Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/155 E. 2019/427 K. 29.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/155 Esas
KARAR NO : 2019/427
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 29/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin davalı şirketle 29/02/2012 tarihli elektrik satış sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin fesh edildiği 30/06/2015 tarihine kadar davalı şirket tarafından davacı şirkete fatura karşılığında elektrik enerjisi temin edildiğini, davalı şirket tarafından faturalara elektrik enerjisi tüketim bedeli dışında kayıp-kaçak bedeli, dağıtım, iletim, PSH ve sayaç okuma bedellerinin yansıtıldığını, faturaların düzenli olarak ödendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilgili ilamları doğrultusunda dava konusu bedellerin iade edilmesi gerektiği husununun kesinleştiğini, davalı şirket tarafnıdan tahakkuk ettirilen dava konusu bedellerin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirterek davanın kabulü ile davalı tarafından müvekkili şirketten haksız olarak tahsil edilen bedellerine karşılık olarak fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalmak üzere davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile dava konusu bedellerin belirlenebilir nitelikte olduğu ve bu bedellerin belirkisz alacak davası yoluyla talep edilmesinin usule aykırı olduğunu, davacının taleplerini açıkça ortaya koyması gerektiğini, elektrik faturalarında yer alan tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK da olduğunu, EPDK’nın kararlarının elektrik tedarikçileri ve aboneleri bağladığını, kayıp kaçak bedeli dışında dava konusu olan diğer bedellerinde yasal mevzuat uyarınca zorunlu olarak tahsil edildiğini, davacının dayanak gösterdiği Yargıtay kararlarının bağlayıcılığı bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme şartları oluşmadığını, kayıp-kaçak bedellerini iade yükümlülüğü bulunmadığını, faturalara belirlenen süre zarfında itiraz edilmediğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine zaman aşımı bulunan davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Taraflar arasında imzalanan 29/02/2012 tarihli sözleşme
2-Bilirkişi raporu
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri
4-Davacı vekili tarafından sunulan 26/01/2018 tarihli uzman görüşü
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava; haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Dosyaya sunulan deliller ve dosya kapsamı itibariyle iddia, savunma, toplanan tüm deliller ilişki dönemi kapsamında ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının yanın kayıp kaçak dağıtım, iletim, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan davalıdan alacağı var ise belirlenmesi hususlarında dosya alanında uzman bilirkişi … ‘ya tevdii edilmiş, bilirkişi 27/07/2016 tarihli raporunda özetle; 6446 sayılı EPK’nın 6719 sayılı değiştirilen 17.maddesi uyarınca PSH, Dağıtım Bedeli, İletim Bedeli, Sayaç Okuma bedellerinin iade edilmeyeceğini, K/K oranları, hedef oranlarının üzerinde olduğundan kayıp/kaçak bedelleri olan 1.381.193,68-TL + 1.149.172,24-TL = 2.530.365,92-TL’nin davacıya iade edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı itirazı ile ek rapor alınmak üzere dosyasının bilirkişiye tevdi edildiği, 06/11/2017 tarihinde alınan ek rapordan özetle; tarifeye uygun tahsil edilen K/K bedelleri, 1.381.193,68-TL, Mükerrer tahsil edilen K/K bedelleri, 1.149.172,24-TL, iade edilecek toplam K/K bedelleri, 2.530.365,92-TL, davacının dava tarihinden önce faiz talebi olmadığından ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanmasının söz konusu olmadığı, davacıya iade edilecek K/K bedellerine dava tarihinden itibaren uygulanacak faizin Mahkemeye bırakıldığı kanatine varıldığını bildirmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine yeni bilirkişi heyeti oluşturulmuş, bilirkişi heyetinin 15/09/2018 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava konusu abonelik için belirtilen dönemlerde davacı adına düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen dava konusu bedellerin, EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren perakende satış tarifelerine uygun olarak hesaplanmış olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Somut olayda; bilirkişi raporları incelenmiş, itirazlar doğrultusunda mahkememizce bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Ancak davacının dava başında, bu bedellerin hiç alınamayacağı iddiası ile davayı açması, talebini buna dayandırmış olması nedeniyle, bu hüküm uyarınca, uygunluk denetimi yapılmasının taleple bağlılık kuralına göre gerekli olmadığı anlaşılmıştır. Davacının yeniden rapor alınması talebi, talebinin dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı kanaati ile reddedilmiştir. (İstanbul BAM 3.H.D. 2018/525E-2018/1941K sayılı emsal ilamı)
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, yasa değişikliği nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden de, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutularak, davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İstanbul BAM 3.H.D. 2017/1917E-2018/1173K sayılı emsal ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-44,40-TL karar harcının, peşin alınan 170,78-TL den düşümü ile kalan 126,38-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından 5.515,00-TL yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza