Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/297 E. 2019/920 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/297
KARAR NO : 2019/920
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin görevsiz Mahkemeye tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; taraflar arasında yapılan devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan davacı tarafından davalı şirket aleyhine 7.750,75-TL asıl alacak, 157,09-TL faiz olmak üzere toplam 7.907,84-TL alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı takibe itirazda bulunarak, borca ve faize itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, beyanla davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir÷
SAVUNMA
Davalı vekilinin görevsiz Mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinin HMK 119 ve 194 maddelerde belirtilen amir hükümlere aykırı olduğunu, davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının tüketici sıfatı bulunmadığını, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının ödeme yapıp yapmadığının da belli olmadığını, bildirmiş, davanın reddine, görevli mahkemeye gönderilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Devre Mülk Satış Sözleşme sureti,
4- Devre Mülk Kiralama Sözleşmesi sureti
5-Davacının ticari defter ve kayıtları,
6-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, hisseli gayrimenkul (devre mülk) satış sözleşmesinin eki mahiyetindeki kiralama sözleşmesinden kaynaklı icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Dava … Tüketici Mahkemesinin … E. … K. sayılı ve 10/09/2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilerek Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Dosya her ne kadar mahkememiz esasına Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı ile gelmiş ise de, mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her aşamasında re’sen değerlendirileceği nazara alınarak mahkememizce görev hususu değerlendirilmiş, … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin emsal ilamında da belirttiği üzere, somut olayda, davanın, taraflar arasında düzenlenen, hisseli gayrimenkul (devre mülk) sözleşmesi ile birlikte imzalanan kira sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili istemine ilişkin olduğu, sözleşme tarihinde ve dava tarihi itibariyle tarafların da dilekçelerinde belirttiği gibi ortada tamamlanmış ve kiraya konu olabilecek bir yapının bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin devre mülk sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kişidir. Somut olayımızda ise, davacının davalı şirketin yaptığı projeden üç ayrı devre mülk satın aldığı göz önüne alındığında, oturmak veya tatil amaçlı olarak alındığının kabulünün, Tüketici Kanununun amacı ile bağdaşmadığı, 3 adet devre mülkün ticari amaçla satın alma işleminin gerçekleştiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari satımdan kaynaklandığı, bu nedenle Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu, kanaatiyle yargılamaya devam edilmiştir,
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 7.750,75-TL asıl alacak, 157,09-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.907,84-TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 27/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 02/09/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, takip durduğu durdurma kararı alacaklı vekiline tebliği edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
07/04/2017 tarihli 6 sayfadan ibaret raporundan özetle; davacı tarafın takip tarihi itibari ile davalı taraftan yukarıda 3.a ve 3.b başlıklarında hesaplandığı üzere 6.880,90-TL + 5.782,82-TL olmak üzere toplam 12.663,72-TL alacağının bulunduğu ancak taleple bağlılık ilkesi gereği alacağın 7.750,75-TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Yine Mahkememizce yukarıda adı anılan bilikişiden ek rapor tanziminin istenildiği, 12/09/2018 tarihli 6 sayfalık raporundan özetle, icra takibinin başlatıldığı 22/08/2014 tarihi itibariyle 2.641,28-TL, 07/09/2013 tarihli devre mülk satış sözleşmesi çerçevesinde icra takibinin başlatıldığı 22/08/2014 tarihi itibariyle 3.824,15-TL daha alacağı olduğu tespit edilmiş olup söz konusu iki devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan alacakların toplamı ise 2.641,28-TL + 3.824,15-TL = 6.465,43-TL olup, iş bu tutar ise asıl alacak olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında 20/08/2013 ve 07/09/2013 düzenleme tarihli ‘Devremülk Satış Sözleşmesi’ ile 21/08/2013 ve 01/10/2013 düzenleme tarihli ‘Devremülk Kiralama Sözleşmesi’ akdedildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 20/08/2013 ve 07/09/2013 düzenleme tarihli devremülk kiralama sözleşmesinin ‘C’ maddesinde sözleşmenin başlangıç tarihinin, davaya konu arsa üzerinde inşa edilen binanın bitirilerek işletmeye açıldığı tarih olduğu ve yine aynı sözleşmenin ‘D’ maddesinde devre mülke konu binanın bitirilerek işletmeye açılmasının sözleşmenin B maddesindeki dönem başlangıç tarihinden sonraki bir tarihte gerçekleşmesi halinde, sözleşmenin B maddesindeki dönem başlangıç tarihi ile bu sözleşmenin C maddesinde yer alan sözleşmenin başlangıç tarihi arasında kalan devre mülk dönemlerinde kiracı tarafından kiraya verene net kira kira parası ile aynı miktara denk gelen tutarda kiracının işlettiği tesislerde hediye tatil kullanımı veya hediye tatil karşılığı para ödemesi yapılacağı kararlaştırılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilinin sözleşmenin başlangıç tarihi başlığını taşıyan ‘C’ bendi uyarınca davacının alacağının doğmadığını, ayrıca dava konusu olayda kira sözleşmesine uygun mecur bulunmadığından kira borcunun muaccel olmadığını, aynı zamanda taraflar arasındaki sözleşmenin ifasında edimi belirleme yetkisinin kendisine bırakıldığını buna göre edimin ifasının işlettiği tesislerde hediye tatil kullanımı şeklinde de olabileceğini belirtmiş ise de taraflar arasında geçerli olan sözleşme hükümlerine göre davalı kiracının devremülk kiralama sözleşmesinin akdedildiği tarihinden binanın inşasının bitirilerek işletmeye alınacağı tarihe kadar kiraya verene net kira parası ile aynı miktara denk gelen tutarda işlettiği tesislerde hediye tatil kullanımı veya hediye tatil karşılığı para ödemesi yapılacağı kararlaştırıldığından, sözleşme ile kararlaştırılan bu hüküm geçerli olup tarafları bağlayacaktır. (Yargıtay 3.H.D. 2018/5209E-2018/10490K sayılı emsal ilamı)
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında 2 ayrı devremülk satış ve 2 ayrı devremülk kiralama sözleşmesi imzalanmıştır. 20/08/2013 Tarihli S11811 sözleşme nolu devremülk satış sözleşmesi ile 2 ayrı dairenin satışı kararlaştırıldığı, dairelerin kiralarının aylık kira bedelinin 270, 87-TL ve 514,45-TL olarak belirlendiği, toplam 785,32-TL’nin ilk ödemesinin davacı hesabına 02/10/2013 tarihinde yapıldığı, icra takibinin 22/08/2014 tarihinde başlatıldığı, davalının takip tarihine kadar 11 ay kira bedeli olan toplam 8.638,52-TL ödeme yapması gerektiği, ancak toplam yapılan ödemenin 5.997,24-TL olduğu, bu halde işbu sözleşme nedeniyle davacının 2.641,28-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Yine davacı ile davalı arasında 07/09/2013 tarihli … nolu devre mülk sözleşmesi imzalandığı, devremülk dairesinin aylık kira bedelinin 764,83-TL, davalı tarafından ilk ödemesinin davacı hesabına 11/10/2013 tarihinde yapıldığı, icra takibinin 22/08/2014 tarihinde başlatıldığı, davalının takip tarihine kadar 11 ay kira bedeli olan toplam 8.413,13-TL ödeme yapması gerektiği, ancak toplam yapılan ödemenin 4.888,98-TL olduğu, bu halde işbu sözleşme nedeniyle davacının 3.824,13-TL alacaklı olduğu, o halde davacının iki ayrı sözleşmeden toplam 6.465,43-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından her ne kadar davalı tarafından yapılan 500,00-TL ödemenin fazla ödemeye ilişkin yapıldığı iddia edilse de, davacının bu iddiasını ispatlayamadığı, davacının işlemiş faiz talebin de bulunmuş ise de işlemiş faize hükmedilebilmesi için davalının T.B.K 117. maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi gerektiği davalının temerrüde düşürülmediği, bu nedenle işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek,
Dava konusu alacağın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir. (Y.3.H.D. 2016/19580E. 2018/5496K., İstanbul BAM 13.H.D. 2018/446E. 2019/120K.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 6.465,43 -TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, yasal faiz işletilmesine, işlemiş faiz ve fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan inkar tazminatı 1.293,08-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 441,65-TL harçtan, peşin alınan 133,00-TL + 27,70-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 160,70-TL harç mahsup edilerek kalan 280,95-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 133,00-TL peşin harç ve 27,70-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 160,70-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kabul-red oranına göre Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.285,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.123,40-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 937,10-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza