Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1201 E. 2019/493 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1128
KARAR NO : 2019/548
DAVA : İtirazın İptali (Fatura Alacağından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalının 12/07/2011 tarihli 266.680,00-TL bedelli faturadan kaynaklı borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine haksız olarak yöneltilen itirazın iptali ile takibin devamını, asgari %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, fatura içeriğinden alacağın dayanağının anlaşılamadığını, herhangi bir hizmet ya da mal almadıklarını, kaldı ki fatura tarihinden 5 yıl sonra takibin yapılarak zaman aşımının gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde takibe dayanak teşkil eden faturanın muhtelif akaryakıt istasyonu ve büro ekipmanları bedeline istinaden kesildiğini, faturanın davalıya 06/09/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini belirtmiştir. Salt fatura tebliği, davacı tarafı tek başına alacaklı yapmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi, faturadaki tutarın miktarı ve malın cinsinin kabul edilmiş sayılacağı sonucunu doğuracaktır. Ancak bunun için öncelikli olarak faturaya konu sözleşmesel ilişkinin varlığı ile edimin ifa edildiğinin HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delillerle ispatlanması gereklidir. Zira fatura, sözleşmenin infaz aşamasına ilişkin vesikalardan olup sözleşmesel ilişkinin ve edimin ifasının ispatında başkaca delillerle desteklenmediği sürece delil niteliğini haiz olmayacaktır.
Somut uyuşmazlıkta her iki taraf defterleri bilirkişi marifetiyle incelenmiş olup, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davalı defterlerinin ise kapanış tasdiklerinin yapılmadığı devam eden kayıtların defter yapraklarının onaysız arka yüzüne yazıldığı, usulüne uygun tutulmuş sayılamayacağı anlaşılacağından sahibi lehine delil olamayacağı anlaşılmıştır. Davalı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmamış olması sonucunda mevcut kayıtlar davalı aleyhine delil olabilir ise de, lehine delil teşkil etmez. Ne var ki, dava ve takip konusu fatura davacı kayıtlarında mevcut ise de, davalı kayıtlarında mevcut değildir.
Vergi Dairesi’nden ilgili döneme ilişkin celp edilen taraflara ait BA BS formları da tetkik edildiğinde davalının takip konusu faturayı maliyeye bildirdiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmamıştır.
Fatura içeriğinin incelenmesinde de, fatura içeriği hizmetin ya da malın karşı tarafa temin edildiğine ilişkin herhangi bir yazılı imza ya da ekli delile de rastlanılmamıştır. Dosyaya sunulan iadeli tahhütlü alındı belgesi uyarınca ilgili faturanın karşı tarafa tebliğ edilerek itiraza uğramadığı savunulmuş ise de, fatura tebliği yukarıda belirtildiği üzere tek başına davacıyı alacaklı hale getirmez.
Toplanan mevcut delillere göre davacı vekilinin delilleri arasında açıkça yemine de dayandığı görüldüğünden yemin hakkı hatırlatılmış ise de, defterlerinin usulüne uygun olarak tutulması ve karşı tarafın faturaya itiraz etmemesi karşısında yemine gerek olmadığını beyan ettikleri görülmüş olup, neticeten ispatlanamayan davanın reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
İspatlanamayan davanın REDDİNE, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin de reddine,
Alınması gereken 44.40 TL maktu ret harcının peşin alınan 3.220,83 TL harçtan mahsubu ile artan 3.176,43 TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 21.950,80 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 29/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*