Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/773 E. 2019/1029 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/773 Esas
KARAR NO : 2019/1029 Karar
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2015
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 22.07.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Ek protokolle 11.03.2013 tarihinden itibaren 09.11.2012 tarihinde imzalanan … Franchise Anlaşmasının tarafı olan Davalı Şirketin sözleşme hükümlerine aykırı davranışları üzerine davacı müvekkili şirketin sözleşmeyi 16.01.2014 tarihli ihtarname ile feshettiğini, franchise veren davalı şirketin franchise alan müvekkili şirkete, sözleşmenin 6. Md. aykırı olarak, reklam, tanıtım ve satış desteğinde bulunmadığı, 12. Md, aykırı olarak belirli aralıklarla çalışanlara eğitim vermediği, 11. Md. aykırı olarak Franchise sözleşmesinin gereği olan asgari kalite şartları belirlenmiş ürünleri temin etmediği, böylece müvekkili şirketin franchise sözleşmesinden elde edilmek istenen yararı sağlayamadığı ve zarar ettiği, davalı şirketin franchise sözleşmesinin gereği olarak müvekkili şirketten aldığı 50.000-TL bedelli teminat bonosunu icra takibine koyarak müvekkili şirketin işyerinde haciz yaptırdığı ve müvekkili şirketin sözleşmeden doğan haklarını kullanılamaz hale getirdiğini, Müvekkili şirketin haklı nedenlerle sözleşmeye feshetmesi nedeniyle maddi zararlara uğradığını beyan etmşi, sonuç olarak; davalı ile müvekkili şirket arasındaki franchise anlaşması müvekkil tarafından 16/01/2014 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshedildiğinden sözleşmenin feshi dolaysıyla uğranılan menfi zararları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı aleyhine şimdilik 1.000-TL maddi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 24.08.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının uğradığını öne sürdüğü zararı somutlaştıracak bilgi ve belgeleri dosyaya ibraz etmediğini, franchise sözleşmesinin imza tarihi 09.11.2012 olup 10 yıl süreli olduğu ve devir protokolünün Mart 2013’te imzalandığı için davacının yaklaşık 10 yıl süre ile sözleşme ile bağlı olduğunu, davacı 10.01.2014 tarihli … Noterliğinin ihtarnamesi ile işletmenin yerini gerekçe göstererek sözleşmeyi feshettiği, ancak sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 2 yılı sonra haklı bir nedene dayanarak sözleşmeyi feshedebileceği, franchise sözleşmesi ekinde işletmenin yerinin … 2. Kat … nolu mağaza şeklinde yazılı olduğunu bilmesine rağmen Davacının yer seçimi konusunu gerekçe göstererek fesih ihbarında bulunduğunu, davacının … de müvekkili davalının alt kiracısı olarak kira sözleşmesinin ek-5 ’inde belirtilen ürünler dışında ürün satışının yasak olduğunu bildiğini, başka ürün satamadığı için iş yapamadığını ileri sürerek sözleşmeyi feshetmesinin basiretli bir tacire uygun olmadığını, müvekkilinin davalının gerekli reklam ve tanıtım faaliyetlerini yaptığını, davacının fesih ihbarnamesinde gösterdiği gerekçeler ile dava dilekçesindeki fesih nedenlerinin farklı olduğunu, davacının 16.01.2014 tarihli fesih ihbarından sonra davacı aleyhine kira, ortak gider ve royalite bedellerini ödemediği için 28.04.2014 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davacının haksız nedenle fesih yapması yüzünden sözleşme uyarınca 50.000 EURO tutarında cezai şartı ödemesi gerektiğini, davacının verdiği senedin teminat senedi olmadığını beyan etmiş, sonuç olarak; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… ATM nin … Esas sayılı dosyasının uyap sureti ile daha sonra dosya aslı dosyamız içerisine getirtilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının uyap sureti dosyamız içerisine getirtilmiştir.
… İcra Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının uyap sureti dosyamız içerisine getirtilmiştir.
… İcra Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine getirtilmiştir.
… İcra Dairesinin …, … E. sayılı dosyalarının takip taleplerinin dosyamıza getirtilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 13.11.2018 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı vekilinin 07.03.2017 tarihli dilekçe ve eklerinden Davacı Şirketin Davalı Şirkete yaptığı ödemelerin franchise sözleşmesi kapsamında işletmenin faaliyete geçmesi, faaliyetlerini sözleşmeye uygun olarak icra etmesi ve ticari kazanç sağlamak için öngörülen yatırım harcamaları ve teminat ödemeleri niteliğinde olması nedeniyle Davacı Şirketin sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar (menfi zarar) iddiasının somutlaştırılmadığı, İhtarname ve Dava Dilekçesinde feshe gerekçe gösterilen nedenler Dosya Münderecatındaki belge ve bilgilerle birlikte incelendiğinde; Davacının 09.11.2012 tarihli “… Franchise Anlaşması” ve eklerinden işletmesini yapacağı Franchise yerini ve kira sözleşmesi ve eklerinden de …’nde satabileceği ürün listesini bildiği dikkate alınarak anılan sözleşmenin feshine dayanak yapılan hususların vuku bulmadığı, davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini haksız olarak feshetmesi nedeniyle, TBK. m, 112 ve 114 hükümleri uyarınca tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı” tespit ve kanaatleri ile raporlarını sunmuşlardır.
Davacının bu rapora itiraz etmesi üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulunun düzenlediği 27.06.2019 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Taraflar arasındaki sözleşme davacı tarafından haklı nedenle feshedilmediğinden, cezai şart niteliğindeki sözleşmenin 4.5 hükmü dikkate alınarak davalının, bono nedeniyle takip başlatmasında herhangi bir hukuka aykırılık sözkonusu olmamaktadır. Yukarıda ayrıntılarıyla arzettiğimiz nedenlerden dolayı bilirkişi kumlumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmamıştır.” kanaati ile ek raporunu sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen davacı delilleri arasında sözü edilen Ticaret ve İcra Hukuk dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davalı Şirketin … ve sözleşmenin garantörü … ile … İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan 09.11.2012 tarihli “… Franchise Anlaşmasından kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerin, … ve sözleşmenin garantörü …, … İnş. ve San. Turizm İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 11.03.2013 tarihli Ek Protokol ile Davacı şirket (… San ve Tic. Ltd. Şti.) geçtiği ve … ve …’nin sözleşme garantörü oldukları; 09.11.2012 tarihli sözleşmenin eki EK 2 Bölge Şartları’nda “Bölge: … İli Merkez İlçesi … Mah. … Mevkii adresinde yer alan … ’nin 2. Katındaki 47,04 m2 ’li … no lu Mağaza”, “Alt Kira: işbu sözleşme konusu restoranın açılacağı …’ye ilişkin kira sözleşmesi Franchise veren tarafından Kiraya Veren … Tic. A.Ş. (“…”) ile imzalanmış olup, Kira Sözleşmesi işbu Franchise sözleşmesinin ayrılmaz bir parçasını oluşturur. ”, “ Francahise Alan, Franchise Verenin anılan kira sözleşmesi kapsamındaki yükümlülükler ile …’e vermiş olduğu teminatlara aynı şartlar ile uymayı kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Franchise Alan, Franchise Veren tarafından … ’e ödenen kira bedelleri ve sair ödemeleri kesilecek fatura karşılığında ve yedi gün içerisinde Franchise Verene ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Kira paralarının zamanında ödenmemesi halinde dönem sonuna kadar olan kira paraları muacceliyet kazanır ” ifadelerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
… İcra Dairesinin …, … E. sayılı dosyalarında alacaklı … Tic. A.Ş. ve borçlu … San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki icra takibine konu olan kira alacaklarına ait takip taleplerinde ödeme emirleri bulunmaktadır. Alacaklı ve borçlu arasında imzalanan … Kira Sözleşmesinde kiralanan yer … İli Merkez İlçesi … Mah. … Mevkii adresinde yer alan …’nin Ek 4 “kiralanan yeri gösterir krokİ”de tanımlanmış ve koordinatları verilmiş … no’lu ve 47,04 m2 li Mağaza, kira başlangıç tarihi 12.04.2013 ve kira süresi 10 yıldır. Kira sözleşmesinin 23. Maddesinde kira sözleşmesinin ayrılmaz parçasını oluşturduğu belirtilen Ürün Çeşitleri ve Malzeme Listesi (… Ürün Listesi) yer almakta olup, bu listede kumpir ve çeşitleri, Ayvalık tost, tost çeşitleri, soğuk sandviç çeşitleri (… rekabetini bozmayacak bir sunumla, yönetim kararına sadık kalınacak), kahvaltı tabağı (… rekabetini bozmayacak bir sunumla, yönetim kararına sadık kalınacak), soğuk içecekler (rekabetini bozmayacak bir sunumla, yönetim kararına sadık kalınacak), sıcak içecekler (rekabetini bozmayacak bir sunumla, yönetim kararma sadık kalınacak), sıkma meyve suları ve çeşitleri (rekabetini bozmayacak bir sunumla, yönetim kararma sadık kalınacak), patates kızartması ve cips ve 3 çeşit salata olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Dava Dosyasında, Franchise veren davalı şirketin, franchise alan Davacı şirkete, sözleşmenin 6. Md. aykırı olarak, reklam, tanıtım ve satış desteğinde bulunmadığı, 12. Md. aykırı olarak belirli aralıklarla çalışanlara eğitim vermediği, 11. Md. aykırı olarak Franchise sözleşmesinin gereği olan asgari kalite şartları belirlenmiş ürünleri temin etmediği iddiasım test edecek yeterli bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.
16.01.2014 tarihli ihtarname ile feshettiğini, feshe gerekçe gösterilen nedenler Dosya Münderecatındaki belge ve bilgilerle birlikte incelendiğinde; Davacının 09.11.2012 tarihli “… Franchise Anlaşması” ve eklerinden işletmesini yapacağı Franchise yerini ve kira sözleşmesi ve eklerinden de …’de satabileceği ürün listesini bildiği kanaatine varılmış olup, anılan sözleşmenin feshine dayanak yapılan hususların somut olarak varlığı tespit edilememiştir.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve davalının üstlenmiş olduğu işi yerine getirip getirmediği dolayısıyla davacının yapmış olduğu fesih bildiriminin haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak tazminat talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Sözleşmeye aykırılık nedeniyle borçlunun sorumluluğuna ilişkin TBK. m. 112 hükmüne göre: “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”. Yine TBK. m. 114 hükmüne göre: “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir.
Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır”. Görüldüğü üzere anılan yasa hükümleri gereği, davacının tazminata hak kazanabilmesi için, sözleşmenin davalı tarafından ihlal edilmiş ve yapılan fesih bildiriminin de bu nedenle haklı olması gerekir.
Fesih, dönme gibi bir hukuki sonuca yöneltilmiş tek taraflı bir İrade beyanı içeren hukuki bir işlemdir. Fesih hakkı, karşı tarafa varması gerekli bozucu yenilik doğuran bir hak olup, iradenin karşı taraf ulaşması ile birlikte hukuki ilişkiyi sona erdirir. Fesih, karşı tarafın herhangi bir iradi katılımına gerek olmaksızın hukuki sonuçlarını doğurur. Bu nedenle fesih halinde, karşı tarafın ayrıca bir onayına veya kabulüne ihtiyaç yoktur. Fesih, tacirler arasında ise; ihbarın ayrıca TTK md. 18’de aranan şekle uygun olarak yapılması gerekmektedir. TK md. 18’de düzenlenen şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şarta uygun yapılmayan fesihler geçersiz sayılır.
Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiyi sonlandıran 08.01.2014 tarihli ihtarnamede sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği bildirilmiş olup; bu ifadeden davalının olağanüstü fesih yapmak ve sözleşmeyi derhal sonlandırmak istediği açıkça anlaşılmaktadır. Olağanüstü fesih hakkının kullanılması durumunda herhangi bir önel verilmesine gerek yoktur. Bu fesih hakkı hem belirsiz süreli; hem de belirli süreli sözleşmelerde geçerlidir. Dolayısıyla önemli bir sebebin bulunmasına bağlı olarak sözleşmenin önel verilmeksizin derhal sona erdirilmesi mümkündür. Önemli sebeplerin neler olduğu hususunda ise kanunda açıkça bir düzenleme bulunmamaktadır. Önemli sebep taraflardan birinin kusuruna dayanabilirse de kusur şart değildir. Taraflardan birisinden veya her ikisinden de artık sözleşme ile bağlı kalmaları beklenemiyorsa önemli bir sebebin varlığı kabul edilir. Olağanüstü fesihte gerek doktrin, gerekse yargı kararları haklı sebeplerin objektif ve sübjektif değerlendirilmesinde oldukça ağır kriterler talep etmektedir. Haklı sebeplerle olağanüstü feshe büyük bir çekinceyle yaklaşılmak ve son çıkış noktası (ultima ratİo) olarak kabul edilmelidir. Haklı sebeple fesih, ultima ratio olması dolayısıyla ölçülülük prensibine tabidir. O nedenle daha hafif önlemler ile olumsuzluk giderilebiliyorsa örneğin olağan fesih, uyarı, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunun beklenmesi gibi daha ağır sonuçlan olan olağanüstü fesih yoluna başvurulmamalıdır.
Davacı tarafından, fesih gerekçesi olarak, “davalının satılacak ürünleri sınırlamış olması nedeniyle karlılık elde edilemediği, gerekli reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunulmadığı bu nedenle zarar meydana geldiği” hususlarım göstermiştir. İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını İspatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla davacının anılan iddialarını geçerli delillerle kanıtlaması gerektiği açıktır.
Öncelikle satılacak ürünlerin sınırlı olması, franchise sözleşmesinin bir gereğidir. Davacı taraf, bu hususu bilerek ve özgür iradesiyle sözleşmeyi imzalamıştır. Bu nedenle, davacının, “davalının satılacak ürünleri sınırlamış olması nedeniyle karlılık elde edilemediği” yönündeki fesih gerekçesi, basiretli davranma yükümlülüğüne aykırılık oluşturup sözleşmenin feshine haklı bir gerekçe olarak kabul edilemez.
Davacı tarafından “gerekli reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunulmadığı bu nedenle zarar meydana geldiği” ileri sürülmüş ise de, davalının yapmakla yükümlü olduğu halde hangi tanıtım ve reklam faaliyetlerini eksik bıraktığı hususunda somut bir iddia ileri sürülmemiştir. Aynı şekilde davacı tarafından, eksik bırakılan reklam ve tanıtım faaliyetlerinin belirli bir süre içerisinde yerine getirilmesi yönünde davalıya gönderilmiş herhangi bir yazılı ihtara da rastlanmamıştır. Bu nedenle davacının “gerekli reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunulmadığı bu nedenle zarar meydana geldiği ” yönündeki fesih gerekçesi de yerinde olmamaktadır. Davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini haksız olarak feshetmesi nedeniyle, TBK. m. 112 ve 114 hükümleri uyarınca tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2-44,40-TL karar harcının peşin alınan 27,70-TL den düşümü ile kalan 16,70-TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalı tarafından yapılan 10,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair Kesin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır