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı kabul etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Özel Dairelerinin son kararlarında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu, motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören 3.şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işleteninin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu belirtilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’ııin 2013/6884 E,2013/8755 K.sayılı kararında, 2918 sayılı KTK’nun 92.maddesinde, trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığının düzenleme altına alındığı, burada örnekseme yoluna gidilmeyip, tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan hallerin sayıldığı, 92/b maddesinde yer alan ve işletenin, eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bulunduğunu, anılan kişilerin ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlarının İse zorunlu sigorta kapsamında olduğunun kabul edildiği, araç sürücüsü veya yakınların taleplerinin ise 92. Madde kapsamında yer almaması nedeniyle sigortacının sorumluluğunda olduğunun kabul edildiği belirtilmiştir.
Yine aynı kararda, Destekten Yoksun Kalma tazminatının, (6102 sayılı B.K-53. vd.Md ) 818 sayılı BK’ nun 45/11. Maddesinde düzenlendiği, buradaki amacın, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması ve olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesi olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde. Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu hususu vurgulanmıştır.
Asıl ve ıslahla açılan kabulü ile geçici işgörmezlik için 3.641,72 Tl, Kalıcı işgörmezlik için 27.342,26-Tl ile 2.000.-Tl cenaze defin gideri olmak üzere toplam 32.983,98 Tl nin 05.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, Karar vermek gerekmiştir.
Kural olarak işleten murisin, İster kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesinin olanaklı olduğu, belirtilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu Md. 53/3.’e göre, ölüm halinde uğranılan zararlar arasında müteveffanın desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplara yer verilmiş olup, buradaki önemle vurgulanacak destek kavramının ölüm ile ortaya çıkacağı ve müteveffanın desteğinden söz edebilmek için, ölmeseydi o kişinin geçimini kısmen ya da tamamen karşılıyor ya da ilerde kuvvetle muhtemel karşılayacak olması gerektiği, bu karşılamanın geçici olmaması, eylemli ve düzenli olması, zararın meydana geldiği olaydan sonra da devam ediyor olması gerektiğine açıkça işaret edilerek destek konusunda olay anında kişi yada kişilere var olan destek için “fiili (gerçek) destek”, denilmiştir.
BK.nun 45. maddesi anlamında “destek” kavramı, hukuki bir ilişkiyi ( yasa veya sözleşme ) değil, fiili durumu amaçlar. Yasadan veya sözleşmeden doğan bir “bakma yükümlülüğü” bulunmasa dahi, fiilen ve düzenli biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasa idi az çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse, destek olarak sayılmıştır. MK.nun 6. maddesi hükmünce, bu davalarda isbat yükü kural olarak davacıya düşeceğinden buna göre destek tazminatı istemine ilişkin bir uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için, ölenin bakım yükümlülüğünün hukuki kaynağının, ölümden önce sahip olduğu veya gelecekte sahip olabileceği bakım gücünün, yapmakta olduğu veya yapabileceği yardımın mahiyet ve derecesinin, desteğini yitirenin de halen içinde bulunduğu ihtiyaç durumu ile gelecekte düşebileceği ihtiyaç durumunun ortaya konulması gerektiği anlaşılmıştır
Birleşen dava dosyasında yer alan (…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E) davacı taraf delilleri kapsamında Destekten Yoksun Kalma Tazminatı talebinde bulunan 01.05.1955 doğumlu …’ ın (01.05.1941 ) doğumlu 74 yaşında ölen …’ ın çocuğu olduğu anlaşılmakla annesinin “fiili (gerçek) destek” olduğuna dair dosyada belge bulunmadığı Yargıtay kararlarında “destekten yoksun kalma” tazminatının istenebilme koşullarının “Destekten Yoksun Kalma”, “Destek”, “Bakma Yükümlülüğü” ,”Bakım İhtiyacı” ,”Bakma Gücü” kavramları olduğu saptanmış olmakla Nihai Takdir Sayın Mahkeme’ ye ait olmak üzere somut olayın incelenmesine göre Bilirkişi Kurulu’ muzca davacının yetişkin evli olması – annesinin desteği ile geçindiğine dair dosya kapsamında buna ilişkin özel bir delil sunulmamış olması nedeniyle herhangi bir hesaplama yapılması mümkün olmamıştır.
Dava dışı sürücü …’ın idaresindeki ve kendisine ait … plakalı otomobili ile seyrederken hızını aracının teknik özelliklerine, görüş ve yol şartlarına göre ayarlamadığı; kendi beyanına göre önüne aniden siyah bir hayvanın çıkması üzerine otomobilinin kontrolünü kaybederek tek taraflı kazaya karıştığı; arka koltukta oturan kayınvalidesi …’ın ölümüne ve kendisi ile birlikte ön yolcu koltuğunda oturan esi …’ın yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu;
Davacı yolcu …’ın eşinin idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafık kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı,
Dava dışı müteveffa yolcu …’ın damadının idaresindeki ve yolcu olarak bulunduğu … plakalı otomobilin kullanımına herhangi bir müdahalesi olmadığı için Ölümlü, yaralan malı, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı ve dosya kapsamında müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir tespit olmadığı;
Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede; davacıya yapılan ödeme ile maddi zarının %56 oranında karşılandığı; buna göre davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğu, Dava dilekçesi kapsamında açıkça talepte bulunulmayan davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.641,72 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararı bakiyesinin 27.342,26 TL olduğu, bu tutar yönünden davalı sigortacının 21.04.2016 tarihli kısmi ödeme tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunun alınmasından sonra davacı raporda sözü edilen miktara davasını ıslah ederek tebliğ edildiği halde cevap vermediği görüldü.
Bu durumda birleşen, Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile geçici işgörmezlik için 3.641,72-TL Kalıcı işgörmezlik için 27.342,26-Tl ile 2.000.-Tl cenaze defin gideri olmak üzere toplam 32.983,98-TL nin 05.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Birleşen, Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile geçici işgörmezlik için 3.641,72 Tl, Kalıcı işgörmezlik için 27.342,26 Tl ile 2.000.-Tl cenaze defin gideri olmak üzere toplam 32.983,98-TL nin 05.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Esas davada, Karar ve ilam harcı 2,116,51-TL nin peşin ve ıslahla alınan 136,40-TL den düşümü ile kalan 1.980,11-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Esas Davada, Davacı tarafından yatırılan 172,40-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Esas Davada, Davacı tarafından yapılan 1.279,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Esas Davada, Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince takdir olunan 4.647,60-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Birleşen Davada; 136,62-TL karar harcının peşin alınan 31,40-TL den düşümü ile kalan 105,22-TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7- Birleşen Davada, Davacı tarafından yatırılan 67,40-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Birleşen Davada, Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 2.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Birleşen Davada, Davalı kendilerini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden takdiren 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza