Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1002 E. 2019/472 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1002 Esas
KARAR NO : 2019/472 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/10/2016
KARAR TARİHİ : 14/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 19.10.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirketin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren bir kurum olup, davalı şirkete vermiş olduğu hizmet karşılığında …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu faturalar düzenlendiğini, davalı adına düzenlenen faturalara karşı itiraz süreleri içerisinde itiraz etmeyip fatura içeriklerini kabul ettiği gibi, müvekkili şirketin cari hesap kayıtları ve banka hesap hareketleri incelendiğinde, davalı borçlu tarafından borcunu ödemediğinden hakkında icra takibi başlatılmak zorunda kalındığını, davalı borçlunun halen daha ödememiş olmakla birlikte itiraz dilekçesinin ekinde de borcu ifa ettiğine dair HMK’nın ilgili maddelerine uygun bir belge sunmadığını, borçlunun kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, beyan etmiş, sonuç olarak davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 01.06.2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan ilamsız icra takibi, Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğünde yapıldığını, öncelikle yetkisi itirazında bulunduklarını Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin, … Mah. … Sk. No: …/Arnavutköy adresindeki işyeri için, davacı ile 21.01.2016 tarihinde ayrı ayrı İşyeri Hekimliği Hizmet Sözleşmeleri ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme ile davacının, söz konusu işyerlerine göndereceği işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının aylık çalışma saatleri ve bunun karşılığında alacağı aylık ücret kararlaştırıldığını, ancak davacı, sözleşme ile kararlaştırılan çalışma saatlerine riayet etmemiş, hizmeti gereği gibi vermediğini, bu konu davacıya iletilmiş ancak davacı dikkate almamış, hizmet veriyormuş gibi aylık sabit fatura düzenlemeye devam ettiğini, davacı şirketin sözleşmede yer alan çalışma saatlerine uymaması üzerine müvekkili, davacının düzenlediği hizmet verilmeyen dönemler için 21.06.2016 tarihli … no’lu 3.020,00 -TL fiyat farkı faturası tanzim ettiğini, ayrıca müvekkilinin, fiyat farkı faturalardan sonra bakiye alacağı için davacıya, 21.06.2016 tarihinde 5.035,00-TL ödeme yaptığını, söz konusu fiyat farkı faturaları ile yapılan ödeme mahsup edildiğinde müvekkilinin, davacıya hiçbir borcunun kalmadığını beyan etmiş, sonuç olarak, öncelikle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesine, aksi takdirde davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 11.277,-TL asıl alacağa % 10,5 Avans faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 22.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 23.08.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 04.02.2019 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı şirketin uyuşmazlıkla ilgili defter kayıt ve belgelerini ihraz etmesini talep etmemize rağmen Davalı tarafından dava dosyasına ya da Bilirkişiliğimize kayıt ve belge ibraz edilmediğinden Davalı şirketin defter kayıt ve belgelerinin incelenemediği, Davacı şirketin 2016 yılı yevmiye defteri, büyük defter ve envanter defterinin noter açılış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, ancak 2016 yılı yevmiye deften noter kapanış onayının yaptırılmadığı anlaşıldığından, ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, Davacı defterlerinin HMK md 222 uyarınca Davalı aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu, Davacı şirketin ticari defter kayıtlarından Davacı şirketin 27.07.2016 tarihinde davulı şirketten 11.277.00-TL alacaklı olduğu, bu Davacı alacağının icra takip tarihi itibariyle de devam ettiği, Davacı ile Davalı arasında imzalanmış olan hizmet sözleşmesi kapsamında sunulması gereken hizmetin uygunluğunun, mahkemeye sunulan iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kayıt ve istatistiklerin eksik ve uygun olmaması nedeni ile değerlendirilemediği, Raporda belirtilen eksik dokümanların OSGB ve işverenden talep edilmesinin gerekliliği, ayrıca fazla yer kaplayıp dosyaya eklenmeyen muayene ve eğitim bilgilerinin tespiti için işyerinde keşit yapılmasının uygun olacağı, dokümanların bulunmama ve eksik olması durumunda davaya söz konusu hizmetin “eksik” yada “gereği gibi sunulamadığı şeklinde yorumlanması gerektiği” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı şirketin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren bir kurum olup, davalı şirkete vermiş olduğu hizmet karşılığında bu hizmete konu faturalar düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı adına düzenlenen faturalara karşı itiraz süreleri içerisinde itiraz etmediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Davacı şirketin Davalı şirkete 2016 yılında toplam tutarı 11.277,00-TL olan 7 adet Fatura düzenlediği, 2015 yılından 1,007.00 TL borç devri geldiği, 07.01.2016 tarihinde Davalı şirketin banka havalesi ile 1.007,00-TL ödediği, sonuçta 27.07.2016 tarihi itibariyle Davacı şirketin Davalı şirketten 11.277,00-TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
2016 yılında düzenlenen toplam tutarı 11.277,00-TL olan faturaların bedelinin ödenmediği 07.01.2016 tarihinde Davalı şirket tarafından banka havalesi ile ödenen tutarın 28.12.2015 tarihinde düzenlenen 1.007,00-TL tutarındaki fatura bedelini karşıladığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket 07.01.2016 tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapılmamıştır.
Davalı şirketin 21.06.2016 tarihinde 5.035.00-TL ödeme yaptığına ilişkin iddiası incelendiğinde ise, Davacı şirketin kayıtlarında Davalının 2015 yılında toplam 4.028.00-TL ve 07.01.2016 tarihinde de 1.077,00-TL olmak üzere toplanı 5.035.00-TL banka havalesi ile ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin defler kayıtlarından 21.07.2016 tarihi itibariyle Davacı şirketin Davalı şirketten 11.277,00-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi kurulunca Davacı ile Davalı arasında imzalanmış olan hizmet sözleşmesi kapsamında sunulması gereken hizmetin uygunluğunun, mahkemeye sunulan iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kayıt ve istatistiklerin eksik ve uygun olmaması nedeni ile değerlendirilemediği. Bu eksik dokümanların OSGB ve işverenden talep edilmesinin gerekliliği, ayrıca fazla yer kaplayıp dosyaya eklenmeyen muayene ve eğitim bilgilerinin tespiti için işyerinde keşit yapılmasının uygun olacağı, dokümanların bulunmaması ve eksik olması durumunda davaya söz konusu hizmetin “eksik” yada “gereği gibi sunulamadığı şeklinde yorumlanması gerektiği bildirilmiş isede, mahkememizce davalanın eksik ve ayıplı hizmet aldığı yönünde bir itirazının olmaması ayrıca daha önce kendisine tahakkuk ettirilen faturaları ödemiş olması nedeniyle bu değerlendirmeyi dikkate almamıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 11.277,00-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara avans faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 2.255,-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 11.277,-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara avans faiz yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı 2.255,-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 770,33-TL nin peşin alınan 136,21-TL den düşümü ile kalan 634,12-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 169,71-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.334,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/05/2019

Katip …

Hakim …