Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/670 E. 2021/398 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/670 Esas
KARAR NO : 2021/398

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2015
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ün, davalı bankanın … şubesinden kredi kullandığını, davalı ile 06/08/2010 tarihinde 312.000,00 TL, 14/09/2011 tarihinde 1.400.000,00 TL, 03/01/2012 tarihinde 1.350.000,00 TL ve 24/04/2012 tarihinde 5.000.000,00 TL bedeli kredi sözleşmeleri imzaladığını, akdedilen sözleşmeler uyarınca 06/08/2010 tarihli 312.000,00 TL ve 03/01/2012 tarihli 1.350.000,00 TL’lik kredilere istinaden teminat olarak müvekkil ve eşine ait taşınmazlar üzerine ipotek tesis edildiğini, yine kredi sözleşmelerinden 14/09/2011 tarihli 1.400.000,00 TLile 24/04/2012 tarihli 5.000.00,00 TL bedelli olanlar için müvekkilinin … yaptığı iş karşılığı düzenlenmiş fatura alacaklarının temlik edildiğini, öte yandan kullanılan kredilerden 14/09/2011 tarihli 1.400.000,00 TL kredi için müvekkilinin temlik etmiş olduğu 04/03/2011 tarihli 53451 nolu ve 1.089.140,00 TL bedelli borçlusu… olan Fatura alacağının temlik edildiğini, banka zamanında sorunsu olarak vadesinden önce temliğinin tahsil edildiğini ve kredi borcunun kapatıldığını, 24/04/2012 tarihli 5.000.000,00 TL limitli kredi için ise müvekkilinin İstanbul Üniversitesinden alacağı olan 18/02/2012 tarihli 4.698.146,40 TL bedelli faturaları 24/04/2012 tarihinde temlik aldığını, üniversitenin temlik işlemine onay verdiğini ve vadesinde fatura borcunun ödeneceğinin yazılı olarak davalı bankaya bildirildiğini, kullanılan kredinin akdi dönem faizlerininde 31/03/2013 tarihine kadar müvekkili tarafından bankaya ödenmesine rağmen sözleşmelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin daha kredi kullanması gerekirken davalı bankanın başkaca ve mesnet sunmadan kredi kullandırmadığını ve müvekkilinin ekonomik yapısının bozulduğunu, bankaya verilen temliğin sözleşme gereği en geç ödeme tarihinin 18/02/2013 olduğunu, bu sebeple müvekkilinin yazılı olarak defalarca bankaya müracaat ederek, fatura alacağının vadesinin geldiğini, borçludan tahsili için gerekli talep ve işlemlerin bir an evvel yapılmasını istediğini, temlik konusu fatura borçlusu olan …’nin kamu kurumu olduğunu, davalının özen göstermemesi karşısında, müvekkilinin yazılı olarak temlik konusu fatura bedellerini tahsil ederek borcunu kapatmak üzere bankaca kendisine yetki verilmesini talep etmiş ise de, davalı tarafça bu isteğinin kabul görmediğini, temlik edilen fatura alacağının vadesinin 18/02/2013 tarihi olduğunu, borçlu üniversite ile 18/02/2012 tarihli fatura alacağına dair akdedilen sözleşme gereğince, kurum muayene kabul tarihinden itibaren en geç 365 gün içerisinde fatura bedelini öder maddesi yer aldığını, davalı bankanın 10/07/2013 tarihinde ihtarname keşide ederek, 28/06/2013 tarihi itibariyle kredilerin hesabını kat ettiğini bildirdiğini, müvekkili tarafından süresinde hesap özetine noter aracılığı ile itiraz edildiğini, davalı bankanın, müvekkili aleyhine … 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra işlemleri başlattığını, ilamsız takip olarak yapılan takibe süresinde itiraz edildiğini ve icra müdürlüğü takibin durdurulmasına karar verdiğini, davanın itirazın iptali veya alacak davası ikame etmediğini, icra iflas kanununda yer alan 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, buna rağmen davalının temlik alacağından elde ettiği semereden 93.779,02 TL vekalet ücreti ile 17.500,92 TL icra masrafını kestiğini ve tahsil ettiğini müvekkile beyan ettiğini, davalı bankanın müvekkili hesaplarını 28/06/2012 tarihinde kat ettikten sonra 30/06/2013 tarihinde müvekkilinin ısrarlı çabaları sonunca … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile temlik konusu faturalara ilişkin … aleyhine en geç ödeme tarihinden yaklaşık 4 ay sonra icra takibi başlatıldığını, dosya borçlusu … tarafından faize itiraz edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasını, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili banka arasında kredi sözleşmeleri imzalanmış olup, davacı müvekkili bankadan kullanmış olduğu kredinin teminatını teşkil etmek üzere üç adet taşınması müvekkili banka lehine ipotek ettirdiğini ve … ile yapmış olduğu hizmetten kaynaklanan 18/02/2012 tarih, … numaralı faturalara istinaden işletmeden olan 4.698.146,40 TL meblağlı alacağını … 35. Noteri tarafından düzenlenen … tarihli, … yevmiye numaralı Temlik Senedi ile müvekkili bankaya temlik ettiğini, … Rektörlüğü’nün müvekkili bankayı muhatap 27/04/2012 tarihli, 2682 sayılı yazısında söz konusu temlik alacaklarının kayıtlarına işlendiğini ve nakit durumuna göre müvekkili bankaya ödeneceği bildirildiğini, müvekkili bankanın … Şubesi tarafından … 5. Noterliği’nin … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile…’ne ihtarname keşide edildiğini ve söz konusu temliğe konu fatura bedellerinin müvekkili bankaya ödenmesini istendiğini, anılan kurumun müvekkili banka ihtarına karşı 20/03/2013 tarihli, 1173 sayılı yazısı ile kurumlarının nakit sıkıntısı sebebiyle müvekkili bankaya yapılması gereken ödemelerin kurumlarının nakit durumu uygun olduğunda periyodik olarak yapılacağını bildirdiğini, bunun üzerine müvekkili banka tarafından 22/05/2013 tarihinde … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, … tarafından iş bu icra takibine kısmen itiraz edildiğini, müvekkili banka tarafından 22/05/2013 tarihinde … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinde kesinleşen müvekkili banka alacağının tahsil edilememesi üzerine davacı borçlunun kredi hesaplarının 28/06/2013 tarihi itibariyle kat edilerek davacı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillerine … 26. Noterliği’nin … tarihli, … yevmiye numaralı 2.780.131,76 TL’lik hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarname üzerine davacı tarafından müvekkili bankaya olan borçları ödenmediği için, 13/09/2014 tarihinde … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili bankanın … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilen temlik konusu alacağın temlik borçlusu tarafından itiraz edilmeyerek kesinleşen kısmını temlik borçlusundan tahsil ettiğini, tahsil edilen tutarın davacı borçlunun bankaya olan borçlarına mahsup edilerek tahsil ve tasfiye edilmesinden sonra kalan bakiyeyi davacı borçluya iade ettiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin haksız, yersiz ve yasaya aykırı olduğunun açık olduğunu, davacının tanık dinletme talebine de itiraz ettiklerini, bu nedenlerle haksız yersiz hukuksal dayanaktan yoksun, kötü niyetli olarak açılmış davanın tüm sonuçları ile birlikte reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizin 13/10/2016 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 07/02/2017 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacının talep edebileceği alacak; temlik bedelinden arta kalıp kendisine gecikmeli olarak havale/EFT yoluyla ödenen kısma tekabül eden gecikme faizi 7.729,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Bunun dışında doğrudan davalı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusurun söz konusu olmadığı düşünülerek, başkaca herhangi bir faiz ya da alacak tespiti yapılamamıştır.
2-Manevi tazminat talebinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu.
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 13/12/2018 tarihli celsesi, 3 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 29/05/2019 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ:
Yukarıda yasal dayanakları ile birlikte detaylı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalı bankanın varsa bile belgesini sunmadığı için 4 adet çekin garanti bedeli olan 5.824,00 TL hariç olmak üzere, istihbarat ve inceleme, ekstre masrafı ve teminat mektuplarının devre komisyonu olarak davacıdan (5.355,00 TL+186,13 TL+6.575,00 TL=12.116,13 TL alacak talebinde bulunulabileceğine; bankanın yetkili hamile ödemekle yükümlü olduğu çek yapraklarından dolayı ödemeye ilişkin belgelerini ibraz ederek ispat etmesi halinde de bu bedelleri davacıdan talep edebileceğine,
2-Davalı banka, davacıdan temellük ettiği ve borçlusu … olan … 7. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasından dolayı (her ne kadar dosyası tarafımıza tevdi edilmiş olmasa da, bu dosyanın … 10. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyanın ilgili icra müdürlüğünden celbi ile tarafımıza tevdi edilmesi halinde ek rapor sunulacaktır) itirazın süresinde olmayıp, takibi durdurulmamış olması nedeni ile lehine 93.779,02 TL icra vekalet ücreti ile takip sırasında yapmış olduğu harç ve masraflardan dolayı 15.819,58 TL (ihtiyati haciz harç ve masrafları hariç olup, mu masrafların en çok 100,00 TL olabileceği tahmin edilmektedir) olmak üzere toplam 109.598,60 TL bir alacak tahakkuk edecek olsa da, davalı bankanın herhangi bir feragat açıklamasında bulunmaksızın bu miktar alacağının 93.222,79 TL’sinin takibinden vazgeçmiş olması nedeni ile bu takip dosyasıyla davalı bankanın davacıdan tahsil ettiği miktarın 15.819,58 TL olduğu anlaşılmıştır. Borçluların itirazının süresinde olmaması ve takibin de bu haliyle kesinleşmiş olması nedeni ile davalı-alacaklı banka lehine İİK’nun 15. Maddesi ile AAÜT’ne göre icra vekalet ücreti tahakkuk ettirilmesinde bir usulsüzlük görülmediği gibi, davalı bankanın yine İİK’nun 15. Madde kapsamında takip dolayısıyla yapmış olduğu harç ve masrafları davacı borçludan talep etmiş olmasından da yasa ve usule aykırı bir durum görülmemiştir.
3-Davalının kredi alacaklarının teminatı olarak temellük ettiği ve borçlusu …olan … 11. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında takip borçlusunun itirazı dolayısıyla tahsil etmediği faize ilişkin kısmın dava ve takibi için davalı bankanın davacıya yazılı temlikname ile temlik işleminde bulunması gerekli olup, bu şekilde yapılacak olan temlik işleminin harç ve masraflarından taraflar arasındaki sözleşme ve TBK’nun 193. Maddesi gereğince davacının sorumlu olması gerekeceğine ilişkin görüşümüzü, takdiri ve hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere saygıyla arz ederiz.” denilmiştir.
Mahkememizin 12/10/2017 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 14/02/2018 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ VE KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacının talep edebileceği alacak; temlik bedelinden arta kalıp kendisine gecikmeli olarak havalı/EFT yoluyla ödenen kısma tekabül eden gecikme faizi 7.729,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Bunun dışında doğrudan davalı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kurusun sözkonusu olmadığı düşünülerek, başkaca herhangi bir faiz ya da alacak tespiti yapılamamıştır.
2-Manevi tazminat talebinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Mahkememizin 19/11/2020 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 14/02/2018 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ VE KANAAT:
Davalı bankanın davacıdan olan alacağının 1.020.000,00 TL’lik kısmını davacı … ve dava dışı …’ün lehine tesis ettiği ipoteklerin paraya çevrilmesi suretiyle tahsili amacıyla yapmış olduğu ipotek (ilamlı) takibi üzerine, takip konusu yapılan alacak yönünden davalı … Bankası T.A.O. lehine … 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayıl icra dosyasından herhangi bir vekalet ücreti takdir ve tahakkuk ettirilemediği gibi, söz konusu takip dolayısıyla davalı bankanın sarfettiği ve tahakkuk ettirilmediği gibi, söz konusu takip dolayısıyla davalı bankanın sarefettiği icra masraflarının da dosya üzerinde hesaplanmadığı anlaşılmıştır. Davalı bankanın işbu alacak takibi takip dolayısıyla davacı borçlulardan herhangi bir alacak talebinin de olmadığı anlaşılmış olduğundan, 29/05/2019 tarihli rapor ile taraflar yönünden tespit edilmiş olan alacak ve borçlar yönünden herhangi bir değişiklik yapılmasının gerekmediğine ilişkin görüşümüzü, takdiri ve hukuki değerlendirmesi Sayın mahkemenize ait olmak üzere saygıyla arz ederiz.” denilmiştir.
Dava; borcun alacağın temliki ile de sonlandırılması içeren GKS kapsamındaki borç ilişkisinde haksız olarak tahsil edilen faiz, KMH ve kredi kartına uygulanan fahiş faiz ve haksız olarak tahsil edilen avukatlık ücreti nedeni ile istirdat; temlik bedelinden arta kalan miktarın geç ödenmesi nedeni ile tazminat kişilik haklarının ihlali nedeni ile manevi tazminat, …’nin faize itirazının iptali sağlanmadığı için eksik faiz talep edildiğinden tazminat temlik bedelinden kredi borcu düşürüldükten sonra iade edilmeyen kısım açısından istirdat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında … kredi, kredi kartı ve ticari mevduat hesabı kredisi olmak üzere 3 ayrı türde kredi kullandırıldığı, davacının kat ihtarının tebliğinden itibaren verilen bir günlük sürenin sonu olan 14/07/2013 tarihi itibari ile temerrüte düştüğü, Genel Kredi Sözleşmesinin 6/5 maddesi gereğince temerrüt faizi oranının bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına %50 ilave suretiyle bulunacağı … kredi açısından temerrüt faizi oranı buna göre %39 olduğu, KMH açısından ise TCMB’sının 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri gereğince kredi kartlarına uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarını geçemeyeceği buna göre bu kredi açısından temerrüt faizi oranının %31,44 olduğu, bu oranın kredi kartı faizi açısından geçerli olduğu davacının 4.495.299,21 TL… temlik bedeline istinaden borcundan tahsilat yapıldığı, kök bilirkişi raporunda açıklandığı gibi davalı bankanın 93.222,79 TL bakiye alacağı var iken kredi borcunu kapattığı anlaşılmıştır.
Davalı bankanın temlik bedelinin tahsilinde kusurlu olup olmadığının irdelendiğini, davalı bankaca temlik işlemini 27/04/2012 tarihinde kaydettiği, bu tarihten itibaren temlik bedelinin gönderilmesinin beklenildiği, fatura alacak bedelinin 365 günlük süre içerisinde … ödemekle yükümlü olunduğunun davacı tarafından da kabul edildiği bu sürenin 18/03/2013 tarihinde olduğu davalı bankanın da 14/03/2013 tarihinde İstanbul Üniversitesinin ihtarname keşide ettiği, İstanbul Üniversitesinin de nakit durumuna göre ödeyeceğini bildirdiğini ve üniversiteye karşı davalı bankaca 22/05/2013 tarihinde icra takibine geçildiğini, üniversitenin kamu kurumu olması nedeni ile İİK. 82. Maddesi gereğince kamu mallarının haczi caiz olmadığından davalı bankanın bu süreç içerisinde tazmine konu olabilecek bir gecikmeye sebep olmadığı kaldı ki temlik sözleşmesinin 3/2. Maddesinde davalı bankanın herhangi bir hukuki işlem yapma mecburiyetinin olmadığı ve gecikmelerden sorumlu tutulamayacağının kararlaştırıldığı, buna göre davalı bankaya yüklenmiş bir ifa borcunun bulunmadığı, dikkate alındığında gerek süre gerekse faiz oranı açısından davalı bankanın istirdat veya tazmine yönelik bir sorumluluğunun bulunmadığının, davalı bankanın tashil etmiş olduğu vekalet ücreti ve takip giderlerinin makul ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı bankanın yeterli teminat olmasına rağmen ek kredi tahsil etmemesi nedeni ile kendisinden talepte bulunulmuş ise de bankaların kredi kuruluşu olup, nakdin bankacılık sisteminin işlemesi için gereklilik olup, ödenmemesi halinde devreye girecek ve çok sona nakde çevrilebilecek teminata dayanmak suretiyle kredi vermesinin mümkün olmadığı, kredi lehtarının nakit akış kabiliyeti, mali analizleri ve rating notlarının kredi vermekte kıstas olduğu, buna göre ek kredi vermemesi nedeni ile doğan bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmıştır.
İstanbul Üniversitesinden borçtan fazla tahsil edilen bedelin davacıya geç iadesi nedeni ile talepte bulunulmuş olup bilirkişi kök raporunda hesaplandığı üzere temlik bedelinden arta kalan davacıya gecikmeli olarak havale edilen miktar nedeni ile oluşan gecikme faizi miktarının 7.729 TL olduğu anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri gereğince davalı bankanın temerrüt faizinin bankanın inisiyatifine bırakılarak tespiti hususu doktrinde tartışmalı ise de bu husus Merkez Bankası’na bildirilen en yüksek azami faiz oranı kıstas alınarak temerrüt faizini oranının belirlenmesinde tartışmalı olmayıp bu şekildeki temerrüt faizleri kesin hükümsüz ise de somut olayımızda olduğu gibi temerrüt tarihindeki fiilen uygulanan kredi faizlerinin baz alınması suretiyle belirlenmesi kararlaştırılan Genel Kredi Sözleşmesi temerrüt faizi oranlarının geçerli olduğu, somut olayımızdaki temerrüt faizi hükmünün piyasanın temerrüt tarihindeki fiili koşullarına uygun kılınması nedeni ile bankanın inisiyatifine de bırakılmış olmayacağı anlaşılmıştır.
Her 3 genel kredi sözleşmesinde davalı bankanın istihbarat %1’ne kadar ve inceleme ücreti alabileceği kararlaştırılmış olup kullandırılan 2.462.828,74 TL krediye göre davalı bankanın davacıdan sadece 5.355 TL istihbarat ve inceleme ücreti talep etmiş olmakla fahiş bir talebinin söz konusu olmadığı, davalı bankanın kredinin verilmesi ve tahsili için yaptığı masrafları da talep etme hakkı olmasına göre 186,13 TL’lik ekstra masrafının da davacıdan tahsil etmesinde herhangi bir sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, teminat mektubu devre komisyonu olarak 6.575 TL davalı bankaca tahsilat yapılmış ise de kredi sözleşmesi gereğince bu komisyon açısından bir usulsüz bir tahsilatın olmadığı, ancak davalı bankanın davacıdan talep ettiği 4 adet çekin garanti bedeli açısından bu çeklerin kime ne zaman hangi tarihte karşılıksız kalması nedeni ile ödendiği ispat edilemediğinden talebinin yersiz olduğu, davalının 93.797,02 TL vekalet ücreti ve 17.500,92 TL takip masrafının İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2013/21947 sayılı takip dosyası açısından talepte bulunulduğu, söz konusu takip dosyasında itirazın süresinde olmaması nedeni ile takibin kesinleştiği, takip dosyasındaki vekalet ücreti taahkukunun ve takip masrafının dosya içeriğine uygun olduğu ancak bunlara ihtiyati haciz harç ve masraflarının en çok 100 TL olabileceği, buna göre icra dosyasındaki vekalet ve masraf toplamının 109.042,37 TL olabileceği ancak davalı bankanın 93.222,79 TL’nin tahsilinden vazgeçtiğinden sadece 15.819,58 TL tahsilat sağladığı görülmüştür.
Tüm bunlara göre bankanın tahsilden vazgeçtiği miktarda dikkate alındığında İstanbul Üniversitesinden borçtan fazla tahsil edilen bedelin davacıya geç iadesi nedeni ile talepte bulunulmuş olduğu 7.729 TL açısından haklı olduğu, borcun alacağın temliki ile de sonlandırılması içeren GKS kapsamındaki borç ilişkisinde haksız olarak tahsil edilen faiz, KMH ve kredi kartına uygulanan fahiş faiz ve haksız olarak tahsil edilen avukatlık ücreti nedeni ile istirdat; temlik bedelinden arta kalan miktarın geç ödenmesi nedeni ile tazminat; İstanbul Üniversitesi’nin faize itirazının iptali sağlanmadığı için eksik faiz talep edildiğinden tazminat temlik bedelinden kredi borcu düşürüldükten sonra iade edilmeyen kısım açısından istirdat istemlerinin yersiz olduğu; haklılığı tespit edilen istem açısından kişilik haklarının ihlaline yol açacak bir durum olmadığından manevi tazminat isteminin de yerinde olmadığı anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-7.729 TL faizin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin ve sair istemlerin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 527,97-TL ilam harcından peşin alınan 5.538,35-TL’nin mahsubu düşümü ile artan 5.010,38-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana geri verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 527,97-TL ilam harcı olmak üzere toplam 555,67-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 30.118,57-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.651,95-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 88,96-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 130,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 126,83-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”