Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/31 E. 2023/97 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/31 Esas
KARAR NO : 2023/97
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2016
KARAR TARİHİ : 06/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davalı firmanın adlandırmasıyla … Bölgede … Ortağı olduklarını, buna ilişkin olarak yapılan ihaleyi kazandıklarını, 01.09.2014 tarihinde işe başladıklarını, iş tanımı olarak bölgedeki baz istasyonları ve benzeri merkezlerin inşaatı, davalı tarafından verilen teknolojik ekipmanın montajı, alternatif ve orta gerilim hatlarının bağlanması ile sair enerji işlerinin öngörüldüğünü, bu kapsamda saha proje hazırlıkları, stabilize yol yapımı, kule inşaatı, saha betonu dökülmesi, çevre koruma çitleri yapımı, konteynerlerin ve içlerinin montajı, antenlerin montajı kablolamaları, şehir şebekesi için gerekli iletim hatlarının ve trafoların kurularak devreye alınması gibi işlerden sorumlu olduklarını, ayrıca 1064 adet sahanın 7/24 arıza giderim, bakım, demontaj, yeniden kurulum ve kiralama yönetim işlerinin de sözleşmeye dahil olduğunu, sözleşmenin 01.09.2015 tarihinde yazılı hale getirildiğini, bu tarihten öncesine ilişkin tarafları bağlayıcı herhangi bir yazılı anlaşmanın bulunmadığını, sözleşmenin 01.06.2014-31.05.2016 tarihleri arasında geçerli olacağı yazılmışsa da ihalenin alındığı tarihin Temmuz 2014 olduğu ve davalı taraf talebiyle fiili olarak işe başlama tarihinin 01.09.2014 olduğunu, sözleşme devam etmekteyken Temmuz ve Ağustos 2015’de verilen talimat üzerine sahalara çıkılmadığını, bu nedenle sözleşmeye uygun hak edişe konu işlerin çoğunun yapılamadığını, talimatın geçerli olduğu tarihlerde iş görmeye hazır ve maliyetleri göğüsler mahiyette beklendiğini ancak hakkedişlerin yapılmadığını, bu dönemde birçok kalem zararının karşılıksız kaldığını, sözleşme geçerliliğini korurken ve üstlenilen işler devam etmekteyken davalı şirketten kaynaklanan sebeplerden ötürü nakit akışında ciddi sıkıntı baş gösterdiğini, bunun sonucunda davacı şirket tarafından 06/08/2015 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyası kapsamında iflas erteleme talebinde bulunulduğunu, mahkemenin talebi kabul ederek tedbir kararı verdiğini, karar ve talebin davalı şirkete bildirildiğini, davalı tarafın ise iflas erteleme ve tedbir kararını öğrendikten sonra 01.09.2015 tanzim tarihli, … kodlu metni imza ederek sözleşmeyi yazılı hale getirdiğini, sonrasında sözleşmenin davalı tarafça … Noterliğinin 15.09.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih sebebi olarak davacı tarafın mali durumunun ve buna bağlı olarak davalının işlerine yönelik olası tehdit ve tehlikenin gösterildiğini, fesih sonrasında davacı şirket çalışanlarının ve yetkililerinin iş sahalarından derhal çıkartıldığını, tüm personelin sahaya girme izninin iptal edildiğini, bu engelleme üzerine mülkiyeti davacı tarafta olan malların sahada bırakılmak zorunda kalındığını, kendilerine tevdi edilen malların kayıtlarının bulunduğu internet tabanlı sisteme de erişimlerinin kapatıldığını, sisteme erişim izni verilmediğinden ilgili mallara ilişkin her türlü bilgi ve tasarrufun ellerinden alındığını, bu aşamada yine aynı noterliğin 05.10.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ve 09.10.2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı yedinde olan fakat erişiminde olmayan malzemelerin ve daha önceden verilen ve hakediş karşılığı olan bir miktar paranın iadesinin istendiğini, bunun üzerine alacaklarının garanti altına alınması için … Noterliğinden 12.10.2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile ”öncelikle yapılan işlerin ve tüm hakkedişlerin çıkartılmasından sonra iade edilmesi gereken malzemenin ortaya çıkacağı” ve ”alacaklarımız ile tazmin etmeniz gerek zararlarımız karşılanmaksızın ilgili malzemenin iadesinin” mümkün olmadığının davalı tarafa ihtar edildiği, feshin ihbarı üzerine … Noterliği 21.10.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile huzurdaki davaya konu alacak ve zararların tazmininin talep edildiği ifade edilerek yüklenilen iş karşılığı bedelin ödenmemesinden kaynaklanan zararlar ve haksız fesihten kaynaklanan zararlar başlığı altında ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla oluşturulan eser karşılığı alacaklar için 2.400-TL, mobilizasyon maliyetleri için 1.900-TL, işçilik alacakları için 400-TL, 3. kişilerle girişilen sözleşmelerin tasfiye maliyeti için 900-TL, mahrum kalınan kar için 3.000-TL, iş sahibinin talimatı sebebiyle iş görülememesinden kaynaklanan zararlar için 360-TL, itibar kaybından kaynaklanan maddi zarar için 2.000-TL ve manevi tazminat vb. Zarar/alacak kalemleri için dava hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 10.960-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haklı nedenle ve usulüne uygun olarak feshedildiğini, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddi gerektiğini, feshe konu maddi olayların sözleşmenin imzasından önce var olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin ödemeden aciz halinde olan bir şirket ile sözleşme imzalamasının düşünülemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşme müvekkili şirket tarafından haklı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak feshedildiğini, davacı tarafın tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmış olduğu işleri, yine sözleşme hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirmiş olduğu faturalarla ispatlaması gerektiğini, sözleşme süresi boyunca da usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilen faturaların tamamının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafça sözleşme gereği teslim edilen ürünlerin iade edilmemesi nedeniyle alacaklarına bloke koyulduğunu ve söz konusu fatura bedellerinin ödenmediğini, davacı tarafça çalışanlarına ödediğini iddia ettiği ücret ve işçilik alacaklarının müvekkili şirketten talep etmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, yaşanan iş kazası nedeniyle müvekkili şirketin almış olduğu önlemlerin, zarara sebebiyet verdiği iddiasının ileri sürülmesinin iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafa iş hacmi taahhüdünün de bulunmadığını, davacı tarafın, hem ticari faaliyet gereği yapmak zorunda olduğu yatırım masraflarını hem de mahrum kaldığı karı birlikte talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin süre ve feshi düzenleyen bölümün 1.1. maddesinde müvekkili şirketin hiçbir sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetme yetkisi bulunduğunu, söz konusu sözleşme hükmü dikkate alındığında davacı tarafın taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını, işbu nedenlerle davanın reddini, karşı dava yönünden davalı-karşı davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranışları nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın tazmini için şimdilik 10.000,00-TL’nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı-karşı davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen malların tamamının müvekkili şirket zilyetliğinde olmadığını, olanlar üzerinde de müvekilinin hapis hakkı bulunduğunu, malzeme bedellerinin tutarsız olduğunu, ikinci el fiyatına nakde çevirme iddiasının asılsız olduğunu, iflas erteleme dosyasındaki alacak tespiti, gerçek anlamda bir tespit olmayıp müdahale talebine hasredildiğini, tüm bu nedenlerle asıl davanın kabulünü, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Elektronik-Elektrik Mühendisi, SPK ve Ekonomi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden alınan 07/08/2018 tarihli raporunda özetle; Elektronik Haberleşme konusunda uzman bilirkişiden, davalının sözleşme gereği teslim ettiği ve fakat davacı tarafça iade edilmeyen ürünlerin lespiti ve rayiç piyasa değerinin belirlenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Hangi ürünlerin davalı tarafından davacı tarafa teslim edildiği fakat geri verilmediği, hangi tarihte teslim edildikleri ve hangi bedelle satın alındıklarına ilişkin dosyada bilgi ve belge olmadığı görülmüştür. Bu nedenle geri verilmediği iddia edilen ürünlerin rayiç piyasa değeri konusunda görüş oluşturulamamıştır. Sözü edilen, davalının davacı tarafa verdiği fakat geri dönmeyen ürünlerin neler olduğu, özelliklerinin ne olduğu, hangi bedelle satın alındıkları ve satın alınma tarihlerine ilişkin bilgi verilmesi durumunda rayiç piyasa değerinin belirlenmesinin mümkün olacaktır. Hesap Bilirkişisine verilen görev çerçevesinde, Davacının dosyaya sunduğu çok sayıda faturanın dosyaya sunulan harcama listelerindeki harcamalara ait faturalar olduğu değerlendirilmiş ve faturaların ayrıca bir değerlendirmeye veya hesaplamaya tabi tutulmasına gerek bulunmadığı değerlendirilmiştir. Dosyada hakediş hedellerinin ödenmesi konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf konusu hususları hakedişe konu işler dışında Davacının (Karşı Davalının) yaptığı harcamaların haksız fesih gerekçesine dayanarak Davalı (Karşı Davacı) tarafından tazmin cdilmesi talebi ve karşı dava bakımından da Davalı (Karşı Davacı) tarafından 10.000TL değerinde olduğu ve Davacı (Karşı Davalıya) verildiği beyan edilen malların iade edilmemesinden kaynaklanan tazmin talebi oluşturmaktadır. Asıl davadaki Davacının talep ettiği haksız fesih gerekçeli tazminat bakımından, talep konusu (fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak) tutarlar ile yukarıda saydığımız harcama listelerindeki tutarlar arasındaki kıyas kabul etmez değer farkı mevcuttur. Dosyada harcama listelerindeki toplam harcamalardan ne kadarının haksız fesih gerekçesi ile tazminata konu edilebilecek olduğunu dair hesaplamaya esaş oluşturabilecek bir ölçü veya bu kapsamda bir bilgi dosyada mevcut değildir ve taraflar arasındaki sözleşmede bu hesaplamaya yardımcı olacak bir hüküm kanaatimizce mevcut değildir. Bunlardan daha önemlisi harcama listelerindeki (faturaları da ibraz edilen) harcamaların asıl Davacının sözleşme kapsamındaki işleri yürütmesi için sahip olması gereken alet, malzeme, gereç ve eğitimlerle ilgili olduğu değerlendirilmiştir. Konunun nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, haksız fesih sebebiyle hesaplama yapılması yönünde karar verilmesi halinde dosyaya işit taplam süresi, yapılan harcamalardan bu sürede tüketilen ya da tüketilmiş olması beklenebilecek kısım (tutar veya oran olarak), yapılan harcamanın kalem olarak tuları hakkında her bir birel harcama kalemi için ayrı olarak dosyaya bilgi sunulması halinde hesaplama bu çerçevede ayrıca yapılabilecektir. Genel değerlendirme çerçevesinde, a)Davalının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini haklı bir neden olmaksızın süresinden önce feshettiği, bu nedenle dayacının uğramış olduğu zararların tazmin edilmesi gerektiği, b)Davacının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaret uğramış olduğu üç aylık kar kaybının hesaplanabilmesi için yukarıda belirtilen hususların yerine getirilmesi gerektiği, c)Aynı şekilde karşı davaya ilişkin talebin de yerine getirilebilmesi için yukarıda belirtilen hususların yerine getirilmesi gerektiği, d) Manevi tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Talimat Mahkemesince Elektrik Mühendisi bilirkişisinden alınan 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1) Davacı şirketin,… ile yaptığı iş nedeniyle … 1500 m2 lik deposu olduğu, deponun … nun savcılık kararıyla el konulana kadar kiralık olduğu, malzemelerin … testiminden sonra deponun kapatıldığı anlaşılmıştır. 2)Davalı …, davacı da kaldığını iddaa ettiği ettiği malzeme bedelleri ile ilgili olarak aşağıdaki sebeplerden dolayı talebi yerinde bulunmamıştır. Bilirkişi heyeti olarak yaptığımız çalışma resmi evrakların üzerinde yapılmıştır. … un sonradan sunmuş olduğu CD içinde bulunan irsaliye görüntüleri ile savcılık tutanakları dikkate alınmıştır. … CD içinde sunmuş – olduğu fiyat analizleri, irsaliye içinde yazmayan ancak kendilerinin sonradan hazırladığı ve herhangi bir onay olmayan excel çalışmaları doğruluk karinası olan bir ibare olmadığı ve şüphe yarattığı için incelemelerde dikkate alınmamıştır. Antepte savcılıkla el konulan malzemeler bilirkişi (Makine mühendisi), … 3 yetkili personeli ile aldığı raporlarda tespit edilmiştir. Ancak bu teslim alınan malzemelerin tanımları ile … nun davacıya göndermiş olduğu irsaliyeler ile, … nun CD ile mahkemeye sunmuş olduğu listelerle karşılaştırıldığında malzemenin adı, seri numarası ve kodları eksik ve farklılık olduğu tespit edilmiştir. Savcılık bilirkişi nezaretinde …’un 3 yetkilisi olmasına rağmen tanımları … belirlemiş olduğu standartlarda yapmadığı hangi malzemelerin karşılaştırma olanağını ortadan kaldırmıştır. Bu yüzden davacı şirkette hangi malzeme kaldı hangi malzeme kalmadığı tespiti olanağını ortadan kaldırmıştır. VDF nun savcılık kararı ile almış olduğu malzemeleri zamanında doğru tanımlayarak yapmaması nedeniyle yapılan excel çalışmalarının tek yanca hazırlanmış olması nedeniyle incelemede dikkate alınmamıştır. Davacı … iddia makamı olarak iddiasını ispat etmek zorundadır, mahkemeye CD ile sunmuş olduğu deliller iddiasını ispatı için yeterli delili sunamadığı, ayrıca CD içinde sunmuş oldukları malzeme değerleri ile ilgili faturaların olmadığı, malzemelerin teslimi ve iadesinde davacı şirketin belgelerde imzası olmaması nedeniyle, davalı karşı davacının davacı … şirketinde malzemesinin kaldığı iddiası tarafımızca yerinde bulunmadığı tespit edilmiş olup ve için takdiri sayın mahkemenize bırakıyoruz. Görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Talimat Mahkemesince Mali Müşavir bilirkişiden alınan 10/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1)Davalının davacıya gönderdiği malzeme listesi ile davalının savcılık aracılığıyla aldığı liste karşılaştırılarak, davacının uhdesinde kalan malzeme bulunup bulunmadığı ve davalının davacıya düzenlediği iddia ettiği faturalarla ilgili, dava dosyası üzerinde yapılan tespitler Teknik Bilirkişi Raporunda sunulmuştur. 2)Davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 2014-2015 yıllarında kesmiş olduğu faturalardan dolayı 155.569,16 TL alacağı olduğu, 3) Davacının hakediş alacağının olup olmadığı hakkında; a.Davacının dava dosyasında “2G-3G, 3G new, lte, revizyon, repeter, smallcell, demonte, yarın kalan rollout, tss-btk-metrocellağaç konak“ adı altında 3.189.278,58 TL talep ettiği, talep edilen satın alma emirlerinin tetkikinde, davacının dava dosyasında kendisine atanan işlerden kaynaklı toplam hakkediş alacağının KDV dahil 2.048.660,81-TL olduğu, b.Davacının “Jeneratör yakıt bedelleri” ve “Geçici Enerji Bedelleri” altında davalıdan talep etmiş olduğu, ancak dava dosyasında jeneratör yakıt bedellerinin sözleşmeye dahil olup olmadığı konusu net olmadığı, ancak davacının davalıya jeneratör çalışma bedeli olarak sözleşme devam ederken faturalar düzenlediği, davacının kayıtlarında tek bir firmadan almış olduğu toplam 718.022,96-TL akaryakıtın, ne kadarlık kısmının kullanıldığı ve davalıya fatura edilmesi gerektiğinin tespit ediiemediği, takdirin Sayın Mahkemece olduğu, 4)Menfi ve Müspet zararlar kapsamında alacağın olup olmadığı hakkında; a.Mobilizasyon maliyetleri başlığı altında değerlendirilen, ofis depo kira giderleri 385.644,00-TL, danışmanlık ve eğitim giderleri 116.074,14-TL, ekipman ve demirbaş gideri 620.430,52-TL, depo malzeme ve stok giderleri 607.150,68-TL, araçlara yapılan kabin imalatı gideri 31.460,04-TL olmak üzere toplam 1.760.759,38-TL harcamanın/giderin davacının ticari defterlerde ve belgelerinin bulunduğu, menfi/müspet zarar kapsamında olduğu, saha teslimi için yapılan harcamalar ve yakıt giderleri adı altında talep ettiği 112.225,39-TL tutarındaki talebinin yerinde bulunmadığı, b.SGK primleri ve işçi alacakları başlığı altında değerlendirilen, primleri, vergi ve işçilik alacakları toplamı 541.974,77-TL talebin yerinde olduğu, 5)Davacının aynı işi farklı bir bölgede aynı şartlarda tekrar 3 ay içinde yapma imkanının olmadığı, işin teknolojik ve spesifik bir iş olması Türkiye genelinde 3 operatör olması nedeniyle davacın kar mahrumiyeti hesişbı için hesaba katılması gereken sürenin, imza altına alınmış sözleşmenin bitiş tarihi olması gerektiği, davacının sektörel bazda kar marjının ortalama brüt karın %27,5 olduğu, bu oran üzerinden yapılan hesaplamada davacının kar mahrumiyetinin 1.568.423,68-TL olması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Talimat Mahkemesince Elektrik Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişi heyetinden alınan 01/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Kök rapor ile yapılan hesaplamalar ve kanaatlerinin değişmediği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeni ile uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini ile sözleşme kapsamında davacı tarafından yapılan işin ödenmeyen bedelinin tahsili, karşı davada ise davacı karşı davalının teslim edilmeyen malzemelere dair tedarik sözleşmesi yükümlülüklerine aykırı davranışı nedeni ile uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı, taraflar arasında imza edilen operatör alt yapı işlerine dair eser sözleşmesi kapsamında, sözleşmeyi ifaya hazır olunmasına rağmen iş verilemeyerek ve sonunda haksız fesih ile zarara uğradığını iddia etmekle dava ikame ederken karşı davada davacı iş sahibi, davalının iş yapması için tedarik ettiği malzemelerin iade edilmediğinden bahisle zararına yönelik dava ikame etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi 01/09/2014 tarihinde başlamış, sözleşme 01/09/2015 tarihinde yazılı hale getirilmiştir. Bundan sonra davalı karşı davacı tarafından 15/09/2015 tarihinde davacının kazai olarak iflas erteleme talep etmesi nedeniyle sözleşmenin 1.2 maddesi uyarınca aciz halinden dolayı sözleşmeyi feshetmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin B.11. maddesinde aciz hali “alacaklılarla göllü olarak borçların yeniden yapılandırılmasına yönelik anlaşmaya varmak, iflas idaresi kararına tabi olmak, aciz hali söz konusu olmaksızın tasfiye sürecine girmek, bir takyidat sahibinin mal varlığına el koyması veya mal varlığının yönetiminin kayyuma devredilmesi, ticari faaliyette bulunmaya son verme tehlikesi içierisinde bulunma, herhangi bir ilgili yargı dairesi nezdinde herhangi bir benzer durum” şeklinde tanımlanmıştır.
Sözleşmenin “Bölüm:F Süre ve Fesih” başlıklı 1.1 maddesinde Taraflar arasındaki sözleşmenin 0106/2014-31/05/2016 tarihleri arasında yürürlükte kalacağı ve taraflardan birinin aczi halinde diğer tarafa önelsiz ve derhal haklı fesih hakkı tanınacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin imza tarihinden önce yürürlük kazanıp yazılı hale getirilmek üzere tevsik edildiği her iki tarafın da kabulündedir.
Asıl dava kapsamında davacı, … AsTM’nin 2015/ … E sayılı dosyasında şirketin nakit akışının bozulduğunu, ödemelerini yapmakta sıkıntıya düştüğünü, şirketin aktif varlıklarının pasif varlıklarını karşılamadığından bahisle 06/08/2015 tarihinde iflas erteleme talebinde bulunmuştur. Bu dosya kapsamında şirketin almaya çalıştığı önlemler ile faaliyetini düzeltemediği ve borca batıklıktan çıkma ihtimalinin mümkün olmadığı, davacı tarafından sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaktan uzak olduğu, davacı şirketin bu koşullarda ticari faaliyetine devam etmesi halinde durumunun daha da kötüleşeceğinden bahisle davacı karşı davalı şirketin 28/03/2018 günü iflasına karar vermiştir.
07/06/2022 tarihli müzekkere cevabında … İcra Müdürlüğü … sayılı iflas dosyasında iflasın şirketin basit tasfiye usulüne göre yürütüleceği, ikinci alacaklılar toplantısının olmayacağı ve müflis şirketin temsilcisi bildirmiş, temsilci vasıtasıyla yargılamaya devam olunmuştur.
Bahsi geçen yargılama sürecinde İcra ve İflas Kanunu’nun 179/1. maddesinde; “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verileceği, şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin malî durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceği” düzenlenmiş, devam eden maddelerde de uygulanacak usul ve yöntemlere yer verilmiş, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376. ve 377.maddelerinde de aynı hususlara yer verilmiştir.
Davacının 06/08/2015 dava tarihinde iflas erteleme talebinde bulunduğu, 01/09/2015 tarihinde ise davalı karşı davacı ile aralarında devam eden sözleşme ilişkisinin yazılı hale getirildiği, Mahkemece alacaklılar için gerekli TSG ilanının 13/08/2015 tarihinde, 01/09/2015 olan yazılı sözleşme tarihinden önce müzekkere yazıldığı, davacının kazai mercide borca batıklık ve şirketin alacaklılarını bir şekilde tenzil veya vade koşuluyla memnun etme gayesiyle iyileştirme projesi hazırlayarak Mahkemeyi ikna etmeye çalıştığı dönemde sözleşmedeki aciz halinin varlığına rağmen bu durumu bildirmeyerek karşı tarafı ekonomik durumu itibariyle yanılttığı, davalı karşı davacının durumu öğrenmesi ile 15/09/2015 tarihinde sözleşmeyi feshettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme kapsamının genişliği, maliyetli bir süreç olması, davalı karşı davacının yüklü masraflara girdiği dönemde var olan borca batıklık durumunun iflas erteleme talebi ile somutlaştığı, davacı karşı davalı şirketin sözleşmedeki aciz hali tanımlamasına dair şartlarının mevcut olduğu, dolayısıyla davalı karşı davacının haklı fesih şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl davada davacının sözleşmeden beklentilerine, oluşturulan eser karşılığı, mobilizasyon maliyetleri, işçilik alacakları, 3. kişilerle girişilen sözleşmelerin tasfiye maliyeti, mahrum kalınan kar, iş sahibinin talimatı sebebiyle iş görülememesinden kaynaklanan zarar, itibar kaybından kaynaklanan maddi zarar ve sözleşme kapsamında işin yürütülmesi için gerekli olağan masraflara dair zarar olarak ifade edilen tazminat taleplerinin haklı fesih karşısında mümkün olmadığı, tamamlanmış hak edişler yönünden usulünce belge sunulmadığı, faturalandırılmayan taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla asıl davada davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı karşı davacı sözleşmenin feshine rağmen davacı karşı davalıya tedarik edilen malzemelerin iade edilmediğini beyan ederek suç duyurusunda bulunmuş, … CBS 2015/… soruşturma sayılı dosya ile davalı karşı davacının bir kısım malzemelerine arama kararı ile el konulmuş, bu konuda 16/01/2015 tarihli tutanak adli kolluk memurlarınca bilirkişi eşliğinde düzenlenmiş ve teslim alınmıştır. Davalı karşı davacı bu malzemelerin tamamının teslim alınmadığını belirterek zararının tazminini istemektedir. Karşı davada davacı her ne kadar sözleşmenin feshi üzerine teslim edilmesi gereken malzemlere dair bir liste sunmuş ise de bu belgenin her zaman tek taraflı olarak düzenlenebilecek nitelikte olduğu, karşı yanın imzasının bulunmadığı, sözleşme eki olarak da teslim alınan, tedarik edilen malzeme listesinin bulunmadığı, irsaliyeli faturaların teslim edilen malzemelere mi yoksa eksik kalan malzemelere mi yönelik olduğunun bilirkişi tarafından da anlaşılamadığı, nitekim malzemeleri kodlayan tarafın karşı davacı iş sahibi olduğu, kodlamaların her zaman değiştirilebilecek mahiyette olduğunun raporla tespit edildiği, sözleşme kapsamında teslim edilen malzemelerin ayırt edici niteliği bulunmadığından teslim alınan ve alınamayanların varlığı ve eksikliği noktasında tespit yapılamadığı, bu yönden karşı davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediği, malların teslimi hususunda hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yapılan yargılamada, farklı dosyaların da birleştirilerek devam ettiği … AsCM 2019/… E., 2022/… K. sayılı dosyasında sanıklar hakkında olayın sözleşmeden kaynaklanan hukuki niteliği sebebiyle beraat kararı verildiği, beraat kararının ve önceki yargılamaların kapsamı gözetildiğinde teslim edilen ve edilmeyen eşyalar arasındaki farka dair Mahkememizi ceza hükmüyle bağlayabilecek bir tespitin bulunamayacağı, sanıklara nihai olarak ceza verilse dahi bu kabulün “bir kısım malzemenin iade edilmemesi” şeklindeki maddi vakıaya yönelik olacağı, daha ileri gidemeyeceği, hangi sayı ve cinste malzemenin teslim edilmediğinin tespit edilemeyeceği, dolayısıyla ceza yargılamasının kesinleşmesinin beklenmesine yer olmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Asıl ve karşı davanın reddine,
2-Asıl dava yönünden;
-Alınması gereken 179,90-TL maktu harcın 187,17-TL peşin harçtan düşümü ile artan 7,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 1.125,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Karşı dava yönünden;
-Alınması gereken 179,90-TL maktu harçtan 171,00-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 8,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/02/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza