Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/482 E. 2019/1320 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/482 Esas
KARAR NO : 2019/1320 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 27.04.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili Şirket ile davalı arasında, 10/01/2013 tarihinde, Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme uyarınca Müvekkili şirketin, davalı tarafından, Bursa İli, Mudanya İlçesi, … Köyü, … pafta, … Ada, … Parselde “… ” adı altında inşa edilen toplam 43 adet villalardan sözleşme tarihine kadar satışı yapılmamış 40 adedinin tanıtım, halkla ilişkiler, pazarlama ve satışının yapılması, … ve alıcının bir araya getirilmesi, teknik şartnameyi içeren satış sözleşmesinin imzalanması hususlarında Faaliyet gösterecek ve Tapudan satışın yapılmasıyla da satış bedeli üzerinden komisyon ücretine hak kazanacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ön sunum yapıldığını, projesine ilişkin reklam ve tanıtımların yapıldığını. Yine Müvekkili şirket tarafından banka ve fınans kuruluşları ile proje kapsamındaki evlerin satış finansman desteği için kredi görüşmelerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından projenin tanıtımı kapsamında, defile organizasyonu ve İnşaat zirvesine katılımın planlandığını, müvekkili şirketçe proje tanıtımı için brunch ve daha sonraki bir tarihte de barbekü partisi organize edildiğini, müvekkili şirket tarafından projeye konu evlerin satışı için Müşteri ziyaret ve görüşmelerinin gerçekleştirildiğini, belirli periyotlarla müşteri ziyaretlerinin tekrarlandığını ve davalı şirkete müşteri görüşme detaylarının ve müşteri isim listelerinin aktarıldığını, yine Müvekkili şirket tarafından bütçe durum raporu hazırlanarak sunumların yapıldığını, müvekkili şirketin kısıtlı imkanlar dahilinde üzerine düşeni olağanüstü çaba sarfederek gerçekleştirdiğini, davalı şirketin, müvekkili şirketin bilgisi hilafına, ajans sözleşmesini sonlandırdığını, bunun da reklam tanıtım faaliyetlerinin durmasına yol açtığını, yine, davalı şirketin, müvekkilinin hazırlayıp sunduğu ön sunum raporunda mutabık kaldığı iletişim yatırımını da yapmaktan kaçındığını, bu durumun da Müşteri teminini zorlaştırdığını, davalı şirketin amacının, müvekkili şirket ile akdettiği Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşmesine aykırı olarak, müvekkilini devre dışı bırakmak suretiyle ve sırf Müvekkiline komisyon bedeli ödememek adına, müvekkilinin istihdam ettiği personeli de etkilemek suretiyle işten çıkmalarına neden olduğunu, Müvekkilinden ayrılan … ve … isimli personelin, davalı şirket bünyesine alındığını, davalı şirketin bu tutumunun davalı şirketin, müvekkili şirket çalışanları ile anlaşarak onları kendi bünyesine aldığını ve amacı olan müvekkili şirketi devre dışı bırakmak ve komisyon ödememek gayesini bir adım daha yaklaştığını, sonrasında yine davalı şirket proje koordinatörü … tarafından, müvekkili Şirketin yetkili personeli …’un da, satış ofisi parmak izi giriş sisteminden parmak izinin silindiğini ve parmak izi tanımlamasının yenilenmesinin talep edilmiş olmasına rağmen ne parmak izi tanımlamasının yapıldığını ne de satış ofisine giriş için anahtar verildiğini, davalı şirketin, Müvekkili şirketle işten el çektirmek ve Müvekkilinin iş yapmasına engel olmak için yoğun uğraş verdiğini, davalı şirketin daha sonra, … Noterliğinin 17.03.2014 tarih ve … yev, No’lu ihtarnamesi ile, taraflar arasında imzalanan 10.01.2013 tarihli Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğine dair fesih ihbarında bulunduğunu, ne var ki söz konusu ihtarnamenin usulüne uygun olarak müvekkiline tebliğ edilmediğini, geçerli bir fesihten söz etmeye imkan bulunmadığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; müvekkili şirket ile davalı arasıhda akdedilen “Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşmesinin” davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile haksız fesih nedeniyle Müvekkiline ödenmesi gerekip de ödenmeyen komisyon bedellerinin tespiti ve Fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkili şirketin hak ettiği komisyon bedelinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari şimdilik 10.000.-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilince davaya karşı verilen 15.06.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10/01/2013 tarihli ” Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşme” imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamı oda davacı şirketin alacağı komisyon karşılığında müvekkili şirket tarafından inşaa edilen 43 adet villadan sözleşme tarihine kadar satışı yapılmamış 40 adet villanın tanıtım, halkla ilişkiler, pazarlama ve satışının yapılması, müvekkili şirket ile alıcının bir araya getirilmesinin, satış sözleşmesinin imzalanması sorumluluğunu üstlendiğini, davacı şirketin sözleşme gereği üstlendiği satış yükümlülüğünü hiçbir şekilde gerçekleştirmediğini, bu konuda davacı şirket yetkililerinin defalarca toplantı düzenlenerek uyarılmalarına ve durumun düzeltileceği vaadinde bulunup sözleşmenin feshedilmemesi konusunda ricacı olmalarına rağmen hiçbir gelişme kaydı edilemediğini, diğer yandan müvekkili tarafından satışa sunulan taşınmazların villa olup, satış rakamlarının oldukça yüksek olduğunu, söz konusu gayrimenkullerin müşteri portföylerinin belli olup, alım gücü ve maddi düzeyleri dikkate alındığında gezi olayları yahut ileri sürülen diğer durumlardan etkileneceklerinin ileri sürülemeyeceğini, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği satış yükümlülüğünü gerçekleştiremediğini ve ileri sürdükleri bahanelerin de hiçbir haklı hukuki temele dayanmadığından dinlenebilir olmaktan uzak olduğunu, davacı tarafın ileri sürdüğü şekilde müvekkili şirket tarafından çalışmalarının engellendiği iddiası dinlenebilir olmaktan uzak olduğunu, müvekkili şirketin böyle bir davranış şekline girmesinin kendi zararına da sebebiyet vereceğini, yapılan işin büyük çaplı bir iş olması ve neticede bu satışların her şekilde uzman bir firma aracılığı ile yürütülmesi zorunluluğu gözetildiğinde saçma bir iddiaya dönüştüğünü, müvekkili şirketin her durumda komisyon ücreti ödeyeceğini, davacı tarafın gerçekleştirmediği satış nedeni ile müvekkili şirketten komisyon ücreti talep etmesinin mümkün olmadığını belirtmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalının İzmirde olması nedeniyle öncelikle davalı defterlerinin incelenerek rapor düzenlenmesi için dosya İzmire talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimet Dosyası ile aldırılan 30.03.2018 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle: “Taraflarca 10.01.2013 tarihli Gayrimenkul Satış Ve Komisyon Sözleşmesi” imzalandığı, davacı yanca davalı adına toplamda 100.960,55 TL bedelli fatura düzenlediği, davalı yanca da davacı 96.000 TL ödeme yapıldığı, davalının davacıya yasal defter kaydına göre 4.960,55 TL borç göründüğü, davacının düzenlediği fatura içeriklerinin davacının talep ettiği komisyon fatura olup olmadığının davacıyı inceleyecek bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiği. Davacının talebinin davalı adına düzenlenen fatura kaynaklı alacak talepli bir dava olmadığı taraflarca imzalanan sözleşme hükümleri ile davacının sözleşme gereği üstlendiği görevler yerine getirip yetirmediği hususlarının tespiti ve çıkacak sonuca göre davalının noter aracılığı ile gönderdiği 17.03.2014 tarihti Sözleşme Feshi ihtarnamesinin yerinde olup olmadığı ve çıkacak sonuçlara göre satışı yapılan villaların hangilerinin davacı yanca satışının yapıldığı ve hangi satışlardan dolayı komisyon bedeli hak edip etmediğinin teknik bilirkişilerce yorumlanması, incelenmesi ve değerlendirilmesi ve tespitini yaptığım davalının mali kayıtlarındaki borç alacak tutarı ile davacının mali kayıtlarının inceleme sonuçlarının da bu noktada dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Yanların tüm delilleri toplandıktan ve talimat raporuda geldikten sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 14.01.2019 tarihli 14 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2013 ve 2014 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiği,
Davalının yasal defter kayıtları … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat Dosyası ile aldırılan 30.03.2018 tarihli Bilirkişi Raporu ile tespit edilmiş olup yapılan tespitlerde; davalının 2013 de 2014 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı ve davalının davacıya dava tarihi itibariyle 4,960,55 TL borcunun göründüğünün tespit edildiği, Davacının yasal defter kayıtları incelendiğinde ise davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 4.960,55 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü, taraflar arasında cari hesap alacağı yönünden herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, Taraflar arasındaki sözleşmeyle 40 adet villanın bir yıl içerisinde satış işlemlerine aracılık etmeyi üstlenen davacının yaklaşık 14 aylık bir süre içerisinde sadece iki villanın satışını gerçekleştirebilmesi dikkate alındığında; davacının gerekli performansı gerçekleştiremediği dolayısıyla da taraflar arasındaki sözleşmenin 73 maddesine dayanan fesih bildiriminin haklı olduğu, Ancak her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle fesih edilmiş olsa dahi, fesih bildirimi ileriye dönük hüküm ifade ettiğinden, bir başka deyişle taraflar arasındaki sözleşme yaklaşık 14 ay boyunca yürürlükte kaldığından, davacının bu süre içerisinde yapmış olduğu hizmetlerin bedelinin ödenmesi gerektiği, Davacı tarafın yapmış olduğu satışlar nedeniyle fatura kestiği ve ticari defterlerine işlediği, ödenmeyen bakiye alacağının 4.960,55 TL olduğu, Davacı her ne kadar, sözleşmenin feshinden sonra yapılan satışların da araştırılarak bu satışlar üzerinden de komisyon alacağının hesaplanmasını talep etmiş ise de, yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere, taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle feshedildiğinden, davacının bu yöndeki talebinin yerinde olmadığı, dolayısıyla davacının ödenmeyen alacağının 4.960,55 TL olarak hesaplandığı, Davacı komisyon alacağına faiz talep etmiş ise de göndermiş olduğu 28.04.2014 tarihli cevabı ihtarnamesinde, alacaklarının ödenmesi için herhangi bir mehil süresi öngörmemiş ve dolayısıyla da davalıyı temerrüde düşürmemiş olduğundan, hesaplanan alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği.” Sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyamıza sunulan bu rapora itiraz edilmesi üzerine,itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilerek ek rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 24.09.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Yukarıda belirtmiş olduğumuz nedenlerden dolayı bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmamıştır,” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada taraflar arasında 10.01.2013 tarihli gayrimenkul satışına ilişkin komisyon sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davacının 40 adet villanın satışına aracılık etmeyi üstlendiği, sözleşmenin süresinin bir yıl olarak belirlendiği, bir yıllık süre sonunda sözleşmenin fesh edilmemesi nedeniyle bir yıllık süreyle yenilenmiş olduğu, davacının 25.09.2013 tarihinde 2.000.000-TL’ye bir villa sattığı, yine … ‘ye 1.200.000-TL’ye bir villa sattığı, davalının 17,03.2014 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalının iddiası, davacının gerekli performansı göstermediği, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiği yönündedir. Davacının iddiası ise ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi olayların mücbir sebep oluşturduğu, dolayısıyla yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayanmadığı, hak etmiş olduğu ücretlerin tespit edilmesi gerektiği yönündedir. Bu durumda taraflar arasinda ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler; davalının fesih bildiriminin haklı nedene dayanmış olup olmadığı ve yine davacının herhangi bir ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan bu sözleşme uyarınca Sözleşme konusu villaların satışı ve pazarlamasının en iyi şekilde yapılması için gerekli olduğu öngörülen reklam/tanıtım mecralarının tespiti, lansman iletişiminin hazırlanması, lansman sonrası kampanya planlamasının yapılması, web iletişimi, ilanlar, tanıtım panolarının görsel tasarımı, tüm fotoğraf çekimleri, rander çalışması ve konsept oluşturma vs.bilgileri içeren bir ön rapor hazırlayarak …’e sunacak, söz konusu raporun gerçekleştirilmesi konusunda reklam ajansı, medya kuruluşları vb.ileşime geçecek, yönlendirme sağlayacaktır. …, söz konusu raporu sözleşme imzalanmasından itibaren otuz gün içerisinde düzenleyerek …’e İbraz etecektir. …, kurumsal, reklam, pazarlama stratejileri çerçevesinde, satış ofisinde gerekli sayıda ve nitelikte personel çalıştırmayı kabul, beyan ve taahhüt eder. “…, …’ya satışı yapılmış her villanın KDV hariç satış bedeli üzerinden % 3 artı KDV komisyon bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt eder”.“ ….dıştan gelen olağanüstü nitelikte olay, olgu ve durumlar olduğu taktirde ( doğal afetler, deprem, sel, kasırga ve vb,), hastalık, bütün getirilen yasaklamalar, devlet taraflından açıklanmamış büyük krizler gibi,. ” …, …’e günlük satış bildirimlerinin dışında her ayın sonunda düzenli olarak aylık raporlar verecektir. Verilen raporla/ uyarınca …, …’nın performans değerlendirmesini yapacaktır. Üçer aylık dilimlerde her hangi bir başarı sağlanamaması satışlarda artış görülmemesi halinde, tarafların sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkı mevcuttur.
Davalı Tarafından … Noterliği aracılığıyla davacı … şirketine gönderilen 17.03.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede aynen; “Tarafınızca anılan madde kupsamında satış ofisine yeterli personel istihdam edilmemiştir, Sözleşme He ilgili olarak üstlenmiş olduğunuz yükümlülüklerinizi yerine getirmediğiniz açık olup, bu nedenle 10.01.2013 tarihli Gayrimenkul Satış ve Komisyon Sözleşmesi müvekkil şirketçe tek taraflı olarak feshedilmiştir,
Davacı Tarafından … Noterliği aracılığıyla davalı … ,şirketine gönderilen 28.04.2014 tarih ve … vevmive numaralı ihtarnamede “Müvekkil şirket sözleşme şartlarına uygun davranmış ve tüm yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Müvekkil şirket sözleşmeye uygun olarak düzenli şekilde raporlamaları yapmıştır, bu konu maillerle sabittir. Türkiye’nin siyasi konjoktürü ile o tarihlerdeki gayrilmenkul talepleri doğrultusunda ihtiyacı karşdar şekilde personel çalıştırılmıştır. Şirket yetkilileri çalışan personel dışında ayrıca bilfiil çalışmıştır. Çalışan sayısı üçün üzerindedir. 10.01.2013 tarihli Sözleşme bir yılın süresi sonunda taraflarca fesbedilmeyerek süresi yeniden 1 yıl olarak yenilendiği bildirilmiştir.
Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2013 ve 2014 yıllan yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı tespit edilmiştir. Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde duacının davalıdan 4.960,63-TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiş edilmiştir.
Davalının yasal defter kayıtları … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat Dosyası ile aldırılan 30,03.2018 tarihli Bilirkişi Raporu ile tespit edilmiş olup yapılan tespitlerde; davalının 2013 ve 2014 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı ve davalının davacıya dava tarihi itibariyle 4.960,55 TL borcunun göründüğü şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ile davacının davalıya ait 40 adet villanın satışı konusunda aracılık yapmayı üstlendiği ve sözleşmenin süresinin bir yıl olarak belirlendiği ancak davacının sözleşmenin yapıldığı tarihten fesih bildiriminin yapıldığı tarihe kadar geçen yaklaşık 14 aylık süre içerisinde sadece iki villanın satışını gerçekleştirebildiği görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmeyle 40 adet villanın bir yıl içerisinde satış işlemlerine aracılık etmeyi üstlenen davacının yaklaşık 14 aylık bir süre içerisinde sadece iki villanın satışım gerçekleştirebilmemi dikkate alındığında; davacının gerekli performansı gerçekleştiremediği dolayısıyla da yapılan fesih bildiriminin haklı olduğu sonucuna varılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafından ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik koşulların mücbir sebep olduğu ileri sürülmüş ise de davacının basiretli davranmak ile yükümlü olan bir tacir olması ve ülkemizde sık sık siyasi ve ekonomik krizerin yaşanması karşısında davacının: alınan iddiasının kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle fesih edilmiş olsa dahi, fesih bildirimi ileriye dönük hüküm ifade ettiğinden bir başka deyişle taraflar arasındaki sözleşme yaklaşık 14 ay boyunca yürürlükte kaldığından, davacının bu süre içerisinde yapmış olduğu hizmetlerin bedelinin ödenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 4,1 hükmüne göre: “…, …’ya satışı yapılmış her villanın KDV hariç satış bedeli üzerinden % 3 + KDV komisyon Bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt eder”. Dolayısıyla anılan hilkim uyarınca davacının yapmış olduğu toplam satış tutarı üzerinden davacının komisyon alacağının ödenmesi gerektiği açıktır. Davacı tarafın yapmış olduğu satışlar nedeniyle fatura kestiği ve ticari defterlerine işlediği, ödenmeyen bakiye alacağının 4.960,55 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı komisyon alacağına faiz talep etmiş ise de göndermiş olduğu 28.04.2014 tarihli cevabı ihtarnamesinde, alacaklarının ödenmesi için herhangi bir mehil süresi öngörmemiş ve dolayısıyla da davalıyı temerrüde düşürmemiştir. Bu bakımdan hesaplanan alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 1. md deki yasal faiz uygulanması gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 4.960,55-TL ‘nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kabulü ile 4.960,55-TL ‘nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin Reddine,
2- Karar ve ilam harcı 338,85-TL nin peşin alınan 170,78-TL den düşümü ile kalan 168,07-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 198,48-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 3.492,50-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.732,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan 64,50-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 32,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2019

Katip …

Hakim …