Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/348 E. 2020/593 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/348 Esas
KARAR NO : 2020/593
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2013
KARAR TARİHİ : 14/10/2020

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını ve davalıya ait taşınmaz üzerinde 12 yıl süreli intifa hakkının tesis edildiğini, intifa bedeli olarak davalıya 210.000 TL ödediğini, Rekabet Kurulu’nun bayilik ilişkisi çerçevesinde dağıtım firmalarına verilen intifa hakkının süresini 5 yıl ile sınırlandırması üzerine intifa hakkının sona erdiğini, 5 yılı aşan ve kullanılmayan intifa ivaz bedelinin BK 61.md uyarınca müvekkil şirkete iadesi gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 175.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup yargılama esnasında dava değeri 122.500,00-TL olarak ıslah edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, intifa bedelinin resmi senette 20.000 TL olarak belirlendiğini, davacının akaryakıt tesliminin 210.000 TL’lik akaryakıt tesliminin hibe olduğunu, iade talebinin haksız olduğunu beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasındaki intifa ve akabinde imzalanan bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulunun duyurusu ile fiilen ve hukuken imkansız hale gelmesi nedeniyle bakiye kısma isabet eden intifa bedelinin tahsili talebini içermektedir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… Esas, 2014/… Karar sayılı, 10/09/2014 günlü kararı ile; davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2014/… Esas, 20115/… Karar sayılı ilamı ile ; “Davacı dağıtıcı şirket olarak davalı bayiye sözleşmenin kuruluş aşamasında intifa bedeli verdiğini ancak sözleşmenin rekabet kurulu kararı uyarınca geçerlilik süresinin 5 yıla düşürüldüğünü belirterek fazla ödenen intifa bedelinin ödenmesini istemiştir. Mahkemece 210.000 TL tutarındaki akaryakıtın hibe olarak verildiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacının talebi sözleşme süresi dikkate alınarak fazla ödenen intifa bedelinin tahsili istemine yöneliktir. Mahkemece davacının ödediği intifa bedeli tespit edilip bu bedel üzerinden iadesi gereken miktar olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı” gerekçeleri ile dosyamız bozularak mahkememize iade edilmiştir.
Yöntemine uygun olarak duruşma açılmış, taraflardan bozmaya karşı diyecekleri sorularak bilirkişi inceleme yaptırılmıştır.
Dosya kapsamından dava konusu intifanın, 06/05/2005 tarihinde tescil edildiği, 24/09/2010 tarihinde ise terkin edildiği anlaşılmaktadır. Tapu Sicil kaydı örneği ile intifa sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin ilk kısmında davacı Turkuaz firması lehine 20.000,00-TL bedelle intifa hakkı 15 yıl süreli olarak tesis edilmiştir. Bu 20.000,00-TL bedelin ise 27/07/2016 tarihinde banka kanalıyla davacıya ödendiği sabittir. Davacı yan ise intifa bedelinin 20.000,00-TL değil 210.000,00-TL olarak kararlaştırıldığını iddia etmiştir. Ancak bayilik ön protokolü incelendiğinde davacının KDV dahil 210.000,00-TL’nin motorin cinsi akaryakıt hibe olarak verileceği kararlaştırılmıştır. Yani sözleşme içeriğinden tarafların açık bir şekilde intifa bedelinin bu fiyata kararlaştırıldığı anlaşılamamaktadır. Bilakis tapu senedinde intifa bedelinin açık bir şekilde 20.000,00-TL olarak kararlaştırıldığı açıktır. Bu nedenle tarafların iradesi yorumlandığında 210.000,00-TL hibenin yanı sıra ayrıca tapu da 20.000,00-TL bedelli 15 yıllık süreli intifa hakkının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf tacir olup basiretli davranmakla yükümlüdür. Dolayısıyla 210.000,00-TL bedelin sözleşmede açık bir şekilde intifa hakkı tanınmasına karşılık verildiğini düzenlemesi gerekirdi. Söz konusu resmi senedin aksini ispatlar nitelikte herhangi bir yazılı belge de sunulmuş değildir. Dolayısıyla 210.000,00-TL miktarlı hibe ödemesi intifa bedeli olarak yorumlanamaz. Bu nedenle bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve tespitlere iştirak edilmesi mümkün olmamıştır. Tapu senedinde 15 yıllık intifa bedeli 20.000,00-TL olarak kararlaştırılmasına rağmen 5 yıllık bedel gözetilmeksizin doğrudan 20.000,00-TL’nin yargılama sırasında davalı tarafından geri ödendiği anlaşılmakla bu bedel yönünden dava konusuz kalmış olup, intifa bedelinin 20.000,00-TL’yi aşar tutarda olduğu da davacı tarafından ispat edilemediğinden aşkın kısım yönünden davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dava tarihinden sonra (intifa senedinde kararlaştırılan) intifa ivaz bedeli 20.000,00-TL’nin 27/07/2016 tarihinde banka kanalıyla davacı yana ödendiği anlaşıldığından eldeki dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, bu tutarı aşan kısım yönünden ise davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 2.988,60-TL harçtan mahsubu ile artan 2.934,20-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden HMK’nın 331/1 maddesi gereğince konusuz kalan 20.000,00-TL üzerinden haklılık durumu nazara alınarak hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen aşkın miktar üzerinden hesap edilen 13.687,50-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, bozma öncesi 4.607,20-TL, bozma sonrası ise 248,70-TL posta ve tebligat masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 6.335,90-TL’den ibaret yargılama giderinin haklılık durumu nazara alınarak 40,60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerine bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*