Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/584 E. 2019/251 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1261 Esas
KARAR NO : 2019/269 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2015
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 04.02.2015 tarihli dilekçesinde özetle; “Davacı şirketin müşteri portföyünü geliştirmek amacıyla davalının olanak sunduğu barter sistemine Barter Üyelik Sözleşmesi ’ni imzalayarak dahil olduğunu, bahsi geçen sistemde barter havuzundaki mal ve hizmetin ayni olarak takasına dayalı alış-veriş pazarında sisteme dahil olan üyelerin karşılıklı mal ve hizmet alışverişi yaparak sistemden yararlandığı, yapılan alışveriş neticesi firmaların alacak ve borç miktarlarının cari hesapta güncel olarak tutulduğunu, müvekkili davacı şirketin Barter Üyelik Sözleşmesi ’ni imzalayarak sisteme dahil olduğundan bu yana 149.195,50-TL satış, 38.155,68-TL alış gerçekleştirdiği, cari hesaba göre 111.039,82-TL alacaklı olduğu, davacının bu alacağına karşılık Barter havuzundan ihtiyaç duyduğu mal veya hizmeti ayni olarak almak istediği ancak davalının barter cari hesabında nakit ödeme borcu bulunduğu gerekçesi ile onay vermediğini, davalı şirkete 18.12.2014 tarihli ihtarname keşide, edildiğini, davalı yanın … Noterliği’nin 30.12.2014 tarih ve … yevmiye nolu cevabında “mal ve hizmet alım hakkı bedelinin nakden talep edilemeyeceğini ” ileri sürerek olumsuz cevap verdiğini, cari hesaba göre davacının 111.039,82-TL alacağının bulunduğunu, davalı şirkete alacaklı ilgili ihtarname keşide edildiği, davalının … Noterliği’nin 30.12.2014 tarih ve … yevmiye nolu cevabında ‘mal ve hizmet alım hakkı bedelinin nakden talep edilemeyeceğini” ileri sürerek olumsuz cevap verdiği, davalı tarafın davacının alacağını inkar etmediği, bunun sözleşme gereği ayni olarak karşılanabileceğini fakat bunun içinde sözleşme gereği barter cari hesabındaki nakdi ödeme borcunu ödemesi gerekliği, beyan ederek, cari hesap gereği alış ve satış işlemlerinin farkından doğan 111.039,82-TL alacağın ticari temerrüt faizi ile birlikle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 04.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 14.03.2011 tarihinde Barter Üyelik Sözleşmesi Akdedildiğini, bu sözleşme nezdinde üyeye ait iki ayrı cari hesap işletildiği, bunlardan ilki üyenin Türk Barter’e ödemeyi üstlendiği komisyon, üyelik bedeli ve gecikme cezalarının olduğu nakit cari hesap diğeri ise üyenin sözleşme uyarınca gerçekleştireceği mal ve hizmet alım/satımlarının yer aldığı barter cari hesap olduğu, somut olayda sisteme üye olan davacı firmanın sistem içerisinde gerçekleştirdiği barterli alım ve satım işlemlerinden kaynaklı olarak 92.441,37-TL alış işlemi 187.284,88-TL satış işlemi gerçekleştirdiği ve bunun sonucunda barter cari hesabında 994.843,51-TL barterli mal ve hizmet alım hakkının bulunduğu, üyelik sözleşmesi uyarınca davacı firmanın gerçekleştirdiği işlemlerden kaynaklı komisyon, üyelik bedeli ve gecikme cezası olarak nakden ödemek üzere 59.148,20-TL davalıya borçlandığı davacının bu bedelleri nakden ödemeyi üyelik sözleşmesinin H Maddesi uyarınca ve sözleşme ekinde bulunan form uyarınca kabul ve taahhüt ettiği, Barter sisteminin “mal karşılığı mal” esasına dayalı bir sitem olduğu, bu sistemde üyeler arasında nakit para ilişkisinin bulunmadığı, taraftar arasında imzalanan sözleşmede üyenin Türk Barterden hiçbir zaman nakden ödeme talebinde bulunamayacağının açıkça düzenlendiği tacir olan davacının bu hususu kabul etmediği, taraftar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının davalıya nakden üyelik bedeli, işlem komisyonu ve bu tutarları vadesinde ödememesi halinde gecikme cezası ödemeyi kabul ettiği, somut olayda davacı taraf sistem içerisinde gerçekleştirdiği barterli işlemler nedeniyle davalı lehine tahakkuk eden bu nakit borçlarım ödemediği, davalının toplam 59.148,20-TL borcu olup bu tutarın davalıdan tahsili gerektiği, davacı tarafın talep ve iddia ettiği gibi bu nakit borç bakiyesinin davacının sistemde bulunan barterli mal ve hizmet alım hakkı ile mahsuplaştırılmasına hukuken imkan bulunmadığını, davanın evvela yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı tedbir talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davacı …vekili tarafından verilen 04/03/2015 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; Taraftar arasında 14.03.2011 tarihinde Barter Üyelik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarıma Türk Barter nezdinde üyeye ait iki ayrı cari hesap işletildiğini, bunlardan ilki sözleşme uyarınca üyenin Türk Bartere ödemeyi üstlendiği komisyon, üyelik bedeli ve gecikme cezalarının olduğu nakit cari hesap diğeri ise üyenin yine sözleşme uyarınca gerçekleştireceği mal ve hizmet alım satımlarının yer aldığı Barter cari hesap olduğunu, Karşı davalının üyelik sözleşmesi uyarınca gerçekleştirdiği işlemlerden kaynaklı komisyon, üyelik bedeli ve gecikme cezası olarak nakden ödemek üzere 59.148,20 -TL Türk Barter ‘e borçlandığı, Davacı karşı davalının bu bedelleri nakden ödemeyi üyelik sözleşmesinin H. Maddesi uyarınca ve sözleşme ekinde bulunan form uyarınca kabul ve taahhüt ettiğini, karşı davalı tarafa birçok kez noter ihtarı ile mevcut borç bakiyesini ödemesi ihtar edilmiş ise de karşı davalı taraf borç bakiyesini ödemekten imtina ettiğini, sözleşme gereği nakden ödenmesi gereken bu bedellerin tahsili amacıyla iş bu karşı davanın ikame edildiğini beyan etmiş, sonuç olarak; karşı davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı – karşı davalının vermiş olduğu karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Karşı davanın haksız ve yersiz olup reddinin gerektiğini, davalı-karşı davacının, davacıya mal ve hizmet alımı yaptırmadığı ve üyelik haklarını kullanmasına engel olduğu için komisyon ve üyelik aidatı almayı hak etmediğini, Karşı davaya konu alacağın dayanağını teşkil eden 02.05.2011 ~ 02.05.2012 dönemine ilişkin poliçelerin yine davalı – karşı davacı tarafından 5 ay sonra iptal edildiği, iptale dair bildirimin … Noterliğinin 10.09 2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya gönderildiğini, Davalı karşı – davacının haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmek üzere davacının bulunduğu Bursa Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı halde davacı defterlerini sunmadığından davacı defterleri üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Yazılan talimat bila ikmal geldikten sonra Davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilerek dosya bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 09.01.2019 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı kayıtlarından çıkanları 03.03.2015 tarihli hesap dökümüne göre, Davacının Davalı nezdindeki hesabında 94.843,51-TL değerinde (kayden) barter alacağının bulunduğu, Davacının bu kaydi barter alacağını, Sözleşmece göre, ancak aynı barter sisteminden yapacağı mal ve hizmet alımlarına (kayden) mahsup edebilmesinin mümkün olduğu, bu tutarın başka bir şekilde mahsubuna Sözleşme kapsamında imkân bulunmadığı, Davacının Davalı nezdindeki hesabında, Davalının karşı davası kapsamında talep ettiği vc üyelik bedeli, gecikme faizi, işlem komisyonu kalemlerinden oluşan nakit borcu olarak 14.03.2015 tarihi itibariyle, Davacının Davalıya 59.148,17-TL nakit borçlu olduğu, bu nakit borcun, barter sistemindeki bir alacağa mahsup edilemeyeceği, Davalı şirkete nakden ödenmek zorunda olduğu hususlarının taraflar arasındaki Sözleşme gereği bir zorunluluk olduğu, Davacının iddia ettiği iyiniyet ve dürüstlük konusundaki değerlendirmelerin münhasıran Mahkemenin takdirinde olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davacı ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava Davacı şirketin müşteri portföyünü geliştirmek amacıyla davalının olanak sunduğu barter sistemine Barter Üyelik Sözleşmesi ’ni imzalayarak dahil olduğu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen sistemde barter havuzundaki mal ve hizmetin ayni olarak takasına dayalı alış-veriş pazarında sisteme dahil olan üyelerin karşılıklı mal ve hizmet alışverişi yaparak sistemden yararlandığı, yapılan alışveriş neticesi firmaların alacak ve borç miktarlarının cari hesapta güncel olarak tutulduğunu, davacı şirketin Barter Üyelik Sözleşmesi ’ni imzalayarak sisteme dahil olduğu sabittir. Davacının bu sistemden kaynaklı alacağın tahsilini ister bu davayı açmıştır. Karşı davada ise karşı davalının üyelik sözleşmesi uyarınca gerçekleştirdiği işlemlerden kaynaklı komisyon, üyelik bedeli ve gecikme cezası olarak nakden ödemek üzere Türk Barter ‘e borçlandığı iddiası ile açılmış bir alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Barter sisteminde Sektör farkı gözetmeksizin çok sayıda gerçek ve tüzel kişiyi bir pazarda buluşturabilme, ulusal ve uluslararası barter işlemleri yapabilme, alternatif bir finans modeli olarak kullanılabilme yeteneği ile kurulup işletilmekte olan çoklu takas esasına dayalı barter sistemine, üyenin dahil edilmesi ve barter sistemi içerisinde ticaret yapabilmesi hedefine yönelik olarak barter sisteminin genel ve özel işleyiş şartları ile üyesinin sistemini genel ve özel işleyiş şartları ile üyenin sistem içerisinde çalışma esaslarının belirlenmesidir.
Davalının yerleşim yeri mahkemesine gönderilen Talimat çerçevesinde yapılan bilirkişi görevlendirmesi kapsamında Davacı tarafça yasal defter ve kayıtlan Mahkemece atanan bilirkişiye ibraz edilmemiş ve kayıt ve belgeler Mahkemeye de sunulmamış olmakla Davacının kayıt ve belgeleri incelememiştir.
Buna göre Davalı kayıtlarının münhasır delil oluşturacağına dair her iki tarafı da tacir olan sözleşmenin maddesi, kanaatimizce, geçerli bir delil sözleşmesi niteliğindedir. Bu sebeple de Davalı kayıtlarına itibar edilmesi gerekmektedir.
Öncelikle, taraflar arasındaki Barter Üyelik Sözleşmesi’nin (Sözleşme) bütünü ve özellikle işbu raporun yukarıdaki bölümlerinde resim olarak yer verdiğimiz maddeleri itibariyle, taraflar arasındaki barter aracılık ilişkisi kapsamında Davalının verdiği hizmete karşılık komisyon, masraf ve ücretlerin Davacı tarafından nakit (para) olarak Davalıya ödenmesi zorunluluğu var iken, Davalı nezdindeki hesaplarda yapılan barter işlemlerden alacaklı olan Davacının bu alacağını ancak barter sistemi içinde bir mal veya hizmet alışı yaparak ayni olarak kapatabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Sözleşmeye göre, barter sisteminde yapılan satış sebebiyle hesapta oluşan kaydı alacak bakiyesi, ancak alışlar sebebiyle oluşan borcun bedelinin takas yapılarak ödenmesinde kullanılabilmektedir.
Buna karşılık hesapla yapılan alışlarla takas edilemeyen satış değeri fazlasının nakden Davacıya ödeneceğine dair bir kayıt yoktur, aksine Sözleşmeyle Davacıya Davalı … şirketi tarafından nakdî ödeme yapılması imkânı tamamen ortadan kaldırılmıştır. Sözleşmeye göre Davacının barter işlemlerinden nakdi alacak talep hakkı bulunmamaktadır.
Bundan ayrıca Davacı taraf dilekçelerinde yer alan barter şeklindeki satışlardan kalan paranın Davacının komisyon, (üyelik bedeli dahil) ücret, masraf gibi borçlarına mahsubu talebine imkân veren bir hüküm de Sözleşmemde yer almamaktadır. Diğer bir deyişle, Davacı, Sözleşmeye göre, barter satışlarından doğan alacaklarının Davalı … şirketine olan komisyon, ücret ve masraf şeklindeki borçlarına mahsubunu talep etme hakkına sahip değildir. Dolayısıyla dava tarafları arasındaki ticarî ilişkinin nitelendirilmesinde ve değerlendirilmesinde taraflar arasında kurulmuş sözleşmelerin dikkate alınması gerekmektedir.
Bu çerçevede, dosyadaki, Davalı kayıtlarından çıkarılan 03.03.2015 tarihli hesap dökümüne göre, Davacının Davalı nezdindeki hesabında 94.843,51-TL değerinde (kayden) barter alacağı bulunmaktadır. Davacının bu kaydı barter alacağını, Sözleşme’ye göre, ancak aynı barter sisteminden yapacağı mal ve hizmet alımlarma (kayden) mahsup edebilmesi mümkündür. Bu tutarın başka bir şekilde mahsubuna Sözleşme kapsamında imkan yoktur.
Davacının Davalı nezdindeki hesabında, Davalının karşı davası kapsamında talep ettiği ve üyelik bedeli, gecikme faizi, işlem komisyonu kalemlerinden oluşan nakit borcu olarak 14.03,2015 tarihi itibariyle, Davacının Davalıya 59.148,17-TL nakit borçlu olduğu görülmektedir. Davalının kayıtlarında yer alan bu nakit borcun, barter sistemindeki bir alacağa mahsup edilemeyeceği, Davalı şirkete nakden ödenmek zorunda olduğu hususları taraflar arasındaki Sözleşme gereği bir zorunluluktur.
Tüm bu nedenlerle her ne kadar davalı kayıtlarından çıkanları 03.03.2015 tarihli hesap dökümüne göre, Davacının Davalı nezdindeki hesabında 94.843,51-TL değerinde (kayden) barter alacağının bulunmakta ise de davacının bu kaydi barter alacağını, Sözleşmeye göre, ancak aynı barter sisteminden yapacağı mal ve hizmet alımlarında kullanabileceğinden (kayden) mahsup edebilmesinin mümkün olduğu, bu tutarın başka bir şekilde mahsubuna Sözleşme kapsamında imkân bulunmadığında davacının davasınının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının karşı davası kapsamında talep ettiği ve üyelik bedeli, gecikme faizi, işlem komisyonu kalemlerinden oluşan nakit borcu olarak 14.03.2015 tarihi itibariyle, Davacının Davalıya 59.148,17-TL nakit borçlu olduğu, bu nakit borcun, barter sistemindeki bir alacağa mahsup edilemeyeceği, Davalı şirkete nakden ödenmek zorunda olduğu kanaatine varılmış olmasına rağmen karşı davacının harçlarını yatırıp karşı dava açmadığı duruşma sırasında belirlenerek, açılmayan dava yönünden karşı davanın reddine karar verilmiş ise de harcın yatırıldığı bilahare yapılan kontrolde saptanmış olmasına rağmen mahkememizce red kararı verildiğinden kararı düzeltme imkanı kalmamıştır.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Asıl davanın reddine,
2- Karşı davada harç yatırılarak karşı davada açılmadığı anlaşılmış olmakla karşı davanında reddine,
3-Esas davada, 44,40-TL karar harcının, peşin alınan 1.896,29-TL den düşümü ile kalan 1.851,89-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Esas davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderini davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Esas Davada, Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 11.633,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karşı Davada; 44,40-TL karar harcının peşin alınan 1.010,10-TL den düşümü ile kalan 965,70-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Karşı Davada, Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince takdiren 6.856,30-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karşı Davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2019

Katip …

Hakim …