Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/100 E. 2019/650 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/100 Esas
KARAR NO: 2019/650

DAVA : Menfi Tespit & Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 29/01/2016
KARAR TARİHİ: 26/06/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı tarafından İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinden… D.iş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden işleme konularak müvekkiline ait bütün araçların üzerine haciz konulmak suretiyle … plakalı otobüsün bağlandığını, bu otobüsün 26/10/2015 günü … seferini icra ederken araç içinde yolcuların bulunduğu esnada Sinop otogarından çıkış yapılacağı esnada bağlandığını müvekkilinin yolcularını Ankara’ya ulaştırmak için dava dışı Sinop Birlik firmasından ücret karşılığı araç teslim ettiğini, müvekkilinin ihtiyati hacizden araç bağlandıktan sonra haberinin olduğunu, ancak hacze konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, yapılan ihtiyati haciz işleminin haksız ve kötü niyetli olduğunu, yolcu aktarma ve araç park ücreti nedeniyle 3.033,00-TL maddi zarara uğradıklarını, ticari itibarının sarsılması nedeniyle manevi zararın da söz konusu olduğunu, ayrıca İstanbul CBS … soruşturma sayılı dosyası ile karşı taraf hakkında soruşturma başlatıldığını belirterek, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitini, azami %20 inkar tazminatına hükmedilmesini, cebri icra baskısı altında ödenen 3.033,00 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında veresiye şeklinde akaryakıt alım satım ilişkisine binaen davacının borçlu olduğunu, takip konusu bononun davacı şirket çalışanı … isimli şahsa elden teslim edildiğini, ödenmemesi üzerine takibe geçildiğini, bononun kayıtsız şartsız soyut borç ikrarı içerdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi uyarınca bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödene bedelin istirdatı ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davalı cevap dilekçesinde temel ilişkiye dayanarak veresiye olarak akaryakıt teslim edilidiğini belirterek bunu tevsik eder nitelikte teslim fişini fotokopi olarak sunmuştur. Belgenin incelenmesinde teslim eden …, …bayii veresiye fişi başlıklı 28/05/2015 ile 19/005/2015 tarihli toplamda takip konusu bono kadar olan iki adet veresiye fişi olduğu, teslim alan imzasının altında Mustafa isimli şahsın isim ve imzasının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan takip konusu bonolar yönünden imzaların keşide tarihi itibariyle yetkili temsilcileri … ile …’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti için yapılan inceleme neticesinde mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilememiştir. Mevcut ATK raporu Yargıtay İçtihatlarına uygun olarak keşide tarihinden önceki ıslak imzalı belgeler ile huzurda alınan imza örnekleri karşılaştırılmak suretiyle düzenlenmiş olup, hükme esas alınmaya elverişlidir.
Davacı vekili bu veresiye fişindeki imza ve isim karşısında … isimli davalının iddia ettiği şahsın kendi şirket çalışanlarından, şirket şoförlerinden olduğunu doğrulamakla birlikte söz konusu veresiye fişinde Mustafa isminin altındaki imzanın bu şahsa ait olmadığını, imzanın kime ait olduğunu bilmediklerini takip konusu bonoya dayanak oluşturmak adına bu belgenin sonradan düzenlendiğini iddia etmiştir. Burada veresiye fişi altındaki imzanın davalı çalışanı … isimli şahsa ait olduğu hususunda ispat külfeti davalı alacaklı üzerindedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/11412 Esas, 2017/1989 Karar sayılı, 13/03/2017 günlü emsal içtihadı) Ne varki davalı bu savunması üzerinde durmadığı gibi ön incelemede HMK’nın 140/5 maddesi uyarınca verilen kesin süreye rağmen belge delili niteliğindeki veresiye fişi evrak asıllarını da sunmamıştır. Davacı tarafın da bu evrak üzerindeki imzalar kabulünde değildir. Davacı tarafa ispat külfeti üzerinde olmadığı halde kendi çalışanını imza incelemesi için duruşmada hazır ettirmesi istenemez. Dolayısıyla temel ticari ilişki ve veresiye ilişkisi davalı alacaklı tarafından ispat edilememiştir. Bonolardaki imzaların da davacı şirket yetkili temsilcilerine ait olmadığı anlaşıldığından menfii tespit ve istirdat istemi haklı görülmüştür.
Kaldı ki davacı yan yine … isimli çalışanlarının kendilerine söz konusu herhangi bir akaryakıt teslim ettiğini kabul etmiş değillerdir. Mal teslimi ve ticari ilişkiyi davalı alacaklı ispat etmek zorundadır. Zira her ne kadar bono kambiyo senedi vasfında olup illetten soyut ise de, imzalar davacı şirket temsilcilerine ait olmadığından artık kambiyo hukuku devreden çıkacağından temel ilişki üzerinde durulması zorunludur. Yukarıda da belirtildiği üzere davalı bu yönde (özellikle imzaların sıhhatine ilişkin) herhangi bir ispat vasıtası getirememiştir.
Davacının bir diğer alacak kalemi ise İİK’nın 259/1 maddesi uyarınca haksız ihtiyati haciz işlemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İİK’nın 259/1 maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve 3. kişilerin bu yüzden uğradıkları zarardan alacaklının sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca ihtiyati haciz haksız ve bundan ötürü davacı maddi zarara uğramışsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar gören 3.kişiye maddi tazminat ödemekle mükelleftir. Bir başka söyleyişle, davalı alacaklı ihtiyati haciz işlemi yapmasında kendisinden beklenen özeni göstermiş olsa bile kanun salt haczin haksız olmasını tazminat sebebi olarak saydığından burada zarardan ötürü kusursuz sorumluluk gündeme gelecektir. Davacı vekili, haksız ihtiyati haciz nedeniyle ticari faliyet esnasında yolcu otobüsünün alıkonulması nedeniyle yolcuları başka bir otobüse aktararak ulaştırma bedeli ile çekici teslim bedelinin tahsilini maddi tazminat olarak talep etmiştir. Sinop … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayısı ile yapılan defter incelemesi neticesinde davacı şirketin ve dava dışı ödeme yaptığını iddia ettiği …Şirketi’nin muavin kayıtlarında 3.000 TL tutarlı yolcu aktarma bedeli ile 33 TL çekici teslim bedelinin kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka söyleyişle davacının maddi zarar olarak iddia ettiği alacak miktarı hem kendisinin hem de ödeme yaptığı şirketin kayıtlarında teyit edildiğinden iddia edilen 3.033 TL’nin ihtiyati haciz ile illiyet bağı bulunan gerçek zarar kalemi olarak kabulü gerekmiştir.
Haksız ihtiyati haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi kusurlu olması da gerekmektedir. Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve TBK’nın 58. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır.
Somut olayda ise, takibe konu bonoların davacı şirket temsilcilerine ait olmadığı belirgin ve aşikar olup, davalı alacaklı bu durumu bilebilecek durumdadır. Çünkü davalı firma, söz konusu bonolarda lehtar konumunda olup, keşidecinin bizzat kendi önünde ve huzurda imza atarak bonoları teslim etmiş olması yasal bir karinedir. Bunun aksi de sabit değildir. Bu nedenle davalının aynı zamanda haksız ihtiyati hacizde kusurlu olduğunun da kabulü somut olaya uygun düşmektedir. Kaldı ki, yukarıda da belirtildiği üzere cevap dilekçesinde sunulu veresiyle fişleri altındaki imzaların sıhhati ispatlanamadığı gibi teslim olgusu da soyut kalmaktadır. Davacının veresiye fişinin sonradan doldurulduğuna ilişkin iddiasının aksi ispat edilememiştir. Belirtildiği üzere bu konuda ispat yükü davalı alacaklıdadır. Her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumu ile zararın ağırlığı ve davacının ticari itibarının sarsılması gözetilerek aşağıdaki miktarda uygun oranda manevi tazminata da hükmedilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takip dosyasında takibe dayanak teşkil eden 20/08/2015 tanzim tarihli 05/09/2015 vadeli 2.480,00-TL tutarlı bono nedeniyle davacının davalıya İİK’nın 72. maddesi uyarınca borçlu olmadığının TESPİTİ ile bu icra dosyası kapsamında davacı tarafından ödenen 3.085,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine,
2-Mevcut bonoda davalı lehtar davacı keşideci olmakla imzanın kime ait olacağını davalı bilebilecek durumda olduğundan %20 kötü niyet tazminatı 496,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Maddi tazminat zarar kalemleri yönünden 3.033,00-TL yolcu aktarma bedeli ile çekici teslim bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı taraf sahte senedi icraya koymakta kusurlu olduğundan manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 6.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Alınması gereken 827,78 TL harçtan peşin alınan 446,04 TL harcın mahsubu ile, bakiye 381,74 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına; davacı tarafından sarfedilen, 446,04 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 475,24 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen maddi tazminat yönünden 2.725 TL, manevi tazminat yönünden de 2.725 TL nisbi vekalet ücretinin ayrı ayrı davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 278,35 TL posta, talimat gidiş geliş ve tebligat masrafları, 600 TL bilirkişi masrafı, 300 TL ATK imza inceleme masrafı olmak üzere cem’an 1.148,35 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 532,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*