Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/370 E. 2020/825 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/370 Esas
KARAR NO : 2020/825
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkil … nolu abonelikler ile davalı …’nden 01.01.2013 tarihli ayrışma öncesinde elektrik enerjisi hizmeti aldığını, diğer davalı …’dan ise ayrışma sonrası elektrik enerjisi hizmeti almış ve almaya da devam ettiğini, davalılar tarafından kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli ve perakende satış hizmeti adı altında bir takım yasal olmayan bedeller faturalara yansıtılarak tahsili yoluna gidildiğini belirterek iş bu dava tarihinden geriye dönük on yıllık süre boyunca müvekkilden haksız tahsil edilen 15.000,00-TL belirsiz alacak niteliğindeki kayıp-kaçak tüketim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım sistemi kullanım bedelinin her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama gideri ve ücret-i vekalet ile birlikte (sorumlu oldukları dönem ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/05/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile davasını tam ıslah ederek geçmişte müvekkili firmada EPDK birim fiyatlarına aykırı olarak tahsil edilen bedellerin tespiti ile müvekkiline iadesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … A.Ş. Vekili, davanın muhatabı Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, müvekkili EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkili dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. Vekili, temeli HGK içtihadına dayanan davada, Mahkemenin yetkisi yeni getirilen usul hükmüne göre bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu, müvekkili tarafından düzenlenen faturalarda tahakkuk ettirilen dava konusu kalemler birim fiyatları ve tutarları yönünden EPDK’nın onayladığı tarifelere ve düzenleyici işlemlere uygun olduğunu belirterek davanın reddi savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, EPDK tarifesine ve mevzuata aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak ve sair kalem bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce elektrik kurumu düzenleyici işlemlerine uygun olarak tahakkuk yaptırılıp yaptırılmadığı yönünde rapor tanzimi yoluna gidilmiştir. EPDK’nın yıllara göre elektrik piyasası gelişim raporlarından temin edilen davalı … bölgesine ait yıllık hedef gerçekleşme oranları incelendiğinde, gerçekleşim oranlarının hedef oranları altında kaldığı anlaşılmıştır. Önceki de raporda belirtildiği aksine kayıp bedeline ilişkin gerçekleşme oranı davacı şirketin faturasına yansıtılan kayıp bedelin fatura bedeline bölümü ile elde edilen oran olmayıp davalı …’ın İstanbul Avrupa Yakasındaki tüm müşterilerine ait kayıp bedelleri oranıdır. Bu nedenle davacı vekilinin hedef oranlar yönünden aşkın kayıp kaçak bedeli talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
EPDK tarifeler başkanlığının cevabi yazısında da ulusal tarife kapsamında tespit edilen kayıp kaçak birim bedellerinin enerji bedeline oranlanması ve bu oranın herhangi bir dağıtım bölgesinde faaliyet gösteren dağıtım şirketinin bölgesel hedef kayıp oranı ile kıyaslanması akabinde ise hedef oran üzerinden fazladan kayıp kaçak bedeli yansıtıldığı sonucuna varılmasının tarife hesaplama yöntemine uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Teknik ve teknik olmayan kayıp maliyetleri hedef oranlarını geçmemek kaydı ile zaten ulusal tarife kapsamında abonelere yansıtılmaktadır. Bu nedenle bölgesel bazlı tarifeler uygulanabilir olmadığından aşırı farklılıklar makul seviyeye ininceye kadar geçiş dönemi için ulusal bazda tek bir satış fiyatı uygulanmaktadır. Zira, ulusal tarife gereğince 21 … şirketinin hesaplanan yıllık toplam gelir tavanı ilgili yıl için dağıtım sistemine girmesi ön görülen enerjiye bölünerek ulusal bir satış bedeli ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgesel maliyetler ilgili mevzuat ve tarife metodolojisi kapsamında ulusal birim fiyatına dönüşmektedir. Ulusal tarifenin tespit edilmesinde ise tüketicilerin, … bölgeleri arasındaki maliyet farklılıkları nedeniyle var olan farklılıkların kısmen veya tamamen korunmasını sağlamak amacıyla getirilen kayıp kaçak oranı düşük olan bölgelerden yüksek olan bölgelere para aktarılmasını ön göre fiyat eşitleme mekanizması rol almaktadır.
Elektrik fiyatlarındaki uygulama bağlamında çapraz sübvansiyon bir faaliyet, bölge ya da abone grubuna ilişkin maliyetin bir kısmını ya da tamamının diğer faaliyetler, bölgeler ya da abone grupları tarafından karşılanmasıdır. Desteklenen yani sübvanse edilen faaliyet, bölge ya da gruplar diğer faaliyet, bölge ya da grupların faturaları üzerinden dengelenmektedir. Maliyete neden olan taraflar ile bu maliyetleri karşılayan taraflar arasında bir ölçüde farklılık mevcuttur. Zira bunun yasal dayanağı 6446 sayılı elektrik piyasası kanunun geçici 1. Maddesidir. Sonuç olarak elektrik idaresi tarafından tanzim olunan faturalar usul ve yasaya uygun görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile artan 201,77-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalılar taraf kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … … A.Ş. tarafından sarf edildiği anlaşılan 2.400,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*