Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/511 E. 2019/203 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/511 Esas
KARAR NO : 2019/203 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 16.09.2014 tarihli dilekçesinde özetle; “olay tarihi olan 13/11/2010 tarihinde Küçükçekmece ilçesi, İkitelli Atatürk Mahallesi Hürriyet Caddesi üzerinde, davalı sürücü …’ın kusurlu olarak sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkili davacının vasisi olduğu ve yaya olan …’e çarpması neticesinde, …’in ağır bir biçimde yaralandığını, sakat kaldığını, müvekkiline çarpan aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu kaza nedeni ile ağır şekilde yaralanmış ve kalıcı sakatlık meydana geldiğini, … Hastanesinden alınan Özürlü Sağlık Kurulu Raporuna göre müvekkilinin %99 oranında kalıcı sakatlığının tespit edildiğini, kaza nedeni ile …’in yüklüce miktarda tedavi giderleri oluştuğunu ve halen olmaya devam ettiğini, giderlerin bir çoğunun SGK tarafından karşılanmadığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; kalıcı sakatlık tazminatı yönünden şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den ve davalılar … ve …’dan alınmasına, Tedavi giderleri ve kazanç kayıpları için şimdilik 100-TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan alınmasına, 40.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi (tefrik eden dosyanın davalısı ) vekili yanıt dilekçesi ile vekil edenin poliçe kapsamında sakatlık tazminatını ödediğini, başkaca sorumlulukları kalmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili yanıt dilekçesi ile yetki itirazında bulunduktan başka davacının sigorta şirketinden ödeme alarak sigorta şirketini ibra ettiğini, … Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının kazaya ilişkin olup bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın oluşumunda vekil edene atfı kabil kusur bulunmadığını, kaza sonrası yaşanan olaylar nedeni ile davacının durumunun ağırlaştığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kazaya ilişkin sigorta hasar dosyası getirtilmiş, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, kaza nedeni ile SGK’dan ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, kusur ve iş göremezlik yönünden incelemeler yaptırılmıştır.
İş göremezliğe ilişkin olarak ATK tarafından tanzim edilen rapor ile davacının %100 iş gücü kaybı olduğu tespit edilmiştir.
Kusura ilişkin olarak ceza dosyası kapsamında ATK Trafik İhtisas Dairesince tanzim edilen raporda davacı yayanın %100 kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusursuz olduğu belirtilmiş; Mahkememiz dosyası kapsamında İTÜ’den seçilen heyetten alınan raporda yaya davacının %75 ve davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu yönünde tespit yapılmıştır.
Davacının tedavi giderlerine yönelik istemi, Mahkememizin … Esas sayılı dosyasından Tefrik edilerek, Mahkememizin 2016/511 Esasına kaydedilerek iş bu dosyasında devam etmiştir.
Dosyanın tefrikinden sonra Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için tabip bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 18.01.2016 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “13.11.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve sakat kalan …ci’nin süregelen tedavi masrafları ile ilgili olarak dosya içersinde yer alan tedavi evrakları ve harcama kalemlerine bakıldığında, yaralamanın niteliği ve neticesi doğrultusunda SGK tarafından karşılanmayan fakat değerlendirmeye tabi tutulan malzeme ve ilaçların toplamı 18.450,90- Tl olarak hesaplanmıştır.” görüşü ile raporunu sunmuştur.
Mahkememizce davacının alması gereken ilerde yapılması gereken ameliyat masrafları ve kullanılacak malzeme ve ilaç bedelleri ile davacının alması gereken miktarın saptanması için bilirkişiden ek rapor düzenlemesi için dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 26.09.2016 tarihli 2 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “ilerde yapılması gereken ameliyat masrafları ve kullanılacak malzeme ve ilaç bedelleri ile davacının alması gereken miktarın hesabı uzmanlık alanıma girmediğinden, bir aktuer uzmanının değerlendirmesinin daha uyğun olacağını” belirtir ek rapor verdiği görüldü.
Yeniden konuyla ilgili rapor düzenlenmesi için atanan Doktor bilirkişi 22.01.2017 tarihli 4 sayfadan ibaret rapor düzenlemiştir.
Doktor bilirkişinin düzenlediği 22.01.2017 tarihli 4 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Yoğun bakım şartlarında aile tarafından bakılması günlük 1.000-Tl bakım ve tedavi giderinin belirlenmesi ve Anestizi doktoru tarafından muayenesinden sonra makine ve teçhizatların detaylı tespitinden sonra ileriye dönük tedavi ihtiyaçlarını hesap etmek mümkün olacaktır” görüşü ile kanaat bildirmiştir.
Dosya bilahare Aktüer bilirkişiye verilerek rapor düzenlemesi talep edilmiştir.
Aktüer bilirkişisi 26.03.2018 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının taburcu olduktan sonra tedavi olduğu döneme ilişkin yapılan masrafları 18.450,90-TL kabul edilerek, davacının % 75 oranında, davalınında % 25 oranında kusurlu olduğu saptandığından davacının alacağı miktar toplam masrafın % 25 i olan 4.612,73 Tl olduğu” belirlenmiştir.
Mahkememiz hakimliğince dosya yeniden Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek söz konusu masrafların belirlenmesi için rapor alınması yoluna gidilmiş, Ancak … kürsüsü heyete öroloji, Nöroşiruji ve Fizik ve Rehabilitasyon ana bilim dalindan yeni bilirkişiler atanarak oluşacak heyet raporu düzenlenmesi gerektiği kanaati ile dosyayı iade etmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada olay tarihi olan 13.11.2010 tarihinde Küçükçekmece ilçesi, İkitelli … Mahallesi … Caddesi üzerinde, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yaya olan …’e çarpması neticesinde, …’in ağır bir biçimde yaralandığını, sakat kaldığı gerekçesi ile trafik sigortası ve davalılar aleyhinde açılan davada, dosyamız davacının tedavi giderlerine yönelik istemi tefrik edilerek bu dosya üzerinde görülmeye başlanılmıştır.
Tefrik eden dosyada ise Davacının maddi tazminat ve kazanç kaybı istemini konu alan uyuşmazlığı sulh ile son bulduğunun tespitine, Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, takdiren 15.000,00-Tl manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyamız tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat davası olarak yürütülmektedir.
Davanın açıldığı tarihten sonra yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; Kanun’un geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.
Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
Davacının tedavi giderleri ve maddi tazminat istemleri yönünden hesap bilirkişisinden rapor alınmasından sonra davalı sigorta şirketi davacı ile anlaşarak sulh protokolü yaparak davalının maddi zadadlarını bu protokol çerçevesinde karşılamıştır. Mahkemecede davacının manevi zararları hüküm verilerek karşılanmış durumdadır.
Davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacıların kusur ve zararını karşılamakla yükümlüdür. Davacının maddi tazminat istemi yönünden sulh beyanı ve tedavi giderlerinide kapsamaktadır. Çünki davalının muvafakatı olmadan sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunan Tedavi giderlerini ayırarak diğer zararlarını sigorta şirketinden tahsil etmek üzere sulh olması hakkaniyet kurallarına aykırıdır. Davacı şayet sigorta şirketi ile sulh olacak ise bu kalemin içine dava açılır ike talep ettiği Tedavi giderlerinide ilave etmek durumundadır. Davalının kendisini sigorta ettirerek kendisini garantiye aldığı sistemde davacının sigortadan sadece aktuer zararları konusunda sulh olduğunu bildirerek onu devre dışı bırakması ve arkasından tefrik edilen dosyada sigortayı davalı bile göstermeksizin davalı mal sahibi sürücüden ayrıca bu tazminatı istemesi hukuki bulunmamıştır.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Mahkememizin iş bu dosyasının, TEFRİK edildiği … Esas sayılı dosyasında “Davacının maddi tazminat ve kazanç kaybı istemini konu alan uyuşmazlığın son bulduğunun tespitine” karar verilmiş olmakla iş bu davada Hüküm Verilmesine Yer Olmadığına.
2- 44,40-TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalılardan … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2019

Katip …

Hakim …