Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1240 E. 2020/442 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1240 Esas
KARAR NO : 2020/442 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülen Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 28.12.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; “davalı ile 13.08.2012 tarihinde 5 yıl süre ile LPG bayilik sözleşmesi yaptıklarını, davalının 2014 yılı Ağustos ayından itibaren neden hiç alım yapmadığının tespiti amacıyla … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 D.îş dosyası ile 15.05.2015 tarihinde yapılan tespitte davalının işyerinde farklı firmalara ait tüplerin bulunduğunu, vergi levhasının …’e ait olduğunu, davalının davacıya haber vermeden işyerini kapatması, 3.şahsa devretmesi ve 30 günden fazla süre LPG alımı yapmamasının bayilik sözleşmesine aykırı olduğunu, bu nedenle davalıya … Noterliğinden 12.06.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilmesine rağmen davalının sözleşme koşullarım yerine getirmemesi üzerine … Noterliğinden 06.08.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin sonlandırıldığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davalı mal alımına devam etseydi davacının kar elde etmeye devam edeceğini, davalının sözleşmenin feshine sebep olması nedeniyle davacının kardan mahrum kaldığını, fesih tarihinde ana depo LPG fiyatının 255 TL/ton olduğunu, davalının sözleşmenin 23. maddesine göre davacının zararını karşılaması gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 21/b maddesine göre kusurlu davranan bayinin son bir yıl içinde en yüksek LPG alımım yaptığı aya ait ton miktarının kaç adet 12 kğ lık tüpe tekabül ettiği bulunarak 12 kğ lık tüpün 62.00 TL perakende satış fiyatı üzerinden cezai şartın hesaplanmasını, davalının zilyetliğinde 807 adet LPG tüpünün bulunduğunu, bulunacak alacak miktarına avans miktarı üzerinden faiz işletilmesini, ayrıca davalının cari hesap bakiyesi 291,14 TL olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalıdan toplam 5.291,14 TL nin fesih ihtarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini iste iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin 01.03.2017 havale tarihli davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; “davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, tek taraflı olarak yapılan tespit dosyasını kabul etmediklerini, davalının ağır hastalık sorunları nedeniyle işyerini devredeceğini davacıya bildirdiğini, davacının devir işlemini sözlü olarak onaylaması üzerine işyerini … bayiliğini devam ettirmesi şartıyla dava dışı …’e devrettiğini, yine gaz alımına devam edildiğini, davalının vergi kaydını kapattırdığını, …’in kendi vergi levhasını çıkararak tespit yapılana kadar … bayiliğini yaptığını, davacının 8-9 ay kadar …’e gaz satışı yaptığını, bayiliğin devir ve sözleşmenin sona ermesinin tarafların ortak iradesi ile yapıldığını, davacının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 D.İş dosyası ile 15.05.2015 tarihinde yaptırdığı tespitte davalının işi bıraktığı yerine …’in faaliyette olduğunu tespit tarihinde sözleşme ayakta olmadığından akde aykırılıktan söz edilip cezai şart talep edilemeyeceğini, davalının gaz alımını durdurduğu ancak devralman bayiliğe davacının gaz satışına devam ettiği, bu nedenle kar mahrumiyetinden bahsedilemeyeceğini, davacının devir işlemini bildiği ve onayladığını, …’e makbuz kestiğini, hukukumuzda bayilikle ilgili özel hüküm bulunmadığını. TTK.nun 116.maddesinde belirtilen acentalık sözleşmesinin yazılı yapılmasının şart olmadığını, davacının 8-9 ay gibi süre ile dava dışı …’e makbuz kesmesi, alış veriş yapmasının sözlü olarak bayilik anlaşmasının yapıldığının kabulü gerektiğini, bu hususun … ‘in defter kayıtlarının incelenmesi ile tespit olunacağını, 2014 Ağustos- 2015 Mayıs döneminde gaz alımının devam ettiğini, tespitten sonra gaz alımının durdurulduğunu bu nedenle kar mahrumiyetinden bahsedilemeyeceğini, usul ve yasaya aykırı tespiti yapan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, işyerinde bulunan başka firmalara ait boş tüplerin olmasının yeni müşteri yeni abone kaydı oluşturmak gayretinden kaynaklandığını, 16. maddede belirtilen rekabet yasağına aykırı davranılmadığını, bayide başka marka dolun tüp olmadığını, tespit edilen … ve … boş tüplerinin davacı firmanın yan markaları olduğunu, sözleşmede bu hususların yazılı olduğunu, boş tüplerin satışının ve dağıtımın olmadığı bu nedenle sözleşmeye aykırı bir husus olmadığını savunarak bayilik sözleşmesinin ve devrin tarafların ortak iradesi ile yapıldığının ve feshin karşılıklı yapıldığının kabulünü, sözleşmeye aykin davranılmadığından cezai şart oluşmadığı akde aykırı işlem yapılmadığını, davacmın gaz satışına devam ettiği için kar mahrumiyetinin olmadığını, davacının davalıdan cari hesap alacağının olmadığını savunarak , usul ve yasaya aykırı haksız davacının davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
…. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 D.iş dosyası ile davalının işyerlerinin bulunduğu üç adreste 15.05.2015 tarihinde delil tespiti yaptırdığı, yapılan tespitlere göre:
“1- … Mahallesi …Cadde No: …/Mersin adresinde …, … ve … markalı DOLU TÜPLER ile …, … ve … markalı BOŞ TÜPLER ile muhtelif hırdavat malzemesinin olduğu, eski vergi levhasının davalı …’e yeni vergi levhasının …’e ait olduğu,
2- … Mahallesi …Cadde No: … /Mersin adresinde …, … , …, … markalı BOŞ TÜPLERİN olduğunu, işyerinin satış amaçlı değil depo amaçlı olduğu,
3- … Mahallesi … ada No: … /Mersin adresinde …, … ve … markalı DOLU TÜPLER ile …, …,…, … ve … markalı BOŞ TÜPLER ile muhtelif hırdavat, plastik malzemesinin olduğu hususunun bilirkişi raporuyla tespit edildiği” anlaşılmaktadır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için öncelikle davalının ticari defterlerinin bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bu mahkemece bilirkişiye verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesince atanan bilirkişinin düzenlediği 21.06.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin yazılı ve uygulama koşullarının gayet anlaşılır olduğu ve taraflar arasında teati edildiği, ancak davacının ağır hastalık koşullarının öne sürerek bayiliği sözleşme koşullarına göre üçüncü şahsa devir etmek üzere sözlü onay aldığı savunmasının sözleşme hukuk açısından geçerli olmadığı,ancak davalının bayiliği devir etme konusundaki arzusunun varit olduğu, bu nedenle işyerindeki faaliyetini 31.08.2014 tarihinde sona erdirmesi, işyerinde dava dışı …’in 29.08.2014 tarihinde faaliyete başlaması ve davacıdan 23.09.2014-29.09.2014 tarihlerinde 3 defa davacı şirketin dağıtım firmasında KDV dahil 9.235,00 tl tutarında muhtelif ebatta … satın almasının ,ayrıca davalının işi bırakmasından aradan 6 ay geçtikten sonra davacının İstanbul … Noterliğinden 12.05.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile … ve dava dışı …’e keşide ettiği ihtarnamede davalının işyerini dava dışı …’e davacının izni olmadan devir yapmasının ve sözleşme yapılmadan LPG satışının düzenlenen sözleşmeye ve 5307 sayılı kanuna aykırı olduğunu ihtar etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre davacının feshe dayanak yaptığı vakıaların yazılı sözleşmeye uygun olmasa da davalının sözleşme ile yükümlendiği taahhüdünü ihlali hususlarında kısmen kusurlu olduğu ancak davacının bayilik sözleşmesinin devrini sözlü olarak zımmen onaylaması ve davacı kurumun işlemden bilgi sahibi olduğu şeklinde değerlendirilmiştir. Bu bağlamda davalının sözleşme koşullarına tam olarak intisap edemeyerek bayiliğin devir işlemini sözlü olarak değil yazılı yapması kusuruna rağmen sözleşmedeki cezai şart koşullarının oluşmadığı ve dolayısıyla bayiliğin sözlü olarak devri ve dava dışı … ve …’nın aynı koşullarda sürdürmesi nedeniyle davacının kar mahrumiyeti alacağı bulunmadığı,sayın mahkemenin cezai şart takdir etmesi halinde 31.08.2014 tarihinde ticari faaliyetini sona erdirmiş ve doğalgaz kullanımının yaygınlaştığı ilimizde uygulanacak cezai şartın davalının ekonomik ve ticari hayatını olumsuz etkileyeceği, işletmenin ve bayiliğin devrine dair davalının defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden kayıtlarda bilgi bulunup bulunmadığı,davacını talep ettiği cari hesap alacağı konusu tespit edilememiş olup, yukarıda izah edildiği üzere davacınm işletmenin ve bayiliğin devrinden Ağustos-Eylül 2014 tarihlerinde haberdar olduğuna dair görüşü ile raporunu sunmuştur.
Talimat raporunun gelmesinden sonra istanbulda bulunan davacı …Ş. nin talimat raporundaki bulgular yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için mahkememizce atanan bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 23.12.2019 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında akdedilmiş 13/08/2012 tarihli bir «…Sıvılaştırılmış Petrol Gazlan ( LPG ) Tüplü Yetkili Satıcı Anlaşması ve Genel Şartnamesi…» nin mevcut olduğu, Davacı tarafından davalının akde aykın davranması iddası ile sözleşmenin 10/08/2015 tarihinde bayilik sözleşmesinin fesih edilmiş olduğu. Rapor içinde 8. ve 9. maddelerde açıklanan sebepler nedeniyle son bir yıl içinde (davalıya direkt davamdan değil de, davacının depo bayisi … Ltd. Şti.nden satış yapılmış olması sebebiyle,..) davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerine ilişkin mali müşavir bilirkişi tarafından herhangi bir hesaplama yapmanın dosyanın bu haliyle mümkün olmadığı, bu aşamada davacının bu taleplerinin ispata muhtaç olduğu, Davacının kendi deftetlerinde 31/12/2015 tarihi itibariyle davalıdan 291,14 TL (cari hesap bakiyesi) alacaklı durumda olduğu, Mahkemece davacı talebinin kabulü halinde davacının davalıdan bu aşamada 291,14-TL cari hesap bakiyesi ve 42,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 333,51-TL talep edebileceği” kanaati ile raporlarını sunmuşlardır.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi kuruluha verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 27.05.2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Kök raporumuzda;”…davacının son yılda davalıya yaptığı satışları direkt kendi üzerinden değil de depo bayisi üzerinden yapmış olması sebebiyle, cezai şart ve kar kaybı hesabı için son 1 yıllık rakamsal ( SATIŞ TUTARI / TON ) verilere ulaşılamamıştır…” şeklinde beyanımız mevcut olup, davacının itiraz dilekçesine sunmuş olduğu belgelerde de depo bayisi üzerinden kaç TON satış yapıldığı yada kaç adet (KG) tüplü LPG satışı yapıldığına dair herhangi bir doneye rastianılmamış olup, bu nedenle fesihten önceki son bir yıl içerisinde, davalının yapmış olduğu EN YÜKSEK aya ait TON MİKTARI belli olmadıgından ceza-i şarta ilişkin herhangi bir hesaplama yapılamamıştır.” şeklindedir. Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü ve en son davacı dilekçesi ekindeki belgelerde de bayinin yıllık alım miktarları (TON/LPG) belli olmadığından kar kaybına ilişkin de herhangi bir hesaplama yapmak mümkün olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, mali ve sektörel verilerin dosyada mevcut mahdut durumu itibariyle, davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talebine ilişkin kök raporumuzdaki kanaatimizde herhangi bir değişikliğe gidilmemiş olup, davacının bu alanlardaki taleplerinin; ispata muhtaç olduğu” kanaati ile ek raporunu sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için yazılan talimatla alınan rapor, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı ile davalının 13.08.2012 -13.08.2017 tarihleri arası 5 yıl süre ile LPG bayilik anlaşması yaparak düzenlenen genel şartnamenin taraflarca imzalandığı anlaşılmaktadır. LPG … alım ve satımına ilişkin ticari ilişki kurdukları,tarafların tacir oldukları ve yapılan işin ticari nitelikte olduğu, davalının tespit ve dava öncesinde … Mahallesi … ada No: … /Mersin adresi merkez, … Mahallesi …Cadde No: …/Mersin satış şubesi ve … Mahallesi … Cadde No: …/Mersin depo olmak üzere … satışı faaliyetinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının iddiasına göre davalının 2014 Ağustos ayından itibaren hiç LPG almaması nedeniyle … Mahallesi …Cadde No: …/Mersin adresinde …, … ve … markalı dolu tüpler ile …, … ve … markalı boş tüpler ile muhtelif hırdavat malzemesinin olduğu, eski vergi levhasının davalı …’e yeni vergi levhasının …’e ait olduğu, … Mahallesi …Cadde No: … /Mersin adresinde …, … , …, … markalı boş tüplerin olduğunu, işyerinin satış amaçlı değil depo amaçlı olduğu, … Mahallesi … ada No: … /Mersin adresinde …, … ve … markalı dolu tüpler ile …, …, …, … ve … markalı boş tüpler ile muhtelif hırdavat, plastik malzemesinin olduğu hususunun …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 D.İş dosyası ile atanan bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
Bu bağlamda davacının İstanbul … Noterliğinden 12.05.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile … ve dava dışı …’e keşide ettiği ihtarnamede davalının işyerini dava dışı …’e davacının izni olmadan devir yapmasının ve sözleşme yapılmadan LPG satışının düzenlenen sözleşmeye ve 5307 sayılı kanuna aykırı olduğunu, uyarıların dikkate alınmaması halinde kişiler hakkında yasal işlem yapılacağının ihtar edildiği, daha sonra davacının …. Noterliğinden 06.08.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile davalı …’e keşide ettiği ihtarnamede daha önce yapılan ihtara rağmen davalının sözleşme koşullarını yerine getirmediğini ihtar ederek ihtarnamenin tebliğinden itibaren sözleşmeyi tek taraflı feshettiklerini, talep ettiği anlaşılmıştır.
Talimat mahkemesince atanan bilirkişice davalıya ait olduğu iddia edilen işyerlerinden … Mahallesi …Cadde No: …/Mersin adresinde … Hırdavat satışını yapıldığı ve vergi levhasının …’e ait olduğu,29.08.2014 tarihinde faaliyete başladığı ve faaliyetin devam ettiği ,rapor ekinde sunulduğu üzere dava dışı …’in … Noterliğinden 28.09.2014 tarih ve 24619 yevmiye numarası ile tasdikli 2014 yılı işletme defteri incelenmiş olup adı geçenin 2014 yılında 23.09.2014 -29.09.2014 tarihlerinde 3 defa davacı şirketin dağıtım firmasında KDV dahil 9.235,00 Tl tutarında muhtelif … satın aldığı, daha sonra gaz satışının davacı tarafından iptal edilmesi üzerine başka firmalardan … almaya devam ettiği tespitedilmiştir.
… Mahallesi …Cadde No: … /Mersin adresinde bulunan yerin kapalı olduğu ve kiralık ilan verildiği,yapılan soruşturmada uzun yıllar boş olduğunun beyan edilmiş olup işyerinin fotoğrafı ekte sunulmuştur. … Mahallesi … ada No: … /Mersin adresinde bulunan işyerinin dava dışı … adına … bayisi olarak işletildiği, davacı şirket ile … satış sözleşmesinin mevcut olduğu davalı ile bağlantısının olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında 13.08.2012 tarihinde Tüplü Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, dosya kapsamrnda sabittir. Davalı …’in ticari faaliyetine son verme amaçlı olarak vergi mükellefiyetini 31.08.2014 tarihinde sonlandırdığı ve dolayısıyla, taraflar arasındaki Tüplü Bayilik Sözleşmesinin”, 31.08.2014 tarihi itibarıyla fiili imkansızlık nedeniyle son bulması gerekir.
15.05.2015 tarihinde, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/26 D.İş ile “… Mahallesi … Cadde NO: … adresinde” yerinde yapılan tespit esnasında işyerinin davalı …’e ait olmadığı ve dava dışı …’e ait okluğu, dosya kapsamında sabittir.
Davalı vekilinin beyanı doğrultusunda, davalının sözleşmenin feshi ve işyerinin …’e devri konusunda davacıyı bilgilendirdiği, dosya kapsamında iddia edilmektedir.
Dosya kapsamında bulunan ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilen dava dışı “… A.Ş” tarafından, Dava dışı “… adına ve … Mahallesi, … Cadde, No: … adresi”ne düzenlenen faturalardan, dava dışı … Sözem’in … Ürünleri A.Ş’nin “Tali Bayisi olduğu anlaşmaktadır.
Bu durumda öncelikle dava dışı “… A.Ş.” nin tali bayilik tesis etme yetkisine sahip olması ve metni davacı …Ş tarafından düzenlenmiş, Tali tüp bayilik anlaşması yapmış olması ve bunu da davacı …Ş.’ nin onaylamış olması gerekmektedir.
Aksi halde “… Ürünleri A.Ş.” …’ e bu şekilde Ipg Tüp satışı yapmasr yasa ve ilgili mevzuat gereği mümkün değildir. Fakat, dosya kapsamında Yetkili Tüp Bayilik Anlaşması (Tali Bayilik) dosya kapsamında bulunmamaktadır.
Davalı …’in devretmiş olduğu işyeri ile aynı adreste, davacının, hem Bayii olarak … ve hem de TALİ BAYİİ olarak …’le Yetkili (Talî) Tüplü Bayilik Anlaşması yapması ve bu şekilde ticaretine devam etmesinin sektörel uygulamalarda yeri olmadığını, buradan da davacı …Ş’nin muvafakat ve bilgisi dahilinde davalının işyerini dava dışı …’e devir ettiği kanaatine varılmıştır.
Huzurdaki davada davacı, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle ve sözleşmeyi erken tek taraflı feshettiği iddiası ile davalıdan cezai şart, kar kaybı ve cari hesap alacağı talebihde bulunmaktadır.
Davacının taleplerini Sözleşmenin 24. Maddesine göre Cezai Şart 2.500.-TL, Sözleşmenin 23. Maddesine göre kar kaybı 2.500-TL, Cari Hesap Alacağı 291,14-TL olduğu görülmekte olup şimdilik cezai şart ve Kar mahrumiyeti olarak toplam 5.000.-TL ve cari hesap alacağı olarak 291,14-TL talep etmektedir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre davacının feshe dayanak yaptığı vakıaların yazılı sözleşmeye uygun olmasa da davalının sözleşme ile yükümlendiği taahhüddünû ihlali hususlarında kısmen kusurlu olduğu ancak davacının bayilik sözleşmesinin devrini sözlü olarak zimmen onaylaması ve davacı kurumun işlemden bilgi sahibt oldufğu seklinde değerlendirilmiştir.
Bu bağlamda davalının sözleşme koşullarına tam olarak intisap edemeyerek bayiliğin devir işlemini sözlü olarak değil vazıh yapması kusuruna rağmen sözleşmedeki cezai şart koşullarının oluşmadığı ve dolayısıyla bayiliğin sözlü olarak devri ve dava dışı … ve … ‘nrn avni koşullarda sürdürmesi nedeniyle davacımn kar mahrumiyet! alacağı bulunmadığı. Savın mahkemenin cezai şart takdir etmesi halinde 31/08/2014 tarihinde ticari faaliyetini sona erdirmiş ve do&algaz kullanımının yaygınlaştığı ilimizde uygulanacak cezai sarttn davalının ekonomik ve ticari hayatını olumsuz etkileyeceği. İsletmenin ve bayiliğin devrine dair davalının defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden kayıtlarda bilgi bulunup bulunmadığı davacının talep ettiği cari hesap alacağı konusunun tespit edilemediği …” şeklinde kanaat bildirilmiş olduğu görülmektedir.
Davacı Tarafından ibraz Edilen Ticari Defterlerinin Tetkikinde; Davalı ile ticari ilişkisini … nolu … hesabında., … nolu müşteri kodu altında takip etmekte olduğu, Davalıya düzenlenen faturaları bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu, buna karşılık yapmış olduğu tahsiladan ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, 31/12/2015 tarihi itibariyle bu hesabın 291,14-TL BORÇ bakiyesi vermiş olduğu tespit edilmiştir. Buna göre davacı 31/12/2015 tarihı itibariyle davalıdan 291,14.-TL alacaklı durumdadır.
Ancak davacı ticari defterlerinde ve davacıdan talep ettiğimiz fesihten önceki son bir yıla ilişkin en yüksek TON oranına ilişkin olarak, davalıya yapılan satışların direkt kendilerince değil, kendilerinin depo bayisi … Ltd.Şti. tarafından yapıldığı bilgisi verilmiş olup, bu nedenle kayıtlara ulaşılamadığından fesihten önceki son bir yıl içerisinde davalının yapmış olduğu EN YÜKSEK aya ait TON MİKTARI belli olmadığından cezai şarta ilişkin herhangi bir hesaplama yapılamamıştır.
Kar Kaybı ile ilgili hesaplama bu durumda sözleşme 10/08/2015 tarihinde feshedilmiş olmakla sözleşmenin sonu olan 13/08/2017 tarihine kadar daha 24 ay kalmaktadır. Ancak yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü bayının yıllık alım miktarlan belli olmadığından kar kaybına ilişkin herhangi bir hesaplama yapmak mümkün olmamıştır.
Davacı yan asıl alacak yanında faiz talebinde de bulunmuş olup, davacı tarafından davalıya gönderilmiş ihtarname ” Muhatabın aynı işyerinde çalıştığım beyan eden yeğeni …’ ya 10/08/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir…” şeklinde olup, davalının söz konusu ihtarnameyi 10/08/2015 tarihinde teslim aldığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı kendi ticari defterlerinde davalıdan 31.12.2015 tarihinden itibaren alacaklı olduğu belirlediğinden temerrüt tarihi olarak bu tarih dikkate alınmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile 291,14 Tl nin 31.12.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-İş bu asıl davanın kısmen kabulü ile 291,14 Tl nin 31.12.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 54,40-TL nin peşin alınan 90,36-TL den düşümü ile fazla yatırılan 35,96 TL harcın karar kesinleştiğnde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 83,60 peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 4.338,68-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 238,70 -TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 291,14-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*