Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/652 E. 2018/1030 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/652 Esas
KARAR NO : 2018/1030
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/06/2015
KARAR TARİHİ: 23/10/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile dava dışı kredi asıl borçlusu … Şti ile müşterek borçlu müteselsil kefil davalı … arasında 06/06/2002 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, borcu vadelerinde ödemeyemediklerini ve mütemerrid duruma düştüklerini beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptalini ve takibin devamını, alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile davanın süresinde açılmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, sözleşmenin genel işlem koşulları içerdiğini, kredilerin ödendiğini, temerrüt oluşmadığını, çek karnelerinden doğan gayri nakdi krediden sorumlu olmadığını beyanla takibin iptalini, itirazın iptali davasının reddine, icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde davacı tarafından davalı ile dava dışı şirket aleyhine kredi sözleşmesine istinaden başlatılan ilamsız takip olup ödeme emrinin davalı borçluya 28/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 03/06/2013 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine dair takip dosyasında bilgi belge bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce ön inceleme günü tayin edilmiş, ön incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ile dava dışı takip borçlusu şirket arasında imzalanan ve muteriz borçlunun da müteselsil kefil olarak imzaladığı beyan edilen genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemini konu alıp, davalının yanıt dilekçesi ile davanın süresinde açılmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, sözleşmenin genel işlem koşulları içerdiğini, kredilerin ödendiğini, temerrüt oluşmadığını, çek karnelerinden doğan gayri nakdi krediden sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği, buna göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile takibe konu alacağının bulunup bulunmadığı, varsa aynı tarih itibari ile miktarı hususunda anlaşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunan taraflara tefhim, hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir. İhtar içeren oturum zaptı, tahkikat duruşma günü ile birlikte davalıya tebliğ edilmiştir.
Dava 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine dairdir.
Davacı ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi akdedilmiştir 06/06/2002 tarihli sözleşmede davalının kefil olarak adı soyadı imzası ve adresi Mahkememizce görülememiştir. Bu sözleşme kapsamında kullanılan kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile davacı tarafından hesap kat edilerek kat ihtarnamesi tebliğe çıkarılmış, ancak asıl borçlu şirket adına çıkarılan ihtarname bila tebliğ iade edilmiştir. İhtarnamenin çıkarıldığı adres “…” iken asıl borçlunun sözleşmedeki adresi ” …”dür. Buradan anlaşıldığı üzere, kat ihtarı asıl borçlunun sözleşmede belirtilen adresine çıkarılmamıştır. Davacı, asıl borçlunun sözleşmedeki adresinin değiştirildiğine dair asıl borçlu tarafından kendilerine yapılan bir bildirim olduğuna dair delil sunmamıştır. Bu durumda asıl borçlunun sözleşmede yer almayan ve değiştirildiği de bildirilmeyen adrese yapılan ve bila dönön bir tebligat olduğu görülmektedir.
6101 sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.
Somut durumda, hesabı kat tarihi itibari ile 6098 sayılı Yasa yürürlükte olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir (Uygur, Turgut; 6098 Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II. s. 2541). Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidilebilmesi mümkün iken, TBK’nın anılan düzenlemesi ile artık bu mümkün olamamaktadır. Bu itibarla, müteselsil kefiller yönünden talepte bulunabilmek için öncelikle asıl borçluya kat ihtarının tebliği gerekmektedir.
2004 sayılı İİK’nın 68/b maddesinin 1. fıkrası uyarınca, kredi sözleşmesinde gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracak olup somut durumda noter aracılığı ile adres değişikliğinin bildirildiğine dair delil bulunmamaktadır.
Yargıtay …Hukuk Dairesinin 01/06/2017 tarih, :… esas ve … karar sayılı ilamı; 09/02/2016 tarih, 2015/10817 esas ve 2016/1965 karar sayılı ilamı; 21/03/2016 tarih, 2015/17105 esas ve 2016/5033 karar sayılı ilamı ve Yargıtay …Hukuk Dairesinin 01/11/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı; 01/11/2016 tarih, 2016/12120 esas ve 2016/8556 karar sayılı ilamlarında ve yukarıda açıklandığı üzere, müteselsil kefillere başvurulabilmesi için 6098 sayılı Yasanın 586.maddesi uyarınca asıl borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması bu doğrultuda hesap kat ihtarının asıl borçluya tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması gerekir iken, somut durumda, asıl borçluya hesap kat ihtarının tebliğ edilemediği, asıl borçlunun açıkça ödeme güçlüğü içinde olduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi belge ve davacının bu yönde bir iddiası da bulunmadığı, davalıya başvuru koşullarının gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile belirlenen eksik harcın tahsil edilebilir miktarın altında kaldığı anlaşılmakla, tahsili yönünde hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.
Katip
Hakim