Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/20 E. 2023/383 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/20 Esas
KARAR NO : 2023/383
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ : 15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.03.2010 tarihinde oğlu … …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda iken … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yapmış oldukları kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, bu kaza sonucu malul olduğunu, müvekkilinin kaza esnasında kusursuz olduğunu, diğer araç sürücüsünün birinci dereceden kusurlu bulunduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin %99 oranında daimi malul olduğunu, %99 desteğe muhtaç olduğunu, sosyal yaşamının devamında bir başkasının bakım ve gözetimine ihtiyaç duyar hale geldiğini, müvekkilinin davalı sigorta şirketinden bir miktar ödeme aldığını ancak bu ödemenin mahrum kalmış oldukları bakım giderine ilişkin olmadığını, bakıcı giderlerinin ailesi tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin altından kalkamayacağı masraflara yol açtığını ve karşılanmasının gerektiğini, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan kazanın 15.03.2010 tarihinde gerçekleştiğini, huzurdaki davanın öncelikle zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın davaya konu poliçeden doğan sorumluluğun sona ermiş olması sebebiyle reddinin gerektiğini, iş bu davanın açılmasından önce davacı tarafça müvekkili şirkete başvuru yapıldığını ve başvuru üzerine 27.06.2011 tarihinde 14.502,70-TL’nin davacı tarafa ödendiğini, aynı zamanda … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… Esas sayılı dosyası kapsamında aynı olay ve tarafları aynı olan dava ikame edildiğini ve davanın devam ederken müvekkili ile davacı arasında maddi tazminat yönünden sulh olunduğunu ve davacı tarafa 33.519,75-TL ödeme yapıldığını, 03.12.2013 tarihinde düzenlenen sulh protokolü ile davacının müvekkilinden “her ne nam altında olursa olsun başkaca bir alacağı kalmadığını” beyan ettiğini, yapılan ödemelerle müvekkilinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini belirttiklerini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde dava dışı plakası bilinmeyen minibüsü kullanın araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davacının araç içerisinde emniyet kemerlerini takıp takmadıklarının belirsiz olduğunu, tedavi giderlerinden SGK’nin sorumlu olduğunu, davanın SGK’na ihbar edilmesini talep ettiklerini, tüm bu açıklanan nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ceza dosyasının, hastane kayıtlarının, poliçe ve hasar dosyasının celp edilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 14/09/2017 tarihli kusur raporunda özetle; Sürücü … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü … …’un kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 04/04/2022 tarihli maluliyet raporunda özetle; Dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre; İsmail oğlu 1947 doğumlu İsan …’un 15.03.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 I (12b……………….45)A%49
Gr1 II (64………………61)A%85
Gr1 XII(6a……………….25)A%29×1/2=%14.5
Balthazard formülüne göre; %93.46 olup;
E cetveline göre: %95.0 (yüzdedoksanbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu bildirilmiştir.
Aktüerya bilirkişinin 15/03/2023 tarihli raporunda özetle; Adli Tıp Kurumu İstanbul … İhtisas Kurulunun 04.04.2022 tarih/… saylı kararına istinaden 12 ay iş göremezlik, 3 ay bakıcı yardımı, %95 oranında maluliyet tazminat hesaplaması yapılmış olup, geçici iş göremezlik, işleyen dönem, aktif dönem, pasif dönem hesabı ayrıca yapılmış olup talep edilirse ek rapor olarak sunulabilecektir, davacı talebi ve görevlendirme bakıcı gideri yönünden hesaplama olduğunda, bakıcı giderinin 2.187,00-TL olduğu, 15.03.2010 ve 15.03.2023 arasındaki 4748 gün için yıllık %9 faizin 2.560,41-TL olduğu, toplam tazminatın 4.747,41-TL olduğu, 2.187,00-TL bakıcı gideri olacağı hesaplanmış, davacı talebi kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile hesaplanması olduğundan rapor tarihi itibariyle 4.747,41-TL tazminat olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu davacıda oluşan maluliyet nedeniyle bakım gideri istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54 de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir. Bu durum ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir. Bunun gibi çalışma yaşına gelmemiş küçükler yönünden de bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme vb gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak gürülmeli ve bu nedenle bir zarar oluştuğunun kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2016/10015 Esas 2019/4332 Karar sayılı emsal ilamı)
Sigorta şirketi kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Meydana gelen yaralama aynı zamanda taksirle yaralama suçuna vücut verdiğinden kaza ve dava tarihine göre alacak zamanaşımına uğramamıştır.
Davacı …’un 15.03.2010 tarihinde oğlu … …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda iken … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışmaları sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı …’un yaralandığı, bu kaza sonucu malul olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/… Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu’ndan aldırılan adli tıp raporunda sürücü … …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, müşteki sürücü … …’un kusursuz olduğunun tespit edildiği, mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan maluliyet raporu ile davacının %95.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı ancak iyileşme süresi içerisinde 3 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin mütalaa olunduğu, mahkememizce Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan aldırılan kusur raporu ile Sürücü … …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü … …’un kusursuz olduğunun tespit edildiği, dosyanın aktüerya raporu alınmak üzere bilirkişiye tevdi edildiği, alınan aktüerya bilirkişi raporu ile 2.187,00-TL bakıcı gideri ve 2.560,41-TL faiz olmak üzere toplam 4.747,41-Tl tazminat talep edebileceğinin belirlendiği görülmüştür.
Davacı her ne kadar yüksek oranlı maluliyete rağmen bakım gider ve süresinin daha çok olması gerektiğinden bahisle itirazlarını ileri sürmüş ise de kaza tarihi itibariyle davacının 63 yaşında olduğu, bakım ihtiyacının yaralamanın niteliğine göre belirlendiği, davacının ilerleyen yaşına bağlı bakım ihtiyacının dava konusu olmadığı anlaşılmakla, 12 aylık iyileşme sürecine göre 3 aylık bakım ihtiyacının makul olarak belirlendiği ATK raporuna itibar edilmiş, kaza tarihindeki veriler itibariyle hesaplanan 2.187,00-TL’lik bakım giderinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Her ne kadar aynı kazadan dolayı taraflar arasında görülen… AsTM 2013/… E. sayılı dosyası kapsamında sulh protokolü imzalanmış ise de bakım giderinin bu protokolde geçmediği ve anılan dava dosyası kapsamındaki uyuşmazlığa dahil olmadığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun tespit edildiği miktar itibariyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 2.187,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin Reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 179,90-TL harçtan 29,20-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 150,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.187,00-TL (kabul miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.187,00-TL (kabul edilen miktarı geçmeyecek şekilde red miktarı nazara alınarak) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.612,20-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 705,18-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 14/09/2017 tarihli, … fatura numaralı ve 213,00-TL fatura ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 01/06/2022 tarihli,… fatura numaralı ve 820,00-TL fatura bedellerinin kabul-ret oranına göre 451,83-TL’nin davalıdan, 581,17-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/05/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza