Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/419 E. 2023/496 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/419 Esas
KARAR NO : 2023/496
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketler ile davalı şirket arasında davalı şirketin mülkiyetinde … markalı sütlerin fason olarak üretilmesi ve davalıya satışı konusunda ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında taraflar arasında 28.10.2014 tanzim tarihli Çerçeve Sözleşmesi, 24.04.2014 tanzim tarihli Fason Üretim Sözleşmesi ve müvekkillerden … Gıda ile davalı şirket arasında 04.02.2014 tanzim tarihli Fason Üretim Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmelere müvekkile yüklenmiş olan edimin davalı şirket mülkiyetinde bulunan “…” markalı sütlerin fason olarak üretiminin yapılması ve davalı şirkete satılması, davalı yüklenen edimin ise müvekkilce üretimi yapılmış olan sütlerin satın alınması ve bedellerinin ödenmesi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2014 yılında başladığını ve 2015 yılı Temmuz ayına kadar devam ettiğini, bu süreçte müvekkillerin sözleşme kapsamında birçok ürün üretip davalı şirkete satışını gerçekleştirdiğini, davalı şirketin 2015 yılı Temmuz ayına kadar herhangi bir şekilde satın aldığı ürünlere itiraz etmediğini ve satın aldığı ürünlerin bedelini eksiksiz ödediğini, ancak 2015 Temmuz ayından itibaren davalı şirketin herhangi bir sebep bildirmeksizin müvekkile vermekte olduğu siparişleri önce fahiş bir şekilde azalttığını ve nihayetinde hiçbir sebep göstermeksizin siparişleri tamamen durdurduğunu, müvekkillerin elinde siparişlerin ve teslim almaların durması neticesinde taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı tarafından sipariş edilen ve üretilen 650 Ton … markalı süt ile 172.100 adet … markası basılı başka bir amaç için kullanılamayacak olan ambalaj malzemesinin kaldığını, davalı tarafça siparişlerin durdurulmasının yanı sıra davalıya teslim edilen ürünlerden kaynaklanan toplamda 1.170.000,00 TL alacağın ödemesinin de yapılmadığını, müvekkil şirket yetkililerinin davalı şirket yetkilileri ile irtibata geçtiğini ve gerek siparişlerin neden durdurulduğunu gerekse ödemelerin neden yapılmadığı sorusunu sorduğunu, ancak müvekkillerin bu sorularının uzun bir süre cevapsız kaldığını, daha sonrasında davalı şirket yetkili ve çalışanların davalıya sevk edilen 45.parti üründen alınan numuneye yapılan analiz sonucunda sütte bulunmaması gereken bitkisel yağ tespit edildiğini, bu nedenle müvekkillerin mevcut alacağının ödenmeyeceği ve sözleşme gereğince cezai şart olarak mahsup edileceğinin bildirildiğini, müvekkil şirketlerin söz konusu analizin kendi yetkili veya temsilcilerinin katılımıyla yeniden başka bir kurum tarafından yapılmasını talep etmiş ise bu talep davalı şirket tarafından kabul edilmediğini ve müvekkilin talebinin reddedildiğini, müvekkillerin yeniden numune alınarak analiz yapılması talebinin davalı şirket tarafından kabul edilmemesi üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/… D.İş Sayılı dosyası ile 45.parti ürünün satılmakta olduğu … Mahallesi … Sitesi No: … adresinde bulunan mağazasından numune alınarak analiz yapılması ve söz konusu mevzuata aykırı bir madde ihtiva edip etmediğinin tespit edilmesinin talep edildiğini, yapılan analiz sonucunun davalı şirkete gönderildiğini ve yapılması gereken ödemelerin yapılmasının talep edildiğini, ancak davalı şirketin müvekkilin mevcut ve muaccel alacağını ödemek yerine müvekkillerden davacı … Tic. Ltd. Şti. adına sözleşme kapsamında cezai şart olarak “Bitkisel Yağ Olumsuz Analiz Sonucu” açıklamalı birçok fatura keşide ederek müvekkil şirkete gönderildiğini, söz konusu faturaların müvekkil şirket tarafından kabul edilmediğini, … Noterliği’nin 17.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı, … Noterliği’nin 21.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ve … Noterliği’nin 22.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarları ile yasal süresi içerisinde itiraz ve iade edildiğini, müvekkil şirketler tarafından üretilen ürünlerde herhangi bir şekilde katkı bulunmadığının ve davalı tarafın kötü niyetli olduğunun diğer bir kanıtının ise davalı şirketin şikayeti üzerine … Müdürlüğüne yapmış olduğu şikayeti üzerine yapılan denetim ve bu denetim neticesinde davalı tarafça sipariş edilen ancak teslim alınmayan 650 ton sevke hazır olan sütten alınan numuneye yapılan analiz sonucu olduğunu, davalı tarafın müvekkilin sözleşme koşullarına ve mevzuata aykırı olarak üretim yaptığından bahisle siparişini verdiğini ve üretimini sağladığı 650 ton … markalı sütü teslim almadığını ve müvekkilin zararına sebebiyet verdiğini, neticeten; müvekkilin davacı şirketlerin davalı şirketten olan 1.170.000,00 TL’den ibaret alacağndan şimdilik 10.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirketlere ödenmesine, şimdilik 10.000,00 TL’den ibaret kazanç kaybı ve müvekkil davacı şirketler zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirketlere ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacılar ile TPE nezdinde 2001/… no ile 29/30/31 sınıflarında tescil ettirdiği “…” ibareli bir marka ibaresini ihtiva eden ürün gruplarının üretimini yapmak amacıyla fason üretim sözleşmesi imzalanmış olup, Türkiye çağında pek şirketle olduğu gibi aynı tip sözleşme ve benzer hükümler doğrultusunda bu ticari ilişkisini sürdürdüğünü, davacı tarafın dilekçesinde 2015 Temmuz ayından itibaren müvekkilin siparişlerini azaltıp, sonrasında tamamen durdurduğunu beyan ettiğini, bu bakımdan öncelikle siparişlerin verilmesi ile ilgili olarak taraflar arasında imzalanmış olunan ve karşı tarafın delil olarak dayandığı 28/10/2014 tarihli Çerçeve Sözleşmesinin 2. Maddesine göre “Alıcı satıcıya kar veya sürekli alım taahhüdü vermemektedir” şeklinde açıkça ifade edildiği, yine taraflar arasında akdedilen 24.04.2015 tarihli Fason Üretim Sözleşmesinin ilgili hükümlerinde de bu hususun açıkça yer aldığını, müvekkilin sürekli bir sipariş verme taahhüdü vermediği açıkça görülmekte olup, müvekkilin siparişi dışında davacıların iddia ettiği şekilde davacıların elinde süt ve/veya ambalaj malzemesi bulunmasının mümkün olmadığını, böyle bir hususun varlığı olsa dahi, bu hususun sözleşme hükümlerine uygun davranmayıp, müvekkilin sürekli sipariş vereceği düşüncesiyle stok hazırlayan davacının kendi kusurundan kaynaklanabilecek olup bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiğini, davacılar ve diğer tüm firmaların üretip müvekkile teslim ettiği ürünlerin düzenli olarak yaptırılan testlerle denetlendiğini, ürünlerin kalitesi hususunda hassas olan müvekkilin akredite laboratuvarlarda yaptırdığı testler aracılığıyla davacıların ürettikleri ürün gruplarında olmaması gereken bir müdahale ve tağşiş tespit edildiğini, farklı tarihlerde akredite laboratuvarlarda yaptırılan ürün analiz sonuçlarından da görüleceği üzere davacı firmaların ürettikleri süt ürünlerindeki doğal yağ bileşenleri alarak yerine bitkisel yağ katkısı koymak suretiyle tağşiş gerçekleştirdiğini, nitekim davacıların yapmış oldukları bu tağşişi üzerinde “tam yağlı” yazılı süt ürünlerde yapmakla yetinmeyip, yarım yağlı sütlerde dahi bu işlemi gerçekleştirerek müvekkilin her zaman ön planda tuttuğu kalite standartlarına açıkça aykırı davrandıklarını, her ne kadar davacıların kendi yaptırdıkları laboratuvar testleri sonucu ürünlerde herhangi bir tağşiş olmadığını iddia etmiş olsalar da müvekkilin akredite laboratuvarlarda yaptırmış olduğu testlerde bu hususun net bir şekilde ortaya konulduğunu, bunun yanında dava dilekçesinde … Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/… D. İş Sayılı dosya aracılığı ile ürün alındığını ve test yapıldığını belirttiğini, ancak davacı tarafın bu dosyada müvekkili taraf göstermemiş olup bilirkişi raporunun tarafa tebliğ edilmediğini, davacının müvekkilin herhangi bir sipariş vermemesine rağmen müvekkile ait markalı ürünleri üretmeye devam etmiş olup, farklı firmalara sattığını, işbu ürün sevkiyatları sonucu Adana’da … isimli işletmeden … Gıda’nn ürettiği “…” markalı ürünün de teste tabi tutulmuş olup bu üründe dahi tağşişe rastlandığını, davacı tarafın sözleşme hükümleri ve diğer mevzuat hükümlerine aykırı olarak yaptığı tağşiş işlemi nedeniyle müvekkilin davacılara söz konusu eylemleri nedeniyle uyuşmazlık konusu bedeli cezai teminat olarak belirlediğini, davalı tarafın müvekkile göndermiş olduğu … Noterliği’nin 22.01.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaben gönderilen … Noterliği’nin 18 Şubat 2016 tarih 01786 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek davacının iddialarına cevap verildiğini ve taraflar arasında kurulu sözleşmenin feshedildiğini, “…” markasının müvekkili şirketin Türkiye çapında 6.000’den fazla mağazasında satışa sunulan TPE nezdinde ve sektörde tanınmış marka olarak bilinmekle birlikte TTK ve 556 sayılı Marka Haklarının Korunması Hakkında KHK ile koruma altında olduğunu, müvekkilin diğer tüm tescilli markası gibi “…” ibareli markalı ürünlerin de bazı firmalarca müvekkil için üretilerek yalnızca müvekkil şirkete ait mağazalarda satışa sunulduğunu, 3. Kişilere markanın kullanılması, markalı ürünlerin başkaca yerlerde satışa sunulması gibi haklar tanınmadığını, davacıların haksız üretim ve satışlarına konu ürünlere dahi davanın esas konusunu teşkil eden tağşiş işlemi gerçekleştirdiklerini, neticeten; davacının tüm iddia ve taleplerinin reddine, tüm yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin faizi ile karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Gıda Mühendisi, Konu Uzmanı ve Mali bilirkişi heyetinin 04/01/2021 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava konusunun, davacılar ile davalı arasında akdedilen 28.10.2014 tanzim tarihli Çerçeve Sözleşmesi, 24.04.2014 tanzim tarihli Fason Üretim Sözleşmesi ve müvekkillerden … Gıda ile davalı şirket arasında 04.02.2014 tanzim tarihli Fason Üretim Sözleşmesine istinaden oluşan alacağının tahsili talebinden ibaret olduğu, Davalının 2014, 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak 2016 yılı Envanter açılış tasdiki yaptırılmadığından lehine delil niteliğinin bulunmadığı, Davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi (20.04.2016) itibariyle davalının davacı … Ürt. Ltd. Şti.’den 707,28 TL alacaklı, … San. ve Tic. A.Ş.’ye 138.272,80 TL borçlu olduğu, Davalının cevap dilekçesinde mezkur üretilen 45. Parti … markalı ürünün analiz sonucunda katkı markası olduğununun iddia edildiği, bunun yanı sıra … markalı ürünü sadece kendilerine satılması gerekirken farklı firmalarda satışa sunulduğunundan davalının davacı … Ltd. Şti’ne toplamda 1.173.766,65 TL tutarında faturaların düzenlenmiş olduğu tespit edilmiş olmakla mezkur faturaların tutarlarının davacı tarafından davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususu teknik inceleme neticesinde netlik kazanacağı, Teknik Değerlendirme sonucunda Mahkemenizin dosyada yer alan laboratuvar analiz sonuçlarını delil olarak kabulü halinde, dava konusu olan, davalıya teslim edilen sütlerin, mevzuatına, “Türk Gıda Kodeksi İçme Sütleri Tebliği”ne aykırı olarak imal edildiği sonucuna varıldığı, neticeten, mahkemenizin dosyada yer alan laboratuvar analiz sonuçlarını delil olarak kabulü halinde, dava konusu olan, davalıya teslim edilen sütlerin, mevzuatına, “Türk Gıda Kodeksi İçme Sütleri Tebliği”ne aykırı olarak imal edildiği sonucuna varıldığı, ayrıntısı yukarıda açıklanan nedenlerle fesihin haklı olduğu, bu nedenle yukarıda belirtilen fatura tutarlarının davalıdan talep edilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizin 21.04.2021 tarihli celse 1 no.lu ara kararı gereğince mevcut rapor hüküm vermeye elverişli olmadığından davacı vekilinin itirazlarının uyuşmazlık noktalarının irdelenerek itirazlar karşılanmak üzere hukuksal takdiri mahkememize ait olmak üzere mahkememizin 17/06/2020 tarihli 3 nolu celse ara kararı uyarınca yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni atanan Gıda Mühendisi, Nitelikli Hesaplama/Konu Uzmanı ve Mali bilirkişi heyetinin 01/11/2021 tarihli 15 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dosya içindeki bilgi belge ve bulgular ile davalı şirketin 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterleri ve bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel ve sektörel yönden tetkiki sonucunda ve raporun içinde açıklanan nedenlerle;
1. İncelenen davalı şirkete ait 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile 2014 ve 2015 yılı Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı, davalı şirketin 2016 yılı Envanter defteri açılış tasdikinin yaptırılmadığı, davalı şirketin 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davalı şirketin 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, 2016 yılı ticari defterlerinin ise sahibi lehine delil niteliği taşımadığı,
2. Davalı şirketin 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde; Davalı şirketin dava tarihi olan 20.04.2016 tarihi itibariyle davacı … Ltd. Şti.’den 707,28 TL alacaklı olduğu, … San. ve Tic. A.Ş.’ye ise 5.046,08 TL borçlu olduğu,
3. Davalı … A.Ş.’nin cevap dilekçesinde 45. Parti … markalı ürünün analiz sonucunda katkı maddesi olduğunun iddia edilmekte olup, … markalı ürünlerin sadece kendilerine satılması gerekirken farklı şirketlere satışa sunulmasından dolayı davalı şirketin toplamda 1.173.766,65 TL tutarında davacı … Ürt. Ltd. Şti.’ye faturalar tanzim ettiği, işbu faturaların taraflar arasında ihtilafa neden olduğu, dava dilekçesinde ayrıca kazanç kaybı ve tazminat talep edildiği,
4. Fesih koşulları yönünden, yukarıda sebepleri ve gerekçeleri tartışıldığı şekilde alternatifli inceleme yapılarak Mahkeme’nin takdirine göre;
a. Davalı şirket tarafından eylemli fesih tarihinden sonraki tarihlere ait, davalı şirket tarafından verilen numunelere ilişkin özel akredite laboratuvar analizlerine göre dava konusu pastörize sütlerde bulunmaması gereken bitkisel yağ bulunduğuna dair laboratuvar analiz sonuçlarının dosyaya sunulduğu, Mahkeme’nin feshin haklı olduğu kanaatinde olması halinde davacıların kazanç kaybı ve tazminat taleplerinin yerinde olmayacağı
b. Dava dosyası içinde bulunan, … SHM’nin 2015/… D.iş dosyasında, hakim ve mahkeme keşif heyeti nezaretinde davalı şirketin mağaza rafından alınarak aynı Mahkeme – tarafından Bakanlığın resmi laboratuvarına gönderilerek alınan laboratuvar analiz sonucuna göre dava konusu sütlerde bitkisel yağa rastlanmadığı ve tağşiş iddiaları doğru olmadığından, Mahkeme tarafından feshin haklı olma kanaatine varılması halinde, davalı şirketin davacı şirketlere kestiği cezai şart faturalarının haksız olacağı, davacı şirketlerin fatura bedellerinin yanı sıra kazanç kaybı ve tazminat isteyebileceği,
5. Feshin haksız olduğunun değerlendirilmesi ihtimalinde, davalı şirket tarafından kesilen cezai şart faturalarının haksız olduğu sonucuna varılacağından, davacı şirketin elde kalan sütlerden sağladığı satış bedelleri düşülerek ve elde kalan ambalaj malzemelerinin alış/maliyet fiyatları eklenerek, davacı şirketin cari hesap bakiye alacağının 1.339.482,99 TL olduğu, (Dava dilekçesindeki talep 10.000 TL’dir)
6. Sözleşmenin Temmuz 2015 itibariyle davalı şirket tarafından eylemli feshi sonucunda davacı şirketin üretip elinde kalan sütlerden elde edilebileceği yarar düşülerek hesaplanan net zararının 585.000 TL olduğu, (Dava dilekçesindeki talep 10.000 TL’dir)
7. Davacı şirketin, 2 yıllık sözleşmenin erken feshi sebebiyle, net satış karının %10 olacağı ve kalan sözleşme süresinin 21 ay olduğu dikkate alınarak net kar mahrumiyetinin/kazanç kaybının 3.780.000 TL olacağı, (Dava dilekçesindeki talep 10.000 TL’dir) belirtilmiştir.
Gıda Mühendisi, Nitelikli Hesaplama/Konu Uzmanı ve Mali bilirkişi heyetinin 10/05/2022 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; Kök raporda belirtilen hususlarda, aşağıda belirtilen husus dışında değişiklik bulunmadığı, eğer feshin haksız olduğu sonucuna varılır ve davacının fatura bedelleri ve zarar ile kar kaybı talebi kabul edilecek olursa, davacıların taleplerinin şu şekilde ayrıştırılabileceği:
¸belirtilmiştir.
Gıda Mühendisi, Nitelikli Hesaplama/Konu Uzmanı ve Mali bilirkişi heyetinin 03/05/2023 tarihli 7 sayfadan ibaret 2. ek raporunda özetle; Mahkemenin ara kararında verdiği görev kapsamında taraflar arasındaki iki sözleşmede yer alan ayrı ceza koşulu hükümlerine yönelik olmak üzere, feshin haklılığı ve cezai şart talep etme şartları Mahkemenin takdirinde olmak üzere davalının talep edebileceği ceza koşulunun ihtimalli olarak hesaplanması durumunda;
1. Mahkemenin sorduğu hangi hükme göre hesaplama yapılması gerektiği yönünde kanaatin, 24.04.2015 tarihli sözleşmenin 7.3 hükmü dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği yönünde oluştuğu,
2. 24.04.2015 tarihli sözleşmenin 7.3 hükmü dikkate alınarak belirlenecek cezai şart miktarının raporda belirlenen kısıtlar dikkate alınarak 3.924.438,34 TL olabileceği ancak davalı tarafından bu amaçla kesilen faturaların 1.173.766,65 TL ile sınırlı olduğu, fatura ile kesilen miktarın davacının iktisaden mahvına yol açacak seviyede bulunmadığı,
3. Mahkeme farklı fikirde ise 28.10.2014 tarihli çerçeve sözleşmesinin 8. Maddesine göre hesaplanacak cezai şartın raporda verilen kısıtlar ışığında 111.449,52 TL olabileceği, ve bu rakamın da davacının iktisaden mahvına yol açmayacağı belirtilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Talimat sayılı Mali bilirkişinin 01.04.2020 tarihli 42 sayfadan ibaret raporunda özetle; Her iki şirketin ortak muhasebe servisinde yasal evrak ve belgelerle birlikte dava dosyasında yaptığı tespit ve incelemeler sonucunda;
.. Şirketi alacağı 1.190.523,40-TL
… Şirketi alacağı 12.791,12-TL
192.360,43
Toplam =1.395.674,95-TL olarak belirlenmiş;
Maver Gıda Şirketine satılan tutar 56.191,96-TL düşüldükten sonra … AŞ.nin kalan borcu 1.339.482, 99-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile dinlenen davacı tanığı … ‘ın beyanında “Ben davacı şirkette 8 yıldan bu yana satış müdürü olarak çalışmaktayım, yaklaşık 5 ya da 6 yıl önce davalı şirkete … markalı ürünleri fason olarak üretmeye başladık, aramızdaki ilişki yaklaşık 2,5 yıl kadar sürdü, o dönem sonlanmadan 3-4 ay önce ürünlerle ilgili içersinde bitkisel yağ olduğuna dair iddia ortaya attılar, biz kendilerine böyle bir durumun olmadığını ve tahlillerin yapılabileceğini söyledik, hatta bir tanesini …de delil tespiti yaptırarak ürünlerde bitkisel yağ olmadığını gösterdik, davalılar tse akrilite olmayan laboratuvarlarda tahliller yaptırdılar, bizim tahliller kanunen geçerli TSE akrilite ve tarım il müdürlüğü onaylı laboratuvarlarda yapıldı, davalı bizim ürünlerimizin içersinde bitkisel yağ olduğunu iddia etmesine rağmen bizim ürünlerimizi iade etmeyip şubelerinde satmaya devam etti, ürünleri sattıktan sonra ürünlerin içerisinde bitkisel yağ bulunduğunu bildirdi, biz o dönemde elimizde kalan 650 ton civarında sütü imha etmek zorunda kaldık, davalı taraf elimizde kalan fason üretim sütlerin başka yerlerde satıldığına ilişkin iddiaları da bulunmaktadır, ancak bu gerçeği yansıtmıyor, şöyle ki elimizde atıl durumda bulunan boş kutular makinelerin arıza döneminde fire vereceği için … marka kutular kullanılmıştır, bu basılan sütlerden benim hatırladığım sadece Adana bölgesine yanlışlıkla depomuzdan az miktarda sevk edildiği görülmüş, bayi ile hemen ilişkiye geçilmiş, telefon ve mail aracılığıyla irtibata geçilmiş ve ürünler hemen toplanmıştır, bize ait olmayan bir markayı satmamızın bize bir faydası yoktur.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Islah; davacılar vekili 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucunu artırdığını bildirmiş, ıslah yolu ile arttırılan kısım(5.684.485,90TL) ile dava dilekçesinde talep edilen(20.000TL) miktarların birleştirilmesi sonucu toplam 5.704.485,90-TL’nin fesih/ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınıp ıslah dilekçesinde belirtilen şekilde ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup, dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, davacılar tarafından fason üretim sözleşmesi kapsamında teslim edilen sütlerin ayıplı olduğundan bahisle davalı tarafından daha sonda feshedilen sözleşme nedeniyle davalıya teslim edilen sütlerin bedeli olan 1.170.000 TL ile kazanç kaybı ve sair kalem zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
İhtilafın hallinde temel sorun, Türk Gıda Kodeksi İçme Sütledi tebliğinin 5. Maddesindeki “süt yağı dışında hiçbir hayvansal yağ ve bitkisel yağ bulunmaz” düzenlemesine aykırı olarak
Davalı taraf, ıslaha karşı cari hesap alacağı 5 yıllık zamanaşımına uğradığı definde bulunmuş ise de, Sözleşmenin 9. maddesi cari hesap anlaşması değildir, çünkü madde 8 dikkate alındığında taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Alacaklar ayrı ayrı istenebilir durumdadır. Sözleşmenin 9. maddesi, açık hesapla işleyen cari hesaba ilişkindir. Bu nedenlerle alacağın tabi olduğu zamanaşımı 10 yıl olup, zamanaşımı süresi de buna göre dolmamıştır.
Davalının sunduğu raporlardan sadece biri 2015 7. aya ait (15.07.2015 laboratuvara teslim tarihi) ve o da dava konusu 45. parti, Davalının sunduğu diğer raporlar 2015 7. ayından sonra ve parti numaraları farklıdır. Davacı dava konusu 45. partiye ilişkindir dese de, kazanç kaybı ve sair kalem zararlarının tazmini talebi ile birlikte Davalının cevap dilekçesinde ibraz edilen tüm parti numuraları açısından tağşiş iddiasında bulunduğu dikkate alındığında cevap dilekçesinde tağşiş ileri sürülen tüm parti numaraları irdelenmesi gerekmektedir.
Davalı tarafından 5 ayrı partiye ilişkin 2015 yılı 8’dan 2015 yılı 9 aya kadar akredite laboratuvarında düzenlenen raporlar ibraz edilmiş iken davacı tarafta … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/… D.İş sayılı dosyasında Bakanlığın resmi akredite laboratuvarından 45. Partiye ilişkin alınan raporu sunmuştur.
Davalı taraf yokluklarında yapılan D.İş tespitine bu nedenle itiraz ederken, davacı tarafta, davalının aldırmış olduğu raporlarda “Bu raporun adli-idari işlemlerde ve reklam amacıyla kullanılamaz” kaydına ve laboratuvara verilen süt paketlerinin içine yağ enjekte edilmiş olabileceği iddisına dayanarak raporlara itiraz etmektedirler.
Karşılıklı bu itirazlar yanında, davalı tarafın Gıda Kodeksine aykırı olduğunu iddia ettiği ürünleri toplatmayıp hepsini satmış olması, Temmuz 15’den önce olumsuzluğa ilişkin hiç bir veri olmamasına rağmen analiz raporlarının alımların durdurulduğu 2015 Temmuz ayından sonraya ait olması, iddia ettiği tağşişlerin 2015 yılı 8’dan 2015 yılı 9 ay arası olmasına rağmen fesih beyanının 18.02.2016 tarihinde yazılı olarak açıklanması hep birlikte değerlendirildiğinde teslim edilen ürünlerde ayıp bulunduğu iddiasının şüphede kaldığı/ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi kurulu raporu fiili fesihten görüşü ileri sürmüş olup, bu görüşün geçerliliğinin tespiti için öncelikle taraflarca imzalanan sözleşmenin mahiyetinin irdelenmesi gerekmektedir. Davacılar süt üreticisi değildir, sözleşmede davacı tarafa yüklenen temin yükümlülüğün niteliği/ağırlığı dikkate alındığında davacıların sözleşme gereği edimlerini süresinde yerine getirebilmesi için süt alımını uzun vadeli bağlantı yapması gerektiği, sütün raf ömrünün de dikkate alınması gerektiği, yine aynı kapsamda davalı taraf cevap dilekçesinde, davacıların stoklu çalışmasının sözleşmeye uygun olmadığı, davalı Şirketin sipariş verme ve alım garantisi vermediği, buna göre zaten 650 ton malın elde kalma ihtimali bulunmadığı, aynı şekilde ambalaj malzemesinin de stoklanmasının davacının kusuru olduğu iddia edilmiş ise de sözleşme konusu süt üretimi işinin mahiyeti ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği incelendiğinde, şayet davacı şirketler aynı zamanda süt üreticisi olmadığından davalı Şirketlerin taleplerinin zamanında karşılanabilmesi için, süt üreticileriyle önceden bağlantı sözleşmelerinin yapılması ve sütün uygun araçlarla ve uygun koşullarda üreticilerden toplanması gibi ön yatırım ve çalışmaların yapılması gerektiği, tarafların çalıştıkları 1,5 yıl boyunca tahakkuk eden talep, sipariş ve satış miktarları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın elinde kaldığını iddia ettiği 650.000 adet sütün yaklaşık olarak bir ayı geçmeyecek talep ve ihtiyaca tekabül ettiği, yine elde kalan ambalaj malzemesinin yaklaşık 15 günlük ihtiyaçları karşılayacak miktarda olduğu, dolayısıyla, davalı tarafın bu savunmalarının işin mahiyetine ve kesintisiz süt tedarikinin koşullarına uygun düşmediğine bilirkişilerin görüşüne uygun olarak kanaat getirilmiştir. Tüm bu hususlara göre sözleşmedeki terimler değil de sözleşmede açıkça kararlaştırılan ticari ilişkinin mahiyetine göre sözleşme maddelerinin yorumlanması gerektiği, buna göre davacı şirketler ile davalı şirket arasında imzalanan 04.02.2014 tarihli ve 24.04.2014 tarihli Fason Üretim Sözleşmeleri ve 28.10.2014 tarihli Çerçeve Sözleşme çerçevesinde aradaki ilişkinin Temmuz 2015’e kadar sorunsuzca yürüdüğü, davalı şirket tarafından açıkça bir fesih olmasa da eylemli olarak Temmuz 2015 itibariyle süt alımını durdurduğu, böylece aradaki süt alımına dair ticari ilişkinin sona erdiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf fesihten önce sözleşmeye konu malların başka marketlere satıldığı savunması ileri sürümüş ise de, iddia edilen bu satışlar ticari ilişkinin sona ermesi öncesine ait değildir.
Bu nedenlerle cezai şart alacağına ilişkin davalı tarafın mahsup savunmasına yerinde görülmemiştir.
Tüm bu hususlara göre davacı … açısından davanın kısmen kabulüyle 1.326.691,78 TL açık cari hesap alacağının 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren bakiyesinin 18/05/2022 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Şirketine verilmesine, Davacı … açısından davanın kısmen kabulüyle 12.794,12 TL açık cari hesap alacağı ve elde kalan ürünler nedeniyle oluşan 585.000,00 TL zarar bedeli olmak üzere toplam 597.794,12 TL’nin 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren bakiyesinin 18/05/2022 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Şirketine verilmesine karar verilmiştir.
Davacı taraf kar mahrumiyetine ilişkin talepte bulunmuş ise de, taralar arasındaki sözleşme içeriğine göre kesintisiz süt tedariki için gereken miktarı aşan kısım açısından sözleşme süresince bir alım taahhüdü içermediği buna göre kar mahrumiyeti alacağının doğamayacağı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davacı … açısından davanın kısmen kabulüyle 1.326.691,78 TL açık cari hesap alacağının 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren bakiyesinin 18/05/2022 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Şirketine verilmesine,
2-Davacı … açısından davanın kısmen kabulüyle 12.794,12 TL açık cari hesap alacağı ve 585.000,00 TL zarar bedeli olmak üzere toplam 597.794,12 TL’nin 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren bakiyesinin 18/05/2022 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Şirketine verilmesine,
3-Kar mahrumiyetine ilişkin istemlerin reddine
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 131.461,63-TL ilam harcından peşin alınan 97.641,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 33.820,08-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 341,55-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 87.200,00-TL ıslah harcı (18.05.2023 … yönünden) 10.100,00-TL ıslah harcı (18.05.2023 … yönünden) olmak üzere toplam 97.641,55-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılar tarafına verilmesine,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 195.224,29-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılar tarafına verilmesine,
7-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 263.600,00-TL ücreti vekaletin davacılardan … Ürt Ltd Şti’den tahsili ile davalıya verilmesine, (davacılardan … yönünden miktar itibariyle tam kabul olduğundan)
8-Davacı … tarafından yapılan 10.610,65-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 3.579,65-TL’nin davalıdan tahsili ile iş bu davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı … tarafından yapılan 49,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile iş bu davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan 130,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 86,14-TL’nin davacı …’dan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”