Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/233 E. 2020/456 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/233 Esas
KARAR NO : 2020/456 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 02.03.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin 19.01.2012 günü saat 23.30 sıralarında geçerli trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plaka sayılı otonun sürücüsü … yönetimindeki araçta yolcu olarak bulunduğunu, aracın Milas istikametinden Yatağan istikametine doğru seyrederken, yapılan yol çalışması nedeniyle kapatılan çalışma alanına girmesi sonucu aracın çukura düşmesine neden olmuş, olay sonucu araçta bulunan davacı çocuk …’nin yaralandığını, müvekkilinin Adli Tıp kurumuna sevkinin yapılarak maluliyet oranının belirlenmesini, aktüer bilirkişi tarafından hesap yapılmasını talep etmiş, sonuç olarak; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşulu ile şimdilik 500.00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin verdiği 31.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ergin olmayan kişinin dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini, talebin zamanaşımına uğradığını, davalının … plaka sayılı otonun sürücüsü …’ye ihbar edilmesi gerektiğini, aracın sigortasının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, açılmış olan bu davada kusur ve maluliyet oranları Adli Tıp Kurumunca belirlenmesini, hesaplamanın aktüer bilirkişisince yapılmasını, hatır taşıması varsa indirim yapılmasını, davacının kendi kusuru oranında indirim yapılmasını, müvekkilinin limitle sınırlı olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak; davanın reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davacıya yüklenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davacının kaza nedeniyle maluliyet oranının belirlenmesi için dosya öncelikle Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi 12.02.2019 tarihli ön raporu ile davalının hazır olmasını isteyerek muayenesini yaptıktan sonra raporunu düzenlemiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi 28.08.2019 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; “… ve … oğlu 2003 doğumlu …’nin 09.01.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1(bir) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” kanaati ile raporunu düzenlemiştir.
Maluliyet Raporunun Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden gelmesinden sonra dosya kusur ve Aktüer bilirkişisine verilerek rapor alınmıştır.
Kusur ve Aktüer bilirkişisinin birlikte düzenledikleri 05.08.2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporda kusur bilirkişisi özetle; “Geçerli trafik sigortası bulunmayan aracın sürücüsü … belirtilen kurallara uymadan süratli seyretmesi ve yola gereken dikkat ve özeni göstermeyip kapalı alana uyarı işaret ve levhalarına rağmen girmiş olması nedeni ile olayda tamamen kusurlu görülmüştür. Geçerli trafik sigortası bulunmayan aracın sürücüsü …’ nin olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusursuz olduğu, Davacı çocuk …’ nin olayda kusursuz olduğu,” belirlenmiştir.
Kusur ve Aktüer bilirkişisinin birlikte düzenledikleri 05.08.2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporda Aktüer bilirkişisi özetle; “Yargıtay 17 HD’ nin 17.02.2017 T. , 2014/17502 E. , 2017/1121 K. sayılı kararı ile davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması, kaza tarihi itibarı ile davacının gelir getirici bir işte çalışıyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olamayacağı gibi unsurlar dikkate alınarak, davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı. Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulunun 28.08.2019/19518 K. sayılı raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden sürekli maluliyet nedeniyle maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve sürekli malûliyet zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı,” Görüş ve kanaati ile raporunu sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri, kaza tespit tutanağı, Adli Tıp … İhtisas dairesi maluliyet raporu üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacının 19.01.2012 günü saat 23.30 sıralarında geçerli trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plaka sayılı otonun sürücüsü … yönetimindeki araç ile Milas istikametinden Yatağan istikametine doğru seyrederken, yapılan yol çalışması nedeniyle kapatılan çalışma alanına girmesi sonucu aracın çukura düşmesine neden olmuş, olay sonucu araçta bulunan davacı çocuk … yaralandığı anlaşılmıştır.Suçun şikâyete bağlı olması nedeni ile Savcılık tarafından kovuşturmaya gerek olmadığına karar verilmiştir. Bu nedenle olay ile ilgili açılmış ceza davası bulunmamaktadır. Olayda yaralanan davacı çocuk Ada … araçta yolcu olarak bulunduğundan meydana gelen trafik kazasında kusurun bulunmadığı belirlenmiştir.
29.09.2003 doğumlu olan davacı … 19.01.2012 olay tarihi itibarı ile (8) yıl (3) ay (20) günlük olup (8) yaşında kabul edilmiştir. Davacı kaza tarihi itibarı ile ilköğretim çağında olup, öğrenim hayatına devam ettiğine göre; kaza tarihi itibarı ile gelir getirici bir işte çalışmıyor olmasının hayatın olağan akışına uygundur.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28.08.2019/19518 K. sayılı raporunda; Davacı …’nin 19.01.2012 tarihinde maruz kaldığı olay neticesi meydana geldiği bildirilen arızasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Güce ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri muvacehesinde fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı; Tıbbi iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 19.01.2012 tarihinden itibaren (1) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay 17 HD’ nin 17.2.2017 T. , 2014/17502 E. , 2017/1121 K. sayılı kararında özetle; “Somut olayda davacı küçük… yaralanıp sakat kaldığından bahisle maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı… kaza tarihinde 6 yaşında olup…%8.1 oranında daimi malul kaldığı, iş ve güçten kalma süresinin 45 gün olduğu tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük İbrahim için daimi maluliyet tazminatı yanında, kaza tarihinden itibaren 45 gün için geçici iş göremezlik tazminatı hesabı da yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı… Bakımından davanın kabulü ile toplam 15.186,72 TL maluliyet nedeniyle maddi tazminata hükmedilmiştir. Küçük İbrahim kaza tarihinde henüz 6 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir” denilerek hüküm kurulmuştur.
Kaza tarihi itibarı ile gelir getirici bir işte çalışmayan ve lise çağında olduğu anlaşılan davacı yönünden geçici iş göremezlik nedeniyle maddi zararı ancak, geçici iş göremezlik nedeniyle eğitimini geç tamamlayıp, çalışma hayatına geç başlaması durumunda mümkün olacaktır. Davacının geçirdiği kaza ve geçici iş göremezliği nedeniyle eğitimini geç tamamlayacağı ve iş hayatına geç başlayacağına ilişkin dosyada belge bulunmamaktadır.
Yargıtay 17 HD’ nin yukarıda anılan 17.2.2017 T. , 2014/17502 E. , 2017/1121 K. sayılı kararı ile davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması dikkate alındığında geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığından davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılabilmesi mümkün görülmemiştir.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28.08.2019/19518 K. sayılı raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden sürekli maluliyet nedeniyle maddi zararı söz konusu değildir.
Tüm bu nedenlerle davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması, kaza tarihi itibarı ile davacının gelir getirici bir işte çalışıyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olamayacağı gibi unsurlar dikkate alınarak, davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve geçici iş göremezlik maddi zararın olmadığı ve Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28.08.2019/19518 K. sayılı raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden sürekli maluliyet nedeniyle maddi tazminat şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Reddine,
2-54,40-TL karar harcının peşin alınan 27,70-TL den düşümü ile kalan 26,70-TL nin ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır