Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/413 E. 2018/415 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/413
KARAR NO : 2018/415
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 19/04/2016
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan dava sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirket tarafından gerçekleştirilen 01.02.2016 tarihli 2016/1 karar numaralı Genel Kurul Kararı’nın 2,3,4,5,7 maddelerinin kanuna, şirket sözleşmesine, ortakların menfaatlerine, eşit işlem ilkesine ve dürüstlük ilkesine aykırı olması ve alınan kararların tamamının esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla alınması gerekirken oy çokluğu ile alınmış olması sebebi ile alınan genel kurul kararlarının butlanının tespitine karar verilmesine, aksi halde iptal edilmesine, iş bu kararların uygulanması müvekkilimiz açısından geri dönülmez zararlara sebebiyet verebilir bu sebeple davanın kesinleşmesine kadar kararın uygulanmasının durdurulması ve seri bırakılması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, şirket müdürlerinin atanması kararının esas sözleşmenin değişitirilmesi niteliğinde olmadığını, oy çokluğu ile alınması gereken muhtemel karar olduğunu, davacının şirketten uzaklaştırılmaya çalışıldığı iddiasının asılsız olduğunu, davacının da imzasının bulunduğu 19/11/2015 tarihli karar ile hisse devri oybirliği ile sınırlandırıldığını, şirketin iflas ertelemesinden çıkarılması için davacının çabasının olmaması, davacıonın payına düşen bedelin şirket müdürü ve ortağı tarafından ödendiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının bazı maddelerinin iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin 01.02.2016 tarihli gerçekleştirilen genel kurul kararlarını şirket esas sözleşmesine kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığına tespiti için bilirkişiler Mali Müşavir Nebahat Yavaş, Prof.Dr. Necla Akdağ Güney’ den tanzim edilen 29/09/2017 tarihli raporunda “İptali talep edilen genel kurul kararlarından 2, 3, 4 ve 6 no.lu kararlar bakımından iptal koşullarının oluşmadığı, 5 no.lu kararın esas sözleşme değişikliği gerektirmesi ve toplantıda bu nisabın sağlanamaması dolayısıyla iptal edilebileceği, 7 no.lu karar bakımından davacının pay devrine ilişkin kararının ortaklar kurulunda reddedilmesinin eşitlik ilkesine aykırılık dolayısıyla iptal edilebileceği,görüş ve kanaatine varılmış olup, hazırlanan bu rapor takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygı ile arz olunur.” sonucu bildirmişlerdir.
Dava, …Lok San ve Tic Ltd’ nin 01/02/2016 tarihli genel kurulunda alınan bir kısım kararların TTK 536 maddesi yollamasıyla TTK’nın 445. madde hükmü uyarınca iptaline ilişkindir. Genel Kurul 01/02/2016 tarihinde gerçekleştirilmiş olup, dava mahkememize 19/04/2016 tarihinde açılmış olup, açılan dava TTK’nın 445. maddesi uyarınca süresindedir.
Davacı taraf genel kurul tutanağının altına muhalefet şerhini yazmış olup, açılan dava usulüne uygundur.
Davalı şirketçe gerçekleştirilen ve davaya konu iptali istenilen 01/02/2016 tarihli genel kurulda,
2-…T.C. Kimlik numaralı … ile …T.C. Kimlik numaralı …’ın Müdürlük sıfatının sona erdirilmesine,
3-İstanbul 16. Noterliği 22.05.2013 tarih ve …yevmiye numaralı imza sirkülerinin iptaline,
4-Şirket müdürü olarak Türkiye Cumhuriyeti uyruklu … adresinde ikamet eden ile … T.C. Kimlik Numaralı … ‘ın Şirket Müdürü olarak 5 (beş) yıl süre ile atanmasına,
5-Şirket Müdürünün temsil ve ilzamının aşağıdaki şekilde belirlenmesine,
Şirketi borç ve taahhüt altına sokabilecekler de dahil Şirket ile ilgili tüm hukuki, mali, ticari ve idari ve sair konularda (banka nezdinde gerçekleştirilecek her türlü işlemler (banka hesabının açılması, her türlü ödeme emrinin yapılması, para çekilmesi, havale, EFT, vs. de dahil olmak üzere), herhangi bir limit sınırlaması olmaksızın şirket unvanı veya kaşesi altına atacağı MÜNFERİT imzası ile şirketi her hususta temsil ve ilzama yetkilidir.
6-İşbu karara istinaden Şirkete İmza Sirküleri çıkartılmasına ilişkin kararlar alınmıştır.
7-Şirket Hissedarımız olan … T.C. kimlik numaralı …’in maliki olduğu paylardan 800 adedinin… T.C. Kimlik numaralı …’un devrine icazet edilmemesine ve devrin Şirket Pay Defteri’ne kaydının reddine karar verilmiştir.
01/02/2016 tarihli genel kurulun 2, 3, 4 ve 5.maddeleri yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacı müdürün azli ve yeni müdür atanmasına ilişkin kararların ve diğer davalı müdüre münferit temsil yetkisi verilmesinin esas sözleşme değişikliği anlamına geldiğini zira çift imza ile temsilin esas sözleşmede benimsendiği münferiden temsil için esas sözleşmenin ilgili hükmünün değiştirilmesi gerektiğini bu durumda %65 ile yapılan değişikliğin kanunda öngörülen nisaba uymadığını iddia etmiştir.
Davalı şirketin esas sözleşmesi incelendiğinde 7. Maddede şirketin birlikte temsil müessesini benimsediği anlaşılmaktadır. TTK madde 623 gereği şirketin yönetim ve temsili esas sözleşme ile düzenlenir. Bundan kasıt esas sözleşme ile müdürlerin münferiden mi yoksa birlikte temsil hükümlerine göre yetkili olup olmayacaklarına ilişkin esas sözleşmeye hüküm konulmasıdır. Davalı şirketin esas sözleşmesi de bu hükme uygun olarak çifte imza sistemini benimsemiştir. Dolayısıyla genel kurul tarafından bu konuda değişikliğe gidilebilmesi için esas sözleşmenin ilgili maddesinin değiştirilmesi gerekmektedir. TTK md. 589 esas sözleşme değişikliği için aksi öngörülmemişse üçte iki nisap aramakta olup, davalı şirket esas sözleşmesinde aksine bir düzenlemeye rastlanmamıştır.
Öte yandan limited şirketlerde müdürlerin azli ve yerine yenilerinin seçilmesi hususunda genel kurul yetkili olup TTK md. 630 da bunun için ayrıca bir nisap öngörülmemiştir.
Bu durumda müdürün azline ilişkin 2 nolu gündem maddesi ile yeni müdür atanmasına ilişkin 4 nolu gündem maddeleri TTK md. 630 a uygun nisapla alındıkları için geçerli olmakla birlikte 5 nolu gündem maddesi TTK md. 589’a açıkça aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
01/02/2016 tarihli genel kurulun 7.maddesi yönünden yapılan değerlendirmede;
Limited şirketlerde payın devri TTK md. 595 te düzenlenmiş ve bazı koşullara bağlanmıştır. Anonim şirketlerden farklı olarak kanun koyucu burada ortaklar kurulu tarafından onamayı esas almış, esas sözleşmede ise bunun aksine düzenleme yapılmasına yani ortaklar kurulu kararı olmadan payın devrine olanak sağlamıştır. Hatta bir adım daha ileri giderek esas sözleşmede öngörülmemişse ortaklar genel kurulunda sebep gösterilmeksizin dahi payın devrine onay verilmeyebileceğini hükme bağlamıştır. Davalı şirket esas sözleşmesinde aksine bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Bu durumda ilk olarak davacımn payının devri bakımından ortaklar kurulu kararının gerekli olduğunu belirtmek gerekir. Davalı şirket genel kurulunda söz konusu devre onay verilmediği anlaşılmakta olup karar nisabında da kanuna bir aykırılık yoktur.
Bununla birlikte kararın eşitlik ilkesine aykırılık bakımından da incelenmesi gerekir. Anonim ve limited şirketlerde doktrin ve yargı kararlarında kabul gören Eşitlik ilkesi 6102 sayılı TTK ile pozitif norma dönüşmüştür. Eşitlik ilkesi, şirketler hukukunun temel esaslarından birisidir. Eşitlik ilkesine uygun davranma yükümlülüğü bugün artık doğrudan doğruya kanundan kaynaklanmaktadır. Bu ilke, sermaye şirketleri hukukunda hakim olan çoğunluk prensibine karşı çıkar dengesi sağlamayı amaçlamaktadır. Eşitlik ilkesine uygun davranılmayı talep etmeye yetkili olanlar pay sahipleri, ilkeye uymakla yükümlü olanlar ise yönetim gücü sınırlandırılmak istenen yönetim kurulu ile çoğunluk gücü sınırlandırılmak istenen genel kuruldur (Bkz Akdağ Güney, Anonim Şirketlerde Eşitlik İlkesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fak. Derg. 2014 S.3-4, 115 vd.). Eşitlik ilkesinin muhatabı şirket ve organlarıdır. Genel kurulun serbestçe karar almasını engelleyen ve müdürler kurulunun hareket alanını daraltan bu ilke, her iki organı da doğrudan hedef alır. TTK md. 627 de sadece müdürlerden bahsedilmiş olması genel kurulun bu ilkeye uymasının zorunlu olmadığı anlamına gelmez. îlke her iki organa da eşit davranma yükümlülüğü getirmekte olup aykırılığın müeyyidesi ihlal eden organa ve ihlal edilen hakka göre farklılık gösterir. Davalı pay sahibinin kendi payına ilişkin devri genel kurulda onaylayıp diğer pay sahibinin devrine aralarındaki sözleşmeye dayanarak onay vermemesi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder. Taraflar arasında payın devrine ilişkin olarak diğer ortağa teklif yapılması hususunda karar alınmış ve bu karann pay defterine kaydedilmiş olması ön alım niteliğinde bir hukuki işlem olup, buna istinaden payın devri reddedilemez. Kaldı ki payın devrine ilişkin yazılı sözleşmenin söz konusu karardan önce alındığı da açıktır. Bu durumda davacının pay devrine ilişkin talebinin ortaklar kurulunda reddedilmesi eşitlik ilkesine aykırı olup iptali gerekir.
Davacı ve davalı iddia ve beyanları, dosya içeriğine uygun ve hüküm kurmaya yeterli bulunan bilirkişi raporu hükmü esas alınarak ve tüm dosya kapsamından;
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile davacı iddiası, davalı savunması ve tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, davacının Genel Kurul tutanağının 2, 3 ve 4. maddeleri yönünden reddine, 5 ve 7.maddeler yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, Davalı şirketin 01/02/2016 tarihli 2016/1 Genel kurul ortaklar kararının 5 ve 7 maddelerinin iptaline, 2,3 ve 4. maddelerine ilişkin talebinin reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Kabul durumuna göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Red durumuna göre davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 2.180,00TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00TLyargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 150,00TL ‘ nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 150,00TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2018

Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)