Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/503 E. 2018/636 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/503 Esas
KARAR NO : 2018/636
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/05/2016
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile müvekkilinin taşımacılık ticari faaliyetinde … numaralı yurtiçi mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olarak lojistik ticari faaliyetleri yürütmekte olduğunu, sigortanın kapsamının taşıyıcıya yansıyacak sorumluluk risklerinin azami ölçüde sigorta teminatı altına almak şeklinde olduğunu, 23/05/2015 – 23/05/2016 dönemi için sağlanan sigorta güvencesinde, hırsızlık riski için de 150.000.000,00-TL sorumluluk limiti dahilinde güvence verildiğini, risk gerçekleştiği halde davalı sigortacının ödemekten imtina ettiğini, davacı çalışanlarından … adlı sürücünün … plakalı araçla yükü … Limanından aldığını ve yolculuk sırasında yağmur ve yolun yokuş olduğu bir aşamada aracı … Petrol istasyonuna çektiğini, aracı terk ederek istasyondan ayrılan sürücünün bu terki sonrası, ertesi sabah aracın yanına gidildiğinde 20 polet emtiadan 8 paletinin hırsızlık neticesi kaybolduğunun anlaşıldığını, … Polis Merkezi ve … Cumhuriyet Savcılığında şikayetçi olunduğunu, dava dışı 3.kişinin yük sahibi sıfatı ile davacıdan tazmin talep ettiğini, davacının davalıdan defaten talep etmesine rağmen davalının sigorta tazminatını ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik hırsızlığa konu edilen mal bedeli olan 18.585 USD karşılığı 54.646 TL tutarında (araçta meydana gelen hırsızlıktan kaynaklanan) sigorta tazminatının davalı sigorta şirketine hasarın ihbar edildiği 23/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği yanıt dilekçesi ile … numaralı sigorta poliçesi kapsamında hasar söz konusu olmadığını, davacının rüsüçüsünün aracı ve yükü başıboş bir şekilde yol kenarında terk etmesinden kaynaklanan zayi zararının sigorta poliçesi kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili replik dilekçesi ile sigorta poliçesinde ” kısmen veya tamamen çalınmak rizikosu teminata dahildir. ” şeklinde kayıt yer aldığını, sigortanın esaslı sebebinin 3.kişilerin ticari emtialarına verilecek zararlar olduğunu, davalının talebi reddettiğini, sürücünün aracı yol kenarı değil bir benzin istasyonuna bıraktığını, buranın 7/24 çalışan güvenli bir işyeri olduğunu, aracın başıboş bırakılmadığını, araçta kalmanın imkansız hale geldiği için aracın terk edildiğini, davalının sorumlu olduğunu ileri sürdüğünü belirterek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik hırsızlığa konu mal bedeli olan 18.585 USD karşılığı 54.646 TL tutarında (araçta meydana gelen hırsızlıktan kaynaklanan) sigorta tazminatının davalı sigorta şirketine hasarın ihbar edildiği 23/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda tespit edilen zarar miktarının kadri marufunda olduğu, aracın petrol tesisinin ön kısmında yol kenarında bırakıldığı, aracın yüklü ve nezaretsiz bırakıldığı, sürücünün her ne şartla olursa olsun güvenlik ve koruma tedbirleri alınmamış yerlerde aracı yüklü bir şekilde bırakmasının kusurlu ve hatta pervasız hareket etmesi olarak kabul edildiği, TTK 886.madde gereği böyle bir terk etme halinde taşıyıcının sorumluğununu sınırsız hale geldiği, ancak burada TTK 1477.madde manasında kasten zarar verme söz konusu olmadığı, aksine poliçe hükmü söz konusu olmadığı sürece yasal kapsam gözetildiğinde pervasızlık durumları kural olarak sigorta kapsamında iken kastın sorumluluk sigortası kapsamında olmayacağı, somut olayda kasten zarar verme bulunmadığı, sigorta poliçesinde de açıkça yükün ve aracın başıboş nezaretsiz bırakılması halinde hırsızlık teminatının devre dışı kalacağının yazıldığı, her ne kadar poliçenin ilk sayfasında tam bir hırsızlık teminatı varmış gibi gözükse de ikinci sayfada açık kayıtla yükün nezaretsiz bırakılması halinde sigortanın devreye girmeyeceğinin belirtildiği, davacı sürücüsünün pertrol istasyonu çalışanları ile araç arasında ilişki kurması gerekir iken yol kenarında aracı yüklü bıraktığı, ancak burada çalışan istasyon görevlilerinin yükümlülük altına girmesi için girişimde bulunulmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava taşıma sigortası nedeni ile sigorta teminatının ödenmesi istemine dairdir.
Davacı, lojistik alanında faaliyet göstermekte olup, davalı nezdinde başlangıç tarihi 23/05/2015, bitiş tarihi 23/05/2016 olan yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesi akdedilmiştir.
Sigorta poliçesinin sigorta teminatı bölümüne göre kısmen veya tamamen çalınma rizikosu teminata dahildir. Bununla birlikte sevk aracının sorunlu nedenlerle liman giriş çıkışları, antrepo önleri ve diğer resmi park yasağı olmayan yerlerde bulunduğu sırada hırsızlığa karşı gerekli tüm önlemlerin alınması (araç kapı ve camları ile yükün bulunduğu konteynırın kapalı ve kilitli olması, açık kasada ise sağlam bir branda ile sarılı ve kapalı olması kaydıyla vb) ve her halükarda aracın başıboş bırakılmaması kaydıyla meydana gelebilecek hırsızlık rizikosu teminata dahildir.
Somut durumda, davacı sigortalı, 22/01/2016 tarihinde dava dışı sürücünün yüklü araçla hareket ettiği, şiddetli yağmur nedeni ile rampayı çıkamadığı, riske mahal vermemek adına aracı bulunduğu konum itibari ile en emniyetli nokta olan … Petrol istasyonuna çekmek durumunda kaldığını, araçta kalmak imkansız hale geldiğinden ayrıldığını, sabah erken saatte aracın başına gittiğini beyan ederek poliçe teminatının ödenmesini talep etmiş davalı ise zararın teminat kapsamında olmadığını davacının da husumeti bulunmadığını savunmuştur.
Öncelikle, poliçede sigortalı davacı olmakla, davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Bundan başka, yüklü aracın bırakıldığı yerin davacının iddiasının aksine petrol istasyonu değil park yasağı olmayan yol kenarı olduğu, sürücünün kendi beyanına göre rampayı çıkamayıp evine gittiği, bu durumda aracı uzun süre başıboş bıraktığı anlaşılmaktadır.
Poliçede, her halükarda aracın başıboş bırakılmaması hali teminat kapsamına alınmış olup, somut durum ve poliçenin bu hükmü birlikte değerlendirildiğinde zararın teminat kapsamı dışında olduğu sonucuna varılmaktadır. Her ne kadar davacı taraf sürücünün zaruret halinden bahisle aksi yönde iddiada bulunmuş ise de dosya kapsamına bu yönde sunduğu herhangi bir delil bulunmadığı gibi poliçede “her halukarda” şeklinde kesin bir ifade kullanılmış olması karşısında iddia yerinde görülmemiştir.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, aracı uzun süre başıboş bırakan, kontrol dahi etmeyen ve evine gidip sabah gelen sürücünün eylemi sonucu meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 6361,06 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip Hakim