Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/494 E. 2018/433 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/494 Esas
KARAR NO : 2018/433
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, GKS’den kaynaklanan ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, alınan bilirkişi raporu ile davacı bankanın alacak miktarının belirlendiği, davalının kefalet imzasını kabul ettiği genel kredi sözleşmesine göre sonradan açılan kredilerden de sorumlu olduğu, kredi asıl borçlusunun sözleşme kapsamında kredi borcu devam ettiğinden davalı kefilin de kefalet limitiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğunun bulunduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 37.987,18 TL asıl alacak, 1.894,61 TL işlemiş faiz, 94,73 TL BSMV, 843,68 TL masraf olmak üzere toplam 40.820,20 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, %20 tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas,… Karar sayılı 21/01/2016 günlü ilamı ile; banka kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapmak ve banka vekilinin sunduğu ekstreler incelenerek, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinden bahisle ilk kararının bozularak dosya iade edilmiştir.
Bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş olup, yöntemine uygun olarak duruşma açılarak hazır bulunan taraf vekillerinden bozmaya karşı diyecekleri sorulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyularak belirtilen doğrultuda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinde davalı … vekili kefil olunan tutar kısmı davacı banka tarafından sonradan doldurulduğunu, bu kısımda yer alan yazıların müvekkiline ait olmadığını, belirtmiş ise de, gerek 07/10/2010 gerekse de 21/11/2011 tarihli sözleşmelerin yapıldığı tarihler itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK hükümleri uyarınca kefalet limitinin bizzat kefil el yazısıyla yazılması gerekli değildir. Kaldı ki, davalı taraf imzaya açık bir şekilde itiraz etmediğinden kefalet sözleşmesi kendisini bağlayacaktır.
Bankacı bilirkişi heyeti tarafından banka kayıtları ve bilgisayar çıktısı, kredi hesap ekstreleri incelenerek hesabın kat edildiği, 29/06/2012 tarihi itibariyle çıkan cari borçların tespit edildiği, her alacak kalemi yönünden ilgili faizlerin hesaplanarak raporda belirtildiği görülmüştür.
Dava dışı asıl borçluya gönderilen hesap kat ihtarnamesinin 05/07/2012 tarihinde bila ikmal iade edildiği ancak sözleşmedeki belirtilen ikametgah adresine tebligat yapıldığından İİK’nın 68/b maddesi uyarınca bu adrese çıkartılan tebligatın geçerli olacağı buna göre 24 saatlik mehil sonrası 07/07/2012 tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlunun temerrüdünün oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalı kefil yönünden ise, kefilin sözleşmede ya da ticari sicilinde belirtilen adreslerden farklı adreslere çıkartılan ihtarname tebligatının bila döndüğü görülmüştür. Kefil her ne kadar asıl borçlunun temerrüdünden de sorumlu ise de, bu sorumluluğunun işletilebilmesi için TTK’nın 7/1.son cümle uyarınca takipten evvel kendisine ihbar yapılması zorunludur. Asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulması halinde İİK’nın 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir. (Mahmut Bilgen, Öğreti ve Uygulamada Kefalet ve Yargılama Hukukuna ilişkin Uyuşmazlıklar, 2. Baskı Ankara 2017, s.339; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/3357 Esas, 2015/16301 Karar sayılı, 07/12/2015 tarihli İçtihadı) Kaldı ki, somut olayda davalı müteselsil kefile sözleşmede belirtilen adresin dışında başka adreslere tebligat gönderildiği anlaşıldığından hiçbir durumda asıl borçlunun temerrüdünden ve temerrüt faizinden sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle, sadece kat ile asıl borçlunun temerrüt tarihi aralığındaki zamana tekabül eden ana para eklenerek, asıl borçlunun temerrüt tarihi 07/07/2012 tarihi itibariyle sorumlu olduğu 38.072,95 TL’den davalı kefil sorumlu olacaktır. Bir başka söyleyişle, 26/07/2012 takip tarihine kadar işlemiş akdi orandaki temerrüt faizinden kefil TTK’nın 7/1.son cümlesi uyarınca ihbar yapılmadığından sorumlu olmayacaktır. Buna göre asıl borçlunun temerrüt tarihi itibariyle cari sorumluluk miktarına kefil yönünden aşağıdaki şekilde hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu kefil tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince kısmen iptali ile; 38.072,95 TL asıl alacak ile 843.68 TL masraf olmak üzere toplam 38.916,63 TL alacağa, asıl alacak 38.072,95 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yıllık %63 oranında temerrüt faizi ile faizin %5 BSMV’si ile birlikte tahsili için takip devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 7.783,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.600,76 TL harçtan peşin alınan 562,90 TL harcın mahsubu ile, bakiye 2.037,86 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen, 562.90 TL peşin harç, 25.20 TL başvuru harcı, 3.80 TL vekalet harcı, olmak üzere cem’an 591.90 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.538,02 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 2.180,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 347 TL posta ve tebligat masrafı, 2.200,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 2.547,00 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 2.080,70 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleriyüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim ¸
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*