Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/586 E. 2022/325 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/586 Esas
KARAR NO : 2022/325

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2016
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

——————————————————————————————————————————
BİRLEŞEN İSTANBUL … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ : 31/05/2016

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, tapuda… parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu otoğaz satış ve servis istasyonunda otogaz satışı yapılması amacıyla 06.05.2012 tarihli ve 5 yıl süreli … Standart Bayilik Anlaşması akdedildiğini, davalı taraf keşide ettiği Kayseri… Noterliği’nin 02.09.2015 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili şirket ile akdettiği bayilik anlaşmasını tek taraflı olarak feshettiğini, davalı tarafın münakit Bayilik Anlaşması’nı süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi üzerine müvekkili şirket tarafından keşide edilen Kadıköy … Noterliği’nin 18.09.2015 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarı ile müvekkilinin fesihten kaynaklı kar kaybı alacağı olan 231.394,00 TL +KDV’nin ve 50.000,00 USD cezai şart alacağının 7 gün içerisinde müvekkili şirkete ödenmesi ihtaren davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin bayilik anlaşmasını süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi nedeniyle müvekkili şirketin muaccel hale gelen kar kaybı ve cezai şart alacağı davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, bu nedenle davacının 50.000,00 USD tutarındaki cezai şart alacağının şimdilik 5.000,00 USD’sinin temerrüt tarihi olan 05.10.2015 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş.ve…A.Ş ile müvekkili arasında müvekkile ait Kayseri İli Melikgazi İlçesi … pafta, … parsel nolu alanda kurulu akaryakıt istasyonunda akaryakıt ve otogaz satışı yapılması konusunda …Standart Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, açılan dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere dava bu sözleşemeye ilişkin kar kaybı ve cezai şart talep ve iddiası olup dolayısıyla davanın açılacağı yer mahkemesi Kayseri olduğunu, davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, dava bayilik sözleşmesine dayalı olarak ve belirli tarihler çerçevesinde olduğu için dava dilekçesindeki talepler açıkça belirlenebilir nitelikte olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL kar kaybı+5.000 USD’nin TL karşılığı cezai şart için harç yatırmış ancak 231.394TL+50.000 USD zararının olduğunu hem dava dilekçesinde hem de noter ihtarında iddia ve talep etmekle davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi mümkün olmadığını, davalının sözleşme başlangıcından yürürlüğün sona erdirilmesine kadar her aşamada tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sona erdirmeden önce de mali yükümlülükleri yerine getirmiş ve en önemlisi de çok öncesinde ihtar yolu ile ihbar ederek karşılıklı kabul ile aralarındaki ilişkiyi bitirdiklerini, davacı tarafça alınan mal bedelinin doğan borçlar kapatılması halinde sona erdirilmesinde sorun olmayacağı bildirilmekle ihbardan sonra cevap verilmemesi de zımnen kabulün ispatı olduğunu, müvekkili firmanın mali sıkıntılar çekmesi sebebiyle, sektörsel uygulama olan bayilik yılı basına ödenen intifa bedelini talep etmişse de talebi 2011 yılından sonraki dönemlerde hep reddedildiğini, yine bu tarihten sonra sektörsel ortalamanın çok çok altında kalan karlılık esasına dayalı olarak bayilik devamına zorlandığını, kota prim ve ek prim uygulamalarından da faydalandırılmadığını, akaryakıt sektöründe dağıtıcı ile perakende bayisi arasında 5 yıllık sözleşme imzalanması durumunda 1-1.5 milyon USD intifa bedeli ise ödenmediği için, belli bir süre sonuna kadar sözleşmeyi bağlayan yükümlülüğün müvekkilinde olmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında Kayseri ili; Melikgazi ilçesi, tapuda …parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış yeri ve müştemilatının işletmeciliğinin yapılması amacıyla 06/06/2012 tarih ve 5 yıl süreli…A.Ş.Bayilik Anlaşması akdedilmiş ve Satış Yeri Çerçeve Protokolü imzalandığını, Davalı taraf, keşide ettiği Kayseri ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkil şirket ile akdettiği bayilik anlaşmasını tek taraflı olarak feshettiğini, Davalı tarafın münakit Bayilik Anlaşmasını süresinden önce tek taraflı olarak feshetmesi üzerine,müvekkil şirket tarafından keşide edilen Kadıköy… Noterliği’nin 18.09.2015 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarı gönderildiğini, Müvekkil Şirketin ihtarına rağmen, davalı şirketin Bayilik Anlaşmasını süresinden önce tek taraf 11 olarak feshetmesi nedeniyle muaccel hale gelen kar kaybı ve cezai şart alacağı dav ah şirket tarafından müvekkil şirkete ödenmediğini, Davalı taraf bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle müvekkilin uğradığı kar kaybını ve anlaşma ile düzenlenen cezai şart alacağını müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğunu belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Birleşen dava davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan sözleşmeden sonra yürürlüğünden sona erdirilmesi aşamasına kadar müvekkilinin tüm edimlerini ekiksiz yerine getirmiş ve sona erdirmeden öncesinde de mali hükümleri tamamıyla yerine getirerek, çok öncesinde ihbar ederek karşılıklı kabul içinde bu iş bitirildiğini, öncesinde uzunca süre görüşmeler yapıldığını ve bu görüşmelerde davacı tarafça alınan mal bedelinden doğan borçlar kapatılması halinde sona erdirilmesinde sorun olmayacağının belirtildiğini, buna rağmen müvekkilinin bir ihbar ile bunu davacıya bildirdiğini, bu ihbardan sonra cevap verilmeyerek zımnen kabul edildiğini ve yine davacı bu görüşmelerde şu an işletmecisi bulunan firma ile de görüşmeler yaptığını, el değiştirmeden sonra kendileri ile çalışmasına dair irtibat içinde olduklarını ancak şartlarda anlaşılamadığı için bir akit imzalanmadığı, müvekkilinin davacı ile ticari ilişkisi kurulmasından sona kadar sürede tüm edimleri yerine getirdiğini, müvekkil firmanın Kayseride mali olarak sıkıntı çekmesi sebebiyle, sektördeki geleneksel uygulamalar olan bayilik yılı başına ödenen intifa bedeli talebi davacı tarafından 2011 yılından sonraki dönemlerde devamlı reddedildiğini, yine bu tarihten sonra, sektör ortalamaların çok altında bir karlılık esasına dayalı olarak bayilik devamına zorlanlandığını, kota primi ve ek prim uygulamalarından da faydalandınlmadığını, akaryakıt sektöründe dağıtıcı ile perakende bayisi arasında 5 yıllık sözleşme imzası durumunda ortalama 1 ila 1,5 milyar USD intifa bedeli ise ödenmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15.11.2016 tarihli celsesi 5 no.lu ara kararı gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Birleşen dosyada alınan 24/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf şirketler arasında 06.06.2012 tarihli Bayilik Anlaşması, Satış Yeri Çerçeve Protokolü ile Taahhütname imzalanmış olduğunu, üzerlerinde davalı şirket kaşe ve imzalarının mevcut olduğunu, davalı şirket tarafından keşide edilen Kayseri …Noterliğinin 02.09.2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Bayilik Sözleşmesinin tebliğ tarihi itibariyle feshedildiğinin davacı şirkete bildirilmiş olduğu, söz konusu ihtarnamenin tebliğ şerhine dosya kapsamında rastlarılmadığı olduğunu, söz konusu ihtarnamenin tebliğ şerhine dosya kapsamında rastlanmadığını, ihtarname üzerinde tebliğ tarihi olarak 04.09.2015 yazılmış olduğu görüldüğünü, davaya mukaddem evrede, faiz talebi de gözetilirse evvela cezai şart bakımından davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi sebebiyle, davacı talebinin Mahkemece kabulü halinde, anılan sözleşmenin 7.maddesi ile kararlaştırılan 200.000 USD cezai şart talep edilebileceği ve bu tutar cihetiyle koşullarının olduğu Mahkemece benimsenirse davacı şirketin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren dava tarihi itibariyle 13.277,78 USD faiz de talep edilebileceğini, 200.000,00-USD cezai şartın davalının iktisaden mahvına sebep olabileceği Mahkemece yerinde görülürse Mahkemece resen tenkis edilebileceğini, davacının davalıdan talep edebileceği kar kaybının kurşunsuz benzin için 76.934,53 TL ve motorin için 219.698,69 TL olmak üzere toplam 296.633,22 TL olarak hesaplandığı lakin bu alanda da davacının şimdilik 10.000,00- TL talep etmekte olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 15/11/2017 tarihli celsesi 4 no.lu ara kararı gereğince talimat yazılmak sureti ile davalı defterlerinin yerinde incelenmesine karar verilmiştir.
Talimat mahkemesine aldırılan 08/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki tam, zamanında ve usulüne uygun yapılmış olduğunu, defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğunu, defterlerin birbirlerini doğrulamakta olduğu defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğinin bulunduğunu, davalı firmanın bağlı olduğu vergi dairesine 07/2015-09/2015 dönelerine ait kurum geçici vergi ve 02.09.2015 ve 30.09.2015 tarihli vermiş olduğu mizanlardan davacı firmanın 02.09.2015 tarihli stok tutarının oranlama yöntemi ile bulunarak 02.09.2015 tarihli bilançosu oluşturulduğunda davalı firmanın karının 92.979,59 TL olduğunu, davalı firmanın 02.09.2015 tarihi itibariyle 2.933.686,59 TL öz kaynağının bulunduğunu, davalı firmanın davacı firmadan 01.01.2015-02.09.2015 tarihleri arasında 1.068.613,11 TL yapmış olduğu alışlarını 1.155.138,87 TL ye satarak 86.525,76 TL faaliyet karı elde etmiş olduğunu, davalının davacının ürününü satışından elde etmiş olduğu kardan hareketle davacının kar kaybının hesaplanamayacağından kar kaybı ile her hangi bir hesaplama yapılmadığını, belirlenen cezai şartın davalının mahvına sebep olup olmayacağının takdiri mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 02/05/2018 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince , ön incelemede tespit edilen uyuşmazlık noktaları doğrultusunda talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporu da irdelenerek, davacı defterleri incelenmek suretiyle davacının talep edebileceği kar kaybı ve cezai şart alacağının bulunup bulunmadığı konusunda ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 20/11/2018 tarihli raporunda özetle; taraflar arasındaki sözleşmede kâr kaybının nasıl hesaplanacağına dair herhangi bir hüküm mevcut olmadığını, yine davacı tarafından talep edilen kar kaybı alacağının ne şekilde hesaplandığına dait de dosyaya herhangi bir açıklama yapılmamış olması sebebiyle kâr kaybı hesaplaması davacı şirketin yıllık net satış tutarları sonucu elde ettiği faaliyet kârının, davalıya satmiş olduğu tutara oranlaması suretiyle hesaplandığını, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi 06/06/2012 tarihinde akdedilmekle davalı tarafından 02/09/2015 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini, incelenen davacı defterlerinden davalının bu dönemlerde geçen süre olan 1183 günde gerçekleştirmiş olduğu alım miktarı 1.545.065 kg olup, gerçekleştirmiş olduğu alım tutarı ise 5.406.795,06.-TL olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 643 gün erken feshedildiğini, sözleşmenin devamı halinde davacının daha önceki gerçekleştirmiş olduğu alım miktarları dikkate alındığında, davalının 2.938.775,63-TL tutarında daha alım gerçekleştireceği hesaplandığını, bu çerçevede davacı şirketin haklı bulunduğunun mahkemece benimsenmesi halinde, talep edilebilecek mahrum kalınan kâr tutarının 89.338,71-TL olarak hesaplandığını ancak davacı talebi şimdilik 10.000.-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiğini, Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin…Tal dosyasına göre davalı firmanın 02/09/2015 tarihi itibariyle 2.933.686,59.-TL öz kaynağının bulunduğu tespit edildiğini, şirketin buna göre 02/09/2015 tarihi itibariyle özvarlığı 2.933.686,59-TL olup, 2.933.686,59.-TL / 3 x 2 — 1.955.791,06-TL olduğunu, buna göre bu rakama kadarlık bir cezai şartın mümkün olduğu, bu tutarın üstündeki bir cezai şartın ise davalı şirketin ekonomik mahvına ve münfesih olmasına sebep olacağı değerlendirildiğini, davalı tarafından davacıya gönderilen 01/09/2015 tarihli Kayseri … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile anlaşmanın fesih edildiğinin bildirildiğini, akabinde davacı tarafından Kadıköy … Noterliğinin 18/09/2015 tarihli…yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeye göre cezai şart ve kar kaybı alacaklarının 7 gün içerisinde ödenmesi talebinde bulunmuş olduğunu, mahkemece davanın kabulü halinde davacının anlaşmanın süresinden önce feshedilmiş olması nedeniyle davalıdan sözleşmenin 643 günlük süresi için talep edebileceği kar mahrumiyetinin 89.338,71 -TL olduğunu ancak davacı talebinin 10.000,00-TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiğini, bu tutarın işlemiş faizinin ise 638,42-TL olduğunu belirtilmiştir.
Mahkememizin 27/02/2019 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince davacı vekilinin kar mahrumiyeti hesaplamasına ilişkin itirazlarının karşılanması için ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 28/03/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı itirazları yönünden yapılan ek inceleme sonucu taahhütname dikkate alınarak, sözleşmenin 643 gün önce feshedilmiş olması sebebiyle, davacı yanın talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarı toplam 236.038,87-TL hesaplanmış olup, davacının 231.394,00-TL talepte bulunduğu, davayı ise 10.000,00- TL üzerinden ikame ettiği ve taleple bağlılık ilkesi gereği bu tıtarın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 23/01/2020 tarihli celsesi 3 no.lu ara kararı gereğince asıl dava… Gaz bayilik sözleşmesi yönünden taahhütnameye uygun olarak ek raporda kar mahrumiyeti hesaplanması yoluna gidilmediği, mevcut ek raporun mahhememizin 27/02/2019 tarihli ara kararını tam olarak karşılamadığı anlaşılmakla; asıl dava ile birleşen dava yönünden hüküm vermeye ve Yargıtay denetimine elverişli olarak, taraflar arasındaki varlığı ihtilafsız taahhütname içeriği uyarınca ayrı ayrı kar mahrumiyeti kalemlerinin belirtilmesi amacıyla ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 10/03/2020 tarihli 2. ek raporunda özetle; sözleşmenin 643 önce feshedilmiş olması sebebiyle, davacı yanın;
Asıl davada; … için 171.183,69-TL kar mahrumiyeti talep edebileceği, davacı talebinin 10.000-TL olduğu ve bunun dava tarihine kadar hesaplanan faiz tutarının 638,42.-TL olduğu, 50.000.-USD.lik cezai şart talebinin anlaşmanın Md.VI, (b) bendine uygun olduğu; ancak davacı talebinin 5.000.-USD olduğu, (Davacının 13/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 45.000 USD artırarak 50.000 USD’ye yükseltiği, bu hususun mahkeme takdirinde olduğu ), davacının davalıdan cezai şart için talep edebileceği faiz tutarının ise dava tarihi itibariyle 327,40-USD olabileceği,
Birleşen davada; Benzin için 82.850,55.-TL, Motorin için 153.188,32.-TL olmak üzere toplam 236.038,87.-TL kar mahrumiyeti talep edebileceği, davacı talebinin 10.000.-TL olduğu ve bunun dava tatihine kadar hesaplanan faiz tutarının 638,42.-TL olduğu, ( Davacının 13/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 154.483,74.-TL artırarak 164.483,74.-TI. ye yükseltiği, bu hususun mahkeme takditinde olduğu ), 200.000.-USD.lik Cezai Şart talebinin anlaşmanın 17.maddesine uygun olduğu; ancak davacı talebinin 5.000.-USD olduğu, ( Davacının 13/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 195.000 USD artırarak 200.000 USD’ye yükseltiği, bu hususun mahkeme takdirinde olduğu), davacının davalıdan cezai şart için talep edebileceği faiz tutarının ise dava tarihi itibariyle 327 40.-USD olabileceğini, her iki dava yönünden, önceki raporlarda arz edildiği üzere, davalının 02/09/2015 tarihi itibarıyla özvarlığının 2.933.686,59.-TL olduğu, 2.933.686,59 TL / 3×2 — 1.955.791,06.-TL ye kadar bir cezai şart talebini mümkün olduğu belirtilmiştir
Mahkememizin 22/10/2020 tarihli celsesi 2 no.lu ara kararı gereğince ara karardaki süre geçtikten sonra yeni bir bayilik sözleşmesi yapılmış ya da kurulmuş ise bu husus dikkate alınarak aksi halde, aynı bölgede yeni bir istasyon kurulması veya bayilik sözleşmesi yapılması için gerekli makul sürenin ne olacağı ve tüm bunlara göre davacının bu süre açısından kar bandını hesaplamasının yapılması için ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 08/12/2020 tarihli 3. ek raporunda özetle; teknik değerlendirme kısmında aynı bölgede yeni bir istasyon kurulması veya bayilik sözleşmesi yapılması için gerekli makul sürenin 3 ay olduğu, kar mahrumiyetinin ne şekilde hesaplanacağına ilişkin değerlendirmelere nazaran 20/11/2018 havale tarihli kök rapora göre yapılan kar mahrumiyeti hesaplamasına göre; davacının davalıdan asıl dava açısından… için talep edebileceği mahrum kalınan kâr tutarının 12.504,64-TL olduğu, davacının davalıdan birleşen dava açısından ise Benzin ve Motorin için talep edebileceği mahrum kalınan kâr tutarının 35.636,52-TL olduğu, 25/03/2019 tarihli ve 02/03/2020 tatihli ek raporlarda detaylı şekilde arz edilen ve davacı itirazlarına istinaden taraflar arasındaki taahhütnamelere göre yapılan Kar mahrumiyeti hesaplamasına göre ise; davacının davalıdan Asıl Dava açısından … için talep edebileceği mahrum kalınan kâr tutarının 23.960,40-TL olduğu, davacının davalıdan Birleşen Dava açısından ise Benzin ve Motorin için talep edebileceği mahrum kalınan kâr tutarının 33.037,53-TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 01/04/2021 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesince davaya konu petrol istasyonunun mahallinde akaryakıt sakım sektörü konusunda uzman sektörel bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek, makul sürenin ne kadar olmasına gerektiğine ilişkin ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Talimat mahkemesine aldırılan 21/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; mahal mahkemenin düzenlettiği 30.11.2020 tarihli ek raporda belirtilen bölge veya aynı bölge sınırlarının dava konusu olan akaryakıt istasyonu bayiliğinin bulunduğu Kayseri il “ilçeler dahil’ sınırlarını ifade etmesi gerektiğini, Kayseri ve ilçelerinde farklı akaryakıt şirketlerine ait 200’ün üzerinde akaryakıt satış istasyonunun bulunduğunu, ihtiyaç ve talep halinde yeni oluşan mahallelerde ve yerleşim yerleşim yerlerinde belediyelere müracaat halinde imar değişiklikleri yapılarak yeni bayiliklerin oluşturulduğunu, mevcut akaryakıt istasyonlarının kar marjı ve primlerin durumuna göre zaman zaman çalışmakta olduğu şirketten ayrılarak başka şirketlere geçtiği, davacı şirketin bu çalışmaları yaparak bölge içinde başka şirketlere ait bayileri kendi firmalarına katabileceğini, mahal mahkemenin düzenletmiş olduğu 30.11.2020 tarihli ek raporda belirtilen; davacının dava konusu istasyonun bulunduğu ilde (Kayseri ve İlçeleri) herhangi bir akaryakıt istasyon bayiliği veya oto gaz… istasyon bayiliği sözleşmesi yapabilmek için makul güre olarak 3 aylık bir sürenin gerektiği, günümüz şartlarında, teknolojinin ve iş makinalarının gücünün azami seviyeye ulaştığı bir dönemde alt yapısı bitmiş, prosedürleri tamamlanmış, bir akaryakıt istasyonu inşaatının dahi bitirilmesi sürecinin 3 ayı geçmeyeceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 14/10/2021 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince asıl ve birleşen dosyada talep edilen 250.000 USD cezai şart açısından işin değeri, cezai şartın kabul edildiği tarihteki davalı şirketin iktisadi durumu , davalı şirketin ticaret sicil dosyası, toplam sermaye miktarı dikkate alınarak söz konusu cezai şartın tahsili yoluna gidilmesi halinde borçlunun eskisi gibi ticari hayatını sürdürmesinin mümkün olup olmayacağı, mümkün olmayacak ise bu durumun onun iktisaden mahvına neden olup olmayacağının, mahfıvına neden olacak ise ne kadarlık bir tenkis halinde ceazi şartın davalıların mahfına neden olmayacağının tespiti için ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyetinin 07/12/2021 tarihli 4. ek raporunda özetle; davalının kar kaybı itirazlarına ilişkin olarak teknik değerlendirme ve dosyaya sunulan veriler üzerinden kök rapor ve sonrasında sunulan ek raporda da hesaplamalar yapılmış olup, buna ilişkin önceki raporlarda yapılan hesaplamalardaki ve değerlendirmelerdeki kanaatinde herhangi bir değişikliğe gidilmediği, heyet kanaatinin, cezai şart hesaplamasının, fesih tarihine en yakın tarih olan 2015 yıl sonu mali verilerinin dikkate alınarak yapılması yönünde olduğu ancak mahkemece 2012 yılı verilerinin esas alınmasına karar verilmesi durumunda ise, davalının 2012 yılı sonu itibariyle özvarlığının 2.606,713,42.-TL olduğu ve 2.60671342-1L / 3 x 2 — 1.737.808,95-TL, ye kadar bir cezai şart talebinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
Islah dilekçesi; davacı vekili 13/11/2019 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırdığını bildirmiş, Asıl davada;
89.338,71 TL tutarındaki kar kaybı alacağını temerrüt tarihi olan 05.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
50.000,00 USD cezai şart alacağını temerrüt tarihi olan 05.10.2015 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte;
Birleşen davada;
164.483,74 TL tutarındaki kar kaybı alacağını temerrüt tarihi olan 07.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte,
200.000,00 USD cezai şart alacağını temerrüt tarihi olan 07.10.2015 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Asıl dava otagaz satışı nedeniyle kar kaydı alacağı ve cezai şart talebine ilişkin olup birleşen dava ise akaryakıt satışına ilişkin kar kaybı alacağı ve cezai şart alacağı taleplerine ilişkindir.
Talimat yazılarak makul sürenin tespiti açısından rapor da aldırılmıştır.
Davalı taraf bilirkişi raporlarına kar dağıtımında … tarafından yapılan yasal ve zorunlu giderler adı verilen bir kalemin taraflar arasındaki taahhütteki formülde bulunduğu ve bilirkişi heyetinin bu gideri düşmeden hesaplama yaptığı, cezai şart açısından sadece öz kaynak verileri üzerinden değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı, cezai şart miktarının davacının uğradığı zararın kat ve kat üstünde olduğu itirazlarını ileri sürmüştür.
Davacılar asıl ve birleşen davayı ıslah etmişlerdir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin XIII maddesindeki yetki şartı nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Sözleşmelerin feshine ilişkin Kayseri … Noterliğinin …yevmiye saylı ihtarnamesinde fesih gerekçesi belirtilmemiştir. Nedensiz sözleşme feshedilmesi yanında bayilik sözleşmesinde anlaşma hükümlerinin ihlali başlıklı 6 maddesinde sözleşmenin herhangi bir neden gösterilmeksizin bayi tarafından feshi halinde bayinin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ödemekle yükümlü olduğu, davalı taraf sektör ortalamasının çok altında kalan karlılık, kota, prim ve ek prim ödemesinin yapılmaması, intifa bedeli ödenmemesi iddialarına dayalı olarak savunmada bulunmuş ise de davalı tarafından sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması karşı taraftan talep edilmesine rağmen buna yanaşılmamasının bilirkiişi kurulunun da tespit ettiği üzere bayilik sözleşmesinin devamını çekilmez hale getiren olgular olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kota prim, ek prim ödemesinin ve intifa bedeli ödenme sözleşmede bulunmadığı, buna göre sözleşmeyi haklı bir nedene dayalı olarak davalının sona erdirmediği ve bu nedenle cezai şartların koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ve eki taahütnamelerden kar kaybının net olarak nasıl hesaplanacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmamakta olup, bilirkişi tarafından bu hesaplamanın davacı şirketin yıllık net satış tutarları sonucu elde ettiği faaliyet karının davalıya satmış olduğu tutara oranlanması sureti ile hesaplanması mahkememizce de hakkaniyete uygun görüldüğü, bu kapsamda bürüt kar tutarından faaliyet giderlerinin düşülmesi gerektiği, faaliyet giderleri kapsamında değişken giderler yanında sabit giderlerinde bulunduğu ancak davacı tarafın ibraz edilen ticari defterlerinde bu ayrıma ilişkin verilerin bulunmadığı, bu nedenlerle söz konusu giderlerden ortalama %50 oranında bir payın bürüt satış karından düşülmesine ilişkin bilirkişi hesaplamasının ticari hayatın gerekliliklerine uygun görüldüğü, asıl davada talimat bilirkişisi aracılığıyla da tespit edilen 3 aylık makul süre göz önünde tutulduğunda kar kaybının ve 3 aylık süre açısından istenebileceği ve bu miktarın 23.960,40 TL olduğu, birleşen davada benzin ve motorin açısından talimat bilirkişisi aracılığıyla da tespit edilen 3 aylık makul süre göz önünde tutulduğunda kar kaybının ve 3 aylık süre açısından istenebileceği ve bu miktarın 33.037,53 TL olduğu anlaşılmış makul süresinin belirlenmesinde 30/11/2020 tarihli ek rapordaki istasyon bölgesinin sınırının il çapı olarak belirlenmesine ilişkin sektörel değerlendirmenin mahkememizce de yerinde görülmüştür.
Asıl ve birleşen dosyada talep edilen 250.000 USD cezai şart açısından işin değeri, cezai şartın kabul edildiği tarihteki davalı şirketin iktisadi durumu , davalı şirketin ticaret sicil dosyası, toplam sermaye miktarı dikkate alınarak söz konusu cezai şartın tahsili yoluna gidilmesi halinde borçlunun eskisi gibi ticari hayatını sürdürmesinin mümkün olup olmayacağı, mümkün olmayacak ise bu durumun onun iktisaden mahvına neden olup olmayacağının, mahfıvına neden olacak ise ne kadarlık bir tenkis halinde cezai şartın davalıların mahfına neden olmayacağının tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor aldırılmıştır.
Ekonomik mahfın hesaplanması açısından bu miktarın cezai şartın kararlaştırıldığı 2012 yılı şirketin öz varlığı değerine göre hesaplanması gerektiği, cezai şartların kararlaştırıldığı 06.06.2012 tarihinde yürürlükte bulunan E. TTK’nun 324. Maddesindeki şirketin esas sermayesinin 2/3’ünün karşılıksız kaldığının anlaşılması halinde şirketin aciz haline düşmüş olduğuna ilişkin düzenlemenin esas alınmasının yerinde olduğu, her ne kadar bilirkişiler ekonomik mahfa nedeni olma açısından doğal olarak TL olarak miktar belirlemişse de cezai şartın kararlaştırıldığı, sözleşme tarihi olan 06.06.2012 tarihi itibariyle Merkez Bankası efektif satış kuru olan 1,8427 TL dolar kuruna göre 1.737,808,95 TL’nin 943.077,52 dolara tekamül edeceği, buna göre toplamda 250.000 USD’nin talep edilmesinin ekonomik mahfa neden olmayacağı anlaşılmıştır.
Davacıların ihtarnamesinin tebliğ evrakına göre, ihtarnamede verilen 7 günlük süreni sonu olan 05.10.2015 tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Sonuçta tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada;
a-23.960,40 TL kar kaybı alacağının 05.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-50.000 USD cezai şart alacağının 05.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Birleşen davada,
a-33.037,53 TL kar kaybı alacağının 07.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-200.000 USD cezai şart alacağının 07.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K.nun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Asıl dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 11.750,71-TL ilam harcının (peşin alınan 423,64-TL peşin harç ve 27.986,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam) 28.409,64-TL’den mahsubuna, asıl ve birleşen dosya yönünden ıslah harcı tek seferde yatırıldığı görülmekle bakiye 16.235,29-TL harcın birleşen dosyada nazara alınmasına,
b-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru harcı, 423,64-TL peşin harç ve 11.750,71-TL ıslah harcı (asıl dava yönünden olan kısım) olmak üzere toplam 12.203,55-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 20.291,94-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.299,18-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 2.734,45-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.981,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 13,70-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
3-Birleşen dava yönünden;
a-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 42.712,70-TL ilam harcının (peşin alınan 423,64-TL peşin harç ve 16.235,29-TL ıslah harcı olmak üzere toplam) 16.658,93-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26.053,77-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 423,64-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 16.235,29-TL ıslah harcı (birleşen dava yönünden olan kısım) olmak üzere toplam 16.688,13-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 48.313,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 16.437,39-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 5.674,30-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 4.688,60-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.21/04/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”