Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/343 E. 2019/693 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/343 Esas
KARAR NO: 2019/693 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2015
KARAR TARİHİ: 05/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 30.03.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile borçlu arasında ticari ilişki, bilgisayar program yazılımı satış ve hizmeti hususuna dayandığını, bu ticari ilişkiye binaen yazılım satımı yapan ve satış sonrası eğitim, uyarlama, uygulama, programlama hizmetlerinde bulunan müvekkilinin, borçlu ile arasındaki anlaşmaya dayalı ticari ilişkide üzerine düşen ifa yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ancak, müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişkiye istinaden kaynaklanan 17.09.2013 tarihli 4.189,00,-11. 15.10.2013 tarihli 2.124,00 -TL ve 15.11.2013 tarihli 12.154,00-TL olmak üzere davalının ödemesi gereken 3 adet fatura bulunduğunu, Müvekkili şirkete yönelik herhangi bir fatura iadesi yapılmaması nedeniyle de, Borçlu tarafından ödenmesi gereken tutarın davalıdan ihtarla talep edilmişse de olumlu bir cevap alınamadığını, akabinde borçlu aleyhine haklı olarak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu, müvekkile ait adı geçen faturalarla da sabit olan borcuna rağmen, icra müdürlüğü dosyasına yalnızca 177,00-TL tutarında ödeme yaparak, geriye kalan 18.290,00-TL’lık kısmına kısmi olarak itiraz ettiğini beyan etmiş, sonuç olarak davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmaka üzere icar inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 11.05.2015 havale tarihli cevap dilekçesi özetle; “Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 01.09.2013 tarihli “… Yazılım Destek Anlaşması” İmzalandığını, sözleşme uyarınca davacı şirket, …Yazılımına ilişkin destek ve danışmanlık hizmeti vermeyi yükümlendiğini, davacı şirket tarafından, e-fatura ve e-defter sistemine geçilmesinin zorunlu olduğu bahisle, müvekkili şirkete ait bilgisayar sistemlerine e-fatura sunucusu, lisansı ve e-defter kullanım lisansı ve ilgili programların yüklenmesi gerektiğini davacı şirket tarafından müvekkili şirkete bildirildiğini, … yazılımına bağlantılı olarak kullanılacak bu sistem ile ilgili davacı şirket 01/11/2013 tarihinde KDV dahil 59.000,00-TL tutarında fatura düzenlemiş ve fatura bedeli davacı şirkete ödendiğini, davacı şirket tarafından satılan e-defter lisansı, yasal kullanım tarihlerinden önce satılması sebebiyle kullanılamadığını, Maliye Bakanlığı tarafından e-fatura sistemine geçiş tarihi 01.04.2014 ve e-defter kullanımına geçiş tarihi 01/01/2015 olduğunu, davacı şirketin söz konusu ürünler için düzenlemiş olduğu fatura tarihinin ise 01/11/2013 olduğunu, e-defter kullanılmasına 01/01/2015 tarihinde geçilmiş olması sebebiyle, davacı şirketten 2.125,00 -TL ödenerek satın alınan e-defter lisansı kullanılamadığını, davacı şirket tarafından satılan e-fatura sunucusu ve e-fatura lisansı, müvekkili şirkete hatalı yazılım satılmış olması sebebiyle kullanılamadığını, E-fatura sistemine yasal olarak 01/04/2014 tarihinde geçilmiş olması sebebiyle, müvekkili şirket tarafından bedeli ödenmiş olan e-fatura sunucusu ve e-falura lisansının kurulması talep edildiğini, ancak davacı şirket, söz konusu e-fatura sunucusunun kurulabilmesi için bilgi işlem servisine yatırım yapılması gerektiği, sistemin sağlıklı çalışabilmesi için yüksek bağlantılı internet, sistemi koruyucu kesintisiz güç kaynağı, sistem yedekleme ünitesi vb. hususların sağlanması gerektiğini ifade ettiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada ise, e-fatura sisteminin kullanılması için şirketlerin kendi bünyesinde e-fatura sunucusu kurmasının gerekli olmadığı, sunucu hizmetini sağlayan firmalardan kontör satın alınarak e-fatura hizmetinin kullanılabileceğinin anlaşıldığını, sözleşme kapsamında danışmanlık ve destek hizmeti veren davacı firma, müvekkili şirketi yanıltarak, ihtiyacı olmayan ve kurulum maliyeti çok yüksek sistemi satmak islemiş, sistem bedelini tahsil etmiş ancak sistemi maliyetinden dolayı yükleyemediğini, sonuç olarak müvekkili şirket, davacı şirketin akdedilen sözleşmeye aykırı olarak hatalı ürün satması sebebiyle e-fatura sunucusu, e-fatura lisansı ve e-defter lisansını kullanamamış ve davacı şirket haksız olarak 24.625,00-TL haksız ödeme yaptığını, davacı şirkete kullanılamayan yazılımlar sebebiyle 30.01.2015 tarihinde … seri ve sıra nolu 18.200 -TL iade faturası düzenlenmiş ancak davacı şirketten fatura bedeli tahsil edilemediğini, müvekkili şirket bünyesinde kurulmuş olan bir e-fatura sistem sunucusu olmadığı gibi yasal kullanım süresinden önce satılan e-fatura ve e-defter lisansları da kullanılması mümkün olmadığını, tüm bu sebepler ile davanın reddini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline, kötü niyetli olarak açılan icra takibi uyarınca %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 18.467.-Tl asıl alacağa % 11,75 temerrüt faizi tutarı 851.-Tl ve İhhtar gideri 261.-Tl ile birlikte toplam 19.579,60.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 31.03.2014 tarihinde alacaklıya cari hesaptan dolayı 177.-Tl borcunun olduğunu icra dosyasına ödeneceğini, bakiye borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 11.03.2016 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “İncelenen davacı şirkete ait 2013 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 25.03.2014 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 18.467,00-TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 25.03.2014 takip tarihi itibarıyla davacı yana 177,00 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının 30.01.2014 tarihli fiyat farkı faturasının davalı yan kayıtlarında yer aldığı halde davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, dava dosyasında davalı yanın davacı yan unvanına düzenlemiş olduğu fiyat farkı faturasının davacı muhatabına teslim edildiğini gösteren herhangi bir tevsik edici belgeye rastlanmadığı, Teknik inceleme sonucunda davacı yanın davalı yan unvanına düzenlemiş olduğu 01/11/2013 tarihli fatura içeriğindeki e-fatura sistem sunucusu, e-fatura ve e-defter lisanslarının davalı yarıca kullanılmadığı ve gereksiz olduğu, ayrıca taraflar arasındaki destek sözleşmesinden dolayı bu ürünlere azami ihtiyaç olmadığı konusunda davacı taratın davalıyı bilgilendirmesi gerekirken bu bilgilendirmeyi yapmadığı, bu itibarla davacı yanın faturadaki alacak taleplerinde haksız olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Teknik bilirkişinin düzenlediği bu rapora itiraz edilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi için dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden teknik bilirkişiye verilmiştir.
Teknik Bilirkişinin düzenlediği 07.11.2017 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “davalı yanın keşide ettiği fiyat farkı faturası ile iade ettiği halde kayıtlarına aldığı takip konusu faturalar arasında bir bağlantı bulunmadığı, bununla birlikte davacı yan daha önce 59.000,00-TL bedelli … numaralı fatura tutarının tamamını ödemiş olduğundan, bedelini ödemiş olduğu fatura muhteviyatında yer alan ve kullanmadığını, atıl olduğunu iddia ettiği kısmi hizmet bedeline ilişkin olarak fiyat farkı faturası düzenlediği ve buradan doğan alacağı ile takibe konu fatura borçlarını cari hesaptan mahsup ettiği görülmüştür. Sonuç olarak kök rapordaki görüş ve değerlendirmelerimize aynen katıldığımızı beyan ederiz.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu teknik bilirkişinin düzenlediği rapor ve ek rapor hüküm kurmaya yeterli olmadığından mahkememizce muhasip bilirkişi atanarak yeniden ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Muhasip ve ayrı bir teknik bilirkişinin düzenlediği 11.05.2018 uyapa taranma tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Buna göre davacının alacak iddasının benimsenmesi halinde 08.03.2014 temerrüt tarihinden 31.03.2014 takip tarihine kadarki 23 günlük süre için davacının belirlenen 18.467,00 TL asıl alacağına 136,73 TL işlemiş avans faizi hesaplandığı, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde, merkez bankası verilerinden, 31,03.2018 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %11,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenecek asıl alacağına takip tarihinden yıllık %11,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Muhasip ve ayrı bir teknik bilirkişinin düzenlediği bu rapora itiraz edilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi için dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden aynı bilirkişi kuruluna dosya verilerek 18.03.2019 uyapa taranma tarihli 6 sayfadan ibaret ekraporunda özetle; “Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan İnceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davalının itirazlarına ilişkin hususlara Kök Rapor’da değinildiği ve ek rapor aşamasında da davalının kök rapordaki görüş ve kanaatleri değiştirecek mahiyette yeni bir bilgi ve belge sunmadığı, ayrıca davacının takibe dayanak faturalarına yasal süresi içinde itiraz edilmediği, davalının cevap dilekçesindeki itirazının takibe dayanak faturaler içeriği mal hizmete ilişkin olmadığı ve davalının cevap dilekçesindeki itirazlarına ilişkin takip ve dava konusu dışındaki davacı faturasının da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının yasal süresi içinde düzenlenmiş bir iade faturasının ya da itirazının belgelenemediği gözetilerek, bu aşamada da, aynı perspektif ile Kök Rapor’daki görüşün özünün muhafaza edildiği mütalaa edilmiştir.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen teknik bilirkişi rapor ve ek raporu ile heyet bilirkişilerin düzenlediği rapor ve ek rapor ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı ile borçlu arasında 11.09.2013 tarihli “… YAZILIM DESTEK ANLAŞMASI” başlıklı sözleşme vardır. Bu sözleşme ile bilgisayar program yazılımı satış ve hizmeti hususuna dayanan yazılım satımı yapan ve satış sonrası eğitim, uyarlama, uygulama, programlama hizmetleri verilmesine dayalı bir ticari ilişki kurulmuştur. Davacının davalı ile arasındaki anlaşmaya dayalı ticari ilişkide üzerine düşen ifa yükümlülüğünü yerine getirdiği, ancak, davacı ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki nedeniyle 17.09.2013 tarihli 4.189,00-TL 15.10.2013 tarihli 2.124,00-TL ve 15.11.2013 tarihli 12.154,00-TL olmak üzere davalının ödemesi gereken 3 adet fatura düzenlenmiştir. Bu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığı takibe davalının itiraz atemesi üzerine, bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirket ile davacı şirket arasında 01.09.2013 tarihli … Yazılım Destek Anlaşması” imzalandığını, Sözleşme uyarınca davacı şirket, … Yazılımına ilişkin destek ve danışmanlık hizmeti vermeyi yükümlendiğini, Davacı şirket tarafından, e-fatura ve e-defter sistemine geçilmesinin zorunlu olduğu bahisle, davalı şirkete ait bilgisayar sistemlerine e- fatura sunucusu lisansı ve e-defter kullanım lisansı ve ilgili programların yüklenmesi gerektiğini davacı şirket tarafından bildirildiğini, … yazılımına bağlantılı olarak kullanılacak bu sistem ile ilgili davacı şirket 01.11.2013 tarihinde KDV dâhil 59.000,00-TL tutarında fatura düzenlediğini, fatura bedelinin davacı şirkete ödendiğini, Davacı şirket tarafından satılan e- defter lisansı, yasal kullanım tarihlerinden önce satılması sebebiyle kullanılamadığını, … Bakanlığı tarafından e-fatura sistemine geçiş tarihi 01.04.2014 ve e-defter kullanımına geçiş tarihi 01.01.2015 olduğunu, Davacı şirketin söz konusu ürünler için düzenlemiş olduğu fatura tarihi ise 01.11.2013 tarihli olduğunu, E-defter kullanılmasına 01.01.2015 tarihinde geçilmiş olması sebebiyle, davacı şirketten 2.125,00TL ödenerek satın alınan e-defter lisansı kullanılamadığını, Davacı şirket tarafından satılan e-fatura sunucusu ve e-fatura lisansını davacı şirkete hatalı yazılım satılmış olması sebebiyle kullanılamadığını, davacı şirkete haksız olarak 24.625,00 TL ödeme yaptığını, Davacı şirkete kullanılamayan yazılımlar sebebiyle 30.01.2015 tarihinde B 187277 seri ve sıra nolu 18.200 TL iade faturasını düzenlendiğini, ancak davalı şirketten fatura bedeli tahsil edilemediği
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacının takibe dayanak fatura konusu alacağının bulunup bulunmadığı, davalının savunmasında ileri sürdüğü sözleşme ile takibe konu faturaların ilgisi olup olmadığı, tarafların düzenlediği faturaların birbiri aleyhine borç doğurup doğurmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yapılan alım işleminin davalı firmanın alım işlemi yapılan tarihden önceki muhasebe sorumlusu Hakan bey tarafından araştırma yapılarak eğitim alınarak yapıldığı belirtilmiş. Alım işlemi ve kurulum işlemi arasında geçen zamanda hem … hemde Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından ciddi değişiklikler olduğu, yapılan değişiklikler ile Entegratörlüğün desteklenmeye başlandığı belirtilmiştir.
E-Fatura görüşmelerinin yapıldığı tarihde özel entegratör seçiminin olmadığı ve Fatura sayısının dikkate alınarak mevcut lisanslamaların yapıldığı, alınan lisanslar bakımından, her iki seçimde de mevcut lisanslara zaten ihtiyaç duyulduğu, alınan lisanslardan herhangi bir kayıbın olmadığı, ek ücret ödemeden Entegretör çözümüne geçilebileceği, Yapılacak yatırım ve maliyetler düşünüldüğünde …olarak özel entegretörlüğün önerildiği, Eğer donanım ve diğer altyapı kurulumları tamamlanır ise E-fatura Sunucu lisansı ilede kuruluma devam edilebileceği belirtilmiştir. 04.01.2014 tarihinde … yazılımının başarılı bir şekilde kurulduğuna dair lisans bilgi sisteminden e-posta gelmiştir. E-posta yazışmalarının bir kısmı yukarıda verilmiştir. Yukarıdaki yazışmalar incelendiğinde henüz Sunucu lisansı kurulmadan … tarafından “özel entegratör” hizmetinin alınabileceği belirtilmesine rağmen davaya konu Sunucu lisansı kurulumu yapılmıştır. …firmasından …nın mevcut lisanslara zaten ihtiyaç duyulduğunu belirtmesine rağmen Özel entegratör kullanılması durumunda E-fatura sunucu lisansı kullanılmayacağı İçin Sunucu lisansı gereksiz hale gelecektir.
Dosyamızda … tarafından yazılan e-postada hiçbir kayıp olmaksızın ek ücret ödemeden entegratör çözümüne geçilebileceğini yazmıştır fakat davalı firma Sunucu lisansı için harcadığı para ve Sunucunun GİB sistemleri ile entegrasyonu için yapılan altyapı, donanım vs hizmetleri boşuna yapılmış olacaktır. Sunucu yazılımı dışındaki lisansların kullanımı devam edilecektir.
04.01.2014 tarihinde Sunucu lisansı kurulumu yapılmış fakat kurulumun yapılması fatura kesilebileceği anlamına gelmemektedir E-Faturanın kullanılabilir hale gelmesi için davalı firmanın GİB tarafından belirtilen gerekli altyapı çalışmalarını yaparak entegrasyonu tamamlaması gerekmektedir. E-Fatura sunucu lisansının kurulum bilgisi 04.01.2014 tarihinde gelmiştir, Ayrıca … firmasından 20.12.2016 tarihinde gelen yazıda 04.01.2014 tarihinde … e-fatura Sunucusunun lisansının aktif edildiği ve kullanılabilir olduğunu, 21.09.2016 tarihinde ise … 3 e-fatura sunucusuna geçtiğini belirtmiştir Lisansın … tarafından aktifleştirilmesi işlemi programın belirtilen lisans anahtarı ile başarılı bir şekilde kurulduğunu belirtmektedir. Sunucunun kullanımı yani e-fatura oluşturabilir hale getirilmesi bu işlemin dışında GİB tarafından belirtilen gerekliliklerin tamamlanması ile mümkündür, Bu nedenle … firmasından gelen yazı sadece lisansın aktive edildiğini belirtmektedir.
Dava dosyasına sunulan deliller ve Ticari defterler incelemesi sonucu Davacının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre takip tarihi itibariyle takibe dayanak 18.467,00 TL lik faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Davacı takibe konu alacağını, Beyoğlu 04.03.2014 tarihli 4972 sayılı ihtarname ile talep etmiştir. İhtarname davalıya 05.03.2014 tarihinde tebliğ edilmekle ihtarnamede verilen 3 günlük sürenin dolduğu 08.03.2014 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Bu itibarla 08.03.2014 temerrüt tarihinden 31.03 2014 takip tarihine kadarki 23 günlük süre için 18.467,00TL asıl Alacak X % 11,75 avans faiz oranı / 365 X 23 = 136,73TL işlemiş faizi hesaplanmıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 18.603,73 Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 18.467,00-TL yasal faizi yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 3.720-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 18.603,73-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 18.467,00-Tl yasal faizi yürütülmesine, fazla istemin reddine,
% 20 icra inkar tazminatı 3.720.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.270,82-TL nin peşin alınan 214,55-TL den düşümü ile kalan 1.056,27-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 246,35-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.159,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …