Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/5 E. 2018/412 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/5
KARAR NO : 2018/412
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 05/01/2016
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan dava sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin %25 ortağı olduğu davalı şirketin, aktiflerini şirket idarecisinin kötü yönetimi nedeniyle kaybetmiş olduğunu, şirket yetkilisi ve %50 hissedarı olan …’nin, herhangi bir somut ticarete dayanmadan, nakit para temin etmek için çek keşide ettiğini, müvekkilinden %25 hisse satın alarak şirkete ortak olan …’in yönetiminde olduğu … Faktoring üzerinden kırdırmak suretiyle paraya çevirdiğini, şirketi zarara uğratıldığını, Şirketin madencilik faaliyeti için kullandığı araç, gereç, makine ve ekipmanların haricen satıldığını, şirketin borca batık hale getirildiğini, müvekkilinin şirketten hiçbir kazancı kalmadığım, şirketin aktifinin pasifinin altına düşmüş olduğunu, IIK 179 gereğince şirketin iflasına karar verilmesinin şartlarının bulunduğunu, Şirketin TTK 531 gereğince tasfiyesi veya IIK 179 gereğince iflası için şartlar mevcut olduğunu, Esas hakkında karar verilene kadar geçecek olan sürede şirket zararının artmasına engel olmak için tensiple birlikte tedbiren mevcut şirket yönetiminin yetkilerinin kaldırılmasını ve şirkete kayyım atanmasına, şartların oluşup oluşmadığının yapılacak bir bilirkişi incelemesiyle tespit edilerek oluşması halinde öncelikle TTK 531 gereğince şirketin tasfiyesine, aksi halde terdiden İİK 179 gereğince bu şirketin iflasına karar verilmesini, Yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Müvekkilinin şirket kurulurken sahip olduğu %50 payının yarısını, hissesinin %25’ine tekabül eden hissesi …’e satılarak devretmiş olduğunu, ortaklarca karar alınarak karar defterine yazıldığını, şirketin kayıt, bilgi, belge ve defterlerini müvekkilime gösterilmediğini, müvekkilin şirketteki toplam hissesi %25 olup, diğer %25 hisse davalı şirketçe de ikrar edildiği üzere …’e ait olduğunu, Yapılacak tespit ve verilecek kararlarda pay durumunun %50 …, %25 … ve %25 … olarak esas alınmasını talep ettikleri, müvekkili şirketin esas faaliyeti içerisinde yer alan, Sivas İli, Zara İlçesinde yer alan …’ııı ruhsat sahibi olduğu sahada Krom v.s madenlerin çıkarılması için amacıyla kurulmuş olduğunu, kuruluş tarihinde Sermaye payları ve ortaklar %50 …,%50 … şeklinde olduğunu, Davalı şirketin ortağı ve Yönetim kurulu başkanı … yatırım maliyetlerini her aşamada şahsi olarak üstlenmiş olduğunu, davacı …’un ekonomik katkısı olmadığını, sahada şirketin faaliyete başlaması sürecinden her aşamaya kadar tek söz sahibi olduğunu, davacı 08/01/2015 yılında Yönetim Kurulu kararıyla şirketin Sivas ili, Zara ilçesinde açılan şubesine 3 yıl süreyle şube müdürü olarak atandığım, davalı şirketi tüm yatırımı karşılayan yönetim kurulu başkanı …, davacının şahsi hesabına farklı farklı tarihlerde yaklaşık 600.000,00 TL gönderdiğini, kendisine verilen yetkiyi ve güveni kötüye kullanan davacı, işletilen sahada yapılması gereken masrafları belgeleyemediğini, Şirkette bulunan bazı makinalar, davacının talebi ve şirket ortaklarının almış olduğu kararla satın alınan firmalara kalan bakiye borç miktarlarından mahsup edilmek üzere firmaların aracılığıyla satımı sağlandığını, …, davacının hisselerinin %25 ‘ini 1.100.000,00-TL’ye satın alarak 600.000,00-TL’yi davacıya peşin ödediğini, davacı hisse devrinin akabinde Şirket adına …Bank’ tan çek karnesi alındığını, bu çeklerle şirketin borçları ödendiğini, çeklerin keşide edilmesinden kaynaklı ödemeler şirket yetkilisi … tarafından ödendiğini, Davadan yaklaşık 3 ay sonra, 29.03.2016 tarihli davacı … ile davalı şirket ortağı … arasında protokol yapıldığını, Davacının haksız davasının reddine, daha farklı bir karar almanın gerekli görülmesi halinde ise, davalı şirket ortağı ve … hisselerinin bedelsiz olarak davacıya devrine karar verilmesine, bununda mümkün olmaması halinde TTK 531.madde gereğince davalı … ve Madencilik San. Tic. A.Ş. nin tasfiyesine karar verilerek, yargılama harç ve giderleriyle birlikte vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, TTK 531. maddesi gereğince şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Tanık …: “Davacı … eniştem olur. Ben aynı zamanda şirkette çalışıyordum, şantiye şefiydim. … Bey birlikte şirketi kapatma kararı aldılar. Tarihini hatırlamıyorum. Şirketin sermayesi yetmedi. Madenle ilgili tesisin %50-%70 kadarı tamamlanmıştı. Hava şartları nedeniyle ara verildi. Aslında çıkan madenler verimli olacaktı ama sermaye eksikliği nedeniyle kapatma kararı alındı. Araçların satışına ve çeklerle ilgili bir bilgim yoktur. Şirket sermayesini kim tarafından ne şekilde karşılandığını bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …: “Ben şirketin mali müşaviriyim. Bu nedenle tarafları tanımaktayım. Şirketteki tesisler kiralıktır. Sivasta bir şube açtılar. Maden işinin neden yürümediğini bilmiyorum. Şirket adına alınan çek karnesi alınıp çek kırdırıldığına dair bir bilgim yoktur. Ben tarafların, davacı şirket ortaklarının ticari ilişkilerini, parasal ilişkilerini bilmem. Şirket defterleri bizdeydi. Taraflar kendi aralarında hisse devri yapmışlar. Ancak ne kadar olduğunu bilmiyorum. Karar defterinde şirket hisse devri yazılıydı. Şu an için şirket defterlerinin nerede olduğunu bilmiyorum. Serkan Başbuğ’un şirketin işleri üzerinde karar verme yetkisi vardır. Kararları beraber almışlardır. … gönderdiği paralara ilişkin paraları getirmişti. Ben de bunu şirket defterlerine işleyemeyeceğimizi, bunun şahsi olduğunu söyledim. Dosyada benim ses kaydıma ilişkin bir cd var ise ses kaydı benim iznim olmadan alınmıştır, şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TTK 531. Maddesi ve davacının öncelikle şirketten ayrılma beyanı, dosyada bulunan 29.03.2016 tarihli 2 adet protokol, davacının şirketten ayrılma talebinin haklılık oluşturup oluşturmadığı, şirketin dava tarihi itibariyle aktif ve pasifinin belirlenmesi, borca batık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile pay durumunun tespiti ile şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılması için bilirkişiler M. Uğur Üstün’ün, Abdullah Naci Çetin ile Naciye Gülnergiz görevlendirilmiş, bilirkişilerin 08/09/2017 tarihli raporunda “Davalı şirketin, yerinde yapılan incelemede, 2014 yılı ticari defterlerini incelemeye sundukları, 2015 yılı ticari defterlerinin kayıp oluğu gerekçesi ile incelemeye sunmadıkları, 2016 yılı ticari defterlerini tastik ettirmedikleri, bilanço değerlendirmelerinin Kurumlar Vergisi Beyannamesi ve incelemeye sunulan 31.12.2015 tarihli Mizanı dikkate alınmak suretiyle yapılmış olduğu, tarafların TTK 531. Maddesi gereğince fesih taleplerinin yerinde olduğu, uzmanlık alanımızla sınırlı bazda olmak üzere şirketin borca batıklık tespitinin iki şekilde değerlendirildiği, birincisinin, şirket aktiflerinde yer alan “Yapılmakta Olan Yatırımlar” kaleminde yer alan değerlerin “aktiflerin kaydi değerleri” esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonuçlarına göre +4.417,52 TL borca batık durumda olmadığı, ancak 6102 sayılı TTK nun 376/2. Madde hükümleri yerine getirilmemiş olduğundan, şirket faaliyetlerinin devamının mümkün görünmediği, İkincisinin şirket aktiflerinde yer alan “Yapılmakta Olan Yatırımlar” kaleminde yer alan değerlerin “aktiflerin satış değerleri” esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonuçlarına göre 386.400,63-TL borca batık durumda görüldüğü, bu anlamda “borca batık bulunma” koşulunun sağlanmış durumda görüldüğü” sonucunu bildirmişlerdir.
TTK 531. Maddesi A.Ş’lerde haklı sebeplerle feshe ilişkin hüküm düzenlenmiş olup madde metni ile ”Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” hükmü getirilmiştir.
Davacı ve davalı şirket beyan ve iddiaları, dosya içeriğine uygun ve hüküm kurmaya yeterli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davalı şirketin 31.12.2015 tarihi itibari ile kaydi değerler üzerinden hesaplanan öz kaynaklarının toplamının 4,417,52 TL olduğu, sermayesinin 3/2 sinden fazlasını yitmiş olduğu görünmektedir. Öz varlık tutarı her ne kadar pozitif değer ifade etse de, 6102 sayılı TTK nun 376/2 maddesinde yer alan “Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.” hükmü dikkate alındığında, davalı şirketin dava tarihi itibarıyla sermayesinin 2/3 ünü kaybetmiş olduğu halde herhangi bir genel kurul toplantısı yapmadığı ve kanunun amir hükmünün gereklerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu anlamda şirketin faaliyetlerini yerine getirmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin 31/12/2015 tarihi itibariyle ve aktiflerin kaydi değerleri esasına göre hesaplanan öz kaynakları toplamı +4,417,52 TL olup, buna göre davacı şirket borca batık durumda görünmemekle birlikte, 6102 sayılı TTK nun 376/2 madde hükümleri yerine getirilmemiş olduğundan, şirket faaliyetlerinin devamı mümkün görünmemektedir.
Davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle ve aktiflerinde yer alan yapılmakta olan kalemi içerisinde yer alan demirbaşların satıldığı dikkate alınarak yapılan hesaplamada, öz kaynakları toplamı -386.400,63 TL olup, buna göre davacı şirket borca batık durumda olduğu, davacının fesih ve tasfiye talebinin haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalı İstanbul Ticaret Sicilinin… noda kayıtlı …Mineral Madencilik San ve Tic. A.Ş’nin fesih ve tasfiyesine
2-Tasfiye memuru olarak mali müşavir…’nın atanmasına, tasfiye memuru için aylık 500-TL ücret takdirine, davacı tarafça karşılanmasına
3-Karar kesinleştikten sonra keyfiyetin tescil ve ilanına,
4-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 58,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.675,40-TL yargılama giderinin(bilirkişi gideri, posta gideri vs.) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2018

Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)