Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/175 E. 2018/551 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/175 Esas
KARAR NO : 2018/551

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile vekil eden bankanın Şişli şubesi ile davalı şirket arasından genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeyi davalı …’ün kefil olarak imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle PTT kanalıyla gönderilen 02/03/2015 tarihli kat ihtarnamesi ile kredi hesabının kesilip kat edildiği, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine … 30. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine geçildiği, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini, takibin durduğunu beyanla takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş, davalılar yanıt vermemiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine kat ihtarnamesine istinaden başlatılan ilamsız takip olup ödeme emrinin davalı …’a 27/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı tebligatının bila ikmal iade edildiği, davalıların aynı havale tarihli yazılı beyanı ile takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraflara delillerini sunmaları için süre verilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … dosyaya sunduğu rapor ile asıl borçlu ve kefil yönünden, davacının takip tarihi itibari ile alacağını hesaplamıştır.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 28/05/2010 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanmış, diğer davalı bu sözleşmeyi kefil olarak imzalamıştır.
Bu kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi borcunun ödenmemesi üzerinde davacı tarafından hesap kat edilmiş, borçlulara hesap kat ihtarı PTT kanalı ile gönderildiği beyan edilmiştir. Ancak 2015 tarihli hesap kat ihtarının borçlulara tebliğ edildiğine veya tebliğin sonucuna dair dosyaya bilgi, belge, delil sunulmamıştır. Bu itibarla gerek asıl borçlu gerek kefil, takipten evvel temerrüde düşürülmemiştir.
6101 sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.
Somut durumda, hesabı kat tarihi itibari ile 6098 sayılı Yasa yürürlükte olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir (Uygur, Turgut; 6098 Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II. s. 2541). Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidilebilmesi mümkün iken, TBK’nın anılan düzenlemesi ile artık bu mümkün olamamaktadır. Bu itibarla, müteselsil kefiller yönünden talepte bulunabilmek için öncelikle asıl borçluya kat ihtarının tebliği gerekmektedir.
2004 sayılı İİK’nın 68/b maddesinin 1. fıkrası uyarınca, kredi sözleşmesinde gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracak olup somut durumda noter aracılığı ile adres değişikliğinin bildirildiğine dair delil bulunmamaktadır.
… 19.Hukuk Dairesinin 01/06/2017 tarih, : … esas ve … karar sayılı ilamı; 09/02/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı; 21/03/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ve … 11.Hukuk Dairesinin 01/11/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı; 01/11/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamlarında ve yukarıda açıklandığı üzere, müteselsil kefillere başvurulabilmesi için 6098 sayılı Yasanın 586.maddesi uyarınca asıl borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması bu doğrultuda hesap kat ihtarının asıl borçluya tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması gerekir iken, somut durumda, asıl borçluya hesap kat ihtarının tebliğ edildiğine veya tebliğ edilmiş sayılması gerektiğine dair delil sunulmadığı, asıl borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi belge ve davacının bu yönde bir iddiası da bulunmadığı, davalı kefile başvuru koşulunun oluşmadığı, davalı asıl borçlunun ise takipten evvel temerrüdünün gerçekleşmesi nedeni ile takip tarihi itibari ile oluşan temerrüdüne göre borçtan sorumlu olduğu nazara alınarak, davanın kefil yönünden reddi, asıl borçlu yönünden ise bilirkişi eli ile hesaplanan miktar üzerinden kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın asıl borçlu şirket yönünden kabulü, davalı … yönünden reddi ile davacı tarafından davalı şirket aleyhine başlatılan … 30. İCra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında vaki davalı itirazının kısmen iptali ile takibin taksitli ticari kredi yönünden 3.958,62-TL asıl alacak, 259,09-TL işlemiş akdi faiz ve 8,44-TL BSMV üzerinden devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,32 oranında temerrüt faizi işletilmesine; kredi mevduat hesabı yönünden 2.540,16-TL asıl alacak 263,19-TL işlemiş akdi faiz, 2,65-TL BSMV üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.407,97-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 480,36 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalı asıl borçlu şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ile 121,49 TL peşin harç ile davacı tarafından karşılanan 701,00 TL yargılama giderinin davalı asıl borçlu şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 843,85 TL nisbi vekalet ücretinin davalı asıl borçlu şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.08/05/2018

Katip … Hakim …