Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/49 E. 2018/193 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/49 Esas
KARAR NO: 2018/193
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 18/01/2016
KARAR TARİHİ: 14/02/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, akaryakıt sektöründe yerleşik sisteme paralel uzun süreli intifa veya kira anlaşması tesis edildiğini, süre ile orantılı istasyon geliştirme desteği (inkişaf bedeli) peşin satış destek primi, ayni, nakdi kredi, ariyet emtia ve ekipman verildiğini veya direkt yatırım yapıldığını, müvekkilinin bayisine yapacağı ödemenin tutarını, vereceği ariyetin miktarını, yapacağı yatırımın değerini hesaplarken işletilen istasyonun ne kadar süre ile Petrol Ofisi bayii olarak faaliyet göstereceğinin dikkate alındığını ve bu süre boyunca yapılacak satışlardan elde edeceği kazanç ile orantılı bir rakam tespit ettiğini, müvekkili ile davalı arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşmanın, Rekabet Kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda öngörülen zamandan önce 18.09.2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandırıldığını, bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanmaların semerelerini faiziyle birlikte müvekkiline iade etme yükümlülükleri olduğunu, müvekkilince davalıya aradaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak 44.474,00 TL intifa ivazı ödendiğini, müvekkilince intifa süresinin tamamının kullanılamadığını, bu itibarla müvekkilinin kullanamadığı bakiye intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 29.846,85 TL’yi iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 36.409,01 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak yapıların inşaat giderlerinin müvekkilince karşılandığını, yapılan ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş olan 1.580,64 TL’nin iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, davalı malikin taşınmazı üzerindeki intifa hakkının toplam 4.541,40 TL tutarındaki terkin harcı ve sair işlem masrafının davalı hesabına müvekkilince ödenmek suretiyle terkin edildiğini, davalı namına ödenen 4.541,40 TL’nin de iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, bu nedenlerle; müvekkilinin kullanamadığı bakiye intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 29.846,85 TL’yi iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede, bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 36.409,01 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, yapılan inşaat giderleri ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 1.580,64 TL’nin iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, davalı namına ödenen 4.541,40 TL terkin harcı ve sair işlem masraflarının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, sözleşmenin 3. maddesinde sürenin 5 yıl olarak belirlenmiş olduğunu, mutabakat sağlandığı takdirde 5 yıl daha uzatılabileceğini, bu durumda 5 yıl sonrası için iki taraf bakımından da sözleşmenin devam etme garantisinin olmadığını, bu nedenle sözleşmenin intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanarak bir para ödendiği iddiasının yerinde olmadığını, intifa ivaz bedeli olarak gösterilen paranın, intifa ivazı olmayıp davacı tarafından müvekkiline yapılan bir hibe olduğunu fakat davalının ödemenin ticari defterlerde gider olarak gösterebilmesi için muhasebe tekniği bakımından faturayı bu şekilde düzenlediğini, bu örtülü bağış nedeniyle B.K’nm 18. maddesine göre taraflar arasındaki sözleşmede muvazaa söz konusu olduğunu, Tapu Sicil Müdürlüğü’nde yapılan işlemin bu hali doğruladığını, sözleşmede 15 yıllık olan bedelin tapudaki akit tablosunda seneliği 44.474 TL bedelle tesisinin istendiği şeklinde olduğunu, şayet seneliği bu bedel ise davacının alacağı bir yana, 4 senelik borcu var demek olduğunu, bu işlemlerin ortada bir ivaz değil bağış olduğunu gösterdiğini, tarafların da hakiki iradelerinin bu yönde olduğunu belgelediğini, bu ödemenin davacının iddia ettiği gibi 15 yıllık intifa bedeli olarak yapıldığının kabulü halinde 4,5 dönümlük bir tesisin intifasının aylığının 247 TL gibi komik bir bedel karşılığı davacıya tahsis edilmesi şeklinde ticari mantıkla açıklanması mümkün olmayan bir durumun ortaya çıkacağını, bir an için ödemenin intifa ivazı olduğu kabul edilse dahi davacının yararlanılamayan intifa süresine isabet eden parayı ödenme tarihi itibariyle değil, dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile talep edebileceğini, davacının VUK’ya göre KDV talebinde bulunamayacağını, davacının faiz dışında talep ettiği semerelerin de yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının müvekkilinin istasyonunda herhangi bir inşaat vs. yapmadığını, 4.541,40 TL terkin harcı talebinin de yasal dayanaktan yoksun olduğunu, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasındaki intifa sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı nedeniyle süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye süreye isabet eden intifa ivaz bedeli ile bu bedelin semereleri, sabit yatırım bedelleri ve intifa terkin harç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul Kapatılan 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı 25/12/2013 tarihli kararı ile toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 14.09.2006 tarihli olup, 5 yıl süreli olduğu ve 14.09.2011 tarihinde sona erdiğinden buna bağlı intifa hakkının da bu tarihe kadar mevcut olmasında bir sakınca bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin 14.09.2011 yılında sona ereceği dikkate alındığında intifa hakkının da bu süre zarfında terkin edilmeden kalması gerektiği, kalan sürenin terkinden itibaren değil, bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihten sonraki süre olarak dikkate alınması gerektiği, intifa ivaz bedeline ilişkin temerrüdün 10.03.2010 tarihinde oluştuğu, Harçlar Kanunu’nun 58. maddesi gereğince terkin harcından davalının sorumlu olduğu, Rekabet Kurulu kararı üzerine oluşan sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalının iyiniyetli olmasından dolayı semerelerin BK 63-64 maddeleri kapsamında iadesinin mümkün olmadığı gibi bunun denkleştirici adalet prensiplerine de aykırı olduğu, bayilik sözleşmesi ve intifa sözleşmesi taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen nedenlerle değil Rekabet Kurulu kararı nedeniyle sona erdirildiğinden davalının sabit yatırım bedelini iade yükümlülüğü bulunmadığı gibi, sabit yatırım yapılmasının sözleşme süresi ile ilişkisi bulunmadığından davacının bu kalemi talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 26.916,55 TL intifa ivaz bedelinin 10.03.2010 tarihinden, 4.541,40 TL intifa terkin masrafının da dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, semerelere ve sabit yatırım bedellerine ilişkin diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/6291 Esas, 2015/2925 Karar sayılı, 03/03/2015 tarihli ilamı ile; sair temyiz itirazlarının reddi ile intifa hakkının 17.09.2010 tarihinde terkin edilmiş olduğu, bu durumda mahkemece, bu tarihten sonraki bakiye intifa bedeli hesaplanıp ona hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, yapılan sabit yatırımlarla işletme binası ve müştemilatı kalıcı yatırımlar şeklinde ise ve halen davalı bu tesisleri kullanarak menfaat temin etmekte ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacının bu yöne ilişkin talepte bulunabileceği gözetilerek, mahallinde keşif yapılıp bu çerçevede ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak, soncuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği işaret edilerek dosya mahkememize geri gönderilmiştir.
Yargılama esnasında davalının vefat ettiği, geriye mirasçı olarak, …, … ile ..’ın kaldığı, Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı reddi miras davasının kesinleştiği, davalı mirasçılarından … ile …’ın mirası reddettiği, ancak mirasçılardan …’un reddi miras talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Davaya salt bu mirasçı yönünden devam olunmuştur. Taraf teşkili de bu şekilde sağlanmıştır.
Bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş olup yöntemine uygun olarak duruşma açılmış, hazır olan taraflardan bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmuştur. Usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozmanın gerekleri yerine getirilmiştir. Buna göre sabit yatırımların ve müştemilatların bulunduğu yer Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak keşfen rapor aldırılmıştır.
Dava konusu istasyonda yapılan incelemede protokol ekinde bulunan taraf yetkilileri tarafından imzalanan ek1 belgesine göre Petrol Ofisi tarafından L-2 Gümüş giydirme, market tefrişi, 4 adet Adapaslanmazı, 2 adet 2 tabancalı ve 1 adet çift tabancalı pompa, ücretsiz oto Lpg dönüşümü, 10.000,00 TL’ lik yakıt tankı, jetwash yıkama makinesi, 3’lü yağlama makinesi yapıldığı, ancak keşif mahalinde yapılan incelemede bu makine ve eşyaların bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan protokol icabı PO tarafında müntari gerekli yakıt tankının 02/01/2006 tarih ve 001835 Seri numaralı fatura ile kayıt altına alındığı görülmüştür.
Keşif esnasında davalı yetkilisi PO tarafından yerleştirilen 10.000,00 TL’lik yakıt tankının PO tarafından alınmadığını, kendilerinin 2012 yılında sökerek hurdaya verdiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Teknik bilirkişi raporunda mahkememizce de benimsenmiş görüş uyarınca yakıt tankının beton zemin altından çıkarılması, mekanik söküm işleri, nakliyesi ve beton zeminin eski hale iade bedellerinin toplamının mevcut 5 yıllık kullanılmış tank piyasa bedelinin üzerinde olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Keşif günü itibariyle kanopinin, saha betonunun, tuvalet inşaası ve çevre düzenlemesinin mevcut olduğu ve halihazırda kullanıldığı tespit edilmiştir. Dava tarihi itibariyle, protokolde belirtilen makine, teçhizat ve imalatlardan, hala akaryakıt istasyonunda bulunanların, parça ve özel imalatlardan hala akaryakıt istasyonunda bulunanların, parça ve özel imalatlar olmaları nedeniyle serbest piyasa rayiçi dikkate alınarak dava tarihi itibariyle toplam bedelinin 25.250,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin eldeki davada talebi sabit yatırım unsuru olarak 02/01/2006 tarihli faturaya binaen davalı istasyonuna 30/03/2006 tarihinde monte edilen 10 metreküp çap Lsg…marka yeraltı yakıt tankı olup, keşfen belirlenen bu bedele hükmedilmiştir.
Sözleşmenin 15 yıl süresinin 5479 güne tekabül ettiği, sözleşmenin 1802 gün yürürlükte kaldığı, 3677 gün ise yürürlükte kalmadığı, sözleşmenin günlük birim bedeli 44.474,00 TL/5479 gün= 8,1172 TL/gün olup, yürürlükte kalmayan bakiye dönem için 29.846,00 TL hesap edilmiş ve hükmedilmiştir.
Dava konusu firma tarafından halihazırda kullanılan makine ve aletlerin taşınmazın değerine nazaran cüz’i harcamalar niteliğinde olduğu, ekstra lüks ve cazip özellikte olmadığı, asgari ihtiyacı karşıladığı, bu nedenle ana gayrimenkulün değerine ek bir katkı sağlamadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davaya konu edinmiş sabit yatırım bedeli rayiç tutarı 750 TL’nin dava tarihinden, 29.846,00 TL bakiye süreye denk düşen intifa ibaz bedelinin 10/03/2010 tarihinden itibaren, 4.541,00 TL intikal terkin masrafının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte mirası reddetmeyen yasal mirasçı dahili davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istek ve kalemlerin reddine,
2-Alınması gereken 2.400,20 TL harçtan peşin alınan 1.074,85 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.325,35 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen, 1.074,85 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.215,07 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.446,50 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarf edilen, bozmadan evvel 2.959,25 TL bozma sonrası ise 2.205,95 TL (posta, bilirkişi, keşif talimat) masrafı olmak üzere cem’an 5.165,2 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 2.507,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, hazır bulunan davacı vekili yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*