Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/931 E. 2018/639 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/931 Esas
KARAR NO : 2018/639
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı arasında bayilik mukavelesi imzalandığını, davalının LPG alımları yetersiz olduğu gibi Kasım 2013 döneminden itibaren müvekkili şirketten LPG alımlarını durdurduğunu, sözleşmesinin 27.madde uyarınca sözleşme sonuna kadar hesap edilecek kar muhrumiyetine ilişkin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin 28.maddesi uyarınca akdin feshine sebep olduğu için cezai şart tazminatını ödemekle yükümlü olduğunu belirterek kar mahrumiyetine dair şimdilik 1.000,00-TL kar mahrumiyetinin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, 15.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere cezai şart tazminatının davalıdan alınarak vekil edene verilmesine, alacaklara temerrüt tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile dilekçesi ile 30/04/12017 tarihine kadar devam edecek olan bayilik sözleşmesini haksız ve tek taraflı olarak feshettiğini, fesih sonucu istenilen cezai şart ve kar yoksunluğuna ilişkin talebin reddini talep etmiş, karşı davasında ise bayinin haksız ve erken fesih nedeniyle ortaya çıkan kar mahrumiyeti için fesih tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte 1.000,00-TL kar mahrumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili Mahkememize vermiş olduğu replik/cevap dilekçesi ile davalının iddialarının ve savunmalarının tamamen afaki ve soyut olduğunu, davalının sözleşmede yer alan müvekkili şirketten LPG alma yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek davanın kabulüne, karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine talep etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu düplik/replik dilekçesi ile davacı/karşı davalı yanın iddialarının kendi içinde çelişki olduğunu beyanla davacı/karşı davalının davasının reddine, karşı davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraf vekillerine delillerini sunmaları için süre verilmiş, deliller toplanmış, bu kapsamda bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek raporlar alınmıştır.
Taraflar arasında 30/04/2012 tarihli LPG Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş olup Sözleşmenin 1.maddesine göre konusu, …gaz LPG’nin marka işaret ve rengini taşıyan kaplarda satışa sunulan ve bu sözleşmede kısaca LPG diye anılan likit petrol gazının sözleşmenin başlangıç kısmında hudutları belirtilen bölgede resmi mercilerce çıkarılış ve çıkarılacak kanun, kararname, bildiri ve tebliğlere uymak şartı ile tanıtılması, tüketiciye satılması ve bununla ilgili servis hizmetlerinin yapılması ile LPG’nin kullanılması için gerekli her türlü gaz aletlerinin LPG tesislerinin ve bunlarla birlikte satılması mutad emtia malzeme ile …gaz LP’ce satılmakta ve satılcak olan her türlü emtianın işbu sözleşme şartlarına göre bayi tarafından satışı ve dağıtımı işi olarak belirlenmiştir.
Sözleşmenin 2.maddesi ile davacı, sözleşmede belirtilen bölgenin bayiliğini davalıya vermeyi kabul etmiş, bayinin kendisine verilen bu bölgenin dışında madde bire ilişkin faaliyette bulunamayacağı ; sınırlı bayilik bölgelerinde çalışan bayilerin …gaz LPG’nin diğer asli ve tali bayilerine mahsus mıntıka ve bölgelerde çalışamayacakları, ancak bu bölgelerde pasif satış yapabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Sözleşmenin 4.maddesi ile bayinin …gaz LPG’nin hususi markasını taşıyan ve taşımadığı halde …gaz LPG’ye aidiyeti taraflarca bilinen çeşitli hacimlerde depozitolu LPG tüplerinden başka bir LPG kabı kullamayacağı, bu tüplerde LPG satışı yapamayacağı, tüpleri …gaz LPG’nin tesislerinden başka bir dolum tesisinde doldurmayacağı kendisinin dolum yapamayacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin 27.maddesi uyarınca …gaz LPG akdin ihlali nedeni ile sözleşmeyi feshettiği takdirde veya bayilik sözleşmesi ile belirlenen sürenin bitiminden önce bayi tarafından sözleşmenin feshi halinde …gaz LPG bayiden maruz kaldığı zarar siyan ve sözleşme süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı talep edebileceğini bayi peşinen kabul ve taahhüt eder.
Sözleşmenin 28.maddesi uyarında, yine bayinin akde muhalefeti dolayısıyla akdin feshine sebebiyet vermesi veya bayilik sözleşmesi ile belirlenen sürenin bitiminden önce bayi tarafından sözleşmenin feshi halinde 27.maddeden ayrı olarak 50.000 Euroyu …gaz LPG’ye cezai şart olarak ödemeyi peşinen kabul etmiştir.
Sözleşmenin 33.maddesi ile …gaz LPG’nin sözleşmeden doğan haklarından herhangi birini hakkın doğduğu tarihte kullanmamış olmasının bu hakkından feragat ettiği anlamına gelmeyeceğini bayi peşinen kabul ve taahhüt etmiştir.
Davacı, davalıya gönderdiği … 54.Noterliği’nin 11/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin 30/b, 24/b maddelerine atıf yaparak Kasım 2011 döneminden bu yana LPG alımlarının durdurulduğu, bayiliğin yetersiz görüldüğü, bu durumun sözleşmenin belirtilen maddelerine aykırılık teşkil ettiği ve fesih hakkı verdiğini belirterek sözleşmeyi feshetmiş, kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinde bulunmuştur. İhtarname davalıya 14/09/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı ise davacıya gönderdiği … 40.Noterliği’nin 23/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yetersizlik ölçütü olarak neyin nasıl değerlendirildiğinin açık bir şekilde zikredilmediği, LPG alımının 2013 yılı Eylül ayının 27.gününe kadar devam ettiği, 27/09/2013 tarihinden itibaren bölge temsilcisi … Bey’in sözlü beyanı ile LPG alımını …’den yapmaya başladığı, buna ilişkin faturaların mevcut olduğu, ancak bu kişinin son dönemde kaçak gaz kullandığını fark ettikleri ve tekrar şirketten LPG alımı yapmak istediğini bölge temsilcisine iletmiş olmasına rağmen bölge temsilcisinin sessiz kaldığı ve raporu merkeze göndererek fesih yoluna gidilmesine neden olduğunu beyanla sözleşme süresi sonuna kadar bayiliğe devam etmek istediğini bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti dosyaya sundukları rapor ile davalının en son alım tarihinin 16/11/2013 tarihi olduğunu, fesih ihtarının 19/06/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, 16/11/2013-11/06/2015 tarihleri arasında davalının davacıdan direkt alımı bulunmadığını, sözleşme ve eklerinde tonaj taahhüdüne rastlanılmadığı, ortalama günlük karın 204,62 TL olduğunu, son alım tarihinden sözleşme süresinin sonuna değin kar mahrumiyetinin 27.343,10 TL olduğunu, sözleşmede kar mahrumiyetinin sözleşme süresinin sonuna değin hesap edileceğinin belirtildiğini, davacının aynı bölgede yeni bir bayilik tesisi için makul sürenin 1 ay olduğunu, bu süreye isabet eden kar mahrumiyetinin 659,44 TL olduğunu, davalının iddiasına somut delil sunmadığını, akde muhalefetin haklı neden olarak kabul edilmesi halinde cezai şart istenebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporunun ibrazından sonra Mahkememizce 22/11/2017 tarihli ara karar ile raporda, kar mahrumiyetinin son alım tarihinden itibaren hesaplandığı görülmekle, hesaplanan kar mahrumiyetinin davacının fesih tarihinden sonraki dönem için yeni bir bayilik sözleşmesi akdetmesi için gereken makul süre yönünden kar mahrumiyeti olup olmadığının belirtilmesi, değilse kar mahrumiyetinin fesih tarihinden sözleşmenin sona erme tarihine kadarki dönem içinde, davacının aynı bölgelerde aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için gerekli olan makul süre kadarı ile hesaplanması, davalı karşı davacının dosyaya sunduğu, defter ve fatura asıllarının incelenerek karşı dava yönünden değerlendirme yapılması, davalı kayıtlarına göre, talep edilen kar mahrumiyetinin ekonomik mahvına neden olup olmayacağı hususlarında ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişilere tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporları ile kar kaybını yeniden hesaplamış 14.748,58 TL olarak belirlemişler ve yeni bir bayilik sözleşmesi akdi için makul süreye isabet kısmı ise 659,40 TL olarak belirlemişlerdir.
Dava bayilik sözleşmesinin feshi nedeni ile kar mahrumiyeti ve cezai şart istemine dairdir.
Davacı, davalının LPG alımlarının yetersiz olması ve LPG alımlarını durdurması nedeni ile sözleşmeyi feshetmiş, davalı ise LPG alımlarını, bölge temsilcisinin onayı ile davacının başka bir bayisinden gerçekleştirdiğini savunmuştur.
Öncelikle davalı savunmasının değerlendirilmesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin konusu davalının davacı tarafından satılmakta ve satılacak olan her türlü emtianın bayi tarafından satışı ve dağımı işi olup, davalı tüpleri davacının tesislerinden başka bir dolum tesisinde doldurtamayacağı gibi kendisi de dolum yapamayacaktır. Sözleşme hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı davacıdan alım yapacak olup, bölge temsilcisinin onayı ile başka bir bayiden alım yapması, kendi sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirdiği şeklinde yorumlanamaz. Öte yandan, davalı sözleşmenin aksine olan bu davranışı sözle bir onay ile yaptığını beyan etmiş olup bu tutum da hem sözleşmeye aykırı hem de basiretli tacirden beklenmeyecek bir tutumdur. Davalı, sözleşme dışına çıkılacaksa bunun mutlaka yazılı olmasını sağlamak ve buna göre hareket etmek durumundaydı. Bu nedenlerde davalının savunması yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi eli ile tespit edildiği üzere davalının davacıdan son alım tarihi 16/11/2013 tarihi olup bu tarihten sonra alım yapmamıştır.
Bu durum, sözleşmeye aykırılık teşkil etmekle, davacı feshinde haklıdır. Son alım tarihi ile fesih tarihi arasında geçen süre de bu haklılığı etkilememektedir zira sözleşmenin 33.maddesi uyarınca hakkın doğduğu tarihte kullanılmaması feragat anlamına gelmez.
Davacının ilk istemi kar mahrumiyeti olup kar kaybı, müspet zarar olup, sözleşmede açık bir düzenleme mevcut değil ise, sözleşmenin feshi halinde ancak uğranılan menfi zararların istenebilmesi mümkündür. Sözleşmede hüküm bulunması halinde fesih sebebiyle müspet zararların da istenebileceği kuşkusuzdur. Bununla birlikte, uzun yıllar alım taahhüdüne uyulmadığı halde tedarikçi firma tarafından fesih tarihine kadar bu duruma ses çıkarılmaması nedeniyle fesihten önceki dönem bakımından kar mahrumiyeti talep edilemez. Aksi düşüncenin kabulü TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralıyla bağdaşmaz. Bu itibarla, somut olayda ancak fesihten sonraki dönem yönünden zarar talep edilebileceğinin kabulü gerekir. Fesihten sonraki dönemde ise kâr mahrumiyeti zararı hesaplanmasında, davacının aynı bölgelerde aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için gerekli olan makul süre yönünden değerlendirme yapılması gerekir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 23/05/2016 tarih, 2016/2825 esas ve 2016/9158 karar sayılı ilamı; 08/02/2016 tarih, 2015/11090 esas ve 2016/1858 karar sayılı ilamı. Bu itibarla, davacı karşı davalının kar mahrumiyeti istemi bu kapsamda tespit ettirilen miktar üzerinden kabul edilmiştir.
Davacının ikinci istemi cezai şart olup burada talep edilen cezai şart ifaya ekli cezai şart değil feshe bağlı cezai şarttır. Davacı akde muhalefeti doyasıyla akdin feshine sebebiyet vermiş olmakla, davacı Sözleşmenin 28.maddesinde hükme bağlanan cezai şartı talep edebilecektir. Burada kararlaştırılan cezai şart 50.000 Euro olup davacı dava dilekçesinde 15.000,00 TL cezai şart talep etmiş, bu miktarın davalının ekonomik mahvına neden olmayacağı bilirkişi eli ile tespit edilmiştir. Buna göre, davacının talebi kadar cezai şart istemi de kabul edilmiştir.
Davalının karşı davasındaki istemi ise davacının sözleşmeyi haksız feshine bağlı kar mahrumiyeti olup yukarıda açıklandığı üzere feshin haklı olduğu ve davalı savunma ve iddiasının sözleşmeye aykırı olması yanında ispat da edilemediği nazara alınarak karşı dava yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda özetlenen gerekçe ile aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı karşı davalının kar mahrumiyeti isteminin kısmen kabulü ile, 659.40-TL’nin 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı karşı davalının cezai şart isteminin kabulü ile 15.000,00-TL’nin 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
3-Davalı karşı davacının kar mahrumiyet isteminin reddine,
4-Asıl davada kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 1069,61 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Asıl davada davacı karşı davalı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ile 273,24 TL peşin harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı karşı davalı tarafından karşılanan 1885,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1844,87 TL’sinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine; bakiye kısmın davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl davada davacı karşı davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1879,12 TL nisbi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
8-Asıl davada davalı karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 40,87 TL nisbi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
9-Karşı davada alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile belirlenen eksik kısım, tahsil edilebilir miktarın altında kalmakla, tahsili yönünde hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
10-Karşı davada davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Karşı davada davacı karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan karşı dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 120,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
12-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 29/05/2018

Katip Hakim