Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1154 E. 2019/387 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1063 Esas
KARAR NO : 2019/404 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 08.11.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirketin uzun yıllardan beri içecek sektöründe ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, su, mineralli su, soda ve sair içecekleri üretip geniş dağıtım ağıyla müşterilerine sunduğunu, davalı şirketin ise, müvekkili şirketten içecek satın alıp kendi işletmesinde nihai tüketicilere sattığını, davalı şirketin, müvekkili ile olan ticari ilişkisi kapsamında müvekkilinden değişik zamanlarda birçok kere içecek ürünleri satın aldığını ve bedellerini de kısmen ödediğini, ancak işbu davaya konu bakiye alacak tutarını müvekkiline ödemediğini, müvekkili şirketin, değişik partiler halinde davalı şirkete satıp teslim ettiği ürünlere ilişkin olarak fatura ve irsaliyeli faturaları düzenlediğini, bu cari hesap ekstresine göre, müvekkilinin bakiye alacağını isabet eden faturaların ödenmediğini, müvekkilinin müteaddit defalar yaptığı uyarılara rağmen davalı şirketin toplamda 49.238,54-TL tutarındaki borcunu ödememekte ısrar ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibini başlattığını, davalının, tebliğ aldığı ödeme emrine süresi içerisinde ancak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde borcun tamamına itirazda bulunduğunu, açıklanan nedenlerle; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki 49.238,54-TL tutarındaki alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranından aşağı olmamak üzere avans faizi yürüterek, itirazın iptaline, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 11/01/2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir kısım ticari ilişki olmakla birlikte, müvekkili şirketin davacı şirkete tüm borcunu ödediğini ve bu nedenle bir borcunun da olmadığını, davacı yana ve müvekkili şirkete ait hesaplar incelenecek olursa bu durumun açık ve net ortaya çıkacağını, açılan davanın bu nedenle yersiz olduğun, açıklanan nedenlerle; açılan davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini” talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 49.238,54-TL asıl alacağ % 10,50 Avans faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 01.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 05.08.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 06.11.2018 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı kayıtlarına göre, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle (21.07.2016) 49.238,54-TL asıl alacağının bulunduğu, davalı yanın takipte talep edilen bu tutarın tamamına itiraz ettiği ancak, yasal defter kayıtlarını incelemeye sunmaması ve yasal defterlerinin yerinde incelenmesi talebinde de bulunmaması nedeniyle, bu savunmasının yasal defter kayıtlarına göre yerindeliğinin saptanamadığı, Davacı yanın icra takibinde birikmiş faiz talebinde bulunmadığı, ancak, tarafların tacir olması nedeniyle, takip tarihinden itibaren alacağın tahsil ve tasfiyesine kadar olan süreçte, ticari avans faizinin uygulanabileceği” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı şirketin su, mineralli su, soda ve sair içecekleri üretip geniş dağıtım ağıyla müşterilerine sunan ticari bir şirkettir. Davalı şirketin ise, davacı şirketten içecek satın alıp kendi işletmesinde nihai tüketicilere sattığını, davalı şirketin, davacı şirket ile olan ticari ilişkisi kapsamında davacının değişik zamanlarda birçok kere içecek ürünleri satın aldığını ve bedellerini de kısmen ödediğini, ancak işbu davaya konu bakiye alacak tutarını davacı şirkete ödemediği iddia edilerek davacı şirketin, değişik partiler halinde davalı şirkete satıp teslim ettiği ürünlere ilişkin olarak fatura ve irsaliyeli faturaları düzenlediğini, bu cari hesap ekstresine göre, davacıya bakiye alacağını isabet eden faturaların ödenmediğini, uyarılara rağmen davalı şirketin toplamda 49.238,54-TL tutarındaki borcunu ödememekte ısrar ettiğini, bunun üzerine davacının icra takibi yaptığı, ancak takibe itiraz edilmesi üzerine bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı takip alacaklısı, icra takibine konu alacağının cari hesap işlemlerinden kaynaklandığını belirterek, davalıyla ilgili cari hesap ekstresini takip dosyasına sunmuştur. Bu ekstrenin incelenmesinde, davacının takip tarihi (21.07.2016) itibariyle cari hesap ekstre bakiyesinin son işlem tarihi (10.02.2016) ve son işlem tutarı (384,19-TL alacak kaydı) itibariyle 49.238,54 TL olduğu görülmektedir. Bu tutar, takipte talep edilen tutarla aynıdır.
Davacı nezdinde, davalıyla ilgili olarak tutulan cari hesap kayıtların da görüleceği üzere, takipte asıl alacak olarak talep edilen 49.238,54-TL bakiyeyi oluşturan borç/alacak işlemlerinin davacının yasal defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin 12.06.2018 tarihli ara kararında; “Davalı tarafça defterlerin sunulamaması ve mahalline talimat yazılmasının taraflarca talep edilmesi halinde, öncelikle, belirtilen hususlarda davalı defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmasına,…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur. Ancak, dosyada, davalının bu yönde bir talebinin yer almadığı, inceleme gününde de yasal defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı görülmüştür.
Cari hesap ilişkilerinde somut bir sonuca ulaşılabilmesi için, her iki tarafın cari hesap işlemlerinin karşılıklı olarak incelenmesi, borç/alacak kayıtlarının mukayesesi, bir tarafta borç kaydı bulunurken, diğer tarafta alacak kaydının bulunup bulunmadığının tespiti, bu yönde karşılıklı kayıtların tarafların yasal defterlerinde yer almaması halinde bunun nedeninin/nedenlerinin araştırılması, uyuşmazlık bulunursa uyuşmazlıkla ilgili tarafların beyanları ve dayanakları vs. tespitinin yapılması gerekmektedir. Ancak, davalı yanın yasal defter kayıtları incelenemediğinden bu yönde bir tespit de yapılamamıştır.
Öte yandan, davacının yasal defter tasdiklerinin incelenmesinde; uyuşmazlığın ortaya çıktığı 2015-2016 yıllarında yevmiye ve defterikebir kayıtlarım e-defter uygulamasına göre tanzim eden şirketin e-beratlarının mevcut bulunduğu, ayrıca bu yıllara ait envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin noterlikçe zamanında yapıldığı, yasal defter kayıtlarının birbirlerini teyit ettiği görülmüş, dolayısıyla bu defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği de anlaşılmıştır
Sonuç olarak, davacı kayıtlarına göre, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 49.238,54 TL asıl alacağının bulunduğu, davalı yanın takipte talep edilen bu tutarın tamamına itiraz ettiği ancak, yasal defter kayıtlarını incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle karşılaştarılamamıştır.
Takip talebi ve ödeme emrinde borcun nedeninin; “Cari Hesap Alacağı” şeklinde belirtildiği, Davacının yasal defter kayıtlarının incelenmesinde; takipte asıl alacak olarak talep edilen 49.238,54-TL bakiyeyi oluşturan borç/alacak işlemlerinin davacının yasal defter kayıtlarında yer aldığının tespit edildiği, öte yandan, davacının yasal defter tasdiklerinin incelenmesinde; uyuşmazlığın ortaya çıktığı 2015-2016 yıllarında yevmiye ve defterikebir kayıtlarını e-defter uygulamasına göre tanzim eden şirketin e-beratlarının mevcut bulunduğu, ayrıca bu yıllara ait envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin noterlikçe zamanında yapıldığı, yasal defter kayıtlarının birbirlerini teyit ettiği, dolayısıyla bu defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiğinin de anlaşıldığı.
Hal böyle olmakla birlikte, davacı yanın cari hesap kayıtlarının yasal defterlerinde yer alması, fatura içeriklerinin davacının iştigal konusuna uygun olması, dosyaya da İbraz edilen irsaliyelerde her ne kadar fatura içeriğini teslim alanın ismi yer almamakla birlikte imzasının bulunması ve karşı taraf kayıtlarının sunulmaması sonucunda, teslim tesellümün aksi bir durumunun olup olmadığının da saptanamaması nedenleriyle, bu aşamada, davacının takip konusu tutar kadar davalıdan alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, davacı kayıtlarına göre, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 49.238,54 -TL asıl alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere iş bu davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 49.238,54-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 9.847,70-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 49.238,54,-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına,
%20 icra inkar tazminatı tutarı 9.847,70 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 3.363,48-TL nin peşin alınan 594,69-TL den düşümü ile kalan 2.768,79-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 628,19-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 732,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 5.766,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2019

Katip …

Hakim …