Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/318 E. 2019/1127 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/318 Esas
KARAR NO : 2019/1127
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 22/03/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 19/09/2013 tarihinde saat 17:30 sıralarında … ilçesi … Köyü- istikametinden … Köyü istikametine doğru tescilsiz motorsiklet sürücüsü … … ‘ın kullandığı motorsiklet ile seyir halindeyken … ‘in idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada vefat ettiğini belirterek eşi müvekkili … ‘ın şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup yargılama devam ederken bilirkişi raporu doğrultusunda sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde 147.011,62 TL talebini arttırarak 152.011,62 TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, talebin zaman aşımına uğradığını, kazaya sebep olan motorsikletin tescilsiz ve plakasız olması sebebiyle Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasına tabi olamayacağından bu araç için poliçe yaptırma zorunluluğundan da bahsedilemeyeceğini, bu nedenle müvekkil kurumun herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ölümlü trafik kazasına bağlı olarak destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı … tarafından davacının desteği … ‘ın kullanmış olduğu tescilsiz motorsiklet nedeniyle sorumlu olmadıklarını ileri sürmüştür. Diğer yandan kazaya sebep olan söz konusu tescilsiz motorsikletin silindir hacminin 50 cm3 altında olduğunu, 2918 Sayılı KTK’nın 103.maddesi uyarınca … olarak yasal sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur. Mahkememizce bu yönde yapılan araştırma neticesinde aracı üreten dava dışı … A.Ş.’nin 13/03/2019 tarihli cevabı yazısı uyarınca ilgili şasi numarası da belirtilmek suretiyle tescile tabi araçlardan olduğu ve silindir hacminin 97.1 cm3 olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla buna ilişkin ön meselenin çözümü neticesinde davalının savunması çürütülmüştür.
Diğer yandan davacının desteğinin sigorta yaptırmamasına bağlı olarak ileride aynı zamanda mirasçısı olan davacıya rücu edilmesi söz konusu olacağından alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği ileri sürülmüş ise de; … Yönetmeliği’nin 16 ve 17. maddeleri ile Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-7 maddeleri uyarınca rücu davası ayrı bir dava ve yargılamanın konusu olduğu gibi destek ilişkisi ile mirasçılık ilişkisinin tabi olduğu hukuki rejimler farklıdır. Kaldı ki davacının mirası reddetme ihtimali de söz konusudur. Bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi söz konusu değildir.
SGK tarafından gönderilen 21/11/2016 günlü cevabı yazıda … … ‘a 5510 Sayılı Yasa kapsamında rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanmadığı belirtilmiştir.
Kazanın oluş şekline göre desteğin kurallara uymadan olay mahallinde sağa dönerken dar kavis yapmaksızın karşı yönden gelen aracın seyir yoluna girdiğinden tam ve %100 kusurlu olduğu, kamyon sürücüsü dava dışı … ‘in üzerine atılı herhangi bir kusurunun bulunmayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mevcut kusur durumu ve kaza tarihi nazara alınarak …’nın desteğin kusurundan dolayı destekten yoksun kalan davacıya karşı sorumlu olacağı aşikardır. Mahkememizce bu esaslar nazara alınarak karar tarihine en yakın yasal asgari ücret artışları da değerlendirilmek suretiyle PMF-1931 tablosu ile %10 arttırım-iskonto (progresif rant) metodu kullanılarak yeni bir hesap raporu aldırılmıştır. Mevcut rapor hukuka uygun ve denetime elverişli olup yargıçlığımızca hükme esas alınmıştır.
Kaza mahallinde kolluk tarafından tutulan tespit tutanağı incelendiğinde desteğin kask takmaksızın seyir halinde olduğu anlaşıldığından 6098 Sayılı TBK’nın 52. maddesi uyarınca %20 nisbetinde müterafık kusur indirimi uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm verme cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Maddi tazminat tutarı 152.011,62-TL’den TBK’nın 52. maddesi uyarınca %20 indirim yapılarak neticeten 121.609,29-TL tazminatın temerrüt tarihi 05/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Müterafık kusur indirimi takdiri indirim sebeplerinden olduğundan reddedilen kısım üzerinden aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 8.307,13 TL harçtan peşin alınan ve ikmalen yatırılan toplam 531,31 -TL harcın mahsubu ile, bakiye 7.755,82 -TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına; davacı tarafından sarf edilen 29,20 TL peşin harç gideri, 29,20 TL başvuru harç gideri, 502,11 TL ıslah harç gideri olmak üzere cem’an 561,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 12.478,74 -TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 311,95 posta ve 1.800,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere cem’an 2.111,95 TL’den ibaret yargılama giderinin tarafların haklılık durumu gözetilerek 1.689,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tutarın davacı üzerinde bırakılmasına
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/11/2019

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*