Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/42 E. 2018/74 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/42 Esas
KARAR NO : 2018/74
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile davalı nezdinde sigortalı bulunan aracın kusuru ile neden olduğu kazada vekil edene ait yabancı plakalı aracın hasar gördüğünü, vekil edenin Almanya’da ekspertiz incelemesi yaptırdığını, inceleme sonucu davalıya ihbarda bulunulduğunu, davalının hasar bedeli olarak 06/10/2015 tarihinde 183,80 Euro ödediğini, hasarın daha fazla olduğunu beyanla 2524,20 Euorunun kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekile Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile vekil edenin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun sona erdiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, sigortacının gerçek zarar miktarından sorumlu olduğunu, ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, zararın memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi ve oranını da kabul etmediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraflara delillerini sunmaları için süre verilmiş, sigorta dosyası getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyetince dosyaya sunulan raporda kazanın meydana gelmesinde, davalıya sigortalı aracın tam kusurlu olduğu, davacı aracında meydana gelen hasar bedelinin 2708,06 Euro olduğu, davalı tarafından davacıya 620,00 TL ödendiği belirtilmiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile davacı aracında meydana gelen hasar bedelinin, zarara yol açan aracın ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketinden tahsili istemine dairdir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir.
Her ne kadar davalı zararın memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini savunmuş ise de Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/17-28 E.- 2015/1745 K. sayılı ve 24.06.2015 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; geçici süreyle geldiği Türkiye’de aracı hasara uğrayan davacının, tamirin yapılacağı yeri belirleme konusunda seçim hakkı bulunup aracını Türkiye’de tamire zorlanamayacağı, yabancı ülkede tamiri seçmiş olması halinde ise o ülkedeki tamir bedellerinin tahsilini talep etme hakkının bulunduğu açıktır. Davacının, aracının yabancı plakalı olduğu, kaza sonrası ikamet ettiği Almanya’ya dönerek aracındaki hasarı burada tespit ettirdiği ve aracın Türkiye’de tamir ettirilmesi zorunluluğu da bulunmadığından aracın Almanya’da tamir edilmesi halindeki tamir bedeline hükmetmek gerekir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 21/11/2017 tarih, 2016/17807 esas ve 2017/10786 karar sayılı ilamı. Yargıtay 10/10/2016 tarih, 2015/1202 esas ve 2016/8734 karar sayılı ilamı.
Bu yasal çerçevede eldeki davanın değerlendirilmesinde, davalı nezdinde sigortalı olduğu anlaşılan .. plaka sayılı aracın tam kusuru ile neden olduğu kazada davacıya ait aracın zarar gördüğü, araçta meydana gelen hasar bedelinin bilirkişi eli ile 2708,06 TL olarak belirlendiği, ancak davalı tarafından dava tarihinden evvel 06/10/2015 tarihinde 620,00 TL ödeme yaptığı, yapılan ödemenin ödeme tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi sonucu ödemenin 184,47 TL’ye tekabül ettiği (620,00/3.3608=184,47 ),bu miktarın bilirkişilerce tespit edilen hasardan mahsubu sonucu kalan miktarın 2708,06-184,47=2523,59 Euro olduğu anlaşılmıştır.
Tespit edilen bu miktarın, davalının en geç ekspertiz rapor tarihinde zararı öğrendiği nazara alınarak rapor tarihi olan 10/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan 3095 sayılı Yasanın yabancı para alacağına ilişkin faiz hükmüne göre faizi ile birlikte tahsiline karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.523,59-EURO’nun 10/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan 3095 sayılı Kanunun 4/a.maddesi uyarınca devlet bankalarınca bu yabancı para ile açılan bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranında faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değerinin hüküm tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen 11740,24 TL dava değeri üzerinden hesaplanan 801,97 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen dava değerinin hüküm tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen 11740,24 TL dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1408,82 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ile 140,91 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 1509,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1508,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 23/01/2018

Katip …

Hakim …