Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/720 E. 2018/1203 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/487 Esas
KARAR NO : 2018/1227

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/05/2015
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin doğalgaz tesisatına ve sayaca müdahale edilerek kaçak gaz kullanıldığı gerekçesiyle fatura kesilerek tebliğ edildiğini, faturaya itiraz ettiklerini, sayacın … ekiplerince yapılan kontrol aşaması söküldüğünü, söküm aşamasında “M. Şüphesi” ibaresinin düşüldüğünü, bunun ne anlama geldiği konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığını, yapılan bu işlemin mevzuata aykırı olduğunu, zira davalı tarafından kesin olarak tespit edilmiş bir durumun bulunmadığını belirterek 199.951,88 TL tutarlı fatura yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, yapılan kontrollerde endeksin geri alınması suretiyle kaçak gaz kullanımını tespit edildiğini, buna ilişkin saha kontrol tutanağı ile tespit tutanağı ve fotoğrafları dosyaya ibraz edildiğinde abonenin tesisatında takılı olan sayaca müdahale edilerek doğru tüketim kaydetmesinin engellendiğini, hesaplamaların usul ve mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı kurum tarafından kesilen kaçak kullanım faturası nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı, işyerine 01/02/2014 tarihinde taşınmış olup, 25/02/2014 tarihinde doğalgaz abonelik sözleşmesi yapmıştır. 07/03/2014 tarihinden itibaren … seri numaralı sayaçtan doğalgaz tüketim ile başlamıştır. Davalı şirket, 22/11/2014 ile 06/12/2014 tarihinde yapmış oldukları sayaç kontrollerinde sayacın numaratörünün geri sayım yaptığını görmüş ve sayaca müdahale şüphesi ile iş yerinde mevcut bulunan sayaç sökülerek başka bir sayacın takıldığı görülmüştür. Sayacın rotarymetre tipi olduğu, tersten bağlanarak veya tersten hava basılarak numaratörün geriye döndürülmesi mümkün olduğundan ve ve tüketimde belirgin bir düşme yaşandığından, yeni sayaç takıldıktan sonra tüketimde artış olduğundan sayaca müdahale edilerek eksik kayıt yapılmasına sebep olunduğu anlaşılmaktadır. Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 52. maddesi uyarınca, sayaca müdahale edilerek tüketimin eksik ölçülerek tüketilmesi kaçak doğalgaz kullanımı olarak kabul edilmektedir. Bundan ötürü somut olayda kaçak doğalgaz tüketimi olduğu belirgindir. Dolayısıyla, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre kurumun kaçak doğal gaz kullanımı tespitinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, kaçak doğalgaz kullanım süresi ve buna göre kaçak kullanım miktarının mevzuata göre kurum tarafından doğru tahakkuk ettirilip ettirilmediği yönündedir.
Kaçak veya usulsüz doğalgaz kullanımı durumunda uygulanacak usul ve esaslar tebliğinin 2. maddesinde, kaçak olarak kullanılan doğalgaz kullanma süresi, kontrol, mühürleme, sayaç açma kapama, sayaç değiştirme, sayaç sökme takma, pil değiştirme, doğalgaz kullanım sözleşmesi imzalanması, varsa daha evvel kaçak doğalgaz kullanıldığına ilişkin tutanak ve hatlara bağlantı yapılması işlemlerinde en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süre biçiminde tanımlanmıştır ayrıca bu sürenin bir yılı geçemeyeceği düzenlenmiştir. Bu mevzuat hükmü davalı kurumu bağlayıcı niteliktedir. Kurumun ceza tahakkukunu bu kritere göre yapması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirket tarafından kaçak kullanım süresi 07/03/2014-23/01/2015 tarihleri aralığında 322 gün olarak belirlenmiş, kaçak kullanım bedeli bu gün sayısına göre tespit edilmiştir. Oysa ki, davalı kurum tarafından en son yapılan kontrol işlemi 06/12/2014 tarihinde gerçekleştirildiğinden bu tarihten kaçak tespitinin yapıldığı 23/01/2015 tarihine kadar aradaki süre olan 48 günlük kaçak kullanım bedelinin tespit edilmesi gerekirdi. Zira, davalı kurum çalışanları tarafından 06/12/2014 tarihinde dosyada mübrez “Saha Kontrol ve Tespit Tutanağı” başlıklı belgeden açıkça anlaşılacağı üzere sayaç kontrolü yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda zikredilen tebliğin 2. maddesinde açık bir şekilde belirtildiği üzere en son yapılan kontrol işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki sürenin kaçak kullanım cezası olarak belirlenmesi gerektiği açıktır. Mahkememizce benimsenen son kök ve ek raporlar bu mevzuat hükmüne uygun olarak düzenlenmiştir. Zira tebliğin 2. maddesi gereğince son kontrol ile kaçak tespit aralığı 48 gün olup buna göre hesap yapılması doğrudur. Buna göre, 48 günlük süre üzerinden yapılan hesaplama sonucunda aşan kısım yönünden davacının borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Oysa ki, önceki raporda tahakkuka esas sürenin neye göre belirlendiği tartışılmamıştır. Davalı kurumun hesaplamasının aynısı hiç bir gerekçe gösterilmeksizin tekrarlanmıştır. Hiç bir mevzuat hükmü yeteri kadar tartışılmamıştır. Bu nedenle önceki rapor ile son rapor arasında çelişkinin varlığından söz edilemez.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacının … seri ve sıra nolu 199.951,88-TL tutarlı faturadan 143.834,90-TL’lik kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 9.825,36 TL harçtan peşin alınan 27.70 TL harcın mahsubu ile, bakiye 9.797,66 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen, 27.70 TL peşin harç, 27.70 TL başvuru harcı, 4.10 TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 59.50 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 14.256,79 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 6.522,87 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 282 TL posta ve tebligat masrafı, 2.900 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 3.182 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 2.289,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından sarf edilen 700 TL’den ibaret yargılama giderinin de tarafların haklılık durumu nazara alınarak 196,40 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine bakiye tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*