Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/46 E. 2020/850 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/46 Esas
KARAR NO : 2020/850
DAVA TARİHİ : 15/01/2016
DAVA : Atipik Sözleşmeden Kaynaklı İş Bedeli ve Masraf, Manevi Tazminat
BİRLEŞEN ….ATM 2017/… ESAS 2017/… KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Teminat Bonosundan Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında 2012 yılında yapılacak işlerle ilgili olarak sözlü mutabık kaldıklarını, davalıların müvekkiline peyderpey 70.000 USD avans ödediğini, müvekkili davalıların bildirdiği ve davalılara ait olan yerlerle ilgili inşaat ve tadilat projeleri çizdiğini, gerekli izinleri aldığını, harç ve masraflarını ödediğini, projeleri onaylattığını bir kısmının da iskanları alacaklarını, ancak yapılacak işlerin sayısı ve nevi tam olarak belli olmadığını, bazı işlerin yapılıp yapılmayacağının ön araştırma ve proje çizimi sonrasında değerlendirileceğinden bahisle yapılacak işin ücreti net olarak belirlenmediğini, müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerden verilen işler tamamlanmadı gerekçesi ile sözleşme feshedildiğini, 175.982,80-TL + KDV avans mahsubu sonrasındaki talep 54.020,90-TL + KDV bedelini HMK’nın 107 maddesi gereğince belirsiz alacak ve tespit talepli olarak şimdilik 10.000,00-TL maddi alacak, 5.000,00-TL ise manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
ASIL DAVADA SAVUNMA:
Davalılar vekili, davacıya 70.000 USD ödeme yapıldığı iddia edilmişse de dekontla da sabit olmak üzere 75.000 USD ödeme yapıldığını, davacılara protokol gereği işlemlerin tesisi ve mimarı işlemlerin takibi için toplamda 75.000 USD ödeme yapıldığını, ilgili tapu sicil müdürlükleri ve belediyelerden dosyaların celp edilirse davacının protokol tarihine kadar hiçbir işlem yapmadığı ve hatta davacının ek olarak sunmamış olduğu makbuzlardan dahi yaptığını iddia ettiği işlemlerinin tarihinin bedellerinin gönderilme tarihi değil protokolden sonraki tarih olduğu, iş bu süreçte davacının ödenen bedellere rağmen gerekli hizmeti sunmadığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen Dava Yönünden;
Davacılar vekili, Tarafların İstanbul İli, … İlçesi … Mah. … ada, … parsel, … İlçesi … Mah. … pafta … ada … parsel, Fatih İlçesi … mah. … pafta … ada … parsel’de mukim taşınmazlara ilişkin mimari işlemlerin ilgili kurumlarda takibi ve gerekli işlemlerin yapılması için sözlü olarak anlaştıklarını, … ‘ın … Bankasındaki hesabından davacıya 02/07/2012 tarihinde 50.000 USD ve …’a ait … nda bulunan hesabına 31/12/2013 tarihinde 25.000 USD olmak üzere toplamda 75.000 USD ödemenin davacılara yapıldığını, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen davalının anlaşmaya istinaden belirtilen taşınmazlar nezdinde hiçbir işlem yapmadığını ve davalı …’ın “paralel yapı soruşturması” kapsamında rüşvet vermek suçundan yargılandığını ve bir süre tutuklu kaldığını, müvekkilleri bu sürede muhatap bulamadıklarını belirterek verilen teminat senedi gereği davalılardan 70.000 USD alacaklı olduklarının tespiti ve tahsilini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Asıl dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasındaki atipik eser ve vekalet sözleşmesi kapsamında davacı vekil şirketin yapmış olduğu işlerin tespiti ve tahsili, davacı … için ise manevi tazminat istemine ilişkin olup, birleşen karşı dava ise, davacı karşı davalıların işleri süresinde içinde yapmadıkları iddiasına dayalı olarak verilen teminat senedi uyarınca 70.000 USD alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında proje düzenleme ve iş takibine dair işlemler bakımından eser ve vekalet sözleşmesi unsurlarını içeriğinde barındıran atipik bir sözleşme söz konusudur. Sözleşmenin proje düzenleme bölümüne eser sözleşmesi, iş takibi kısmına ise vekalet sözleşmesi hükümleri tatbik edilecektir. Eldeki davada davalı karşı davacı vekalet verenler söz konusu sözleşmeyi ileriye etkili olarak sona erdirmişlerdir. Zira, sözleşme niteliği itibariyle ani edimli değil sürekli edimli bir sözleşme olduğunda dönme değil, ileriye etkili fesih söz konusu olacaktır. Bu bağlamda fesih tarihine kadar davacılar tarafından yapılan işlere orantılı bir ücret talebi mümkündür. Sözleşmenin haklı ya da haksız olarak feshi yapılan işin bedelinin istenmesine (ayıp ya da aluid ifa olmadığı sürece) engel değildir.
İnşaat mühendisi ve mimar bilirkişi tarafından protokol kapsamında dosyaya yansıdığı şekilde tespit edilebildiği kadarıyla tapu kayıtları, imar dosyaları, vekaletname ve azilnameler bir arada değerlendirilerek 10/10/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda asıl davada davacı olan şirketin iş bedeli tespit edilmiştir. Ancak masraflar ise belgelendirilememektedir, ispata muhtaçtır. Dolayısıyla davacı şirketin fesih tarihine kadar tespit edilebilen iş bedeli olan 56.769,00-TL + KDV bedeli toplam 66.987,46-TL ücreti hak kazandığı sabittir. Vekalet verenlerce işin süresinde vekillerce ifa edilmediği ve alacaklı oldukları ileri sürülmüşse de sözleşme karşılıklı olarak zımnen devam ettiği ve taraflarca benimsendiği için buna ilişkin savunma yerinde görülmemiştir. Dolayısıyla yapılan ödemeden iş bedelinin mahsubu gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki davacı şirketin yöneticisi olan mimar asıl davada ki davacılardan … sözleşmede taraf sıfatıyla imzası bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle onun yönünden davanın reddi gerekir. Zira, sözleşmenin tarafı davacı şirkettir. Öte yandan, eldeki davada TBK’nın 58. maddesi anlamında herhangi bir kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir haksız fiil olgusu tespit edilemediğinden manevi tazminat istemi de yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 15/06/2014 vade tarihli, 24/03/2014 tanzim tarihli, keşidecisi davacı şirket ve diğer davacı … olan, lehtarı ise davalı karşı davacı … Turizm olan 70.000 USD bedelli bononun teminat amaçlı olarak düzenlendiği, bunun öncesinde ise bu senet bedeli kadar iş avansı davacı … şirketinin hesabına banka havale kanalı ile yatırıldığı sabittir. Dolayısıyla asıl dava yönünden talep edilen ve yukarıda belirtildiği şekilde tespit edilen alacak miktarının ihtilafsız olan bu ödemeden mahsubu gerekir. Alacak mahsup edildiğinde asıl dava yönünden davacı şirketin bakiye tespit edilen alacağının bulunmadığı anlaşıldığından aşağıda da belirtildiği şekilde davanın reddi gerekir. Sözleşme feshedildiğinden teminat amaçlı verilen senet bedelinin alacak tutarı mahsup edilerek davalı karşı davacılardan (davalılardan …’ın avalist sıfatıyla imzasının bulunduğu da gözetilerek) tahsili mümkündür. Birleşen dava yönünden kısmi ödemenin mahsubu yapılarak artan senet bedeli tutarın davacı karşı davalılardan alınarak davalı karşı davacı … Turizm’e ödenmesi gerekmiştir. Diğer davacılar … ve … Tekstil ise gerek bono da gerekse de protokolde taraf olmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle onlar açısından da davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl davada maddi alacak kalemi yönünden davacı … Şirketine yapılan 70.000 USD ödeme, ispatlanabilen ve talebi mümkün 56.769,00-TL + KDV bedeli toplam 66.987,42-TL’yi karşıladığından reddine,
2-Manevi tazminat davasının ise şartları oluşmadığından reddine,
3-Diğer davacı … yönünden ise aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
4-Alınması gereken 54,50-TL ret harcından peşin alınan 256,17-TL harçtan mahsubu ile artan 201,77-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen maddi alacak kalemi yönünden 4.080,00-TL’nin davacı … Firmasından alınarak, manevi tazminat yönünden de 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Asıl davada davacı … tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … Turizm tarafından yapılan 55,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine,
7-Birleşen davanın kısmen kabulü ile; asıl davada belirlenen 56.769,00-TL + KDV bedeli toplam 66.987,42-TL ödemenin mahsubu ile bakiye 51.267,36 USD’nin 15/06/2014 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre işleyecek döviz faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Turizme ödenmesine, diğer davacılar yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
8-Birleşen davada alınması gereken 12.957,67-TL harçtan peşin alınan 4.423,08-TL harcın mahsubu ile, bakiye 8.534,59-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına;
9-Birleşen davada davacı tarafından sarf edilen 4.423,08-TL peşin harç gideri, 31,40-TL başvuru harç gideri olmak üzere cem’an 4.454,48-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Turizme ödenmesine,
10-Birleşen davada davacı … Turizm kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.728,25-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Turizme ödenmesine,
11-Birleşen davada davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.810,40-TL vekalet ücretinin davacılardan (diğer davacılar … A.Ş. açısından davanın aktif husumet reddi nazara alınarak 4.080,00-TL ile sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara ödenmesine,
12-Birleşen davadaki davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*