Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/909 E. 2021/876 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/909 Esas
KARAR NO:2021/876

DAVA:Eser Sözleşmesinin İhlalinden Doğan Maddi Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:09/09/2015
KARAR TARİHİ:13/10/2021

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile … ili …acık İlçesinde yapılacak otelin … ünitelerinin yapımı, montajı, devreye alınması ve çalışır vaziyette teslimini içerir sözleşme akdi için görüştüğünü, müvekkilinin 3 borulu sıcak-soğuk üniteye havi klima sistemi istediğini, davalının 04/11/2013 tarihli teklifinde belirtilen sistemin bu doğrultuda olmadığı görüldüğünden kabul edilmediğini, teklifin revize edilmesinin istendiğini, davalı şirketin bunun üzerine revize edilmiş teklif özetini gönderdiğini ve 3 borulu sistem olarak hazırlanacağını belirttiğini, mail ile gönderilen teklif özetinde ürün “…” olarak nitelik belirtildiğini, bunun üzerine tam teklif metninin düzenlendiğini ve müvekkiline 13/11/2013 tarihli … teklifinin gönderildiğini, teklif özetindeki ile aynı olduğu düşüncesiyle 26/11/2013 tarihinde de sözleşmenin akdedildiğini, daha sonra klima monte edildikten sonra kullanıma başlandığını, klimaların müvekkilinin iradesini yansıtmadığını, davalının talep edilen 3 borulu sistemi değil, 2 borulu sistemin kurulumunu yaptığını, davalı şirketin, müvekkilinin bilgisizliğinden faydalanarak açıkça iradesini sakatladığını, talep doğrultusunda mail göndermesine rağmen sözleşmeye ve teklif detayına talebin dışında üniteyi eklediğini ve müvekkilini kandırdığını, 3 borulu yerine 2 borulu sistem kurulması sebebiyle müvekkilinin otelinde değer kaybı oluştuğunu, ayrıca, 3 borulu sistem için müvekkili tarafından ödenen ücretin 2 borulu sistemin rayiç değeri ile oluşan farkının müvekkilinin zararı olduğunu, ortaya çıkan bu durumun müvekkilini manevi olarak yıprattığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000-TL değer kaybı alacağı, 10.000-TL iki borulu sistem ile üç borulu sistem arasındaki fark için toplam 20.000-TL maddi tazminat ve 5.000-TL manevi tazminat olmak üzere genel toplamda 25.000-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup sonrasında maddi tazminat değer kaybı açısından 6.500 TL daha arttırarak talebini ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili tarafından sözleşme ve ekli proformada yer alan marka ve modelleri belirtili malların satışının ve montajının yapıldığını, sistemin çalışır vaziyette teslim edildiğini, sözleşme ekindeki 18/11/2013 tarihli … … … Sistem teklifinde satılan malların marka ve model bilgilerinin detaylı olarak yer verildiğini, sözleşmenin hiçbir yerinde 3 borulu sistemden bahsedilmediğini, … bahsedilmediğini, davacıya 2 borulu siste önerildiğini, davacının revize talebinin cihaz adedi değişikliği ile ilgili olduğunu, hiçbir zaman 3 borulu sistem önermeklerini, davacının açık onayı ile ayıpsız yapıldığını, davacının sistemi sorunsuz olarak teslim aldığına dair belge imza tarihinden 5 ay sonra ayıp ve eksik iddiasında bulunduğunu, kendilerinin sözleşmenin gereğini yerine getirdiklerini beyanla davanın reddini dilemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, eser sözleşmesinin ihlali kapsamında istenilen vasıflara uygun eser yapılmadığından uğranılan maddi manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf noktası sözleşmenin, hangi tür sistem yönünden karşılıklı icap kabul suretiyle kurulduğu noktasındadır. Yapılan teknik inceleme ve faturaların karşılaştırılması özellikle teklif metni incelendiğinde; 05/07/2021 tarihli son ek raporda da açık bir şekilde vurgulandığı üzere üç borulu sistemde kullanılması gereken olmazsa olmaz teknik ekipmanlardan olan … bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tacir vasfına haiz davacı için şayet bu durum esaslı bir olgu ise buna dair inceleme yaptırıp zamanında ihbarda bulunması gerekirdi. Ayrıca eksikliklerin bildirildiği keşif özetinde de, bu ekipmana dair bir şey bulunmamaktadır. Yanlar arasındaki mail yazışmalarında da işbu keşif özeti üzerinden süreç gelişmiş olup bu keşif özetinde üç borulu sisteme ilişkin adı geçen ekipmandan bahsedilmemektedir.
Davacı vekili TBK’nın 39. maddesi kapsamında müvekkilinin hile suretiyle iradesinin fesada uğratıldığını da ileri sürmüştür. Ne var ki sunulan fatura içeriklerinde iki borulu sistemin özelliklerini taşıyan teklifler mevcut olup, keşif özetindeki eksik hususların üç borulu sistemle ilgisi anlaşılamamaktadır. Bir başka söyleşiyle hile olgusu ispata muhtaç olup davacı tacir basiretli ve tedbirli davranmakla mükelleftir.
Faturaların yapılan işle detaylı olarak mukayese edilmesi neticesinde, fiyat rayicinin iki borulu sistem ile uyumlu olduğu da anlaşılmaktadır. Talimat yoluyla dinlenen tanıklar beyanlarında üç borulu sistem yönünde anlaşma sağlandığını soyut bir şekilde beyan etmişlerse de davacının iradesinin fesada uğratıldığı dosya kapsamında anlaşılamadığı gibi sözleşmenin hangi sistem açısından kurulduğunun ispatı da HMK’nın 200 ve devamı maddeleri gereğince yazılı belgeyle ispatı gereklidir. Dış ünite ile ilgili teknik veriler bilirkişi tarafından detaylı olarak incelendiğinde, tekliflerde belirtilen ve ayrıca fatura edilen dış ünitenin iki borulu sistem için uygun olan dış ünite olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca tanıklar irade fesadına ilişkin herhangi bir somut beyanda da bulunmamışlardır
Hal böyleyken taraflar arasında üç borulu sistem üzerinde sözleşme konusunun belirlendiğinin anlaşılamadığı, iki borulu sistem fiyat rayici ile uyumlu olarak ödeme ve fiyat konusunda anlaşıldığı, irade fesadına bağlı hile olgusunun ispata muhtaç olduğu, üç borulu sistemde olmazsa olmaz nitelikte bulunan … ekipmanının hiçbir yerde bahsinin geçmediği dolayısıyla iki yerine üç borulu sistemde anlaşma sağlanarak sözleşmenin eksik ve yanlış ifa edildiği anlaşılamadığından maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekmiştir. Ayrıca davacı taraf açık bir şekilde yemin deliline de dayanmamış olup sözleşmenin hangi sistem üzerinde kurulduğuna ilişkin yemin hakkının sorulmasına da gerek duyulmamıştır.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 426,94 TL harçtan mahsubu ile artan 367,64-TL harç ile 111,50 TL ıslah harcının istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen maddi ve manevi tazminat kalemleri yönünden ayrı ayrı olmak üzere 2 x 4.080,00-TL = 8.160,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan mahkeme masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sarf edilen 180,00-TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır