Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/372 E. 2018/404 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2016/372 Esas
KARAR NO : 2018/404
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile taraflar arasında kaynak suyu satışı için akdedilen sözleşme kapsamında, icraya konu edilen senedin bu ticari ilişkiye istinaden verilmiş teminat senedi olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, senedin teminat senedi yazılı bulunan kısmının kesilerek icraya konulduğunu, 2013 yılında yapılan sözleşmenin 07/08/2014 tarihinde gönderilen ihtarname ile feshedildiğini beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki araç yakalama başta olmak üzere tüm icra işlemlerini teminatsız olarak durudurulmasına, müvekkilinin borçlu olunmadığının tespitine ve takibin iptaline, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile icra takibine konu bononun, borcun ifası uğruna verilmiş olup teminat senedi niteliğini haiz olmadığını beyanla davanın reddine, kötüniyetli karşı taraf aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, yarglama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının replik dilekçesi ile davalı alacaklının icraya konu ettiği senedin teminat senedi olduğunu, davalı alacaklı kötüniyetli olarak teminat senedi yazılı kısmı keserek senedi icraya koyduğunu, bu sebeple müvekkilinin davalıya bir borcu olmadığını beyanla davanın kabulüne, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının düplik dilekçesi ile davacının takibe konu senedin teminat olarak verildiği yönündeki iddiasını senede açıkça atıf yapan yazılı bir belge vb gibi kesin delil ibraz etmek suretiyle ispatlayamadığını beyanla davanın reddine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine dairdir.
Dava 2004 sayılı yasanın 72.maddesine dayanan menfi tespit davasıdır.
2004 sayılı yasanın 72.maddesi gereğince, borçlu, icra takibinden evvel veya takip sırasında, borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile dahi takibin durdurulmasına karar verilemez.
Menfi tespit davası, borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı davadır. Bu dava borçlu tarafından henüz borç ödenmeden açılır. Borçlu, hakkında yapılmış olan ve kesinleşen takip nedeni ile takip hukuku bakımından borçlu durumuna düştüğü halde maddi hukuk bakımından takip konusu yapılan alacağın borçlusu bulunmadığını tespit için bu davayı açar.
Borçlu kendisine karşı bir icra takibi başladıktan sonra ve henüz borcu ödememiş durumda iken hukuki yararı bulunması koşulu ile borçlu olmadığının tespiti için bu davayı açabilir. Kambiyo senetlerine dayanan haciz yolu ile takiplerde menfi tespit davası açma olanağı 2004 sayılı yasanın 170/b maddesinde açıkça öngörülmüştür. Menfi tespit davasının dinlenebilmesi için davacının korunmaya değer güncel hukuki yararının bulunması gerekir. Takipten sonra açılacak bu dava başlamış olan takibi kendiliğinden durdurmayacağı gibi mahkemece ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.
Borçlu, çeşitli nedenlere dayanarak maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürüp menfi tespit davası açabilir. Örneğin sahtelik veya tahrifat iddiası ile senedin sahte olduğunu ileri sürebilir. Yahut alacaklının elinde bulunan senedin bedelsiz veya hatır senedi olduğunu ileri sürebilir.
Menfi tespit davasında davacı borçlunun haksız bulunması halinde davanın reddine karar verilir ve borçlu, haksız ihtiyati tedbir nedeni ile alacağını geç almış olan alacaklıya, bu gecikmeden doğan zararını karşılamak için bir tazminat ödemeye mahkum edilir. Bu tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçlu hakkında icra takibi yapmış olması, borçlunun icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı almış olması ve bu kararın fiilen uygulanmış olması gerekir. Takibin fiilen durmamış olduğu hallerde alacaklı lehine tazminata hükmolunamaz. Bu tazminat alacaklının tedbir nedeni ile alacağını geç almış olmasından doğan zararlarını karşılamayı amaçlar.
Menfi tespit davasında ispat yükü davacının iddiasının dayandığı nedenlerin niteliğine göre değişir. 4. HD 9.2.1973 T.6096/1189. Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebinin karşılaştırılarak ispat yükünün kime düşeceğinin saptanması gerekir. … HD …T. …. Davacı borçlunun senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, senedin sahte olduğunu ileri sürmesi halinde ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Davalı alacaklının, davacı borçlu tarafından varlığı inkar edilen hukuki ilişkinin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Buna karşılık davacı borçlunun senedin hata, hile, ikrah nedeni ile geçersiz olduğunu, senedin karşılıksız olduğunu, hatır senedi olduğunu, borcun ödeme ibra takas gibi nedenlerle son bulduğunu, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, ileri sürmesi halinde bu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerekir.
Bir bonunun boş olarak verilmesi mümkün olduğu gibi senedi boş olarak alan kimsenin bunu aynen bir başkasına bu şekilde devredebileceği, devralan kişinin de lehdar hanesine kendi adını yazarak takip ve tahsile girişebileceği … HD … T. …; … T. …; … T. ….Senedin boş olarak verildiğini ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, teminat senedi olduğunu, davacı borçlunun yasal delillerle kanıtlaması gerekir. … HD. … T. ….Tam olarak doldurulmamış ve başka bir amaçla imzalanmış senedin davalı alacaklı tarafından haksız olarak ele geçirildiği iddiasının davacı borçlu tarafından ispat edilmesi gerekir. …HD … T. …
Menfi tespit davalarında kanıtlar hususunda ise, 1086 sayılı yasanın 288.maddesine karşılık gelen 6100 sayılı yasanın 200.maddesi gereğince, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. 6100 sayılı yasanın geçici 1/2.maddesi gereğince bu kanunun senetle ispata ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. Senetle ispat kuralına karşılık maddi olayların tanıkla ispatı mümkündür. 1086 sayılı yasanın 290.maddesine karşılık gelen 6100 sayılı yasanın 201.maddesi gereğince senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.
Senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası, ancak kesin delil ile ispat edilebilir. HGK … Senedin hatır senedi olduğu ancak kesin delille ispat edilebilir. Bu iddia tanıkla ispat edilemez. … HD … Senedin teminat senedi olduğu ancak kesin delille ispat edilebilir. … HD. … T. …. İspat yükü kendisine düşen taraf bunu yerine getirememiş ise karşı tarafa yemin teklif edebilir. Buna taraf yemini denilir. 6100 sayılı yasa 225 ve devam maddeleri.
Diğer yandan, Yargıtay …Hukuk Dairesinin … tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere “bononun sol üst köşesinde “Teminat senedi” ibaresine yer verilmiş ise de; bononun açıkca neyin teminatı olarak verildiği hususunda herhangi bir açıklama bulunmadığından bu durumda söz konusu bononun neyin teminatı olarak verildiğini ispat yükü davacıdadır.
Bir bononun teminat olarak verildiğinin kabulü için, o bono üzerinde teminat ibaresinin bulunması zorunluluğu yoktur. Kaldı ki, bono üzerinde teminat ibaresi olsa bile, neyin teminatı olduğu ayrıca açıklanmadığı sürece, bu durum, bononun başlı başına teminat bonosu olduğunu göstermez. Diğer yandan teminat iddiasının kabulü için, bu hususun, taraflarca ayrı bir sözleşmede belirtilmesi de zorunlu değildir. Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK’nun 14.03.2001 tarih ve … E., … K. sayılı ve yine HGK’nun … T. ve … sayılı kararları).
Somut durumda, davacı, takip dayanağı senedin sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olduğunu beyanla borçlu olmadığını beyan etmiş davalı ise senedin borcun ifası için verildiğini iddia etmiştir. Davalının senedin teminat senedi olduğuna dair açık ikrarı bulunmamaktadır. Senette tanzim nedeni de bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi, bir bonunun boş olarak verilmesi mümkün olduğu gibi senedi boş olarak alan kimsenin bunu aynen bir başkasına bu şekilde devredebilmesi, devralan kişinin de lehdar hanesine kendi adını yazarak takip ve tahsile girişebilmesi mümkündür. Böyle bir durumda davacı borçlunun senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu , senedin hatır senedi olduğu, senedin teminat senedi olduğu, senedin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, teminat senedi olduğu yönündeki iddialarını ancak kesin delille ispat edebileceği, bu iddiaların tanıkla ispat edilemeyeceği, somut durumda da davacı yanın bu yönde kesin bir delil bildirmediği; söz konusu senedin, iddianın ileri sürülüş biçimine göre, tahrifat, sahtelik, zorla alınma, hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilme gibi bir iddia ileri sürülmediğinden, hukuk düzeni bakımından geçerli bir senet olduğu, yapılan yargılama sonucunda verilecek kararın da senedin geçerliliğine etki etmeyeceği, eldeki davada davacının kesin delil ile ispat kuralına tabi iken bu yönde bir delil sunmadığından senedin teminat amacı ile bedelsiz olarak verildiği iddiasını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı, senedin teminat senedi olduğuna dair kısmın kesilerek icraya konulduğunu iddia etmiş ve dava dilekçesi ekinde sunulan senet fotokopisinde “teminat senedidir” ibaresi yazılı ise de yine yukarıda açıklandığı üzere bono üzerinde teminat ibaresi olsa bile, neyin teminatı olduğu ayrıca açıklanmadığı sürece, bu durum, bononun başlı başına teminat bonosu olduğunu göstermeyeceğinden, hangi ilişkinin teminatı olduğu hususu da yazılı delil ile ispatlanamamıştır.
Varılan bu sonuç ve kanaat ile davanın reddine, takibin durdurulmadığı nazara alınarak kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2523,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …