Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/179 E. 2019/448 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/179 Esas
KARAR NO: 2019/448

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 22/02/2016
KARAR TARİHİ: 08/05/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalıya ait otoparkta çalınması ve davalı şirketin sorumlu olduğuna dair mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine işbu davanın açılarak müvekkilinin aracının çalınmasına ilişkin zararının ve araç bedelinin ödenmemesi üzerine davalı şirket, iş yerini işlettiği ve sorumlu tutulduğu belirtilen …, … ve … ile çekmeceyi açık bıraktığını beyan eden … ile sigortacı hakkında takip yapıldığını, davalı şirketin … ve sigorta şirketinin borca itiraz ettiğini, itirazlardan sonra sigortacının 80.000-TL ve daha sonrasında 10.000-TL kısmen ödeme yaptığını, diğer borçlular …, … ve …’nın ise işleten olmadıklarını ve otoparkın davalı şirket tarafından işletildiği gerekçesi ile menfi tespit davası açtıklarını ve dava sonucunda sorumlu olmadıklarının tespit edildiğini belirterek bu dava sebebiyle mevcut tahsil edilen borç bedelinin iadesi üzerine sorumlu olduğu belirtilen şirket hakkında bakiye alacağın tahsili için huzurdaki davanın açıldığını belirterek davaya konu icra dosyasında 109.666,00-TL takip bedeli, icra vekalet ücreti ve icra giderleri ile faiz ve tüm fer’ileri hesaplanmak ve sigortacı tarafından yapılan 80.000-TL ve borçlu tarafça yapılan 10.000-TL öncelikle TBK 100 maddesi gereğince fer’ilerden mahsup edilerek itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %40 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili, sigortacı tarafından davacının çalınan aracının güncel bedeli olarak 80.000-TL ödemeyi kabul ederek taraflar arasında sözleşme imzalandığını, sigortacı tarafından müvekkili aleyhine açılan takip ile de müvekkili tarafından sigorta şirketine söz konusu tutarın ödendiğini, yaklaşık 1 ay sonra da davacı aracının ortaya çıktığını, sigortacı tarafından davacıya 80.000-TL’nin ödenmesi halinde araç iadesinin olabileceğinin bildirildiğini, ancak davacının 80.000-TL’ye razı olduğunu, bir müddet sonra davacı vekili tarafından dava dışı ve …nın sahipleri olan …ve …’nin evine hacze gidildiğini, bunun üzerine davacı vekili tarafından 10.000-TL’nin derhal ödenmemesi halinde cebr-i icraya devam edileceğinin bildirilmesi nedeniyle 10.000-TL ödeme yapıldığını, davacının dava dışı kasko sigortacısı ile yapmış olduğu bedel üzerinden takip yapamayacağını, zira o miktarın yani 109.000-TL’nin taraflar arasında hüküm ifade ettiğini, kaldı ki sözleşmenin bir yıl evvel yapılması nedeniyle aracı güncel bedeli üzerinden takip yapılmasının zorunlu olduğunu, alacağın likit olmadığını, 109.000-TL üzerinden yapılan takip ve davacının haricen yapılan 80.000-TL’lik sulh anlaşmasına razı olması iddialarının ispata kâfi olduğunu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takibin dayanağı olarak; 11/01/2011 2356-K-1002276 poliçe seri numaralı … plakalı … model … marka aracın otoparktan anahtarı çalınmak suretiyle hırsızlık nedeninden kaynaklı kasko değeri 106.666,00-TL bedel tahsil talepli oto hırsızlık müracaat tutanağı, şüpheli ifade tutanağı ve poliçe gösterilmiştir.
Eldeki davada davacının aracının davalıya ait otoparktan çalınması ve davalı şirketin sorumlu olduğuna dair İstanbul kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile kesinleşmesi üzerine 109.666,00-TL üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığı, takipten sonra sigortacı tarafından 80.000-TL’lik ödeme ve davalı tarafından yapılan 10.000-TL’nin tenzili ile bakiye üzerinden takibin devamının istendiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına göre yaptığı kapak hesabı sonucunda kalan cem’an 70.663,92-TL’lik bakiye borç miktarı üzerinden takibin devamını istediği görülmektedir.
Davalı ise davacının dava dışı ihbar olunan kasko sigortacısı Generali Sigorta ile yapmış olduğu bedel üzerinden takip başlatılamayacağını, zira 109.000,00-TL’lik bu tutarın sözleşmenin tarafları arasında hüküm ifade edeceğini, kendilerini bağlamayacağını, sözleşmenin bir sene önce yapılması nedeniyle takip tarihi itibariyle bedelin güncellenmesi gerektiğinin, takip yapan davacının harici yapılan sulhte de 80.000-TL’ye de razı olmasının bu durumu gösterdiğini savunmuştur.
Dosyada mübrez polis tutanağına göre davacının … plakalı … model … marka aracın sürücüsünün davalı otoparktan aracın yıkanması için anahtarı ile 24/12/2010 tarihinde saat 12.30 sularında teslim edildiği, otoparkın yazar kasasından meçhul kişilerce anahtar alınarak aracın götürüldüğü anlaşılmaktadır. Aracın … Noterliği’nin 26/12/2007 günlü … yevmiye satım sözleşmesi ile … tarafından davacı şirkete 117.071,00-TL satış kasko bedeliyle devredilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki sigorta poliçesine göre sigorta bedelinin 109.666,00-TL olarak belirlendiği ve takibin bu miktar üzerinden yapıldığı görülmektedir. İcra dosyasına sigortacı tarafından yapılan 80.000-TL ödeme ile davalı tarafından yapılan 10.000-TL ödeme sonucu 90.000-TL tutarında ifanın çekişmesiz olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu aracın her ne kadar poliçe tanzim tarihi 26/12/2009 tarihinde kaskoya esas değeri 109.666,00-TL ise de çalınma olayının yaşandığı 24/12/2010 tarihi itibariyle 2. el rayicin 93.000,00-TL olduğu ve bu bedelin araç bedeli olarak esas alınması gerektiği sabittir. Teknik bilirkişi tarafından 2. el rayicinin ekonomik koşullar ve pazarlık payı dikkate alınarak yapmış olduğu bu değer tespiti mahkememizce denetime elverişti ve somut olaya uygun görülmüştür. Dolayısıyla icra takibindeki talebi mümkün asıl alacak tutarının bu miktar olduğunun kabulü zorunludur.
Takipten sonra davadan önce bu borca binaen yapılmış ve her iki taraf yönünden de ihtilafsız olan (80.000-TL+10.000-TL) 90.000-TL ödemenin TBK’nın 100. maddesi uyarınca icra dosyasındaki kapak hesabı yapılarak öncelikle fer’ilerden tenzil edilerek itirazın iptaline esas bakiye alacak tutarının tespiti cihetine gidilmiştir. Hesap bilirkişisinden alınan 26/02/2019 havale tarihli ek raporda 93.000-TL ana para kabul edilerek icra harç ve vekalet ücreti hesap edilerek takip tarihi 13/01/2011 tarihinden itibaren her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması nedeniyle 3095 sayılı faiz kanununun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre değişir oranlarda dönemsel faizler işletilerek kapak hesabı bulunmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Tespit edilen işbu fer’ilerden kısmi ödeme tenzil edildiğinde icra dosyası ana para alacak bakiyesinin 34.005,12-TL olduğu anlaşılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vâki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile 34.005,12-TL ana paranın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle belirlenebilir ve likit nitelikte olmadığından icra inkar tazminatı isteminin de reddine,
3-Alınması gereken 2.322,88 TL harçtan peşin alınan 658,47 TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.664,41 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yargılamanın başında sarfedilen, 658,47 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 687,67 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,61 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.382,47 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 195,10 TL posta ve tebligat masrafı, 3.500 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 3.695,10 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1.778,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*